kararlaştırmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kararlaştırmak



"kararlaştırmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kararlaştırmak determine f.
General
kararlaştırmak appoint f.
kararlaştırmak decide f.
kararlaştırmak fix up on f.
kararlaştırmak settle f.
kararlaştırmak resolve f.
kararlaştırmak determine f.
kararlaştırmak assign f.
kararlaştırmak fix on f.
kararlaştırmak agree on f.
kararlaştırmak set f.
kararlaştırmak arrange f.
kararlaştırmak fix f.
kararlaştırmak concert f.
kararlaştırmak slate f.
kararlaştırmak strike f.
kararlaştırmak agree f.
kararlaştırmak fix upon f.
kararlaştırmak agree upon f.
kararlaştırmak addeem [obsolete] f.
kararlaştırmak addoom [obsolete] f.
kararlaştırmak affeer f.
kararlaştırmak will f.
kararlaştırmak bethink f.
kararlaştırmak condescend [obsolete] f.
Phrasals
kararlaştırmak stand together f.
kararlaştırmak nail down f.
kararlaştırmak fix up f.
Trade/Economic
kararlaştırmak assign f.
kararlaştırmak agree f.
Law
kararlaştırmak adjudicate f.
kararlaştırmak fix f.
kararlaştırmak pass f.
kararlaştırmak settle f.

"kararlaştırmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir tarih kararlaştırmak assign a date f.
önceden kararlaştırmak predetermine f.
kararlaştırmak (tarih/gün vb) appoint f.
oylayarak kararlaştırmak vote f.
kararlaştırmak (tarih/miktar vb) fix f.
kısmen kararlaştırmak semiresolute f.
oybirliğiyle kararlaştırmak decide unanimously f.
oybirliği ile kararlaştırmak decide unanimously f.
yeniden kararlaştırmak redecide f.
(meseleyi) kararlaştırmak determinate [obsolete] f.
(bir şeyin) tam boyut ve şeklini kararlaştırmak develop f.
buyurur gibi kararlaştırmak dictate f.
Phrasals
birini/bir şeyi kararlaştırmak agree upon someone or something f.
birini/bir şeyi kararlaştırmak agree on someone or something f.
birini/bir şeyi kararlaştırmak agree upon someone or something f.
birini/bir şeyi kararlaştırmak agree on someone or something f.
(bir şeyi) kararlaştırmak fix on (something) f.
(birinin/bir şeyin bir şey) yapmasını kararlaştırmak slate (someone or something) for (something) f.
Law
önceden kararlaştırmak presettle f.
Archaic
önceden kararlaştırmak predestinate f.