Geçmiş

here to

"here to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Trade/Economic
1	Ticaret/Ekonomi	here to expr.	bu zamana kadar

"here to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 163 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	be here to stay f.	kalıcı olmak
2	Genel	be here to stay f.	vazgeçilmez olmak
Colloquial
3	Konuşma Dili	have had it up to here f.	burasına/şurasına kadar gelmek
4	Konuşma Dili	have had it up to here f.	tahammülünün sınırına gelmek
5	Konuşma Dili	have had it up to here f.	dayanma eşiğinin sınırına gelmek
6	Konuşma Dili	from here to eternity expr.	sonsuza dek/kadar
7	Konuşma Dili	from here to eternity expr.	şu andan sonsuza kadar/dek
8	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	çarşamba pazarı gibi
9	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	her yer her yerde
10	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	dağınık
11	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	darmadağın
12	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	karman çorman
13	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	altı üstüne gelmiş
14	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	-in her yerinde
15	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	-in her yerini kaplayan
16	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	iyiden iyiye
17	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	çok fazla
18	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	uzun uzadıya
19	Konuşma Dili	from here to sunday expr.	uzun uzun
20	Konuşma Dili	(it's) good to be here expr.	burada olmaktan mutluyum
21	Konuşma Dili	(it's) good to be here expr.	burada olmaktan mutluluk duyuyorum
22	Konuşma Dili	(it's) nice to be here expr.	burada olmaktan mutluyum
23	Konuşma Dili	(it's) nice to be here expr.	burada olmaktan mutluluk duyuyorum
24	Konuşma Dili	come here (to me) expr.	baksana
25	Konuşma Dili	come here (to me) expr.	sana ne soracağım
26	Konuşma Dili	come here (to me) expr.	bir şey soracağım
27	Konuşma Dili	delighted to have you here expr.	ziyaretin/gelmen memnuniyet verici
28	Konuşma Dili	delighted to have you here expr.	seni burada/aramızda görmek çok güzel
29	Konuşma Dili	delighted to have you here expr.	ziyaretin/gelmen mutlu etti
30	Konuşma Dili	delighted to have you here expr.	seni ağırlamak mutluluk verici
31	Konuşma Dili	good to be here expr.	burada olmaktan mutluyum
32	Konuşma Dili	good to be here expr.	burada olmaktan mutluluk duyuyorum
33	Konuşma Dili	good to be here expr.	burada olmak güzel
34	Konuşma Dili	good to have you here expr.	burada olman güzel
35	Konuşma Dili	good to have you here expr.	seni burada görmek güzel
36	Konuşma Dili	I've had it (up to here) (with someone or something) expr.	(biri/bir şey) burama kadar getirdi
37	Konuşma Dili	I've had it (up to here) (with someone or something) expr.	(biri/bir şey) illallah ettirdi
38	Konuşma Dili	I've had it (up to here) (with someone or something) expr.	(biri/bir şey) burama kadar geldi
39	Konuşma Dili	I've had it (up to here) (with someone or something) expr.	(birinden/bir şeyden) illallah ettim/dedim
40	Konuşma Dili	I've had it (up to here) (with someone or something) expr.	(biri/bir şey) yetti artık
41	Konuşma Dili	I've had it (up to here) (with someone or something) expr.	(birinden/bir şeyden) gına geldi
42	Konuşma Dili	I've had it up to here expr.	burama kadar geldi
43	Konuşma Dili	I've had it up to here expr.	illallah ettim/dedim
44	Konuşma Dili	I've had it up to here expr.	yetti artık
45	Konuşma Dili	I've had it up to here expr.	gına geldi
46	Konuşma Dili	up to here expr.	burasına/şurasına kadar
47	Konuşma Dili	up to here expr.	son raddeye kadar
48	Konuşma Dili	up to here expr.	tahammülünün sınırına kadar
Idioms
49	Deyim	be up to here with something f.	bir şeyden gına gelmek
50	Deyim	get up to here with something f.	bir şeyden gına gelmek
51	Deyim	have had it up to here f.	canına tak etmek
52	Deyim	be up to here f.	gırtlağına kadar gelmek
53	Deyim	be up to here f.	(burasına) gelmek
54	Deyim	blow someone/something from here to kingdom come f.	birini/bir şeyi havaya uçurmak
55	Deyim	blow someone/something from here to kingdom come f.	birini/bir şeyi yerle bir etmek
56	Deyim	scattered from here to breakfast s.	dört yana dağılmış
57	Deyim	scattered from here to breakfast s.	her yere dağılmış
58	Deyim	scattered from here to breakfast s.	here yere yayılmış
59	Deyim	scattered from here to breakfast s.	dört bir yanına dağılmış
60	Deyim	scattered from here to breakfast s.	dört bir tarafına dağılmış/yayılmış
61	Deyim	scattered from here to breakfast s.	bir daha toplanması zor olacak/uzun süre alacak şekilde dağılmış
62	Deyim	here to stay s.	kalıcı
63	Deyim	from here to kingdom come zf.	buradan fizan'a kadar
64	Deyim	from here to kingdom come zf.	çok uzun bir aralıkta
65	Deyim	from here to kingdom come zf.	büyük mesafelerde
66	Deyim	from here to kingdom come zf.	devasa ölçekte
67	Deyim	from here to kingdom come zf.	dünyanın sonuna kadar
68	Deyim	from there to here expr.	taa oradan/o zamandan/o günlerden buraya/bugünlere
Speaking
69	Konuşma	give me a reason to stay here expr.	burada kalmam için bana bir sebep ver
70	Konuşma	give them a reason to stay here expr.	burada kalmaları için onlara bir sebep ver
71	Konuşma	we came out here just to relax expr.	buraya rahatlamak için geldik
72	Konuşma	we have to get out of here expr.	buradan çıkmalıyız
73	Konuşma	it's good to be here expr.	burada olmak güzel
74	Konuşma	he was supposed to be here expr.	burada olması gerekiyordu
75	Konuşma	it's been difficult for me to adapt here expr.	buraya alışmam zor oldu
76	Konuşma	it's nice to be here expr.	burada olmak güzel
77	Konuşma	I didn't come here to argue with you expr.	buraya seninle tartışmaya gelmedim
78	Konuşma	it's nice to have you here expr.	burada olman güzel
79	Konuşma	I'm happy to be here expr.	burada olmaktan mutluyum
80	Konuşma	I wasn't even going to come here expr.	buraya bile gelmeyecektim
81	Konuşma	I have no right to be here expr.	burada olmaya hakkım yok
82	Konuşma	I want you to stay here expr.	burada kalmanı istiyorum
83	Konuşma	I've had it up to here with this! expr.	burama kadar geldi artık!
84	Konuşma	for here or to go? expr.	burada mı yiyeceksiniz, paket mi olsun?
85	Konuşma	we came to work here expr.	buraya çalışmaya geldik
86	Konuşma	do you want to get out of here? expr.	buradan çıkmak ister misin?
87	Konuşma	to eat here or to take away? [uk] expr.	burada mı yiyeceksiniz paket mi olsun?
88	Konuşma	we cannot allow the matter to rest here expr.	bu meseleyi burada bırakamayız
89	Konuşma	am I allowed to fish here? expr.	burada balık avlayabilir miyim?
90	Konuşma	how did you know i was going to be here? expr.	burada olacağımı nereden biliyordun?
91	Konuşma	you don't have to come up here expr.	buraya gelmek zorunda değilsin
92	Konuşma	there's someone here to see you expr.	burada sizi görmek isteyen birisi var
93	Konuşma	it is hard to find a job here expr.	burada iş bulmak zor
94	Konuşma	it's been difficult for me to adapt here expr.	buraya zor alıştım
95	Konuşma	I'm here to help you expr.	burada sana yardım etmek için bulunuyorum
96	Konuşma	there's got to be a back door here expr.	burasının bir arka kapısı olmalı
97	Konuşma	she convinced me to stay here expr.	beni burada kalmaya ikna etti
98	Konuşma	we didn't come here to hurt you expr.	buraya sana zarar vermeye gelmedik
99	Konuşma	it's good to have you here expr.	burada olman güzel
100	Konuşma	there is a point I'd like to raise here expr.	burada değinmek istediğim bir nokta var
101	Konuşma	I am not supposed to be here expr.	burada olmamalıyım
102	Konuşma	you are not supposed to be here expr.	burada olmaman gerekiyor
103	Konuşma	to eat here or to take away? [uk] expr.	burada mı yiyeceksiniz yoksa paket mi olsun?
104	Konuşma	he is supposed to be here expr.	burada olması gerekiyor
105	Konuşma	he's supposed to be here expr.	burada olması gerekiyor
106	Konuşma	I'm trying to sleep here expr.	burada uyumaya çalışıyorum
107	Konuşma	it took us three days to get in here expr.	buraya gelmek tam üç günümüzü aldı
108	Konuşma	I'm used to it here expr.	buraya alıştım
109	Konuşma	is that for here or to go? expr.	burada mı yiyeceksiniz paket mi olsun?
110	Konuşma	your dad's going to be here any minute expr.	baban her an gelebilir
111	Konuşma	do you want to come here? expr.	buraya gelmek ister misin?
112	Konuşma	you are not supposed to be here expr.	burada olmaman gerekiyordu
113	Konuşma	I came back here to give something back expr.	buraya bir şeyi geri vermeye geldim
114	Konuşma	you're meant to be here expr.	burada olmak senin kaderin
115	Konuşma	we need to leave here right this second expr.	burayı şu saniye terketmeliyiz
116	Konuşma	I'm so thrilled to be here expr.	burada olduğum için çok heyecanlıyım
117	Konuşma	for here or to go? expr.	burada mı yiyeceksiniz paket mi olacak?
118	Konuşma	we are here to remove all obstacles expr.	engelleri kaldırmak için varız
119	Konuşma	I'm glad to be here expr.	hoşbulduk
120	Konuşma	we used to come here a lot more expr.	eskiden buraya daha sık gelirdik
121	Konuşma	we used to come here every sunday evening expr.	eskiden her pazar akşamı buraya gelirdik
122	Konuşma	we are here to remove the obstacles expr.	engelleri kaldırmak için varız
123	Konuşma	it's good to see everybody here today expr.	herkesin bugün burada olduğunu görmek güzel
124	Konuşma	it's nice to see everyone here expr.	herkesi burada görmek çok güzel
125	Konuşma	we're here to search your house expr.	evinizi aramak için buradayız
126	Konuşma	we're here to do business expr.	iş için buradayız
127	Konuşma	I've had it up to here with him expr.	ondan gına geldi
128	Konuşma	why do you want to work here? expr.	neden burada çalışmak istiyorsunuz?
129	Konuşma	why do you want to work here? expr.	niye burada çalışmak istiyorsunuz?
130	Konuşma	how come I have to stay here? expr.	neden burada kalmak zorunda kalıyorum?
131	Konuşma	it's good to see you here expr.	seni burada görmek güzel
132	Konuşma	what a nice surprise to see you here expr.	seni burada görmek ne hoş sürpriz
133	Konuşma	you were supposed to be here at eight in the morning expr.	sabah 8'de burada olacaktınız
134	Konuşma	you were supposed to be here at eight in the morning expr.	sabah 8'de burada olmalıydınız
135	Konuşma	it's good to have you here expr.	seni burada görmek güzel
136	Konuşma	can we just cut to the chase here? expr.	sadede gelsek nasıl olur?
137	Konuşma	I've had it up to here with your stupidity expr.	senin aptallıkların burama kadar geldi
138	Konuşma	I am not here to hurt you expr.	size zarar vermeye gelmedim
139	Konuşma	I am pleased to see you back here with us expr.	seni tekrar aramızda görmek çok güzel
140	Konuşma	we're delighted to have you here expr.	seni aramızda görmek çok güzel
141	Konuşma	what a nice surprise to see you here expr.	seni burada görmek ne hoş bir sürpriz
142	Konuşma	I'm delighted to have you here expr.	seni aramızda görmek çok güzel
143	Konuşma	for here or to go? expr.	servis mi paket mi?
144	Konuşma	there's somebody here to see you expr.	seni görmeye gelen biri var
145	Konuşma	it's nice to have you here expr.	seni burada görmek güzel
146	Konuşma	we are glad to see you here expr.	sizi burada görmekten memnun olduk
147	Konuşma	did you come all the way over here just to say you're sorry? expr.	tüm bu yolu benden özür dilemek için mi geldin?
148	Konuşma	I'm not even meant to be here expr.	zaten burada bile olmamam gerekiyor
149	Konuşma	I've had it up to here with this! expr.	yetti artık!
150	Konuşma	I've had it up to here with this! expr.	yeter artık!
151	Konuşma	we're here to help expr.	yardım etmek için buradayız
Computer
152	Bilgisayar	click here to start expr.	başlamak için buraya tıklayınız
153	Bilgisayar	click here to watch the movie expr.	filmi izlemek için buraya tıklayın
Slang
154	Argo	be here to stay f.	vazgeçilmez olmak
155	Argo	be here to stay f.	kalıcı olmak
156	Argo	I can't wait to get the fuck out of here expr.	buradan siktir olup gitmek için sabırsızlanıyorum
157	Argo	we need to get the fuck out of here expr.	buradan hemen siktir olup çıkmamız gerekiyor
158	Argo	not here to fuck spiders [australia] expr.	boşa harcayacak vakti yok
159	Argo	not here to fuck spiders [australia] expr.	oyalanacak vakti yok
160	Argo	not here to fuck spiders [australia] expr.	dalga geçmek için burada değil
161	Argo	not here to fuck spiders [australia] expr.	lüzumsuz işlerle uğraşacak vakti yok
162	Argo	not here to fuck spiders [australia] expr.	burada aylaklık etmek için bulunmuyor
163	Argo	not here to fuck spiders [australia] expr.	soytarılığa/şaklabanlığa gelmemiş