ile vermek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ile vermek



"ile vermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
ile vermek intersperse with f.

"ile vermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 84 sonuç

Türkçe İngilizce
General
karne ile vermek ration f.
makine ile yapmak veya şekil vermek machine f.
pırıldak ile işaret vermek heliograph f.
kepçe ile vermek ladle f.
oy çokluğu ile karar vermek decide by majority of votes f.
artırma ile satılan bir şey için önce bir miktar para vermek ya da önermek submit a bid f.
kira ile vermek farm f.
ile ilgili karar vermek make a decision on f.
makine ile biçim vermek machine f.
el ile uzanarak bir şey vermek rax f.
(bir işi) (birine) kontrat ile vermek let f.
(bir işi) (birine) sözleşme ile vermek let f.
ahşap veya metal insan ayağı maketi ile şekil vermek (ayakkabıya) last f.
maşa ile düzenli ve iri dalgalar yaparak saça şekil vermek marcel f.
(bir kadına) steroid takviyesi ile erkek özellikleri vermek masculinize f.
(bir kadına) steroid takviyesi ile erkek özellikleri vermek masculinise f.
(bir kadına) steroid takviyesi ile erkek özellikleri vermek masculinize f.
(bir kadına) steroid takviyesi ile erkek özellikleri vermek masculinise f.
diploma ile unvan vermek diplomate [obsolete] f.
rulet ile şekil vermek roulette f.
(davete) evet veya hayır ile cevap vermek rsvp f.
sağduyu ile karar vermek pick f.
ön anlaşma ile söz vermek precontract f.
ön sözleşme ile taahhüt vermek precontract f.
peşin hüküm ile zarar vermek prejudice f.
bileme aleti ile şekil vermek strickle f.
… ile oy vermek suffragate f.
Phrasals
egzersiz ve diyet ile kilo vermek train down f.
egzersiz ve diyet ile kilo vermek train off f.
ile savaşım vermek walk out f.
ile ilgili güven/güvence vermek reassure someone about something f.
(bir şey ile) karşılık vermek counter with something f.
-ile ilham vermek inspire with f.
(ile) yön vermek steer with f.
ile onur vermek grace with f.
ile şeref vermek grace with f.
ile sıkıntı vermek beset with f.
ile sıkıntı vermek besiege with f.
ile evlenme sözü vermek betroth to f.
ile sıkıntı/rahatsızlık vermek burden with f.
ile ilgili tavsiye vermek counsel about f.
ile karşılık vermek counter with f.
ile bir şeyin yüzeyine zarar vermek deface with f.
ile sıkıntı vermek encumber with f.
ile aynı ismi vermek name for f.
ile sıkıntı vermek plague with f.
ile ilgili demeç vermek pronounce on f.
ile ilgili güven/güvence vermek reassure about f.
ile ziyafet çekmek/vermek regale with f.
ile karşılığını vermek repay with f.
ile emeğinin/hizmetinin karşılığını vermek repay with f.
ile ilham vermek replenish with f.
ile acı/ıstırap vermek smite with f.
ile keyif vermek thrill with f.
ile ilgili rahatsızlık vermek trouble about f.
ile zahmet vermek trouble with f.
Colloquial
ile mercimeği fırına vermek have it away with f.
ile mercimeği fırına vermek have it off with f.
ile enerji vermek power with f.
Idioms
(birine başka biri ile ilgili) koz vermek give (one) a jump on (someone or something) f.
(birine başka biri ile ilgili) koz vermek give (one) the jump on (someone or something) f.
Trade/Economic
aynı ile yanıt vermek tit for tat f.
kredi ile vermek finance f.
Law
jüri kararı ile hüküm vermek give f.
Politics
avam kamarası ile müzakere ettikten sonra hüküm vermek report out f.
(belirli hak ve ayrıcalıklar ile) oturma izni vermek denizen f.
Technical
bir alet ile şekil vermek tool f.
pırıldak ile işaret vermek heliograph f.
alçı ile şekil vermek run f.
(taş parçasını) kama ve tirfil ile kırıp şekil vermek plug f.
Textile
model vermek için ipi tığ ile çekmek hook f.
Medical
boğaza kanül ile oksijen vermek intubate f.
Chemistry
alıcı madde ile kombinasyon için (elektron, atom) vermek donate f.
kimyasal birleşim ile yanıt vermek satisfy f.
Religious
incil ile ilgili vaaz vermek evangelize f.
incil ile ilgili vaaz vermek evangelise f.
Military
sualtı bombası ile zarar vermek depth-charge f.
sualtı bombası ile zarar vermek depth-bomb f.
Volleyball
kanat plonjonu ile pas vermek chicken-wing f.
Cinema
(komut ile) çekim başladı sinyali vermek cue f.
Slang
dersini vermek (kavga ile) kick some butt f.
dersini vermek (kavga ile) kick somebody's ass f.
dersini vermek (kavga ile) kick somebody's butt f.
dersini vermek (kavga ile) kick ass f.