panik - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

panik



"panik" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
panik panic i.
General
panik tailspin i.
panik stampede i.
panik scare i.
panik flap i.
panik tailspin i.
panik amaze [obsolete] i.
panik lather i.
panik cow [scotland] i.
panik panicky s.
panik panic-stricken s.
panik panical [obsolete] s.
Trade/Economic
panik panic s.
Psychology
panik panic s.

"panik" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 110 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
panik atak panic attack i.
panik yapmak panic f.
General
panik yaratan kimse panicmonger i.
panik yaratan kimse alarmist i.
panik saldırısı panic attack i.
panik odası panic room i.
panik duygusu feeling of panic i.
panik kolu panic bar i.
panik halinde olma affrightment [obsolete] i.
panik olma affrightment [obsolete] i.
panik yaratan kimse terrorist i.
panik satın alma panic buying i.
panik hali gast [scotland] i.
panik olmak panic f.
panik yaratmak cause a panic f.
panik halinde kaçmak stampede f.
panik yaratmak stampede f.
panik olmak affect with panic f.
panik yapmak dither f.
panik yapmak alarm f.
panik olmak feel panicked f.
panik yaptırmak blitz f.
panik olmak scruple f.
panik yapmak spur f.
panik yaratan alarming s.
panik yaratan alarmist s.
panik yaratan bloodcurdling s.
panik yapmış frazzled s.
panik yaratmayan unalarming s.
panik yaratan dismayful s.
panik yaratan fearful s.
panik ile ilgili panic s.
panik kaynaklı panic s.
panik ile ilgili panical [obsolete] s.
panik kaynaklı panical [obsolete] s.
panik yapan panicked s.
panik ile ilişkili panicky s.
panik ile öne çıkan panicky s.
panik kaynaklı panicky s.
panik halinde in panic zf.
panik bir halde panickingly zf.
panik yaratarak dismayfully zf.
panik şekilde panically zf.
Phrasals
(birinde bir şey yaparak) panik yaratmak panic (one) by (doing something) f.
(bir şey) karşısında panik olmak panic at (something) f.
(bir şey) karşısında panik yapmak panic at (something) f.
(bir yerden) panik halinde kaçışmak stampede out of (some place) f.
Colloquial
herkes panik yapar everybody panics i.
uçakta oksijen maskelerinin tavandan açılıp düşmesinin yarattığı panik rubber jungle i.
panik duygusundan kurtulmak get rid of the feeling of panic f.
panik halinde kalakalmak drenched in panic f.
(testten önce/test esnasında) panik olmak choke f.
(testten önce/test esnasında) panik yapmak choke f.
Idioms
panik yaratma taktiği alarmist tactics i.
bir panik hissi a sinking feeling i.
bir/o panik hissi that sinking feeling i.
bir/o panik hissi that sinking feeling i.
panik hissi a sinking feeling i.
panik hissi a sinking feeling i.
panik yapmak drop (one's) bundle [australia/new zealand] f.
panik yapmak drop your bundle [australia/new zealand] f.
korku ve panik satmak sell fear and panic f.
panik yapmak get a lather f.
panik yapmamak keep one's wits about one f.
panik durumuna gelmek get into a spin f.
panik yapmamak keep one's head f.
panik yapmamak keep a cool head f.
panik yapmak get into a lather f.
panik etmemek keep one's head f.
panik yapmak be in a lather f.
panik yaratmak ring the bell f.
panik yapmak work yourself into a lather [uk] f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) panik/telaş yapmak get (oneself) into a stew (over someone or something) f.
panik olmak get into a stew f.
panik olmak get in a stew f.
panik atak geçirmek have a panic attack f.
panik yapmamak keep head f.
panik yapmamak keep wits about f.
panik halinde oradan oraya koşturup işleri tamamlamaya çalışmak run around like a headless chicken f.
panik halde all of a dither expr.
çok heyecanlı/panik içinde as nervous as a long-tailed cat in a room full of rockers expr.
panik olmuş in a flap expr.
panik haline into a flat spin expr.
panik haline into a spin expr.
panik haline into orbit expr.
Speaking
panik yapma! don't have a cow! expr.
panik yapma! don't panic! expr.
panik yapma don't panic expr.
panik yaparsan kalbin durur if you panic your heart's gonna stop expr.
panik yapma! easy does it! expr.
panik yapmayın don't panic expr.
Trade/Economic
panik alışverişi panic buying i.
Technical
panik fren anında tekerleklerin kilitlenmesini önleyen elektronik sistem anti blocker system i.
Computer
panik butonu panic button i.
Automotive
panik frenleme panic stop i.
Medical
panik bozukluk panic disorder i.
panik hastalık panic disease i.
Psychology
panik nöbeti panic attack i.
panik durumu status panicus i.
panik bozukluk panic disorder i.
panik rahatsızlığı panic disorder i.
psikoz öncesi panik prepsychotic panic i.
Botanic
panik otunun yenebilir tahılı panic i.
Agriculture
özellikle sığır veya koyunların panik halinde kaçışması breakaway [australia] i.
Social Sciences
ahlaki panik moral panic i.
ahlaki panik teorisi moral panic theory i.
Literature
shakespeare'in panik, korku anlamında kullandığı bir kelime tirrit i.
Slang
panik krizi panic button i.
panik yapmak bundle [new zealand] f.
British Slang
panik yapma play it cool i.