Geçmiş

nothing but

"nothing but" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	nothing but zf.	sırf
2	Genel	nothing but zf.	sadece
3	Genel	nothing but zf.	bir tek
4	Genel	nothing but zf.	yalnız
5	Genel	nothing but zf.	yalnızca
6	Genel	nothing but ed.	hariç hiçbir şey
7	Genel	nothing but ed.	-den başka bir şey

"nothing but" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 77 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	the truth, the whole truth and nothing but the truth i.	gerçeği, tüm gerçeği ve yalnızca gerçeği
2	Genel	escape with nothing but a few scrapes f.	birkaç sıyrıkla atlatmak
3	Genel	escape with nothing but a few scrapes f.	birkaç sıyrıkla kurtulmak
4	Genel	nothing but skin and bones s.	bir deri bir kemik
5	Genel	nothing for it but zf.	hiçbir veçhile
Proverb
6	Atasözü	nothing so bad but it might have been worse	daha kötüsü de olabilirdi
7	Atasözü	nothing so bad but might have been worse	beterin beteri var
8	Atasözü	nothing so bad but it might have been worse	beterin beteri var
9	Atasözü	nothing is certain but the unforeseen	ne olacağı belli olmaz
Colloquial
10	Konuşma Dili	there's nothing (else) for it (but to do something) expr.	(bir şey yapmaktan) başka yapılacak bir şey yok
11	Konuşma Dili	there's nothing (else) for it (but to do something) expr.	tek çare (bir şey yapmak)
12	Konuşma Dili	there's nothing (else) for it (but to do something) expr.	(bir şey yapmaktan) başka çare yok
13	Konuşma Dili	there's nothing (else) for it (but to do something) expr.	(bir şey yapmaktan) başka çıkar yol yok
Idioms
14	Deyim	wear nothing but a smile f.	sürekli gülmek/gülümsemek
15	Deyim	wear nothing but a smile f.	hep gülmek/gülümsemek
16	Deyim	wear nothing but a smile f.	yüzü sürekli/hep gülmek
17	Deyim	wear nothing but a smile f.	yüzünden gülücük eksik olmamak
18	Deyim	wear nothing but a smile f.	her daim gülmek
19	Deyim	wear nothing but a smile f.	tamamen çıplak olmak
20	Deyim	wear nothing but a smile f.	anadan üryan olmak
21	Deyim	wear nothing but a smile f.	üzerinde hiçbir şey olmamak
22	Deyim	wear nothing but a smile f.	hiçbir şey giymemiş olmak
23	Deyim	wear nothing but a smile f.	çırılçıplak olmak
24	Deyim	wear nothing but a smile f.	anadan doğma çıplak olmak
25	Deyim	be nothing but skin and bone f.	bir deri bir kemik olmak
26	Deyim	be nothing but skin and bone f.	kaburgaları çıkmak
27	Deyim	be nothing but skin and bone f.	kemikleri sayılmak
28	Deyim	be nothing but skin and bone f.	kemik torbası olmak
29	Deyim	be nothing but skin and bones f.	bir deri bir kemik olmak
30	Deyim	be nothing but skin and bones f.	kaburgaları çıkmak
31	Deyim	be nothing but skin and bones f.	kemikleri sayılmak
32	Deyim	be nothing but skin and bones f.	kemik torbası olmak
33	Deyim	be nothing but skin and bone f.	bir deri bir kemik olmak
34	Deyim	be nothing but skin and bone f.	aşırı zayıf olmak
35	Deyim	be nothing but skin and bone f.	bir deri bir kemik kalmak
36	Deyim	be nothing but skin and bone f.	kemikleri sayılmak
37	Deyim	be nothing but skin and bone f.	çöpe dönmek
38	Deyim	be nothing but skin and bone f.	kaburgaları çıkmak
39	Deyim	be nothing but skin and bone f.	kemik torbası olmak
40	Deyim	be nothing but skin and bones f.	bir deri bir kemik olmak
41	Deyim	be nothing but skin and bones f.	aşırı zayıf olmak
42	Deyim	be nothing but skin and bones f.	bir deri bir kemik kalmak
43	Deyim	be nothing but skin and bones f.	kemikleri sayılmak
44	Deyim	be nothing but skin and bones f.	çöpe dönmek
45	Deyim	be nothing but skin and bones f.	kaburgaları çıkmak
46	Deyim	be nothing but skin and bones f.	kemik torbası olmak
47	Deyim	wearing (nothing but) a smile s.	çıplak
48	Deyim	wearing (nothing but) a smile s.	çırılçıplak
49	Deyim	wearing (nothing but) a smile s.	anadan üryan/doğma
50	Deyim	wearing (nothing but) a smile s.	üstünde hiçbir şey kalmama
51	Deyim	nothing but skin and bones expr.	bir deri bir kemik
52	Deyim	nothing is certain but death and taxes expr.	ölümden ve vergilerden başkası yalan
53	Deyim	nothing but crickets expr.	tam bir sessizlik hali
54	Deyim	wearing nothing but a smile expr.	tamamen çıplak
55	Deyim	wearing nothing but a smile expr.	anadan üryan
56	Deyim	wearing nothing but a smile expr.	üzerinde hiçbir şey olmayan
57	Deyim	wearing nothing but a smile expr.	hiçbir şey giymemiş
58	Deyim	wearing nothing but a smile expr.	çırılçıplak
59	Deyim	wearing nothing but a smile expr.	anadan doğma çıplak
Speaking
60	Konuşma	(have) heard nothing but good things about f.	hakkında sadece iyi şeyler duymak
61	Konuşma	I know it doesn't sound good but nothing happened expr.	biliyorum kulağa hoş gelmiyor ama hiçbir şey olmadı
62	Konuşma	nothing is permanent but change expr.	değişmeyen tek şey değişimin kendisidir
63	Konuşma	the whole truth nothing but the truth expr.	doğruyu yalnızca doğruyu
64	Konuşma	nothing endures but change expr.	değişmeyen tek şey değişimin kendisidir
65	Konuşma	tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth expr.	gerçeği, tüm gerçeği ve sadece gerçeği söyle
66	Konuşma	it's nothing personal, but expr.	kişisel algılamanı istemem ama
67	Konuşma	do you swear to tell the truth the whole truth nothing but the truth so help you god? expr.	tanrı'nın huzurunda yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
68	Konuşma	there is nothing for it but to expr.	-mekten başka yapacak bir şey yok
69	Konuşma	he armed with nothing but a handgun expr.	üzerinde sadece bir tabanca vardı
70	Konuşma	I got nothing but time expr.	zamanım bol
Basketball
71	Basketbol	nothing but net i.	çembere değmeden giren şut
72	Basketbol	nothing but net i.	deliksiz basket
British Slang
73	İngiliz Argosu	nobbut (nothing but) expr.	hariç hiçbir şey
Modern Slang
74	Modern Argo	ain't said nothing but a word expr.	evet
75	Modern Argo	ain't said nothing but a word expr.	doğru dedin
76	Modern Argo	ain't said nothing but a word expr.	doğru söylüyorsun
77	Modern Argo	ain't said nothing but a word expr.	dediğin doğru