Geçmiş

gibi olmak

"gibi olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	gibi olmak	be as good as f.

"gibi olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 457 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri gibi kaf	mouthpiece i.
2	Genel	altın gibi kalbi olmak	have a heart of gold f.
3	Genel	dut gibi olmak	be as pissed as a newt f.
4	Genel	turşu gibi olmak	be fagged out f.
5	Genel	görür gibi olmak (birini)	glimpse f.
6	Genel	arap gibi olmak	get a heavy tan f.
7	Genel	yerlisi gibi olmak	endenizen f.
8	Genel	turp gibi olmak	be in the pink f.
9	Genel	adam gibi adam olmak	be a decent person f.
10	Genel	pancar gibi olmak	turn as red as a beet f.
11	Genel	turp gibi olmak	be a picture of health f.
12	Genel	birinin elde edebileceği bir şey gibi olmak	be within someone's grasp f.
13	Genel	sucuk gibi olmak	get wet through f.
14	Genel	düşecek gibi olmak	topple f.
15	Genel	kusacak gibi olmak	feel queasy f.
16	Genel	yerlisi gibi olmak	endenisen f.
17	Genel	lapa gibi olmak	pulp f.
18	Genel	cam gibi olmak	glaze f.
19	Genel	görür gibi olmak	catch a glimpse f.
20	Genel	kusacak gibi olmak	gag f.
21	Genel	cin gibi olmak	be astute f.
22	Genel	görür gibi olmak	glimpse f.
23	Genel	-e deli gibi aşık olmak	be infatuated with f.
24	Genel	-cek gibi olmak	look like f.
25	Genel	istenildiği gibi olmak	work out f.
26	Genel	tilki gibi kurnaz olmak	be sly as a fox f.
27	Genel	gibi bir şey olmak	be something of a f.
28	Genel	gibi bir şey olmak	be somewhat of a f.
29	Genel	çizgi romandan fırlamış gibi bir hali olmak	come straight out of a comic book f.
30	Genel	tek yumruk gibi olmak	be like one fist f.
31	Genel	başka biri gibi olmak istemek	want to be like someone else f.
32	Genel	tadı tavuk gibi olmak	taste like chicken f.
33	Genel	deli gibi aşık olmak	be madly in love f.
34	Genel	balon gibi olmak	balloon f.
35	Genel	adı gibi emin olmak	know for certain f.
36	Genel	hayvan gibi davranmasına sebep olmak	animalise f.
37	Genel	hayvan gibi davranmasına sebep olmak	animalize f.
38	Genel	tekerleme gibi olmak	tinkle f.
39	Genel	anne gibi olmak	mother f.
40	Genel	(boya, yapışkan) kalınlaşıp lastik gibi olmak	liver f.
41	Genel	pazar yeri gibi olmak	move f.
42	Genel	köle gibi itaatkar olmak	genuflect f.
43	Genel	ayna gibi olmak	glass f.
44	Genel	cam gibi olmak	glassify f.
45	Genel	hayalet gibi musallat olmak	ghost f.
46	Genel	(damar içi enjeksiyon gibi yollarla) vücutta aşırı sıvı toplanmasına sebep olmak	overhydrate f.
47	Genel	rüya gibi olmak	dream f.
48	Genel	hamur gibi olmak	flag f.
49	Genel	ip gibi ve yapışkan olmak	rope f.
50	Genel	gün gibi ortada olmak	shine f.
51	Genel	kardeş gibi olmak	sister f.
52	Genel	balçık gibi olmak	slime f.
53	Genel	leş gibi olmak	putrify f.
54	Genel	güneş ışığına maruz kalmış gibi olmak	sun f.
55	Genel	günün yorgunluğuyla gece sersem gibi olmak	sundown f.
56	Genel	başka biri gibi olmak isteyen	wannabe s.
Phrasals
57	Öbek Fiiller	torba gibi olmak	bell out f.
58	Öbek Fiiller	mühür çekilmiş gibi olmak	close up f.
59	Öbek Fiiller	birinin suçluymuş gibi hissetmesine sebep olmak	guilt out f.
60	Öbek Fiiller	tadı ...gibi olmak	savor of f.
61	Öbek Fiiller	umduğu gibi olmak	live up to f.
62	Öbek Fiiller	cam gibi olmak	glaze over f.
63	Öbek Fiiller	tadı bir şey gibi olmak	taste of something f.
64	Öbek Fiiller	süpürge gibi olmak	broom up f.
65	Öbek Fiiller	(bir şeyin) çalı gibi fışkırmasına neden olmak	bush out f.
66	Öbek Fiiller	(beklendiği/umulduğu/tahmin edildiği) gibi olmak	live up to (something) f.
Phrases
67	İfadeler	aynı (biri) gibi olmak	is (someone) all over expr.
Colloquial
68	Konuşma Dili	başka biri gibi olmak isteyen	wanna be i.
69	Konuşma Dili	kömür gibi olmak	be burnt to a frazzle f.
70	Konuşma Dili	fitil gibi sarhoş olmak	get steamed up f.
71	Konuşma Dili	(terfi, intikam gibi bir şey) peşinde olmak/peşinden koşmak	be out for (something) f.
72	Konuşma Dili	dayak yemiş gibi olmak	be beat f.
73	Konuşma Dili	beklenildiği gibi olmak	live up to all the hype f.
74	Konuşma Dili	bomba gibi olmak	go down a bomb f.
75	Konuşma Dili	kıskançlıktan çatlayacak gibi olmak	green with envy f.
76	Konuşma Dili	(saklanırken) ölü gibi sessiz olmak	lie doggo f.
77	Konuşma Dili	yarı ölü gibi olmak	be half-dead f.
78	Konuşma Dili	(kaporta gibi yüzeylerde) göçük ya da çukura neden olmak	dent up f.
79	Konuşma Dili	(bir iş birinin) bebeği/çocuğu gibi olmak	be (one's) baby f.
80	Konuşma Dili	(birinin) bebeği gibi olmak	be (one's) baby f.
81	Konuşma Dili	(birinin) bebeği gibi olmak	be (one's) baby f.
82	Konuşma Dili	(birinin) gözü gibi sakladığı bir şey olmak	be (one's) baby f.
83	Konuşma Dili	gözü gibi baktığı bir şey olmak	be (one's) baby f.
84	Konuşma Dili	bomba gibi olmak	be the bomb f.
85	Konuşma Dili	bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak	be past it f.
86	Konuşma Dili	bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak	look past it f.
87	Konuşma Dili	(bir şeyden) ölecek gibi olmak	be dying of (something) f.
88	Konuşma Dili	planlandığı gibi olmak/yapmak	be on f.
89	Konuşma Dili	programda belirtildiği gibi olmak	be on f.
90	Konuşma Dili	hiç bitmeyecekmiş gibi olmak	go on and on f.
91	Konuşma Dili	fıçı gibi olmak	barrel f.
92	Konuşma Dili	ilaç gibi olmak	be just the thing f.
93	Konuşma Dili	kendisi gibi olmak	be oneself f.
94	Konuşma Dili	birbirinden faklı gibi görünen ama bağlantılı iki şey olmak	be opposite sides of the same coin f.
95	Konuşma Dili	bulut gibi olmak	be out of it f.
96	Konuşma Dili	kusacak gibi olmak	be sick [uk] f.
97	Konuşma Dili	bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak	be past it [uk] f.
98	Konuşma Dili	bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak	be past it [uk] f.
99	Konuşma Dili	gerektiği gibi olmak	cut it f.
100	Konuşma Dili	kusacak gibi olmak	get sick f.
101	Konuşma Dili	(bir şey) olacak gibi olmak	look like (something) f.
Idioms
102	Deyim	zımba gibi olmak	feel like a million i.
103	Deyim	zımba gibi olmak	feel like a million dollars i.
104	Deyim	serseri gibi olmak	run wild f.
105	Deyim	(gibi/civarında) bir yerde olmak	appear at some time f.
106	Deyim	bomba gibi olmak	be (the) bomb [us] f.
107	Deyim	bomba gibi olmak	be the bomb [us] f.
108	Deyim	fişek/şimşek gibi olmak	be fast on the draw f.
109	Deyim	fişek/şimşek gibi olmak	be fast/quick on the draw f.
110	Deyim	hayalet/hortlak görmüş gibi olmak	look as if (one) has seen a ghost f.
111	Deyim	ağzı zehir gibi olmak	feel as if a cat has kittened in (one's) mouth f.
112	Deyim	yapışık ikiz gibi olmak	be glued to (someone or something) f.
113	Deyim	çarşaf gibi bembeyaz olmak	look as if (one) has seen a ghost f.
114	Deyim	bomba gibi olmak	be (the) bomb f.
115	Deyim	bomba gibi olmak	be the bomb [us] f.
116	Deyim	kendi gibi davranmak/olmak	to thine own self be true f.
117	Deyim	savaştan çıkmış gibi olmak	been to the wars f.
118	Deyim	(birinin) istediği gibi (bir şey) olmak	ring (one's) bell f.
119	Deyim	(birinin) aradığı gibi (bir şey) olmak	ring (one's) bell f.
120	Deyim	(birinin) istediği gibi (bir şey) olmak	ring someone's bell [us] f.
121	Deyim	(birinin) aradığı gibi (bir şey) olmak	ring someone's bell [us] f.
122	Deyim	karşısında olmak (işte karşındayım ne istiyorsan yap gibi)	bare (one's) breast f.
123	Deyim	dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak	have (something) to burn f.
124	Deyim	dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak	have something to burn f.
125	Deyim	tam kalbinden geçen gibi olmak	be close to somebody’s heart f.
126	Deyim	tam kalbinden geçen gibi olmak	be dear to somebody’s heart f.
127	Deyim	tam kalbinden geçen gibi olmak	be near to somebody’s heart f.
128	Deyim	tereyağından kıl çeker gibi olmak	come easily to (one) f.
129	Deyim	tereyağından kıl çeker gibi olmak	come easy to (one) f.
130	Deyim	turp gibi olmak	get in good condition f.
131	Deyim	turp gibi olmak	get into the pink of condition [dated] f.
132	Deyim	(bir şey) gibi olmak	turn out like something f.
133	Deyim	(birisi) gibi olmak	turn out like someone f.
134	Deyim	ağzının içi bok çuvalı gibi olmak	feel as if a cat has kittened in (one's) mouth f.
135	Deyim	ağzı zehir gibi olmak	feel as if a cat has kittened in (one's) mouth f.
136	Deyim	acem kılıcı gibi olmak	be running with the hare and hunting with the hounds f.
137	Deyim	açlıktan ölecek gibi olmak	be just perishing with hunger f.
138	Deyim	aklını yitirecek gibi olmak	almost lost it f.
139	Deyim	altın gibi bir kalbi olmak	have a heart of gold f.
140	Deyim	altın gibi kalbi olmak	have a heart of gold f.
141	Deyim	birbirlerine etle tırnak gibi bağlı olmak	be joined at the hip f.
142	Deyim	buz gibi soğuk olmak	be as cold as ice f.
143	Deyim	bomba gibi olmak	go great guns f.
144	Deyim	bayılacak gibi olmak	get the vapours f.
145	Deyim	bomba gibi olmak	go a bomb f.
146	Deyim	bomba gibi olmak	feel like a million dollars f.
147	Deyim	buz gibi olmak	be as cold as ice f.
148	Deyim	bulut gibi sarhoş olmak	burn with a low blue flame f.
149	Deyim	bir elmanın iki yarısı gibi olmak	be like two peas in a pod f.
150	Deyim	bomba gibi olmak	go like a bomb f.
151	Deyim	duvara konuşuyormuş gibi olmak	be like talking to a brick wall f.
152	Deyim	düşer gibi olmak	miss one's footing f.
153	Deyim	duvar gibi sağır olmak	be as deaf as a post f.
154	Deyim	çelik gibi sinirleri olmak	have nerves of steel f.
155	Deyim	duvar gibi sağır olmak	be as deaf as a doornail f.
156	Deyim	darı ambarına düşmüş tavuk gibi olmak	be like a child in a sweetshop f.
157	Deyim	cin gibi olmak	to have cut one's eyeteeth f.
158	Deyim	duvar gibi sağır olmak	be as deaf as a doorknob f.
159	Deyim	duvarla konuşuyor gibi olmak	be like talking to a brick wall f.
160	Deyim	cin gibi olmak	know how many beans make five f.
161	Deyim	deliler gibi aşık olmak	fall deeply in love with someone f.
162	Deyim	deliler gibi aşık olmak	fall head-over-heels in love f.
163	Deyim	fitil gibi sarhoş olmak	burn with a low blue flame f.
164	Deyim	göründüğü gibi olmak	wear one's heart on one's sleeve f.
165	Deyim	hoşaf gibi olmak	be bushed f.
166	Deyim	gün gibi ortada olmak	be blindingly obvious f.
167	Deyim	gün gibi ortada olmak	be as plain as the nose on somebody's face f.
168	Deyim	gün gibi ortada olmak	be as plain as day f.
169	Deyim	gün gibi ortada olmak	be crystal (clear) f.
170	Deyim	etle tırnak gibi olmak	live in each other's pockets f.
171	Deyim	gün gibi ortada olmak	be as clear as day f.
172	Deyim	kabak gibi ortada olmak	stand/stick out like a sore thumb f.
173	Deyim	kurşun gibi ağır olmak	weigh a ton f.
174	Deyim	keçi gibi inatçı olmak	ride the black donkey f.
175	Deyim	mucize gibi olmak	work like magic f.
176	Deyim	kale gibi sağlam olmak	be like fort knox f.
177	Deyim	kusacak gibi olmak	feel sick to one's stomach f.
178	Deyim	katır gibi inatçı olmak	be as stubborn as a mule f.
179	Deyim	mahşer yeri gibi olmak	burst at the seams f.
180	Deyim	saat gibi düzenli olmak	be as regular as clockwork f.
181	Deyim	şekerci dükkanındaki çocuk gibi olmak	be like a child in a sweetshop f.
182	Deyim	suratı maske gibi olmak	keep a straight face f.
183	Deyim	turp gibi olmak	be in the pink of health f.
184	Deyim	turp gibi olmak	be as fit as a fiddle f.
185	Deyim	turşu gibi olmak	be pooped out f.
186	Deyim	turp gibi olmak	be in the pink of condition f.
187	Deyim	turp gibi olmak	be fighting fit f.
188	Deyim	turp gibi olmak	be picture of good health f.
189	Deyim	turp gibi olmak	be as right as rain f.
190	Deyim	turşu gibi olmak	feel like a wet rag f.
191	Deyim	turp gibi olmak	be sound as a barrel f.
192	Deyim	turp gibi olmak	be as fit as a flea f.
193	Deyim	tam tersi olmak (aynı okulda öğrenciyken öğretmen olmak gibi)	have the shoe on the other foot f.
194	Deyim	(heyecandan/korkudan) kalbi duracakmış gibi olmak	one's heart skips a beat f.
195	Deyim	zehir gibi akıllı olmak	have a mind as sharp as a steel trap f.
196	Deyim	yağ tulumu gibi olmak	run to fat f.
197	Deyim	(sevinçten/heyecandan) kalbi duracak gibi olmak	have one's heart stand still f.
198	Deyim	(heyecandan/korkudan) kalbi duracakmış gibi olmak	one's heart misses a beat f.
199	Deyim	züccaciye dükkanına girmiş fil gibi olmak/hissetmek	be nervous as a long-tailed cat in a room full of rocking chairs f.
200	Deyim	(heyecandan/meraktan) kalbi durmak/duracak gibi olmak	one's heart stands still f.
201	Deyim	kabak gibi ortada olmak/görünmek	could drive a truck through (something) [us] f.
202	Deyim	bir şeyden zibil gibi/bir sürü olmak	have something coming out of your ears f.
203	Deyim	turp gibi olmak	be the picture of health f.
204	Deyim	mutluluğun resmi gibi olmak	be the picture of happiness f.
205	Deyim	istediği gibi yapmakta özgür olmak/bırakılmak	get/have a free hand f.
206	Deyim	kalbi duracak gibi olmak	give someone heart failure f.
207	Deyim	köyden şehre yeni inmiş gibi olmak	fall off the cabbage truck f.
208	Deyim	ağzının içi çamur gibi olmak	feel as if a cat has kittened in (one's) mouth f.
209	Deyim	ağzının içi leş gibi olmak	feel as if a cat has kittened in (one's) mouth f.
210	Deyim	ölü gibi olmak	feel like death f.
211	Deyim	ölü gibi olmak	feel like death warmed over f.
212	Deyim	yeniden doğmuş gibi olmak/hissetmek	feel like new f.
213	Deyim	her zamanki gibi olmak	run to form f.
214	Deyim	sözlük gibi olmak	swallow the dictionary f.
215	Deyim	sözlük gibi olmak	have swallowed a dictionary f.
216	Deyim	yokmuş gibi olmak	disappear into the woodwork f.
217	Deyim	bayılacak gibi olmak	get the vapors f.
218	Deyim	hayalet/hortlak görmüş gibi olmak	look as though (one) has seen a ghost f.
219	Deyim	yüzü kireç gibi olmak	look as though (one) has seen a ghost f.
220	Deyim	(birinin veya bir şeyin) önceki halinin hayali gibi olmak	be a ghost of (someone or something's) former self f.
221	Deyim	(birinin veya bir şeyin) önceki halinin hayali gibi olmak	be a shadow/ghost of your/its former self f.
222	Deyim	pilot gibi olmak	be higher than a kite f.
223	Deyim	leyla gibi olmak	be higher than a kite f.
224	Deyim	bulut gibi olmak	be higher than a kite f.
225	Deyim	(bir şeye) deli gibi meraklı olmak	be mad keen (on someone or something) f.
226	Deyim	pilot gibi olmak	be out of this world f.
227	Deyim	leyla gibi olmak	be out of this world f.
228	Deyim	bulut gibi olmak	be out of this world f.
229	Deyim	leyla gibi olmak	go out of (one's) senses f.
230	Deyim	bok gibi parası olmak	have gravy on one’s grits f.
231	Deyim	savaştan çıkmış gibi olmak/görünmek	have been to the wars f.
232	Deyim	kafası taş gibi olmak	have a thick head f.
233	Deyim	kafası sersem gibi olmak	have a thick head [uk] f.
234	Deyim	akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrımak/sersem gibi olmak	have a thick head [uk] f.
235	Deyim	turp gibi olmak	get into the pink of health f.
236	Deyim	deli sürüsüne çobanlık etmek gibi olmak	be like herding cats f.
237	Deyim	gün gibi ortada/açık olmak	be looking (one) in the face f.
238	Deyim	herkes gibi olmak	put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) f.
239	Deyim	senin benim gibi biri olmak	put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else) f.
240	Deyim	kale gibi sağlam olmak	be like fort knox f.
241	Deyim	kale gibi güvenli olmak	be like fort knox f.
242	Deyim	hırsızlara karşı kale gibi olmak	be like fort knox f.
243	Deyim	kale gibi sağlam olmak	be as safe as fort knox f.
244	Deyim	kale gibi güvenli olmak	be as safe as fort knox f.
245	Deyim	hırsızlara karşı kale gibi olmak	be as safe as fort knox f.
246	Deyim	kartpostal/fotoğraf gibi olmak	be a picture f.
247	Deyim	kartpostal/fotoğraf gibi olmak	look a picture f.
248	Deyim	gerektiği gibi olmak	meet the case f.
249	Deyim	bir yerin yerlisi gibi olmak	go native f.
250	Deyim	(biraz) ağır gibi olmak/durmak	be (a bit) on the heavy side f.
251	Deyim	(biraz) büyük gibi olmak/durmak	be (a bit) on the large side f.
252	Deyim	kartpostal gibi olmak	be a picture f.
253	Deyim	kartpostal gibi olmak/görünmek	be/look a picture f.
254	Deyim	gül gibi olmak	be all roses f.
255	Deyim	gül gibi olmak	be a bed of roses f.
256	Deyim	şehir suyu, elektriği gibi belediye tarafından sağlanan kaynaklardan bağımsız olmak	be off the grid f.
257	Deyim	(bir şey) gibi olmak	be on the lines of (something) f.
258	Deyim	züccaciye dükkanına girmiş fil gibi olmak/hissetmek	be like a bull in a china shop f.
259	Deyim	herkes gibi kusurları olmak	be flesh and blood f.
260	Deyim	acem kılıcı gibi olmak	hold with the hare and run with the hounds f.
261	Deyim	(birinin) kalbi yerinden çıkacakmış/fırlayacakmış gibi olmak	(one's) heart leaps f.
262	Deyim	turp gibi olmak	be a box of birds [new zealand] f.
263	Deyim	buzdolabı gibi olmak	be (as) cold as ice f.
264	Deyim	tereyağından kıl çeker gibi olmak	be (as) easy as falling off (of) a log f.
265	Deyim	tereyağından kıl çeker gibi olmak	be (as) easy as pie f.
266	Deyim	turp gibi olmak	be (as) hard as nails f.
267	Deyim	çivi gibi sağlam olmak	be (as) hard as nails f.
268	Deyim	çocuk gibi saf olmak	be (as) pure as the driven snow f.
269	Deyim	kaya gibi olmak	be (as) solid as a rock f.
270	Deyim	kaya gibi sert/sağlam olmak	be (as) solid as a rock f.
271	Deyim	dağ gibi olmak	be (as) solid as a rock f.
272	Deyim	tahta gibi olmak	be (as) stiff as a board f.
273	Deyim	kazık gibi olmak	be (as) stiff as a board f.
274	Deyim	kalıp gibi olmak	be (as) stiff as a board f.
275	Deyim	boğa gibi güçlü olmak	be (as) strong as an ox f.
276	Deyim	öküz gibi güçlü olmak	be (as) strong as an ox f.
277	Deyim	turp gibi olmak	be (as) tough as nails f.
278	Deyim	çivi gibi sağlam olmak	be (as) tough as nails f.
279	Deyim	turp gibi olmak	be (as) tough as old boots f.
280	Deyim	çivi gibi sağlam olmak	be (as) tough as old boots f.
281	Deyim	kayış gibi olmak	be (as) tough as old boots f.
282	Deyim	lastik gibi olmak	be (as) tough as old boots f.
283	Deyim	turp gibi olmak	be (as) tough as shoe leather f.
284	Deyim	çivi gibi sağlam olmak	be (as) tough as shoe leather f.
285	Deyim	kayış gibi olmak	be (as) tough as shoe leather f.
286	Deyim	lastik gibi olmak	be (as) tough as shoe leather f.
287	Deyim	hayalet gibi beyaz olmak	be (as) white as snow f.
288	Deyim	ölü gibi solgun olmak	be (as) white as snow f.
289	Deyim	kar gibi olmak	be (as) white as snow f.
290	Deyim	(bir şey) birinin bebeği/çocuğu gibi olmak	be somebody's baby f.
291	Deyim	zibil gibi olmak	be a dime a dozen f.
292	Deyim	(bir şey) gibi olmak	be along the lines of (something) f.
293	Deyim	kabak gibi olmak	be as bald as a coot f.
294	Deyim	cin gibi olmak	be as bright as a button f.
295	Deyim	ölmüş gibi olmak	be as good as dead f.
296	Deyim	pırlanta gibi olmak	be as good as gold f.
297	Deyim	yeni gibi olmak	be as good as new f.
298	Deyim	tüy gibi olmak	be as light as a feather f.
299	Deyim	tüy gibi hafif olmak	be as light as a feather f.
300	Deyim	kuş gibi/kadar hafif olmak	be as light as a feather f.
301	Deyim	gün gibi ortada olmak	be as plain as the nose on (one's) face f.
302	Deyim	evinde gibi güvenli/güvende olmak	be as safe as houses [uk/australia] f.
303	Deyim	cin gibi olmak	be as sharp as a tack f.
304	Deyim	turp gibi olmak	be as sound as a bell f.
305	Deyim	taş gibi (sağlam) olmak	be as sound as a bell f.
306	Deyim	baston yutmuş gibi olmak/durmak	be as stiff as a ramrod f.
307	Deyim	ip gibi olmak	be as straight as a die [uk/australia] f.
308	Deyim	ölü gibi solgun olmak	be as white as a sheet f.
309	Deyim	aynı, benzer kalıptan çıkmış gibi olmak	be cast in a (some kind of) mold f.
310	Deyim	başarılı/saygı değer insanlar gibi olmak	be in good company f.
311	Deyim	turp gibi olmak	be in good condition f.
312	Deyim	kullanılmamış gibi olmak	be in mint condition f.
313	Deyim	(birine/bir şeye) deli gibi aşık olmak	be infatuated with (someone or something) f.
314	Deyim	ilaç gibi olmak/gelmek	be just what the doctor ordered f.
315	Deyim	bayılacak gibi olmak	be light-headed f.
316	Deyim	samanlıkta iğne aramak gibi olmak	be like looking for a needle in a haystack f.
317	Deyim	kale gibi sağlam olmak	be as safe as fort knox f.
318	Deyim	kale gibi güvenli olmak	be as safe as fort knox f.
319	Deyim	kale gibi sağlam olmak	be like fort knox f.
320	Deyim	kale gibi güvenli olmak	be like fort knox f.
321	Deyim	deli gibi meraklı olmak	be mad keen f.
322	Deyim	peynir ekmek gibi olmak (?)	be meat and drink f.
323	Deyim	cin gibi olmak	be no (or nobody's) fool f.
324	Deyim	cin gibi olmak	be nobody's fool f.
325	Deyim	cin gibi olmak	be no fool f.
326	Deyim	bulut gibi olmak	be out of (one's) face f.
327	Deyim	bulut gibi olmak	be out of (one's) skull f.
328	Deyim	balık istifi gibi olmak	be packed like sardines f.
329	Deyim	balık istifi gibi olmak	be packed in like sardines f.
330	Deyim	beklendiği gibi olmak (olumsuz anlamda)	be par for the course f.
331	Deyim	her zamanki gibi olmak (olumsuz anlamda)	be par for the course f.
332	Deyim	beklendiği gibi olmak (olumsuz anlamda)	be (about) par for the course f.
333	Deyim	her zamanki gibi olmak (olumsuz anlamda)	be (about) par for the course f.
334	Deyim	tereyağından kıl çeker gibi olmak	be plain sailing f.
335	Deyim	tereyağından kıl çeker gibi olmak	be (all) plain sailing f.
336	Deyim	tereyağından kıl çeker gibi olmak	be clear sailing f.
337	Deyim	tereyağından kıl çeker gibi olmak	be pushing against an open door [uk] f.
338	Deyim	sucuk gibi olmak/ıslanmak	be soaked through f.
339	Deyim	sucuk gibi olmak/ıslanmak	be soaked to the bone f.
340	Deyim	birinin çocuğu/bebeği gibi olmak	be someone's baby f.
341	Deyim	bok gibi parası olmak	be stinking rich f.
342	Deyim	put gibi olmak, durmak, kalmak	be, stay, stand, stock-still f.
343	Deyim	farklı gibi görünen ama aslında birbirine çok yakın iki şey olmak	be two sides of the same coin f.
344	Deyim	istendiği gibi olmak	be up to the mark f.
345	Deyim	beklendiği gibi olmak	be up to the mark f.
346	Deyim	etle tırnak gibi olmak	be in each other's pockets [uk] f.
347	Deyim	etle tırnak gibi olmak	live in each other's pockets [uk] f.
348	Deyim	fişek gibi olmak	beat the gun f.
349	Deyim	(birine/bir şeye) deli gibi aşık olmak	become infatuated with (someone or something) f.
350	Deyim	(birini/bir şeyi) görür gibi olmak	catch a glimpse of (someone or something) f.
351	Deyim	balık istifi gibi olmak	be chock-a-block f.
352	Deyim	biri için tereyağından kıl çeker gibi olmak	come easily, naturally to somebody f.
353	Deyim	(birinin) beklediği gibi olmak	come up to (one's) expectations f.
354	Deyim	beklendiği gibi olmak	come up to expectations f.
355	Deyim	kurt gibi aç olmak	could eat a horse f.
356	Deyim	(birine) deli gibi aşık olmak	fall for (someone) hook, line, and sinker f.
357	Deyim	birine deli gibi aşık olmak	fall for someone hook, line and sinker f.
358	Deyim	deliler gibi aşık olmak	fall head over heels in love f.
359	Deyim	bomba gibi olmak	feel like a million dollars f.
360	Deyim	bayılacakmış gibi olmak	feel light-headed f.
361	Deyim	bomba gibi olmak	feel like a million f.
362	Deyim	samanlıkta iğne aramak gibi olmak	be like finding a needle in a haystack f.
363	Deyim	(birinin evini, odasını) istediği gibi kullanmaya izni olmak	get the run of something f.
364	Deyim	(birinin evini, odasını) istediği gibi kullanmaya izni olmak	have the run of something f.
365	Deyim	bomba gibi olmak	go (off) with a bang f.
366	Deyim	el yazısı karınca duası gibi olmak	have handwriting like chicken scratch f.
367	Deyim	el yazısı karınca duası gibi olmak	have writing like chicken scratch f.
368	Deyim	el yazısı karınca duası gibi olmak	have a hand like a foot f.
369	Deyim	kalbi duracak gibi olmak	have heart stand still f.
370	Deyim	dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak	have to burn f.
371	Deyim	(heyecandan/korkudan) kalbi duracakmış gibi olmak	heart misses a beat f.
372	Deyim	(heyecandan/korkudan) kalbi duracakmış gibi olmak	heart skips a beat f.
373	Deyim	etle tırnak gibi olmak	live in (one's) pocket f.
374	Deyim	dedikleri gibi olmak	live up to one's reputation f.
375	Deyim	dedikleri gibi olmak	live up to its reputation f.
376	Deyim	jilet gibi olmak	look one's best f.
377	Deyim	hayalet/hortlak görmüş gibi olmak	look as if you have seen a ghost f.
378	Deyim	çarşaf gibi bembeyaz olmak	look as if you have seen a ghost f.
379	Deyim	hayalet/hortlak görmüş gibi olmak	look like (one) has seen a ghost f.
380	Deyim	çarşaf gibi bembeyaz olmak	look like (one) has seen a ghost f.
381	Deyim	jilet gibi olmak	look its best f.
382	Deyim	eskisi gibi olmak	make up the time f.
383	Deyim	herkes gibi olmak	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.
384	Deyim	senin benim gibi biri olmak	put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia] f.
385	Deyim	kalbi duracakmış gibi olmak	skip a beat f.
386	Deyim	tadı (bir şey) gibi olmak	taste like (something) f.
387	Deyim	göründüğü gibi olmak	wear heart on sleeve f.
388	Deyim	göründüğü gibi olmak	wear your heart on your sleeve f.
389	Deyim	kalbi yerinden çıkacakmış/fırlayacakmış gibi olmak	your heart leaps f.
390	Deyim	(heyecandan/korkudan) kalbi duracakmış gibi olmak	your heart misses a beat f.
391	Deyim	her şey seferber olmuş gibi olmak	the stars align f.
392	Deyim	her şey seferber olmuş gibi olmak	the stars are aligned f.
393	Deyim	her şey seferber olmuş gibi olmak	the stars have aligned f.
394	Deyim	robot gibi olmak	beyond some emotional response zf.
395	Deyim	ağzı açık ayran budalası gibi olmak	(one's) tongue hangs out expr.
396	Deyim	hırsızı yakalamak için hırsız gibi düşünmek veya hırsız olmak gerekir	it takes a thief to catch a thief expr.
397	Deyim	mutluluktan/sevinçten/heyecandan kalbi duracak gibi olmak	be thrilled to death
Speaking
398	Konuşma	benim gibi olmak istemezsin	you don't wanna be like me expr.
399	Konuşma	büyüyünce onun gibi olmak istiyorum	I want to be like him when I grow up expr.
400	Konuşma	büyüdüğümde onun gibi olmak istiyorum	I want to be like him when I grow up expr.
401	Konuşma	onun gibi olmak istiyorum	I want to be like him expr.
Technical
402	Teknik	sünger gibi olmak	sponge f.
403	Teknik	cam gibi olmak	overglaze f.
Biology
404	Biyoloji	yosun kaplı gibi olmak	lichen f.
405	Biyoloji	vücudu ektoderm ve endoderm olmak üzere yalnızca iki germ tabakasından meydana gelen (denizanası, mercan gibi selentereler)	diploblastic s.
Social Sciences
406	Sosyal Bilimler	antik yunanlar gibi olmak	hellenize f.
407	Sosyal Bilimler	antik yunanlar gibi olmak	hellenise f.
History
408	Tarih	antik yunanlar gibi olmak	hellenize f.
409	Tarih	antik yunanlar gibi olmak	hellenise f.
Military
410	Askeri	kütük gibi hareketsiz olmak	stand stock still f.
Slang
411	Argo	bok gibi olmak	suck a big one f.
412	Argo	bok gibi olmak	suck a big one f.
413	Argo	bok gibi olmak	suck the big one f.
414	Argo	bok gibi olmak	suck the big one f.
415	Argo	duba gibi/fıçı gibi olmak	blimp out f.
416	Argo	yanmış gibi suratı olmak	been bobbing for fries f.
417	Argo	fıçı gibi olmak	have more chins than a chinese phone book f.
418	Argo	duba gibi olmak	have more chins than a chinese phone book f.
419	Argo	kazık yutmuş/baston yutmuş gibi olmak	have a corncob up (one's) butt [us] f.
420	Argo	kazık/baston gibi dimdik olmak	have a corncob up (one's) butt [us] f.
421	Argo	kalas/kütük/kereste gibi olmak	have a corncob up (one's) butt [us] f.
422	Argo	kazık yutmuş/baston yutmuş gibi olmak	have a poker up (one's) butt f.
423	Argo	kazık/baston gibi dimdik olmak	have a poker up (one's) butt f.
424	Argo	kalas/kütük/kereste gibi olmak	have a poker up (one's) butt f.
425	Argo	yağ tulumu gibi olmak	have more chins than a chinese phone book f.
426	Argo	fıçı gibi olmak	have more chins than a chinese phone book f.
427	Argo	duba gibi olmak	have more chins than a chinese phone book f.
428	Argo	para bok gibi olmak	be filthy rich f.
429	Argo	para bok gibi olmak	be rolling in money f.
430	Argo	sersem gibi sarhoş olmak	get stupid drunk f.
431	Argo	bu dünyadan değil gibi olmak	tell shit from shinola f.
432	Argo	bu dünyadan değil gibi olmak	not know shit from shinola f.
433	Argo	bok gibi olmak	suck balls f.
434	Argo	bok gibi olmak	suck donkey balls f.
435	Argo	pilot gibi olmak	be out of (one's) head f.
436	Argo	leyla gibi olmak	be out of (one's) head f.
437	Argo	bulut gibi olmak	be out of (one's) head f.
438	Argo	(özellikle erkek için) kendini heteroseksüel gibi gösteren eşcinsel olmak	be on the dl f.
439	Argo	bok gibi parası olmak	have gravy on (one's) grits f.
440	Argo	kazık yutmuş/baston yutmuş gibi olmak	have a poker up (one's) arse [uk] f.
441	Argo	kalas/kütük gibi olmak	have a poker up (one's) arse [uk] f.
442	Argo	kereste gibi olmak	have a poker up (one's) arse [uk] f.
443	Argo	duba gibi olmak	blimp (out) f.
444	Argo	pide gibi olmak	be (as) flat as a pancake f.
445	Argo	bok gibi olmak	be a crock of shit f.
446	Argo	pilot gibi olmak	be as high as a kite f.
447	Argo	kaya gibi kuvvetli olmak	be built like a brick shithouse f.
448	Argo	taş gibi olmak	be built like a brick shithouse f.
449	Argo	gözlerini fal taşı gibi açmış olmak	be pie-eyed f.
450	Argo	kurt gibi aç olmak	could eat the arse out of a low-flying duck [australia] f.
451	Argo	kurt gibi aç olmak	could eat the crotch out of a low-flying duck f.
452	Argo	kurt gibi aç olmak	could eat the crutch out of a low-flying duck f.
453	Argo	kendisi gibi olmak	fly (one's) freak flag f.
454	Argo	bu dünyadan değil gibi olmak	not know shit from apple butter f.
455	Argo	domuz gibi olmak	pork out f.
456	Argo	bok gibi olmak	suck dick f.
457	Argo	sikim gibi olmak	suck dick f.