heyecanla - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

heyecanla



"heyecanla" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 12 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
heyecanla excitedly zf.
General
heyecanla hotly zf.
heyecanla heatedly zf.
heyecanla agitatedly zf.
heyecanla emotionally zf.
heyecanla in a stew zf.
heyecanla agog zf.
heyecanla on tiptoe zf.
heyecanla up zf.
Idioms
heyecanla all agog expr.
heyecanla out of one's skin expr.
Slang
heyecanla wobbly zf.

"heyecanla" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç

Türkçe İngilizce
General
abartılı heyecanla okunan yazı dithyramb i.
heyecanla okumak spout f.
bir şeyin verdiği heyecanla dolu olmak be flushed with f.
heyecanla söylemek sputter f.
heyecanla bağıra çağıra konuşmak rant and rave f.
heyecanla anlatmak rhapsodize f.
heyecanla beklemek wait excitedly f.
heyecanla anlatmak rhapsodise f.
heyecanla dolup taşmak bubble f.
heyecanla teşvik etmek romp f.
heyecanla hareket etmek fret f.
heyecanla/merakla bakan fresh-eyed s.
heyecanla dolmuş on-air s.
Phrasals
heyecanla (bir şeye/yere) girmek stumble into (something or some place) f.
heyecanla gözleri açılmak/büyümek glaze up f.
üzerine heyecanla/hararetle konuşmak/yazmak gush over f.
(biri/bir şey) üzerine heyecanla/hararetle konuşmak/yazmak gush over (someone or something) f.
(bir hisle, heyecanla) hoplayıp zıplamak jump with (something) f.
(birini/bir şeyi) heyecanla anlatmak rhapsodize over (someone or something) f.
gayretle/heyecanla (bir şeye) başlamak/girişmek swing into (something) f.
(korkuyla, heyecanla) titremek tremble with (something) f.
Phrases
ilk heyecanla in the first flush of passion expr.
ilk heyecanla (in) the first flush of youth expr.
Colloquial
başkalarını ilgilendirmeyen bir konuda heyecanla/uzun uzadıya konuşmak be on f.
başkalarını ilgilendirmeyen bir konuda heyecanla/uzun uzadıya konuşmak be on about f.
(bir şey yapmayı) heyecanla beklemek can't wait (to do something) f.
heyecanla beklemek can't wait f.
yoğun enerji ve heyecanla dolu amped-up s.
(biri) heyecanla bekliyor (one) can't wait expr.
Idioms
heyecanla beklemesine yol açmak build up (one's) hopes f.
heyecanla beklemesine yol açmak build up somebody’s hopes f.
heyecanla beklemesine yol açmak raise somebody’s hopes f.
bir şeyi heyecanla beklemek wait for something with bated breath f.
büyük bir heyecanla başlamak start with a bang f.
büyük bir heyecanla başlamak start off with a bang f.
heyecanla dolmak burst with excitement f.
heyecanla dolu olmak burst with excitement f.
heyecanla/endişeyle bir oraya bir buraya yürüyüp durmak pace the floor f.
heyecanla beklemek be on pins and needles f.
şevkle/heyecanla tanıtımını yapmak beat the drum f.
şevkle/heyecanla tanıtımını yapmak bang the drum f.
heyecanla konuşmak talk up a storm f.
(heyecanla) ellerini ovuşturmak be rubbing (one's) hands (with glee) f.
heyecanla beklemek be rubbing your hands together f.
(heyecanla) ellerini ovuşturmak be rubbing your hands with glee f.
heyecanla beklemek hold your breath f.
bir şeyden heyecanla/hevesle bahsetmek wax lyrical about something f.
bir şeyden heyecanla/hevesle bahsetmek wax lyrical about f.
bir şeyden heyecanla/hevesle bahsetmek wax lyrical over f.
heyecanla beklemek be holding (one's) breath f.
(birinin/bir şeyin) şevkle/heyecanla tanıtımını yapmak beat the drum (for somebody/something) f.
(birinin/bir şeyin) şevkle/heyecanla tanıtımını yapmak bang the drum (for somebody/something) f.
(birinin/bir şeyin) şevkle/heyecanla tanıtımını yapmak bang the drum for (someone or something) f.
heyecanla beklemek be holding your breath f.
heyecanla dolup taşmak burst with excitement f.
heyecanla gelmek come running f.
heyecanla gelmek/gitmek/katılmak go with bells on f.
ilk heyecanla (in) the first flush of enthusiasm expr.
Religious
heyecanla bağırarak konuşan vaiz tub preacher i.
Slang
şevkle/heyecanla başlamak get it on f.
heyecanla başlamak get it on f.