next to - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

next to

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"next to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 13 sonuç

İngilizce Türkçe
General
next to s. bitişik
next to zf. yanında
next to ed. hemen yanındaki
next to ed. yanında
next to ed. hemen hemen
next to ed. komşu
next to ed. bitişiğinde
next to ed. yakınındaki
next to ed. hemen yanında
next to ed. -e bitişik
next to ed. -e yakın
next to ed. yan tarafında
next to ed. yan tarafta

"next to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 117 sonuç

İngilizce Türkçe
General
next to kin i. en yakın mirasçı
next to kin i. en yakın akraba
seat next to a female passenger i. bayan yanına bilet
seat next to a female passenger i. bayan yanı
seat next to a lady i. bayan yanı koltuk
seat next to a female passenger i. kadın yanına bilet
transfer to the next generations f. gelecek kuşaklara aktarmak
leave to the next generations f. gelecek kuşaklara bırakmak
proceed to the next step f. bir sonraki adıma geçmek
move on to the next step f. bir sonraki adıma geçmek
go on to the next stage f. kademe atlamak
go on to the next level f. kademe atlamak
advance to the next round f. bir üst tura geçmek
live next door to someone f. kapı komşusu olmak
pass on to the next generation f. gelecek kuşaklara bırakmak
sit right next to someone f. birinin yanı başına oturmak
be postponed to next week f. gelecek haftaya ertelenmek
be seated next to a female f. bayan yanına bilet verilmek
extend to next week f. gelecek haftaya sarkmak
next to last s. sondan bir önceki
next to the last s. sondan bir önceki
next to the last s. sondan bir evvelki
carried over to the next year s. gelecek yıla devreden
next door to s. yakın
next door to s. komşu olan
next to one's skin zf. tenine
Phrasals
lie next to someone f. birinin yanına uzanmak/yatmak
place someone or something next to someone or something f. yanına koymak/yerleştirmek
put (something) next to (something else) f. (bir şeyi başka bir şeyin) yanına/bitişiğine koymak
place (someone or something) next to (someone or something else) f. (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına koymak/bırakmak
place next to f. yanına koymak/yerleştirmek
Phrases
next to nothing zf. hiç denecek kadar az
danger is next neighbor to security expr. denizi öv, fakat sahilde kal
next to nothing expr. hiç mesabesinde
next to nothing expr. hiç derecesinde
next to nothing expr. hemen hemen hiç
next to nothing expr. hiçbir şey
next to nothing expr. neredeyse hiç
next to impossible expr. neredeyse imkansız
that brings me to my next point expr. sıradaki madde ise
next to nothing expr. hiç seviyesinde
Proverb
cleanliness is next to godliness aslan yattığı yerden belli olur
cleanliness is next to godliness temizlik imandan gelir
Colloquial
wait for the next bad thing to happen f. olacak bir sonraki kötü şeyi beklemek
next to useless s. işe yaramaz
try not to get caught next time expr. bir dahaki sefere enselenmemeye çalış
from one day to the next expr. günden güne
from one day to the next expr. bir günden diğer güne
from one day to the next expr. her gün
Idioms
change from one moment to the next f. anı anına/dakikası dakikasına uymamak
live next door to someone f. kapı komşu olmak
change from one day to the next f. bir günü bir gününü tutmamak
change from one day to the next f. günü gününü tutmamak
change from one day to the next f. her gün değişmek
sit next to nellie [old-fashioned] f. tecrübeli birinin yanında çalışarak/tecrübeli birini izleyerek işi öğrenmek
sit next to nellie [old-fashioned] f. tecrübeli birinin yanında işle ilgili deneyim kazanmak
sit next to nellie [old-fashioned] f. tecrübeli birinin yaptıklarını izleyip tekrarlayarak işi nasıl en iyi şekilde yapacağını öğrenmek
pale next to something f. bir şeyin yanında sönük/önemsiz kalmak
pale next to something f. bir şeyin yanında sönük/önemsiz görünmek
pale next to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanında sönük kalmak
pale next to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanında pek etkili görünmemek
pale next to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanında zayıf kalmak
pale next to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanında eksik kalmak
pale next to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanında yetersiz kalmak
bring (something) to the next level f. (bir şeyi) bir üst kademeye taşımak
bring (something) to the next level f. (bir şeye) seviye atlatmak
bring (something) to the next level f. (bir şeyi) ilerletmek
bring (something) to the next level f. (bir şeyi) bir üst/daha yüksek seviyeye taşımak
bring (something) to the next level f. (bir şeyi) geliştirmek
bring (something) to the next level f. (bir şeyi) bir seviye ileri götürmek
bring (something) to the next level f. (bir şeyi) ileri taşımak
live next door (to one) f. (birinin) kapı komşusu olmak
live next door (to one) f. (biriyle) kapı komşu olmak
live next door (to one) f. (birinin) bitişiğinde yaşamak
live next door (to one) f. (birinin) yan apartmanında, dairesinde
live next door (to one) f. evinde yaşamak
live next door (to one) f. (birinin) yan kapı komşusu olmak
take (something) to the next level f. (bir şeyi) bir sonraki aşamaya taşımak/ilerletmek
in next to no time expr. aniden
in next to no time expr. bir anda
in next to no time expr. hemen/anında
cleanliness is next to godliness expr. temizlik imandan gelir
from one moment to the next expr. her dakika
from one moment to the next expr. her an
Speaking
next time I ask you to do something expr. bir daha senden bir şey yapmanı istediğimde
the next time you make a promise try to keep it expr. bir daha söz verdiğinde tutmaya çalış
there's a hole in the wall to the next room expr. duvarda yan odaya bakan bir delik var
I am going to get married next june expr. gelecek haziran evleneceğim
you'll have to wait until next week expr. gelecek haftaya kadar beklemeniz gerekecek
I am going to get married next june expr. gelecek haziran evleniyorum
come and lie next to me expr. gel yanımda uzan, gel yanıma uzan
I am going to start school next week expr. haftaya okula başlıyacağım
I am going to get married next june expr. önümüzdeki haziran evleniyorum
where do you plan to travel to in the next twelve months? expr. önümüzdeki on iki ay nereye seyahat etmeyi planlıyorsun?
I am going to get married next june expr. önümüzdeki haziran evleneceğim
they don't want to be the next victim expr. sıradaki kurban olmak istemiyorlar
they don't want to be the next victim expr. sonraki kurban olmak istemiyorlar
we can proceed to the next step expr. sonraki adıma geçebiliriz
who's that beautiful girl next to you? expr. yanındaki şu güzel kız kim?
he was sitting next to me expr. yanımda oturuyordu
may I sit next to you? expr. yanına oturabilir miyim?
Chat Usage
who's that ugly girl next to you? expr. yanındaki şu çirkin kız kim?
who's that ugly boy next to you? expr. yanındaki şu çirkin çocuk kim?
Trade/Economic
vat to be delayed for next years i. gelecek yıllara ertelenen veya terkin edilecek kdv
Law
sit next to someone f. birinin yanına oturmak
Advertising
next to reading matter i. haberle ilgili yazıların hemen yanında reklam için ayrılan yer
Computer
show legend key next to label expr. etiket yanında gösterge anahtarını göster
next to axis expr. eksen yanında
notes next to slides expr. notlar slaytların yanında
go to next expr. sonrakine git
advance to the next slide expr. sonraki slayda ilerle
go to next page expr. sonraki sayfaya git
next to y-axis expr. y ekseninin yanında
next to x-axis expr. x ekseninin yanında
Education
next-to-last i. üçüncü sınıf
next-to-last i. lise üçüncü sınıf
next-to-last i. üniversite üçüncü sınıf