kicking - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kicking

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"kicking" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 12 sonuç

İngilizce Türkçe
General
kicking i. tepme
kicking i. arka arkaya tekmelerle yapılan şiddetli bir saldırı
Sport
kicking i. (yüzme ve jimnastikte) bacakların ritmik hareketi
kicking i. tekme atma
Slang
kicking s. müthiş
kicking s. olağanüstü
kicking s. şık (giysi)
kicking s. hayat dolu
kicking s. hareketli
kicking s. modaya uygun
kicking s. dinç
kicking s. zinde

"kicking" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 70 sonuç

İngilizce Türkçe
General
kicking the habit i. sigarayı bırakma
kicking the can i. erkek çocuklarının okul bahçesinde oynadığı bir tür saklambaç oyunu
Colloquial
be dragged kicking and screaming f. zorla götürülmek/yaptırılmak
be dragged kicking and screaming f. yaka paça götürülmek/yaptırılmak
be dragged kicking and screaming f. ite kaka götürülmek/yaptırılmak
be dragged kicking and screaming f. zorla sürüklenmek
be dragged kicking and screaming f. yaka paça sürüklenmek
be dragged kicking and screaming f. ite kaka sürüklenmek
Idioms
alive and kicking i. hayat dolu
have as much chance as a one-legged man in a butt kicking contest f. hiç şansı olmamak
drag someone kicking and screaming f. birini zorla götürmek
drag someone kicking and screaming f. birine isteği dışında bir şey yapmak/yaptırmak
drag someone kicking and screaming f. birini yaka paça götürmek
drag someone kicking and screaming f. birini ite kaka götürmek
drag someone kicking and screaming f. birini zorla sürüklemek
drag someone kicking and screaming f. birini yaka paça sürüklemek
drag someone kicking and screaming f. birini ite kaka sürüklemek
be alive and kicking f. hayat dolu olmak
be alive and kicking f. cıvıl cıvıl olmak
be alive and kicking f. iyi ve hayat dolu olmak
be alive and kicking f. hareketli olmak
be alive and kicking f. eli ayağı tutmak
be alive and kicking f. fıkır fıkır olmak
be alive and kicking f. zinde olmak
alive and kicking s. güçlü ve çekici
alive (live) and kicking (well) s. hayat dolu
alive (live) and kicking (well) s. cıvıl cıvıl
alive (live) and kicking (well) s. zinde
alive (live) and kicking (well) s. eli ayağı tutan
alive (live) and kicking (well) s. iyi ve hayat dolu
alive (live) and kicking (well) s. sağ salim
alive (live) and kicking (well) s. sağ selamet
alive (live) and kicking (well) s. sağ ve sağlıklı
alive (live) and kicking (well) s. hayat dolu
alive (live) and kicking (well) s. cıvıl cıvıl
alive (live) and kicking (well) s. zinde
alive (live) and kicking (well) s. eli ayağı tutan
alive (live) and kicking (well) s. iyi ve hayat dolu
alive (live) and kicking (well) s. sağ salim
alive (live) and kicking (well) s. sağ selamet
alive (live) and kicking (well) s. sağ ve sağlıklı
live and kicking s. zinde
live and kicking s. turp gibi
live and kicking s. sapasağlam
live and kicking s. sağ ve sağlıklı
live and kicking s. iyi ve hayat dolu
alive and kicking expr. cıvıl cıvıl
like kicking dead whales down the beach expr. deveye hendek atlatma
alive and kicking expr. deli dolu
alive and kicking expr. fıkır fıkır
alive and kicking expr. eli ayağı tutan
alive and kicking expr. hareketli
alive and kicking expr. iyi ve hayat dolu
kicking and screaming expr. zorla
kicking and screaming expr. ite kaka
kicking and screaming expr. yaka paça
kicking and screaming expr. palas pandıras
kicking and screaming expr. paldır küldür
kicking and screaming expr. çığlık kıyamet
kicking and screaming expr. bağırış çığırış
Technical
kicking plate i. çelik bağlantı yaprağı
kicking piece i. dayanma takozu
Automotive
kicking out of gear i. vitesi boşa atma
Marine
kicking strap (uk) i. pupa palangası
Sport
place-kicking i. yerden vuruş
Slang
kicking it i. arkadaşlarıyla takılma
kicking it i. biriyle yatma
be busier than a one-legged man in a butt-kicking contest f. başını kaşıyacak vakti olmamak
be busier than a one-legged man in a butt-kicking contest f. çok meşgul/yoğun olmak
Star Wars
kicking the rancor i. rancoru tekmeleme