mümkün olan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

mümkün olan



"mümkün olan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
mümkün olan mortal s.
Trade/Economic
mümkün olan potential s.

"mümkün olan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 93 sonuç

Türkçe İngilizce
General
mümkün olan şey thinkable i.
gerekenin ötesinde mümkün olan miktar margent i.
mümkün olan en küçük parça minim i.
mümkün olan en küçük tanecik minim i.
gerçekleştirilmesi mümkün olan şey deliverable i.
mümkün olan en küçük miktar grain i.
(hedef vurmada) mümkün olan en yüksek puan possible i.
dünyada günahsız yaşamanın mümkün olduğuna olan inanç perfectibility i.
çözümü mümkün olan problem soluble i.
mümkün olan en büyük dereceye yükseltmek maximize f.
mümkün olan her şeyi yapmak move heaven and earth f.
mümkün olan her çareye başvurmak use every means possible f.
mümkün olan her yola başvurmak use every means possible f.
mümkün olan her aracı kullanmak use every means possible f.
mümkün olan en büyük dereceye yükseltmek maximise f.
mümkün olan en mükemmel hale getirmek optimalise f.
mümkün olan en etkili hale getirmek optimalise f.
mümkün olan en mükemmel hale getirmek optimalize f.
mümkün olan en etkili hale getirmek optimalize f.
transferi ya da devri mümkün olan transferable s.
miras kalması mümkün olan inheritable s.
mal edilmesi mümkün veya caiz olan appropriable s.
nakit ödenmesi mümkün olan callable s.
mümkün olan az acıyı veren humane s.
mümkün olan en düşük seviyede low s.
mümkün olan iki veya daha fazla yöntemden yalnızca biri işe yarayan one-way s.
zar zor mümkün olan outside s.
mümkün olan en erken sürede as early as possible zf.
mümkün olan yerlerde where possible zf.
mümkün olan en kısa zamanda as soon as possible zf.
mümkün olan en kısa zamanda at the soonest time possible zf.
mümkün olan en kısa zamanda as earliest as possible zf.
mümkün olan en kısa sürede as earliest as possible zf.
mümkün olan en kısa sürede at the soonest time possible zf.
mümkün olan en kısa sürede as soon as possible zf.
mümkün olan her şekilde hand and foot zf.
mümkün olan en fazla sayıda hidroksil grubu içeren anlamı veren ön ek hol- ök.
Phrasals
yelkeni mümkün olan en fazla derecede açmak carry on f.
Phrases
mümkün olan en kısa sürede in the shortest possible time expr.
mümkün olan en makul sürede as soon as practicable expr.
mümkün olan en kısa sürede in the shortest time possible expr.
mümkün olan en kısa zamanda in the shortest possible time expr.
mümkün olan en geniş şekilde (to) the greatest extent possible expr.
mümkün olan en kısa zamanda in the shortest time possible expr.
uygun/mümkün olan en kısa zamanda at one's convenience expr.
uygun/mümkün olan en kısa zamanda at one's earliest convenience expr.
Proverb
işleri mümkün olan en kolay yoldan yapmak cross the stream where it is shallowest
Colloquial
(bilardoda) oyuncunun 147 puan topladığı mümkün olan en büyük seri maximum i.
mümkün olan her şeyi yapmak stand on one's head f.
(olaydan) mümkün olan en büyük avantajı elde etmek milk f.
mümkün olan her özelliğe sahip all-singing all-dancing s.
kar potansiyeli olan ancak yatırımcı yaşlanmadan önce beklentileri karşılaması mümkün olmayan (şirket, yatırım) gray-wave s.
kar potansiyeli olan ancak yatırımcı yaşlanmadan önce beklentileri karşılaması mümkün olmayan (şirket, yatırım) grey-wave s.
mümkün olan en kısa sürede soon as possible expr.
mümkün olan en kısa zamanda soon as possible expr.
Idioms
mümkün olan her şeyi yapmaya çalışmak try (one's) utmost f.
mümkün olan her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak do/try your utmost (to do something) f.
mümkün olan her şeyi yapmak stand on head f.
mümkün olan her şekilde forty ways from sunday zf.
(bir şeyi) mümkün olan her şekilde deneyerek by all means of (something) expr.
(bir şeyin) mümkün olan her yoluyla/yöntemiyle by all means of (something) expr.
mümkün olan her şekilde six ways to sunday expr.
Speaking
iç denetleme sonuçlarını mümkün olan en kısa zamanda sizlere bildireceğiz we will inform you of the outcome of the internal review as soon as possible expr.
Trade/Economic
borçlunun haczi mümkün olan malları leviable property i.
hukuki yollardan takip edilmesi mümkün olan borç legal liability i.
mümkün olan en üst düzey bound rate i.
taksimi mümkün olan akit divisible contract i.
taksimi mümkün olan borç divisible obligation i.
teklif edilen parayla alınması mümkün olan en kaliteli mal best buy i.
temyizi mümkün olan kararlar decisions that can be appealed from i.
mümkün olan en kısa süre içinde as promptly as practicable expr.
Law
bozulması mümkün olan karar voidable judgment i.
iptali mümkün olan karar voidable judgment i.
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil casual evidence i.
suçluları yeterli incelemeler yapılmadan mümkün olan en kısa sürede tahliye eden sistem revolving door i.
dengelenmesi mümkün olan balanceable s.
intikali mümkün olan hereditable s.
Tourism
mümkün olan en uygun fiyat best possible price i.
Computer
tek kaynaktan mümkün olan tüm hedeflere yapılan yayın broadcast message i.
Marine
mümkün olan çalışma şartları possible work condition i.
prasyaları mümkün olan en eğik konuma getirmek brace sharp f.
Medical
hastaları yeterli incelemeler yapılmadan mümkün olan en kısa sürede taburcu eden sistem revolving door i.
Physiology
mümkün olan en derin soluma yapıldığında soluk havasına ek olarak ciğerlere çekilebilen hava complemental air i.
Geometry
geometrik çözümü bir çember ile konik kesitin veya iki konik kesitin kesişimi ile mümkün olan problem solid problem i.
Logic
aynı bireyi mümkün olan her dünyada tanımlayan ifade rigid designator i.
Chemistry
(inorganik asit adlarında) mümkün olan en fazla sayıda hidroksil grubu içeren anlamı veren ön ek holo- ök.
Astronomy
evrende gözlemleyebileceğimiz mümkün olan en uzak mesafe cosmic horizon i.
Philosophy
dünyada günahsız yaşamanın mümkün olduğuna olan inanç perfectionism i.
Military
abd ordusunun askerlerine yaptığı mümkün olan en yüksek aylık ödeme oranı maximum enlisted amount i.
(atom tahrip silahında infilak için) mümkün olan en erken zaman early time expr.
Card
(bazı poker çeşitlerinde) kazanması mümkün olan en düşük el minnie i.
Wagering
mümkün olan maksimum limitte bahis koyan kimse whale i.
Slang
mümkün olan her şekilde six ways from sunday expr.