kötü biri - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kötü biri



"kötü biri" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
kötü biri bad sort i.
Idioms
kötü biri a bad sort i.

"kötü biri" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 66 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yahudi inancındaki kötü ruhlardan biri daimon i.
gelmiş geçmiş en kötü günlerden biri one of the worst days ever i.
biri için kötü konuşmak badmouth f.
Phrasals
(biri) için kötü bir dilekte bulunmak wish (someone or something) off on (someone) f.
(biri) için kötü bir şey dilemek wish (someone or something) off on (someone) f.
(biri) için kötü bir dilekte bulunmak wish on (someone) f.
(biri) için kötü bir şey dilemek wish on (someone) f.
Colloquial
biri iyi bir kötü insan a jekyl and hyde i.
biri hakkında kötü konuşmak dirty-mouth f.
(biri veya kendi) için kötü olmak do (oneself) no favors f.
(biri) için iyi/kötü olmak do somehow for (someone) f.
kötü biri olduğu her halinden belli olmak have evil written all over one f.
(biri) kötü gününde not (one's) day expr.
biri kötü gününde this is not one's day expr.
biri kötü gününde not someone's day expr.
(biri/bir şey) için kötü hell on (someone or something) expr.
(biri/bir şey için) daha kötü so much the worse (for someone or something) expr.
(biri) için kötü so much the worse for expr.
Idioms
dışarıdan iyi görünüp iç yüzü kötü olan bir şey/biri devil in disguise i.
kötü biri/şey a nasty piece of work i.
kötü gününde sırtını dayayacak biri a pillar of strength i.
kötü gününde sırtını dayayacak biri a tower of strength i.
kötü gününde sırtını dayayacak biri a tower of strength i.
kötü gününde sırtını dayayacak biri a pillar of strength i.
kötü kalpli biri a bad sort i.
kötü niyetli biri a bad sort i.
kötü huylu biri a bad sort i.
kötü biri veya durum tarafından bozulmamış/kirlenmemiş hava breath of fresh air i.
biri hakkında kötü bir şey bilmek have dirt on someone f.
düşünüldüğü kadar kötü biri olmak be as black as one is painted f.
söylendiği kadar kötü biri olmak be as black as one is painted f.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak heap scorn on somebody/something f.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak pour scorn on somebody/something f.
(biri/bir şey) hakkında kötü düşüncelere sahip olmak think poorly of (someone or something) f.
(biri/bir şey) hakkında olumsuz/kötü konuşmak put the mouth on (someone or something) f.
biri/bir şey için işler fena/kötü gitmek go badly with someone or something f.
işler biri/bir şey açısından kötü/fena gitmek go badly with someone or something f.
(biri tarafından/açısından) kötü karşılanmak go down badly (with somebody) f.
(biri/bir şey) için kötü olmak be bad news (for somebody/something) f.
(biri) için kötü olmak be hell on (one) f.
(biri/bir şey hakkında) kötü düşünmemek give (someone or something) the benefit of the doubt f.
(biri) için kötü olmak go hard with (someone) f.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak heap scorn on somebody/something f.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak pour scorn on somebody/something f.
(biri/bir şey) hakkında kötü konuşmak speak ill of (someone or something) f.
(biri/bir şey) hakkında kötü düşünmek think ill of (someone or something) f.
(biri/bir şey) için kötü death on (someone or something) s.
(biri/bir şey) için kötü death on someone/something s.
kötü biri değil not a bad sort expr.
aslında kötü biri değil not a bad sort expr.
(biri) anlatıldığı kadar kötü değil not as black as (one) is painted expr.
(biri) söylendiği kadar kötü değil not as black as (one) is painted expr.
(biri) düşünüldüğü kadar kötü değil not as black as (one) is painted expr.
anlatıldığı kadar kötü (biri) değil not as black as (one) is painted expr.
söylendiği kadar kötü (biri) değil not as black as (one) is painted expr.
düşünüldüğü kadar kötü (biri) değil not as black as (one) is painted expr.
anlatıldığı kadar kötü biri değil not as black as you are painted expr.
söylendiği kadar kötü biri değil not as black as you are painted expr.
düşünüldüğü kadar kötü biri değil not as black as you are painted expr.
Speaking
ben kötü biri değilim I'm not a bad person expr.
ben kötü biri değilim I am not a bad person expr.
Furniture
içinde biri kötü hava koşulları diğeri ise iyi hava koşullarını bildiren iki insan olan bir maket ev weather house i.
içine biri kötü diğeri iyi hava tahmini yapan iki figür yerleştirilmiş maket ev weather box i.
Slang
biri/bir şey için kötü niyetle ve kin dolu konuşma bitchfest i.
(biri/bir şey) için kötü olmak do a job on (someone or something) f.
(biri) kötü şans getirecek bir şey yapmış olmalı (one) must have killed a chinaman [dated] expr.