Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | kötü bir durumda | in a bad way expr. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | durumda kötü bir gelişme olmak | fall in f. |
Öbek Fiiller | durumda kötü bir gelişme olmak | fall into f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | kötü bir durumda yapabileceğinin en iyisini yapmak | make the best of it f. |
Konuşma Dili | çok kötü bir durumda | out of it expr. |
Konuşma Dili | (bir önceki döneme/sezona göre) daha kötü durumda | in worse spot expr. |
Idioms | ||
Deyim | kötü bir durumda olmak | be out at the heels f. |
Deyim | daha kötü/sıkıntılı/problemli bir durumda olmak | be worse off f. |
Deyim | kötü bir durumda ölmek | die like a dog f. |
Deyim | zor, üzücü, talihsiz, kötü bir durumda eğlenceli bir yan bulmak | see the funny side of something f. |
Deyim | kötü bir durumda olmak | be in a state f. |
Deyim | kötü bir durumda olmak | get into a state f. |
Deyim | kötü/talihsiz bir durumda elindekinden de olmamak | save the furniture [australia] f. |
Religious | ||
Dini | kötü bir durumda son çare olarak tanrı' ya yalvarma ya da sitem etme | quicksand jesus i. |