müstakil - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

müstakil



"müstakil" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
müstakil self-contained s.
General
müstakil autocephalous s.
müstakil sovereign s.
müstakil separate s.
müstakil autonomous s.
müstakil distinct s.
müstakil private s.
müstakil independent s.
müstakil substantive s.
müstakil detached s.
müstakil free-standing s.
müstakil independently of zf.
Law
müstakil complete in itself i.
müstakil unqualified s.
müstakil self-contained s.
Technical
müstakil self-contained s.
Construction
müstakil detached s.
Aeronautic
müstakil self-contained s.

"müstakil" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

Türkçe İngilizce
General
müstakil şehir county borough i.
yazlık yerlerde veya şehir dışlarında bahçeli, müstakil ev villa i.
müstakil ev detached house i.
yarı müstakil ev semidetached house i.
müstakil bina detached building i.
müstakil bina detached house i.
yarı müstakil ev semi-detached house i.
yazlık yerlerde veya şehir dışlarında bahçeli, müstakil ev garden shed i.
müstakil ev single-family detached home i.
müstakil konut single family house i.
müstakil ev single family house i.
müstakil ev single-detached dwelling i.
müstakil konut single-detached dwelling i.
müstakil konut single-family detached home i.
müstakil ev separate house i.
müstakil konut separate house i.
müstakil/bağımsız/münferit varlık single entity i.
bir dizi benzer konutun parçası olan müstakil ev home unit [australia/new zealand] i.
otel, sanatoryum, hastane veya okulun bileşeni olan müstakil yapı cottage i.
yarı müstakil ev semi [uk] i.
müstakil ev single dwelling i.
yarı müstakil ev semidetached s.
müstakil (ev) detached s.
yarı müstakil (ev) semidetached s.
müstakil olan detached s.
yarı müstakil semi-detached s.
müstakil veya müşterek individual or joint s.
(aileye tahsis edilmiş ev) tam donanımlı ve müstakil self-contained [uk] s.
müstakil olarak detachedly zf.
müstakil olarak independently zf.
Trade/Economic
müstakil işletme muhasebesi entity accounting i.
müstakil bütçeli independent budgeted s.
Law
gayrimenkul üzerinde müesses müstakil ve daimi hak independent and permanent right in immovable i.
müstakil mülkiyet privately owned property i.
müstakil mülkiyet single ownership i.
Politics
kamu malı ve müstakil malın birbirine dayalı bütünlüğünü etkilemek scramble f.
Institutes
müstakil sanayici ve işadamları derneği (müsiad) independent industrialists and businessmen's association i.
Advertising
çevresinde hiçbir ilan yeri olmayan müstakil reklam alanı island position i.
çevresinde hiçbir ilan yeri olmayan müstakil reklam alanı island position i.
Technical
ikili müstakil devre iletkenleri arasındaki bir elektrik kontağı cross i.
müstakil tahrikli role individually driven roller i.
Architecture
birleşik iki müstakil ev duplex i.
yarı müstakil ev semidetached [uk] i.
yarı müstakil ev semi-detached i.
Construction
müstakil ev detached house i.
müstakil konut single-detached dwelling i.
müstakil konut detached house i.
müstakil konut separate house i.
müstakil konut single family dwelling i.
müstakil ev separate house i.
müstakil konut single-family dwelling i.
müstakil konut single-family home i.
müstakil konut single-family detached home i.
müstakil baca free-standing chimney i.
yarı müstakil semi-detached s.
Automotive
müstakil süspansiyon independent suspension i.
Railway
müstakil uyarı sistemi individual warning system i.
Aeronautic
müstakil skop autonomous display i.
yolcunun destinasyonuna kaydedilmiş ve müstakil olarak nakledilen bagaj checked baggage i.
Medical
müstakil hastalık idiopathy i.
Archaeology
müstakil heykel sculpture in the round i.
Military
müstakil bütçe stand-alone budget i.
müstakil olarak on your own expr.
Latin
müstakil olarak per se expr.
Slang
(birleşik devletler'in batısında) aileden kalan müstakil eve yerleşen kimse sooner i.