loaded - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

loaded

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"loaded" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 41 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
loaded s. yüklü
General
loaded s. para babası
loaded s. doldurulmuş
loaded s. yüklenmiş
loaded s. hileli (zar)
loaded s. dolu
loaded s. dolu (silah)
loaded s. (zar) ağırlık fazlalığı nedeniyle dengesiz
loaded s. büyük öneme sahip
loaded s. büyük ciddiyete sahip
loaded s. büyük anlama sahip
loaded s. (soru) tuzaklı
loaded s. (soru) tahmin edilebilir bir cevap verilecek şekilde
loaded s. sinirden patlayacak halde
Colloquial
loaded s. alkollü
loaded s. alkol katılmış
loaded s. yüksek alkollü
loaded s. yüksek alkol içeren
loaded s. tam donanımlı (araba)
loaded s. olabilecek tüm aksesuarlara sahip (araba)
loaded s. (aksesuar bakımından) dolu
Trade/Economic
loaded s. dolu
Technical
loaded s. çalışır durumda
loaded s. yüklü
loaded s. (ateşli silah) mermi dolu
loaded s. aksesuarlarla donatılmış
loaded s. özelliklerle donatılmış
loaded s. patlayıcı içeren
Computer
loaded expr. yüklendi
Anatomy
loaded s. (omuz) üst kasları fazla gelişmiş
Linguistics
loaded s. (kelime, ifade) duygusal tepki oluşturabilecek güçlü çağrışımları olan
loaded s. (kelime) farklı anlamları olan
Baseball
loaded s. üç kalede de koşucunun olduğu durumda
Slang
loaded s. çakırkeyif
loaded s. kafası dumanlı
loaded s. paralı
loaded s. sarhoş
loaded s. zengin
British Slang
loaded s. zil zurna sarhoş
loaded s. varlıklı
loaded s. zengin

"loaded" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 181 sonuç

İngilizce Türkçe
General
loaded dice i. hileli zar
loaded question i. şaşırtıcı soru
loaded price i. yüklü fiyat
loaded dices i. hileli zarlar
loaded language i. duygu odaklı/yüklü dil/konuşma
loaded question i. şaşırtmacalı soru
loaded gun i. dolu tabanca
loaded gun i. dolu silah
loaded dice i. kuralları manipüle ederek elde edilen avantaj
be loaded f. yüklenmek
be loaded f. sarhoş olmak
be loaded f. yüklü olmak
play with loaded dice f. bir tarafı daha ağır olan zarla oynamak
play with loaded dice f. hileli zarla oynamak
fully loaded s. tamamen doldurulmuş
fully loaded s. tamamen yüklü
fully loaded s. tamamen dolu
more-heavily-loaded s. daha ağır yüklü
loaded down s. iş yüküyle dolu
loaded down s. endişeyle dolu
loaded down s. ağır yük taşıyan
Colloquial
loaded [us] s. çeşitli seçeneklerle dolu
loaded [us] s. çok iyi oyuncularla dolu
Idioms
loaded to the barrel i. küfelik
loaded word i. başka anlamlar da taşıyan/içeren kelime
loaded word i. duygusal ağırlığı/önemi olan anlamlara da gelen kelime
the dice are loaded against somebody f. şans aleyhine olmak
play with loaded dice f. hileyle avantaj kazanmak
play with loaded dice f. kuralları/düzenlemeleri çiğneyerek avantaj elde etmek
the dice is loaded against someone f. şans aleyhine olmak
the dice is loaded against someone f. hiç şansı olmamak
the dice are loaded against someone f. şans aleyhine olmak
the dice are loaded against someone f. hiç şansı olmamak
loaded to the gills s. alkol duvarını aşmış
loaded for bear s. aşırı sinirlenmiş
loaded for bear s. küplere binmiş
loaded to the gills s. küfelik
loaded to the gills s. ağzına kadar dolu
loaded to the gills s. tamamen dolu
loaded to the gills s. silme dolu
loaded to the gills s. tıka basa dolu
loaded to the gills s. tamamen sarhoş
loaded to the gills s. zil zurna sarhoş
loaded to the gills s. körkütük sarhoş
loaded to the gills s. kendinden geçmiş
loaded to the gills s. alkolden/uyuşturucudan kendini kaybetmiş
loaded to the gills s. kafası çok iyi
loaded to the gills s. kontrolünü kaybetmiş
loaded for bear s. en zor problemlere karşı hazırlıklı
loaded for bear s. olabilecek en kötü senaryolara karşı hazırlıklı
loaded for bear s. en zor problemlere karşı gardını almış
loaded for bear s. her türlü sıkıntıya karşı hazırlıklı
loaded for bear s. (zorlu bir göreve karşı) tam donanımlı
loaded to the barrel expr. alkol duvarını aşmış
loaded for bear expr. çok sinirli
loaded to the barrel expr. zil zurna sarhoş
loaded to the gills expr. zil zurna sarhoş
the dice are loaded expr. şans aleyhine
the dice are loaded expr. hiç şansı yok
Speaking
never come in here loaded again expr. sarhoş bir şekilde gelme bir daha buraya
the gun is loaded expr. silah dolu
the gun is loaded expr. tabanca dolu
Trade/Economic
hot loaded s. fabrikada kurulmuş
hot loaded s. fabrikada yüklenmiş
Politics
batch loaded reactor i. füzyon olacak malzemesi doldurulmuş reaktör
front-loaded access i. önceden kullanım olanağı
Technical
weight-loaded valve i. ağırlıkla çalışan vana
rear end loaded refuse collection vehicle i. arkadan yüklemeli çöp toplama taşıtı/aracı
effect of loaded heavy duty castors i. ağır yük tekerleği etkisi
rear-end loaded vehicle i. arkadan yüklemeli araç
rear-end loaded vehicles i. arkadan yüklemeli araçlar
axially loaded cantilever rod i. eksenel yüklü ankastre çubuk
eccentrically loaded column i. eksendışı yüklü kolon
axially loaded column i. eksenel yüklü kolon
axially loaded strut i. eksenel yüklü dikme
test chamber loaded with heat-dissipating specimens i. ısı yayan numunelerle yüklenmiş deney odası
snow loaded tree i. karla yüklü ağaç
self-loaded deformation i. kendi yükünden kaynaklanan şekil bozukluğu
self-loaded deformation i. kendi ağırlığından kaynaklanan şekil bozukluğu
normally loaded clay i. normal yüklenmiş kil
transformer loaded with non-sinusoidal currents i. sinüzoidal olmayan akımlarla yüklenmiş transformatör
uniaxially loaded tension specimen i. tek yönlü yüklenmiş çekme numunesi
loaded inverted filter i. ters filtre
cyclically loaded structures i. tekrarlı yüklenen yapılar
uniformly loaded beam i. üniform yüklü kiriş
spring-loaded clutch i. yay baskılı debriyaj
batch loaded reactor i. yakıt yüklü reaktör
spring-loaded safety valve i. yaylı emniyet ventili
loaded printed wire board i. yüklü baskılı tel levha
loaded span i. yüklü açıklık
loaded belt i. yüklü kayış
loaded printed wire board i. yüklenmiş baskılı tel levha
loaded stratum i. yüklü katman
loaded layer i. yüklü tabaka
loaded clay i. yüklenmiş kil
loaded span i. yüklenmiş açık
stable loaded i. yüklü kararlılık
loaded state i. yüklü hal
loaded state i. yüklü durum
loaded impedance i. yüklü empedans
loaded footing i. yüklü temel
loaded soil i. yüklü zemin
loaded circuit i. yüklenmiş devre
loaded layer i. yüklü katman
loaded grinding wheel i. yüklü taşlama çarkı
loaded stratum i. yüklü tabaka
loaded circuit i. yüklenmiş çevrim
hot loaded s. fabrıkada yüklenmiş
hot loaded s. kurulmuş
pre-loaded s. önceden yüklenmiş
loaded or unloaded as liquids by gravity or pressure discharge s. yer çekimi veya basınç yoluyla sıvı olarak doldurulabilen veya boşaltılabilen
spring-loaded s. yay ile yüklenmiş
half-loaded s. yarı doldurulmuş
loaded at the and s. ucundan yüklü
spring-loaded s. yaylı
spring-loaded s. yay yüklü
spring-loaded s. yay ile yüklü
Computer
loaded ok/total i. tam yüklenen/toplam
loaded modules i. yüklü modüller
loaded reports i. yüklü raporlar
loaded forms i. yüklü formlar
loaded media i. yüklü ortam
hot loaded s. fabrikada kurulmuş
add-in loaded s. eklenti yüklü
hot loaded s. fabrikada yüklenmiş
media loaded s. ortam yüklü
ans loaded expr. ans yüklü
no disc loaded expr. cd takılı değil
never loaded expr. hiçbir zaman yüklenmedi
new preferences loaded expr. yeni tercihler yüklendi
loaded from expr. yüklenilen yer
not loaded expr. yüklenmedi
Telecom
periodically loaded waveguide i. periyodik olarak yüklü dalga kılavuzu
loaded line i. yüklü hat
Electric
loaded impedance i. yüklü empedans
Textile
spring loaded system i. yaylı besleme sistemi
spring-loaded s. yaylı  
Construction
loaded concrete i. ağır beton
Automotive
dynamic loaded radius i. dinamik yüklü yarıçap
adjusted loaded vehicle weight i. düzeltilmiş yüklü araç ağırlığı
maximum rated loaded condition i. maksimum oranda yükleme durumu
static loaded radius i. statik yüklü yarıçap
maximum mass of the loaded vehicle in traffic for the state of registration i. tescil durumu için aracin yürür vaziyetteki azami yüklü kütlesi
maximum mass of the loaded vehicle in function for the state of registration i. tescil durumu için aracin çalişir durumdaki azami yüklü kütlesi
spring loaded damper assembly i. yaylı tip sönümleme birimi
spring loaded i. yay yüklü bir parçanın yaylar tarafından yerinde tutulması
loaded vehicle weight i. yüklü araç ağırlığı
loaded section height i. yüklü kesit yüksekliği
loaded mode test i. yüklü mod testi
spring-loaded s. yaylı
Traffic
loaded weight i. yüklü ağırlık
Marine
loaded draught i. yüklü su çekme
loaded draught i. yüklü geminin su çekimi
ship to be loaded or discharged as customary expr. gemi her zaman olduğu gibi yüklenecek veya boşaltılacaktır
ship to be loaded or discharged as customary expr. gemi mutad olduğu gibi yüklenecek ya da boşaltılacaktır
Pharmaceutics
etodolac loaded poly (lactide-co-glycolide) nanoparticles i. etodolak yüklü poli (laktid-ko-glikolid) nanopartikülleri
natamycin loaded chitosan microspheres i. natamisin yüklü kitosan mikroküreleri
Chemistry
antibacterial agent loaded fungal polymer i. antibakteriyel ajan yüklü fungal polimer
Biochemistry
ketoprofen loaded albumin microspheres i. ketoprofen yüklü albumin mikroküreleri
ketoprofen loaded s. ketoprofen yüklü
Marine Biology
loaded paper i. dolgulu kağıt
Agriculture
spring-loaded tine cultivator i. yarı yaylı ayaklı kültüvatör
Geology
centrally loaded footing i. birleşik temel
eccentrically loaded footing i. eksantirikyüklü temel
Military
locked and loaded expr. ateşe hazır
locked and loaded expr. atışa hazır
Hunting
loaded for bear s. ayı gibi büyük hayvanlar için ağır fişek yüklü
Baseball
bases loaded expr. birinci, ikinci ve üçüncü kaleyi almış olma
the bases are loaded expr. birinci, ikinci ve üçüncü kalelerin dolu olduğu durum
the bases are loaded expr. tüm kaleler dolu
Printery
high loaded roll presses i. yüksek yüklü vals presleri
Slang
get loaded f. sarhoş olmak
loaded for bear s. çileden çıkmış
loaded for bear s. çok sinirli
loaded for bear s. küfelik
loaded for bear s. küplere binmiş
loaded to the gills s. sarhoş
loaded to the barrel s. sarhoş
loaded for bear s. sarhoş
bloody loaded expr. çok zengin
loaded for bear expr. zil zurna sarhoş