Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
separate
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"separate"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 57 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
separate
f.
ayırmak
2
Yaygın Kullanım
separate
s.
ayrı
3
Yaygın Kullanım
separate
f.
ayrılmak
4
Yaygın Kullanım
separate
s.
ayrık
General
5
Genel
separate
i.
ayırma işareti
6
Genel
separate
f.
ayrışmak
7
Genel
separate
f.
ayrıştırmak
8
Genel
separate
f.
tecrit etmek
9
Genel
separate
f.
kopmak
10
Genel
separate
f.
dağılmak
11
Genel
separate
f.
çıkmak
12
Genel
separate
f.
ayırt etmek
13
Genel
separate
f.
aralamak
14
Genel
separate
f.
ayrı yaşamak
15
Genel
separate
f.
ayrı tutmak
16
Genel
separate
f.
kaymağını almak
17
Genel
separate
f.
ayırmak
18
Genel
separate
f.
yolları ayırmak
19
Genel
separate
f.
yollarını ayırmak
20
Genel
separate
f.
mekana dağıtmak
21
Genel
separate
f.
zamana yaymak
22
Genel
separate
f.
dağıtmak
23
Genel
separate
f.
serpmek
24
Genel
separate
s.
münferit
25
Genel
separate
s.
ayırma
26
Genel
separate
s.
ayrılmış
27
Genel
separate
s.
ayrılma
28
Genel
separate
s.
bireysel
29
Genel
separate
s.
farklı
30
Genel
separate
s.
müstakil
31
Genel
separate
s.
ferdi
32
Genel
separate
s.
ayrı
33
Genel
separate
s.
cisimsiz
34
Genel
separate
s.
ruhani
35
Genel
separate
s.
maddi olmayan
36
Genel
separate
s.
tinsel
Law
37
Hukuk
separate
i.
mahfuz
38
Hukuk
separate
s.
ayrı
39
Hukuk
separate
s.
bölünmüş
Technical
40
Teknik
separate
i.
ayırma işleminde elde edilen belirli boyut veya derecedeki toprak partikülü grubu
41
Teknik
separate
f.
bölmek
42
Teknik
separate
s.
ayrı
Medical
43
Medikal
separate
f.
(vücut bölümünü) kemiğin yerine başka kemik yerleştirerek yerinden çıkarmak
Math
44
Matematik
separate
f.
(diferansiyel denklemin değişkenlerini) bağımsız ve bağımlı değişkenlerin diferansiyelleri yalnızca bu değişkenlerin fonksiyonları olacak şekilde yazmak
Religious
45
Dini
separate
i.
1740-42 amerikan canlanma hareketi sırasında dinde canlanma ve duygusallığı tercih eden grubun üyesi olan kimse
46
Dini
separate
i.
1740-42 amerikan canlanma hareketinden doğan baptist mezhebine mensup bir grubun üyesi
Printery
47
Matbaa
separate
i.
ayrıbasım
Archaic
48
Eski Kullanım
separate
f.
özel bir amaç için ayırmak
49
Eski Kullanım
separate
f.
seçmek
50
Eski Kullanım
separate
f.
tahsis etmek
51
Eski Kullanım
separate
f.
adamak
52
Eski Kullanım
separate
f.
yaymak
53
Eski Kullanım
separate
f.
salgılamak
54
Eski Kullanım
separate
s.
diğer insanlardan ayrıma ile nitelenen
55
Eski Kullanım
separate
s.
tek başına
56
Eski Kullanım
separate
s.
tecrit edilmiş
57
Eski Kullanım
separate
s.
inzivaya çekilmiş
"separate"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 171 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
separate poperty
i.
ayrılık mülkiyeti
2
Genel
a separate cell
i.
ayrı bir hücre
3
Genel
separate system
i.
ayrı sistem
4
Genel
separate house
i.
müstakil konut
5
Genel
separate house
i.
müstakil ev
6
Genel
separate into grains
f.
tanelemek
7
Genel
separate into
f.
ayırmak
8
Genel
separate into segments
f.
dilimlemek
9
Genel
separate into fractions
f.
küçük parçalara ayırmak
10
Genel
separate into factions
f.
hizipleşmek
11
Genel
consider something separate
f.
ayrı tutmak
12
Genel
keep (someone/something) separate
f.
ayrı tutmak
13
Genel
remain separate
f.
ayrı kalmak
14
Genel
separate from one's spouse
f.
eşinden ayrılmak
15
Genel
separate from her husband
f.
kocasından ayrılmak
16
Genel
separate from his wife
f.
karısından ayrılmak
17
Genel
separate out
f.
ayırıp kenara koymak
18
Genel
separate out
f.
filtrelemek
19
Genel
separate out
f.
elekten geçirmek
20
Genel
separate out
f.
arasından seçmek
21
Genel
hold separate
f.
ayrı tutmak
22
Genel
separate legally
f.
resmi olarak ayrılmak
23
Genel
separate legally
f.
yasal olarak ayrılmak
24
Genel
keep the drinking water separate
f.
içme suyunu ayrı tutmak
25
Genel
separate someone from someone else
f.
birini başka birinden ayırmak
26
Genel
separate from/divorce/split up with one's husband/wife/spouse
f.
eşinden ayrılmak
27
Genel
separate a room (with a partition)
f.
odayı bölmek
28
Genel
separate/split beds
f.
yatak ayırmak
29
Genel
live in separate houses
f.
ayrı evlerde yaşamak
30
Genel
imprison someone in a separate cell
f.
birini ayrı bir hücreye kapamak/hapsetmek
31
Genel
imprison someone in a separate cell
f.
birini ayrı bir hücreye kapamak/hapsetmek
32
Genel
quite separate
s.
apayrı
33
Genel
divided into separate articles
s.
madde madde
34
Genel
sep (separate)
s.
ayrı
35
Genel
sep (separate)
s.
ayrılmış
36
Genel
under separate cover
zf.
ayrı olarak
37
Genel
under separate cover
zf.
ayrı bir zarfta
38
Genel
in separate parts
zm.
bölük bölük
Phrasals
39
Öbek Fiiller
separate something off
f.
bir şeyi bir şeyden ayırmak
40
Öbek Fiiller
separate something off from something
f.
bir şeyi bir şeyden ayırmak
41
Öbek Fiiller
separate something out of something
f.
bir şeyi bir şeyden ayırmak
42
Öbek Fiiller
separate something out
f.
bir şeyi bir şeyden ayırmak
43
Öbek Fiiller
separate the kids into smaller groups
f.
çocukları daha küçük gruplara ayırmak
44
Öbek Fiiller
separate off from something
f.
-den ayrılmak
45
Öbek Fiiller
separate from
f.
-den ayırmak
46
Öbek Fiiller
separate from
f.
-den ayrılmak
47
Öbek Fiiller
separate from (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak/kopmak
48
Öbek Fiiller
separate from (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) ayırmak/koparmak
49
Öbek Fiiller
separate from (someone)
f.
(birinden/eşinden) ayrı yaşamak
50
Öbek Fiiller
separate into (something)
f.
daha küçük (gruplara/parçalara) ayrılmak/bölünmek
51
Öbek Fiiller
separate into (something)
f.
daha küçük (gruplara/parçalara) ayırmak/bölmek
52
Öbek Fiiller
separate off
f.
-den ayırmak
53
Öbek Fiiller
separate off
f.
-den ayrılmak
54
Öbek Fiiller
separate off (from someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak
55
Öbek Fiiller
separate off (from someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) ayırmak
56
Öbek Fiiller
separate off from
f.
-den ayırmak
57
Öbek Fiiller
separate off from
f.
-den ayrılmak
58
Öbek Fiiller
separate out of
f.
-den ayırmak
59
Öbek Fiiller
separate out of
f.
-den ayrılmak
60
Öbek Fiiller
separate out of (something)
f.
(bir şeyden) ayrılmak
61
Öbek Fiiller
separate out of (something)
f.
(bir şeyden) ayırmak
Phrases
62
İfadeler
separate but equal
expr.
ayrı ama eşit
Colloquial
63
Konuşma Dili
three separate groups
i.
üç ayrı grup
Idioms
64
Deyim
go one's separate ways
f.
ayrılmak
65
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
değerliyi değersizden ayırmak
66
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
değerliyi değersizden ayırmak
67
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
iyiyi kötüden ayırmak
68
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
iyiyi kötüden ayırmak
69
Deyim
separate the men from the boys
f.
iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırmak
70
Deyim
separate the sheep from the goats
f.
iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırmak
71
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
samanı çöpünden ayırmak
72
Deyim
separate the sheep from the goats
f.
sapla samanı ayırmak
73
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
sapı samandan ayırmak
74
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
sapla samanı karıştırmamak
75
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
sapla samanı karıştırmamak
76
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
sapla samanı birbirinden ayırmak
77
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
sapla samanı ayırmak
78
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
sapla samanı ayırmak
79
Deyim
separate the men from the boys
f.
sapla samanı ayırmak
80
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
sapı samandan ayırmak
81
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
samanı çöpünden ayırmak
82
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
taneyi kabuğundan ayırmak
83
Deyim
separate the grain from the chaff
f.
taneyi kabuğundan ayırmak
84
Deyim
go one's separate ways
f.
yollarını ayırmak
85
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
sapı samanı ayırt etmek
86
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
sapı samanı ayırmak
87
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
sapla samanı birbirinden ayırmak
88
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
değerli insanları değersiz insanlardan ayırmak
89
Deyim
separate the wheat from the chaff
f.
değerli insanları beş para etmez insanlardan ayırt etmek
90
Deyim
go your separate ways
f.
yollarını ayırmak
91
Deyim
go your separate ways
f.
ayrı yönlere gitmek/devam etmek
92
Deyim
go your separate ways
f.
kendi yoluna gitmek
93
Deyim
go your separate ways
f.
ayrılmak
94
Deyim
separate fact from fiction
f.
gerçeği hayalden/yalandan/kurmacadan ayırmak
95
Deyim
separate wheat from chaff
f.
sapı samandan ayırmak
96
Deyim
separate wheat from chaff
f.
sapla samanı birbirinden ayırmak
97
Deyim
separate wheat from chaff
f.
sapla samanı ayırmak
98
Deyim
separate wheat from chaff
f.
değerliyi değersizden ayırmak
99
Deyim
separate wheat from chaff
f.
iyiyi kötüden ayırmak
100
Deyim
separate wheat from chaff
f.
sapla samanı karıştırmamak
101
Deyim
separate wheat from chaff
f.
samanı çöpünden ayırmak
102
Deyim
separate wheat from chaff
f.
taneyi kabuğundan ayırmak
103
Deyim
separate wheat from chaff
f.
sapı samanı ayırt etmek
Speaking
104
Konuşma
we should go our separate ways
expr.
herkes kendi yoluna gitsin
105
Konuşma
we must go our separate ways
expr.
herkes kendi yoluna gitsin
106
Konuşma
let's just go our separate ways
expr.
herkes kendi yoluna gitsin
Trade/Economic
107
Ticaret/Ekonomi
separate account
i.
ayrı hesap
108
Ticaret/Ekonomi
separate column
i.
ayrı sütun
109
Ticaret/Ekonomi
separate corporate existence
i.
ayrı tüzel varlık
110
Ticaret/Ekonomi
separate financial statements
i.
bireysel finansal tablolar
111
Ticaret/Ekonomi
separate book
i.
muhasebe dışı defter
112
Ticaret/Ekonomi
as a separate item
expr.
ayrı bir kalem olarak
113
Ticaret/Ekonomi
under separate cover
expr.
ayrı bir zarf içinde
Law
114
Hukuk
separate maintenance
i.
ayrılık nafakası
115
Hukuk
separate maintenance
i.
ayrı yaşayan eşe kocası tarafından ödenen nafaka
116
Hukuk
divorce based upon living separate
i.
ayrı yaşama sebebiyle boşanma
117
Hukuk
separate estate
i.
evli kadının kocasından ayrı olarak sahip olduğu mülk
118
Hukuk
separate property
i.
karı ve kocanın kişisel malları
119
Hukuk
action for separate maintenance
i.
kocanın kusuru nedeniyle ayrı yaşamak zorunda kalan eşinin açtığı nafaka davası
Politics
120
Siyasal
the separate but equal doctrine
i.
ayrı ama eşit doktrini
121
Siyasal
separate estate
i.
mal ayrılığı
122
Siyasal
separate the state from religion
f.
din ve devlet işlerini birbirinden ayırmak
Technical
123
Teknik
separate sewerage
i.
ayrık kanalizasyon sistemi
124
Teknik
six separate cylinder heads
i.
altı ayrı silindir kapağı
125
Teknik
separate spillway
i.
ayrı dolusavak
126
Teknik
separate technical unit
i.
ayrı teknik ünite
127
Teknik
separate sewerage
i.
ayrık sistem kanalizasyon
128
Teknik
separate excitation
i.
bağımsız ikaz
129
Teknik
separate cooling
i.
bağımsız soğutma
130
Teknik
separate drive
i.
bağımsız tahrik
131
Teknik
separate drive
i.
bağımsız tahrik sistemi
132
Teknik
separate governing oil system
i.
bağımsız reglaj yağı devresi
133
Teknik
intergrinding and separate grinding
i.
birlikte ve ayrı öğütme
134
Teknik
separate exciter
i.
dıştan uyaran
135
Teknik
transformer with two separate secondary windings
i.
iki ayrı sekonder sargılı transformatör
136
Teknik
separate footing
i.
münferit sömel
137
Teknik
separate excitation
s.
dıştan ikazlı
Computer
138
Bilgisayar
separate device
i.
ayırma ayarı
139
Bilgisayar
separate page
i.
ayrı sayfa
140
Bilgisayar
separate text with
i.
metin ayırıcı
141
Bilgisayar
separate text at
expr.
metin ayırıcı
Informatics
142
Bilişim
separate chaining
i.
ayrı ayrı zincirleme
143
Bilişim
separate chaining hash table
i.
ayrı ayrı zincirlenmiş anahtarlama tablosu
144
Bilişim
separate chaining hash table
i.
ayrı zincirlenmiş anahtarlama tablosu
Telecom
145
Telekom
separate channel signaling
i.
ayrı kanal işaretlemesi
Construction
146
İnşaat
separate house
i.
müstakil ev
147
İnşaat
separate house
i.
müstakil konut
Automotive
148
Otomotiv
separate lubrication
i.
ayrı yağlama
149
Otomotiv
separate chassis
i.
ayrık şasi
150
Otomotiv
separate entertainment media players
i.
bağımsız eğlencelik media oynatıcılar
Math
151
Matematik
separate into factors
f.
çarpanlarına ayırmak
152
Matematik
separate into factors
f.
çarpanlara ayırmak
Education
153
Eğitim
separate school
i.
(kanada'da) büyük dini azınlık grupları için açılıp yerel vergilerle finanse edilen, okul yönetim kurulu tarafından yönetilen ve il eğitim müdürlüğüne bağlı okul
Philosophy
154
Felsefe
absence of separate self
i.
ayrı bir benliğin yokluğu
155
Felsefe
absence of separate self
i.
ben'in yokluğu
156
Felsefe
absence of separate self
i.
bensizlik
157
Felsefe
absence of separate self
i.
ruhun yokluğu doktrini
Military
158
Askeri
separate battalion
i.
bağımsız tabur
159
Askeri
separate regiment
i.
bağımsız alay
160
Askeri
separate company
i.
bağımsız bölük
161
Askeri
separate battery
i.
bağımsız batarya
162
Askeri
separate shipments
i.
bölünmüş sevkiyat
163
Askeri
identification of separate shipments
i.
denizaşırı istek numarası
164
Askeri
separate loading round
i.
keseli cephane atımı
165
Askeri
separate-loading ammunition
i.
keseli cephane
166
Askeri
identification of separate shipments
i.
parça sevkiyatının tanıtılması
167
Askeri
separate loading round
i.
terkipsiz cephane atımı
168
Askeri
separate-loading ammunition
i.
terkipsiz cephane
169
Askeri
separate loading ammunition
i.
keseli cephane
170
Askeri
separate loading ammunition
i.
terkipsiz cephane
171
Askeri
separate loading ammunition
i.
mermi ve barutun silaha ayrı ayrı doldurulduğu mühimmat
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of separate
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy