Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kişisel olarak | personally zf. | ||
Speaking personally, I have no problem with the idea of doubling them. Kişisel olarak konuşacak olursam, iki katına çıkarılması fikriyle bir sorunum yok. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | kişisel olarak | where someone lives expr. | ||
Law | ||||
Hukuk | kişisel olarak | in propria persona zf. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | kişisel olarak katılma | personal involvement i. |
Genel | dövüş yemini olarak düşmanın alması için yere atılan eldiven, şapka gibi kişisel eşya | gauge i. |
Genel | kişisel olarak tecrübe edilen | direct s. |
Idioms | ||
Deyim | kişisel olarak etkilemek | come home f. |
Deyim | kişisel ve duygusal olarak çok önemli | dear to (one's) heart expr. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | bir borç karşılığında kişisel malların teminat olarak yatırılması | pledge i. |
Tourism | ||
Turizm | yemek yiyen her kişinin kişisel ihtiyaçlarına uygun olarak, yiyeceklerin büyük bir tabakla masaya getirildiği ve müşterinin istediği porsiyonda kendisine verildiği restoran servisi | silver service i. |
Technical | ||
Teknik | harçların hesaptaki toplam varlıklara göre alındığı kişisel olarak yönetilen yatırım hesabı | wrap account i. |
Education | ||
Eğitim | bireyin geçmişteki ortalama performansına dayalı olarak saptanan kişisel standart | norm i. |