| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | gerçeği söylemek | tell the truth f. |
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | söylemek (gerçeği/sözü) | speak f. |
| Genel | (kandırılan kimseye) gerçeği söylemek | undeceive f. |
| Genel | (kandırılan kimseye) gerçeği söylemek | unfool f. |
| Genel | gerçeği söylemek gerekirse | indeed zf. |
| Genel | gerçeği söylemek gerekirse | to be truthful zf. |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | (bir konu hakkında) gerçeği söylemek | come clean about (something) f. |
| Öbek Fiiller | (birine) doğruyu/gerçeği söylemek | level with (one) f. |
| Öbek Fiiller | birine doğruyu/gerçeği söylemek | level with someone f. |
| Phrases | ||
| İfadeler | doğruyu/gerçeği söylemek gerekirse | if the truth were known expr. |
| İfadeler | gerçeği söylemek gerekirse | if truth be told expr. |
| İfadeler | sahtekarlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir | in a time of universal deceit, telling the truth is a revolutionary act expr. |
| Idioms | ||
| Deyim | gerçeği bütün açıklığıyla söylemek | come clean f. |
