|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
banliyödeki evi ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelen kimse |
commuter i.
|
|
2 |
Genel |
her gün kullanılan |
household i.
|
|
3 |
Genel |
her gün işe trenle gidip gelen kimse |
commuter i.
|
|
4 |
Genel |
her gün kullanılan kelime |
household word i.
|
|
5 |
Genel |
haftasonu dışındaki her gün |
weekday i.
|
|
6 |
Genel |
her gün şehir merkezindeki iş yerlerine seyahat edilen şehir dışındaki yerleşim yerleri |
commuter town i.
|
|
7 |
Genel |
her gün işe gidip dönen kimse |
commuter i.
|
|
8 |
Genel |
her bir katılımcıya etiket vererek, koleksiyonerlerin hayır fonuna katkıda bulunmalarının sağlandığı gün |
tag day i.
|
|
9 |
Genel |
antik roma takviminde, her ayın ortasından önceki (kendisi de dahil olmak üzere) dokuzuncu gün (mart, mayıs, temmuz veya ekim ayının yedinci, diğer ayların ise beşinci gününe tekabül eder) |
nones i.
|
|
10 |
Genel |
her gün olan sıtma nöbeti |
quod i.
|
|
11 |
Genel |
hindu takvimindeki her bir ay-gün ayı |
hindu calendar month i.
|
|
12 |
Genel |
banliyödeki ev ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelmek |
commute f.
|
|
13 |
Genel |
her gün hastaneye gitmek |
go to the hospital every day f.
|
|
14 |
Genel |
her gün işe gitmek |
go to work every day f.
|
|
15 |
Genel |
her gün birazcık daha ölmek |
die a little bit every day f.
|
|
16 |
Genel |
her gün spor yapmak |
do sports every day f.
|
|
17 |
Genel |
her gün ot içmek |
smoke weed everyday f.
|
|
18 |
Genel |
her gün olan (sıtma nöbeti) |
quotidian s.
|
|
19 |
Genel |
her gün gerçekleşen |
day-after-day s.
|
|
|
20 |
Genel |
her gün olan |
day-after-day s.
|
|
21 |
Genel |
her gün gerçekleşen |
day-by-day s.
|
|
22 |
Genel |
her gün |
day in and day out zf.
|
|
23 |
Genel |
her gün |
day after day zf.
|
|
24 |
Genel |
her gün |
each day zf.
|
|
25 |
Genel |
her gün açık |
open daily zf.
|
|
26 |
Genel |
her gün |
in every day zf.
|
|
27 |
Genel |
her gün |
day in day out zf.
|
|
28 |
Genel |
üst üste her gün |
day after day zf.
|
|
29 |
Genel |
hafta içi her gün |
every weekday zf.
|
|
30 |
Genel |
her gün |
every day zf.
|
|
31 |
Genel |
her gün |
daily zf.
|
|
32 |
Genel |
her gün |
daily zf.
|
|
33 |
Genel |
her gün |
every day zf.
|
|
34 |
Genel |
her geçen gün |
every passing day zf.
|
|
35 |
Genel |
her geçen gün |
each passing day zf.
|
|
36 |
Genel |
her gün sabahtan akşama kadar |
day in day out zf.
|
|
37 |
Genel |
nerdeyse her gün |
almost every day zf.
|
|
38 |
Genel |
her geçen gün |
day by day zf.
|
|
39 |
Genel |
her gün |
on a daily basis zf.
|
|
|
40 |
Genel |
her geçen (gün) |
by ed.
|
|
41 |
Genel |
insanın her zamanki gibi başarılı olmadığı gün |
off day i.
|
|
Phrasals |
|
42 |
Öbek Fiiller |
(iş, okul) arasında her gün gidip gelmek |
commute (something) into (something) f.
|
|
43 |
Öbek Fiiller |
(iş/okul ve ev) arasında her gün gidip gelmek |
commute between (places) f.
|
|
44 |
Öbek Fiiller |
her gün (yaşadığı ve çalıştığı yer) arasında gidip gelmek |
commute between (places) f.
|
|
45 |
Öbek Fiiller |
(iş, okul arasında her gün) gidip gelmek |
commute into f.
|
|
Phrases |
|
46 |
İfadeler |
her gün yeni bir şans |
every day is a new chance i.
|
|
47 |
İfadeler |
her gün bal yiyen baldan usanır |
toujours perdrix [french] expr.
|
|
48 |
İfadeler |
her gün kullanılan |
in everyday use expr.
|
|
49 |
İfadeler |
her yeni gün kendi ekmeğini getirir |
each day brings its own bread expr.
|
|
50 |
İfadeler |
her yeni gün yeni imkanlar getirir |
every new day brings new possibilities expr.
|
|
51 |
İfadeler |
her canlı bir gün ölümü tadacaktır |
every living thing will die one day expr.
|
|
Proverb |
|
52 |
Atasözü |
her gün yeni bir şey öğrenirsin |
you learn something new every day [cliché]
|
|
Colloquial |
|
53 |
Konuşma Dili |
hemen hemen her gün |
hardly a day goes expr.
|
|
54 |
Konuşma Dili |
geçen ay neredeyse her gün yağmur yağdı |
last month it rained almost every day expr.
|
|
55 |
Konuşma Dili |
her gün kayıtlarını tut |
record them each day expr.
|
|
56 |
Konuşma Dili |
neredeyse her gün |
almost every day expr.
|
|
57 |
Konuşma Dili |
mucizeler her gün gerçekleşir |
miracles happen every day expr.
|
|
58 |
Konuşma Dili |
her gün yapılan işlerin bir parçası |
all in a day's work expr.
|
|
59 |
Konuşma Dili |
her gün yapılan işlerin bir parçası |
all in the day's work expr.
|
|
60 |
Konuşma Dili |
her gün yapılan işlerin bir parçası |
all in a day's work expr.
|
|
61 |
Konuşma Dili |
her gün yapılan işlerin bir parçası |
all in the day's work expr.
|
|
62 |
Konuşma Dili |
her gün |
from one day to the next expr.
|
|
Idioms |
|
63 |
Deyim |
sağlıklı kalmak için her gün yapılan yürüyüş |
(one's) daily constitutional i.
|
|
64 |
Deyim |
her şeyin ters gittiği bir gün |
a bad hair day i.
|
|
65 |
Deyim |
her geçen gün (daha da) yaşlanmak |
not getting any younger f.
|
|
66 |
Deyim |
her gün yaptığı şeyin bir parçası olmak |
be all in a day's work f.
|
|
67 |
Deyim |
her gün işe gitmek |
punch a clock f.
|
|
68 |
Deyim |
her gün değişmek |
change from one day to the next f.
|
|
69 |
Deyim |
her geçen gün (daha da) yaşlanmak |
not be getting any younger f.
|
|
70 |
Deyim |
her şeyin ters gittiği bir gün |
one of those days expr.
|
|
71 |
Deyim |
her geçen gün |
as days pass expr.
|
|
72 |
Deyim |
her şeyin ters gittiği zor bir gün |
one of those days expr.
|
|
73 |
Deyim |
her gün |
day after day expr.
|
|
74 |
Deyim |
her gün aynı tas aynı hamam |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
75 |
Deyim |
her gün aynı terane |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
76 |
Deyim |
hiç şaşmadan her gün |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
77 |
Deyim |
üst üste her gün |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
78 |
Deyim |
istisnasız her gün |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
79 |
Deyim |
(sadece) her şeyin ters gittiği bir gün |
(just) one of those days expr.
|
|
|
80 |
Deyim |
orta georgia'da her gün hava kuvvetlerine/silahlı kuvvetlere şükran günüdür |
edimgiafap (every day in middle georgia is air force appreciation day) kısalt.
|
|
81 |
Deyim |
orta georgia'da her gün hava kuvvetlerine/silahlı kuvvetlere şükran günüdür |
edimgiafap (every day in middle georgia is armed forces appreciation day) kısalt.
|
|
Speaking |
|
82 |
Konuşma |
bir gün her şeyin düzeleceğini düşünerek rahatlıyorum |
I take comfort knowing someday everything’s gonna be okay expr.
|
|
83 |
Konuşma |
babam her gün işe metroyla gider |
my dad goes to work by subway every day expr.
|
|
84 |
Konuşma |
dişlerimi her gün fırçalıyorum |
I brush my teeth every day expr.
|
|
85 |
Konuşma |
her gün ruj sürer misin? |
do you wear lipstick every day? expr.
|
|
86 |
Konuşma |
her gün duş alırım |
I take a shower every day expr.
|
|
87 |
Konuşma |
her gün ingilizce çalışırım |
I study english every day expr.
|
|
88 |
Konuşma |
her gün süt içerdim |
I used to drink milk everyday expr.
|
|
89 |
Konuşma |
her gün yürür müsün? |
do you walk every day? expr.
|
|
90 |
Konuşma |
her gün ameliyat yapıyor musun? |
do you operate every single day? expr.
|
|
91 |
Konuşma |
her gün işe gider |
he goes to work every day expr.
|
|
92 |
Konuşma |
her gün egzersiz yapmalıyız |
we have to exercise every day expr.
|
|
93 |
Konuşma |
her geçen gün |
with each passing day expr.
|
|
94 |
Konuşma |
her gün yürüyor musun? |
do you walk every day? expr.
|
|
95 |
Konuşma |
her gün yeni birşey öğrenirsin |
you learn something new everyday expr.
|
|
96 |
Konuşma |
her gün saat 6'da kalkarım |
ı wake up at 6 o'clock every day expr.
|
|
97 |
Konuşma |
her gün içer |
she/he drinks every day expr.
|
|
98 |
Konuşma |
ödevini her gün yap |
do your homework every day expr.
|
|
99 |
Konuşma |
tanrıya her gün şükrediyorum |
I thank god every day expr.
|
|
Trade/Economic |
|
100 |
Ticaret/Ekonomi |
(londra borsasında olduğu gibi) alıcılar ve satıcılar arasında her gün yerine periyodik olarak gerçekleşen hesaplaşma |
term settlement i.
|
|
101 |
Ticaret/Ekonomi |
her gün |
per diem expr.
|
|
Politics |
|
102 |
Siyasal |
dünyada her geçen gün büyüyen fakirlik problemi |
explosive problems of world poverty i.
|
|
Industry |
|
103 |
Sanayi |
her gün belirlenen süre kadar çalışmak kaydıyla mesaiye başlama ve mesaiyi bitirme saatlerinde esneklik sağlayan çalışma sistemi |
glide time [new zealand] i.
|
|
Insurance |
|
104 |
Sigortacılık |
her iki gün dahil |
both days inclusive expr.
|
|
Aeronautic |
|
105 |
Havacılık |
mevsimlik bilet alarak her gün aynı noktalar arasında yolculuk yapan kimse |
commuter i.
|
|
Medical |
|
106 |
Medikal |
yılda her gün yirmilik bir pakete denk gelen sigara hesaplaması |
pack-year i.
|
|
Astrology |
|
107 |
Astroloji |
güneşe yakınlığı nedeniyle her yıl 24 ila 30 gün arası görünmez olan (yıldız, gezegen) |
combust s.
|
|
Zoology |
|
108 |
Zooloji |
her gün küre biçiminde ağ ören koyu çizgili bacakları olan turuncu bir örümcek |
barn spider (araneus cavaticus) i.
|
|
Education |
|
109 |
Eğitim |
aynı sınıftan bir grup öğrencinin her gün gitmesi gereken sınıf |
homeroom i.
|
|
Religious |
|
110 |
Dini |
(musevilik'te) her gün öğleden sonra yapılan dini tören |
mincha i.
|
|
111 |
Dini |
(musevilik'te) her gün öğleden sonra yapılan dini tören |
minhah i.
|
|
112 |
Dini |
(musevilik'te) her gün öğleden sonra yapılan dini tören |
minchah i.
|
|
113 |
Dini |
(musevilik'te) her gün öğleden sonra yapılan dini tören |
minha i.
|
|
114 |
Dini |
30 gün süren ve her yıl gün doğumundan batımına kadar oruç tutularak ibadet edilen, islam takviminin dokuzuncu ayı |
rhamadan i.
|
|
115 |
Dini |
30 gün süren ve her yıl gün doğumundan batımına kadar oruç tutularak ibadet edilen, islam takviminin dokuzuncu ayı |
rhamadhan i.
|
|
116 |
Dini |
aşai rabbani ayinin her gün aynı olan kısmı |
ordinary of the mass i.
|
|
Military |
|
117 |
Askeri |
her biri en az dört saat süren ve tek bir gün içinde tamamlanan iki gayri faal görev eğitimi |
multiple inactive duty training periods i.
|
|
Sport |
|
118 |
Spor |
her gün yapılan bir dizi jimnastik egzersizi |
daily dozen i.
|
|
Theatre |
|
119 |
Tiyatro |
aynı tiyatroda aynı oyuncuların her gün değisik bir oyun sahneye koyması |
repertory i.
|
|
Latin |
|
120 |
Latince |
her gün |
diatim i.
|
|
Slang |
|
121 |
Argo |
avustralya'da her şeyin indirimli satıldığı gün |
cheap-arse tuesday i.
|
|
122 |
Argo |
her gün aynı bok |
same shit different day i.
|
|
123 |
Argo |
her gün aynı bok |
same shit different day i.
|
|
124 |
Argo |
aralık ayı boyunca her gün artan sayıda mastürbasyon yaparak boşalmaya çalışmak |
destroy dick december (ddd) f.
|
|
125 |
Argo |
her gün aynı bok |
ssdd (same shit, different day) expr.
|
|
Modern Slang |
|
126 |
Modern Argo |
alfabetik sıraya göre her gün o güne denk gelen harfle başlayan yemekler yemek suretiyle yapılan 26 günlük beslenme |
alphabet diet i.
|
|