|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
| General |
|
| 1 |
Genel |
place something out of someone 's reach f.
|
bir şeyi biri için imkansız hale getirmek |
|
| 2 |
Genel |
place something out of someone 's reach f.
|
bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak |
|
| 3 |
Genel |
place someone under arrest f.
|
birini tutuklamak |
|
| 4 |
Genel |
put someone in one's place f.
|
haddini bildirmek |
|
| 5 |
Genel |
place someone at forefront f.
|
gözönüne almak |
|
| 6 |
Genel |
show (someone) how to get to a place f.
|
yol göstermek |
|
| 7 |
Genel |
place someone under an obligation f.
|
birini bir şey yapmaya zorlamak |
|
| 8 |
Genel |
place someone under observation f.
|
müşahede altına almak |
|
| 9 |
Genel |
place someone under arrest f.
|
gözaltına almak |
|
| 10 |
Genel |
allow someone into a place f.
|
içeri girmesine müsaade etmek |
|
| 11 |
Genel |
allow someone into a place f.
|
birisini içeri almak |
|
| 12 |
Genel |
beam someone up (to some place) f.
|
birisini bir yere ışınlamak |
|
| 13 |
Genel |
eject someone from some place f.
|
birini bir yerden atmak/çıkarmak |
|
| 14 |
Genel |
take someone a special place f.
|
birini özel bir yere götürmek |
|
| 15 |
Genel |
place a final judgement on someone f.
|
kesin hüküm vermek (biri hakkında) |
|
| 16 |
Genel |
place a final judgement on someone f.
|
(biri hakkında) nihai kararı vermek |
|
| 17 |
Genel |
put someone in a different place f.
|
birini farklı bir yere koymak |
|
| Phrasals |
|
| 18 |
Öbek Fiiller |
route (someone or something) around (something or some place) f.
|
problemli bölgeye girmeyip etrafından geçecek şekilde yönlendirmek |
|
|
|
| 19 |
Öbek Fiiller |
route (someone or something) around (something or some place) f.
|
yan/tali yola yönlendirmek |
|
| 20 |
Öbek Fiiller |
book someone through (to some place) f.
|
yer ayırtmak |
|
| 21 |
Öbek Fiiller |
book someone through (to some place) f.
|
rezervasyon yaptırmak |
|
| 22 |
Öbek Fiiller |
book someone through (to some place) f.
|
biletini almak |
|
| 23 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) arkasına yerleştirmek |
|
| 24 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(birini veya bir şeyi başka birinden veya bir şeyden) daha arkaya/aşağıya koymak |
|
| 25 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az sevgi ve saygı göstermek |
|
| 26 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az önem vermek |
|
| 27 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az değer vermek |
|
| 28 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(birini bir şey) nedeniyle ihmal etmek |
|
| 29 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(birini bir şey) nedeniyle göz ardı etmek |
|
| 30 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(birine bir şey) nedeniyle gereken önemi vermemek |
|
| 31 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(birine bir şey) nedeniyle gereken ilgiyi göstermemek |
|
| 32 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(sıralamada/yarış sonunda birinden) daha alt sırada yer almak |
|
| 33 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(yarışmayı birinin) arkasında/gerisinde bitirmek |
|
| 34 |
Öbek Fiiller |
place behind (someone or something) f.
|
(sıralamada/yarışmada birinin) arkasına/gerisine/altına yerleşmek |
|
| 35 |
Öbek Fiiller |
place someone or something behind someone or something f.
|
(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) daha alt sıraya koymak/yerleştirmek |
|
| 36 |
Öbek Fiiller |
place someone or something behind someone or something f.
|
(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) arkasında/gerisinde bitireceğini tahmin etmek |
|
| 37 |
Öbek Fiiller |
conduct (someone or something) into (some place) f.
|
(birini ya da bir şeyi bir yere) götürmek |
|
| 38 |
Öbek Fiiller |
conduct (someone or something) into (some place) f.
|
(birini ya da bir şeyi bir yere) yöneltmek |
|
|
|
| 39 |
Öbek Fiiller |
conduct (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini ya da bir şeyi bir yerden) çıkarmak |
|
| 40 |
Öbek Fiiller |
conduct (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini ya da bir şeyi bir yerden) dışarı götürmek |
|
| 41 |
Öbek Fiiller |
carry someone or something into some place f.
|
(bir yere) taşımak |
|
| 42 |
Öbek Fiiller |
carry someone or something into some place f.
|
(kapalı bir yere) götürmek |
|
| 43 |
Öbek Fiiller |
carry someone or something into some place f.
|
(bir şeyin içine) koymak |
|
| 44 |
Öbek Fiiller |
carry (someone or something) over to (some place) f.
|
(bir yere kadar) taşımak |
|
| 45 |
Öbek Fiiller |
carry (someone or something) over to (some place) f.
|
(bir şeyin yanına) götürmek |
|
| 46 |
Öbek Fiiller |
carry (someone or something) over to (some place) f.
|
(bir şeyin önüne/üstüne) götürüp koymak |
|
| 47 |
Öbek Fiiller |
admit (someone or something) into (something or some place) f.
|
delil kabul etmek |
|
| 48 |
Öbek Fiiller |
admit (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini) kabul etmek |
|
| 49 |
Öbek Fiiller |
admit (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini) üye etmek |
|
| 50 |
Öbek Fiiller |
admit (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birinin) girmesine izin vermek |
|
| 51 |
Öbek Fiiller |
admit (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini) geçirmek/içeri almak |
|
| 52 |
Öbek Fiiller |
admit someone (in)to (some place) f.
|
(birinin bir yere) girmesine izin vermek |
|
| 53 |
Öbek Fiiller |
admit someone (in)to (some place) f.
|
(birini bir yere) sokmak |
|
| 54 |
Öbek Fiiller |
admit someone (in)to (some place) f.
|
(birini bir yere) kabul etmek |
|
| 55 |
Öbek Fiiller |
sleep over (with someone) (some place) f.
|
başkasında uyumak |
|
| 56 |
Öbek Fiiller |
throw someone out of some place f.
|
birini bir yerden dışarıya atmak |
|
| 57 |
Öbek Fiiller |
pull someone into a place f.
|
bir yere (müşteri vb) çekmek |
|
| 58 |
Öbek Fiiller |
ask someone into (some place) f.
|
birisini içeriye davet etmek |
|
| 59 |
Öbek Fiiller |
usher someone into some place f.
|
birine bir yere kadar eşlik etmek |
|
| 60 |
Öbek Fiiller |
sign someone out of some place f.
|
birinin çıkışını/ayrılışını kaydetmek |
|
| 61 |
Öbek Fiiller |
repatriate someone to some place f.
|
birini (ülkesine vb) geri göndermek |
|
| 62 |
Öbek Fiiller |
place someone above someone f.
|
birini başkalarının üzerinde tutmak |
|
| 63 |
Öbek Fiiller |
hurl someone out of some place f.
|
birilerini bir yerden atmak/kovmak |
|
| 64 |
Öbek Fiiller |
place someone before someone f.
|
birini (önem anlamında) başkasının üzerinde görmek/tutmak |
|
| 65 |
Öbek Fiiller |
block (someone or something) in some place f.
|
birinin geçiş yolunu tıkamak |
|
| 66 |
Öbek Fiiller |
clear someone out of some place f.
|
birilerini dışarı çıkarmak |
|
| 67 |
Öbek Fiiller |
ticket someone for some place f.
|
birine bir yere gitmesi için bilet vermek |
|
| 68 |
Öbek Fiiller |
chase someone away from some place f.
|
birinin bir yerden gitmesini sağlamak |
|
| 69 |
Öbek Fiiller |
chase someone away from some place f.
|
birini bir yerden defetmek/kovmak |
|
| 70 |
Öbek Fiiller |
call someone over (to some place) f.
|
birisini çağırmak |
|
| 71 |
Öbek Fiiller |
send someone over to some place f.
|
birini bir yere göndermek |
|
| 72 |
Öbek Fiiller |
invite someone into some place f.
|
birini içeri davet etmek |
|
| 73 |
Öbek Fiiller |
bundle someone off to some place f.
|
birisini bir yere göndermek |
|
| 74 |
Öbek Fiiller |
bring someone or something in(to) some place f.
|
birini bir yere getirmek/içeri almak |
|
| 75 |
Öbek Fiiller |
race someone to some place f.
|
biriyle bir yere kadar yarışmak |
|
| 76 |
Öbek Fiiller |
usher someone or something out of some place f.
|
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek |
|
| 77 |
Öbek Fiiller |
invite someone into some place f.
|
birini içeri buyur etmek |
|
| 78 |
Öbek Fiiller |
place someone before someone f.
|
birini (bir grubun/topluluğun) ön tarafına koymak |
|
|
|
| 79 |
Öbek Fiiller |
remember someone from some place f.
|
birini bir yerden hatırlamak/anımsamak |
|
| 80 |
Öbek Fiiller |
ask someone in (some place) f.
|
birisini içeriye davet etmek |
|
| 81 |
Öbek Fiiller |
chuck someone out of some place f.
|
birini yaka paça dışarı atmak |
|
| 82 |
Öbek Fiiller |
retrieve someone from some place f.
|
birisini bir yerden almak |
|
| 83 |
Öbek Fiiller |
bar someone from some place f.
|
birisinin bir yere girmesini engellemek |
|
| 84 |
Öbek Fiiller |
starve someone out of some place f.
|
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak |
|
| 85 |
Öbek Fiiller |
carry someone into some place f.
|
birini bir yere taşımak |
|
| 86 |
Öbek Fiiller |
bar someone from some place f.
|
birisinin bir yere girişini engellemek |
|
| 87 |
Öbek Fiiller |
order someone out of some place f.
|
birine dışarıya çıkmasını söylemek/emretmek |
|
| 88 |
Öbek Fiiller |
shuttle someone or something from place to place f.
|
bir yerden bir yere gitmek/götürmek |
|
| 89 |
Öbek Fiiller |
bring someone over from some place f.
|
birini (yakın veya uzak bir yerden) getirmek |
|
| 90 |
Öbek Fiiller |
chase someone out of some place f.
|
kovalayarak atmak/kovmak |
|
| 91 |
Öbek Fiiller |
hound someone from some place f.
|
kovalayarak atmak/kovmak |
|
| 92 |
Öbek Fiiller |
hound someone out (of something or some place) f.
|
kovalayarak atmak/kovmak |
|
| 93 |
Öbek Fiiller |
chase someone (or an animal) in(to) some place f.
|
kovalayarak bir yere sokmak |
|
| 94 |
Öbek Fiiller |
flush someone out of some place f.
|
saklandıkları yuvalarından çıkartmak |
|
| 95 |
Öbek Fiiller |
place someone or something next to someone or something f.
|
yanına koymak/yerleştirmek |
|
| 96 |
Öbek Fiiller |
usher someone into some place f.
|
(konser/sinema vb) birini bir yere getirmek |
|
| 97 |
Öbek Fiiller |
sign someone out of some place f.
|
(kayıt defterine vb) birinin çıkışını/ayrılışını not etmek/yazmak |
|
| 98 |
Öbek Fiiller |
race someone to some place f.
|
'e kadar yarışmak |
|
| 99 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) into (something or some place) f.
|
tutup içeri çekmek |
|
| 100 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) into (something or some place) f.
|
ittirmek |
|
| 101 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) into (something or some place) f.
|
ittirerek, zorla bir şey yaptırmak |
|
| 102 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) to (some place) f.
|
(birisini bir yere) sürmek |
|
| 103 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) to (some place) f.
|
(birini geldiği yere) göndermek |
|
| 104 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) to (some place) f.
|
(birini bir yere) tehcir etmek |
|
| 105 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) to (some place) f.
|
sınır dışı etmek |
|
| 106 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) from (some place) f.
|
(birisini bir yerden) göndermek |
|
| 107 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) from (some place) f.
|
(birisini bulunduğu ülkeden) göndermek |
|
| 108 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) from (some place) f.
|
(birisini geldiği ülkeye) göndermek |
|
| 109 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) from (some place) f.
|
(birisini ülke dışına) çıkarmak |
|
| 110 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) from (some place) f.
|
sınır dışı etmek |
|
| 111 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) from (some place) to (some place) f.
|
(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek |
|
| 112 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) from (some place) to (some place) f.
|
(birini bir ülkeden başka bir ülkeye) göndermek |
|
| 113 |
Öbek Fiiller |
deport (someone) from (some place) to (some place) f.
|
sınır dışı etmek |
|
| 114 |
Öbek Fiiller |
deport someone (from some place) (to some other place) f.
|
(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek |
|
| 115 |
Öbek Fiiller |
deport someone (from some place) (to some other place) f.
|
(birini bir ülkeden başka bir ülkeye) göndermek |
|
| 116 |
Öbek Fiiller |
deport someone (from some place) (to some other place) f.
|
sınır dışı etmek |
|
| 117 |
Öbek Fiiller |
exile (someone) to (some place) f.
|
(birini bir yere) sürmek |
|
| 118 |
Öbek Fiiller |
exile (someone) to (some place) f.
|
(birini bir yere) sürgüne göndermek/yollamak |
|
| 119 |
Öbek Fiiller |
exile (someone) to (some place) f.
|
(birini bir yere) sürgün etmek |
|
| 120 |
Öbek Fiiller |
exile (someone) to (some place) f.
|
(birini) cezalandırma amaçlı (başka bir yere) göndermek/yollamak |
|
| 121 |
Öbek Fiiller |
extradite (someone) from (some place) f.
|
(bir suçluyu bir yerden) iade etmek |
|
| 122 |
Öbek Fiiller |
extradite (someone) from (some place) f.
|
(bir suçluyu bir yerden) ülkesine iade etmek |
|
| 123 |
Öbek Fiiller |
extradite (someone) from (some place) f.
|
(birini bir yerden) ülkesine geri göndermek |
|
| 124 |
Öbek Fiiller |
extradite (someone) from (some place) to (some place) f.
|
(bir suçluyu bir yerden) suçu işlediği yere gitmeye zorlamak |
|
| 125 |
Öbek Fiiller |
extradite (someone) from (some place) to (some place) f.
|
(bir suçluyu) ceza alması için suçu işlediği yere teslim etmek/göndermek |
|
| 126 |
Öbek Fiiller |
uproot (someone or something) from (something or some place) f.
|
bir bitkiyi kökünden sökmek |
|
| 127 |
Öbek Fiiller |
uproot (someone or something) from (something or some place) f.
|
bir bitkiyi (bir yerden) sökmek |
|
| 128 |
Öbek Fiiller |
uproot (someone or something) from (something or some place) f.
|
(birini/bir grubu) yerinden etmek |
|
| 129 |
Öbek Fiiller |
uproot (someone or something) from (something or some place) f.
|
(birini/bir grubu) yaşadığı yerden gitmeye zorlamak |
|
| 130 |
Öbek Fiiller |
uproot (someone or something) from (something or some place) f.
|
(birini/bir grubu) yerleşik olduğu yeri terk etmek zorunda bırakmak |
|
| 131 |
Öbek Fiiller |
uproot (someone or something) from (something or some place) f.
|
(birini/bir grubu) köklerinin olduğu yerden başka bir yere sürmek |
|
| 132 |
Öbek Fiiller |
dispatch someone from (some place) f.
|
birini/bir şeyi (bir yerden) göndermek |
|
| 133 |
Öbek Fiiller |
dispatch someone from (some place) f.
|
birini/bir şeyi bir yerden bir yere göndermek |
|
| 134 |
Öbek Fiiller |
leave (someone or something) (at) (some place) f.
|
(birini veya bir şeyi bir yere) bırakmak |
|
| 135 |
Öbek Fiiller |
leave (someone or something) (at) (some place) f.
|
(birini veya bir şeyi bir yere) koymak |
|
| 136 |
Öbek Fiiller |
leave (someone or something) (at) (some place) f.
|
(birini veya bir şeyi bir yere) bırakıp gitmek |
|
| 137 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birini veya bir şeyi bir yere) yerleştirmek |
|
| 138 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birini veya bir şeyi bir yere) koymak |
|
| 139 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birini bir yerde) görevlendirmek |
|
| 140 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birinin veya bir şeyin bir yerde) olduğunu söylemek |
|
| 141 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birinin veya bir şeyin bir yerde) olduğunu belirlemek |
|
| 142 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birinin veya bir şeyin bir yerde) olduğunu keşfetmek |
|
| 143 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birinin veya bir şeyin bir yerde) olduğunu anlamak |
|
| 144 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birinin veya bir şeyin bir yerde) olduğunu göstermek |
|
| 145 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birinin veya bir şeyin bir yerde) olduğunu kanıtlamak |
|
| 146 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birinin veya bir şeyin bir yerde) ispat etmek |
|
| 147 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) at (some place) f.
|
(birinin veya bir şeyin bir yerde) ele vermek |
|
| 148 |
Öbek Fiiller |
pat (someone or something) on (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yerini/bir şeyini) sıvazlamak/pat patlamak |
|
| 149 |
Öbek Fiiller |
pat (someone or something) on (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yerine/bir şeyine) hafifçe/hafif hafif vurmak |
|
| 150 |
Öbek Fiiller |
place something under someone or something f.
|
birinin/bir şeyin altına bir şey koymak |
|
| 151 |
Öbek Fiiller |
place something under someone or something f.
|
birinin/bir şeyin altına bir şey sermek |
|
| 152 |
Öbek Fiiller |
place something under someone or something f.
|
birinin/bir şeyin altına bir şey yerleştirmek |
|
| 153 |
Öbek Fiiller |
place something under someone or something f.
|
birinin/bir şeyin altına bir şey sokmak |
|
| 154 |
Öbek Fiiller |
place someone with someone or something f.
|
birine bir yerde/birinin yanında iş bulmak |
|
| 155 |
Öbek Fiiller |
place someone with someone or something f.
|
birini bir şirkette/birinin yanında işe sokmak |
|
| 156 |
Öbek Fiiller |
place something with someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin mesuliyetine bırakmak |
|
| 157 |
Öbek Fiiller |
place something with someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin yanına bırakmak |
|
| 158 |
Öbek Fiiller |
place something with someone or something f.
|
bir şeyi birine/bir şeye bırakmak |
|
| 159 |
Öbek Fiiller |
place something with someone or something f.
|
bir şeyi birinin/bir şeyin sorumluluğuna bırakmak |
|
| 160 |
Öbek Fiiller |
relocate (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi yeni bir şeye/yere) yerleştirmek |
|
| 161 |
Öbek Fiiller |
relocate (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) taşımak |
|
| 162 |
Öbek Fiiller |
relocate (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin) yerini değiştirmek |
|
| 163 |
Öbek Fiiller |
route (someone or something) to (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) göndermek |
|
| 164 |
Öbek Fiiller |
route (someone or something) to (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) yönlendirmek |
|
| 165 |
Öbek Fiiller |
score (something) off (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden istediği bir şeyi) almak |
|
| 166 |
Öbek Fiiller |
score (something) off (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden bir şeyi) elde etmek |
|
| 167 |
Öbek Fiiller |
score (something) off (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden istediği bir şeyi) almayı başarmak |
|
| 168 |
Öbek Fiiller |
smuggle (someone or something) into (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) kaçak sokmak |
|
| 169 |
Öbek Fiiller |
smuggle (someone or something) into (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) kaçak getirmek |
|
| 170 |
Öbek Fiiller |
smuggle (someone or something) into (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) gizlice sokmak |
|
| 171 |
Öbek Fiiller |
smuggle (someone or something) into (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) el altından sokmak |
|
| 172 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) back to (someone or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) geri götürmek |
|
| 173 |
Öbek Fiiller |
take up to (someone, something, or some place) f.
|
yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) taşımak |
|
| 174 |
Öbek Fiiller |
take up to (someone, something, or some place) f.
|
yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) çıkarmak |
|
| 175 |
Öbek Fiiller |
take up to (someone, something, or some place) f.
|
yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) bırakmak |
|
| 176 |
Öbek Fiiller |
take up to (someone, something, or some place) f.
|
yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) götürmek |
|
| 177 |
Öbek Fiiller |
take up to (someone, something, or some place) f.
|
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar eşlik etmek |
|
| 178 |
Öbek Fiiller |
take up to (someone, something, or some place) f.
|
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar yolu göstermek |
|
| 179 |
Öbek Fiiller |
take up to (someone, something, or some place) f.
|
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar rehberlik etmek |
|
| 180 |
Öbek Fiiller |
pack (someone) into (something or some place) f.
|
(birilerini bir şeye/yere) sığdırmak |
|
| 181 |
Öbek Fiiller |
pack (someone) into (something or some place) f.
|
(birilerini bir şeye/ yere) doluşturmak |
|
| 182 |
Öbek Fiiller |
pack (someone) into (something or some place) f.
|
(birilerini bir şeye/yere) tıkıştırmak |
|
| 183 |
Öbek Fiiller |
pack (someone) into (something or some place) f.
|
(birilerini bir şeye/yere) hınca hınç doldurmak |
|
| 184 |
Öbek Fiiller |
pack (someone) into (something or some place) f.
|
(birilerini bir şeye/yere) ağzına kadar doldurmak |
|
| 185 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi) zorla (bir şeye/yere) sokmak |
|
| 186 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi) ite kaka (bir şeye/yere) sokmak |
|
| 187 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi) zorla/zar zor (bir duruma/konuma) getirmek |
|
| 188 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi) çekiştire çekiştire (bir duruma/konuma) getirmek |
|
| 189 |
Öbek Fiiller |
people (something or some place) with (someone) f.
|
(bir şeyi/yeri birileriyle) doldurmak |
|
| 190 |
Öbek Fiiller |
people (something or some place) with (someone) f.
|
(bir şeyi/yeri) birileriyle) kalabalıklaştırmak |
|
| 191 |
Öbek Fiiller |
people (something or some place) with (someone) f.
|
(birileriyle bir yerin/şeyin) nüfusunu artırmak |
|
| 192 |
Öbek Fiiller |
people (something or some place) with (someone) f.
|
(birileriyle bir yerde/şeyde) bir nüfus yaratmak |
|
| 193 |
Öbek Fiiller |
surge out of (someone, something, or some place) f.
|
(bir şeyden) yerden çıkmak |
|
| 194 |
Öbek Fiiller |
surge out of (someone, something, or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) dışarı akmak |
|
| 195 |
Öbek Fiiller |
surge out of (someone, something, or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) dışarı sızmak |
|
| 196 |
Öbek Fiiller |
surge out of (someone, something, or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) hızla çıkmak |
|
| 197 |
Öbek Fiiller |
surge out of (someone, something, or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) birden çıkmak |
|
| 198 |
Öbek Fiiller |
surge out of (someone, something, or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) aniden çıkmak |
|
| 199 |
Öbek Fiiller |
surge out of (someone, something, or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) bir hışımla çıkmak |
|
| 200 |
Öbek Fiiller |
surge out of (someone, something, or some place) f.
|
(bir şeyden/yerden) bir anda çıkmak |
|
| 201 |
Öbek Fiiller |
wash (someone) out of (something or some place) f.
|
sel (birini bir şeyi/yeri) terk etmek zorunda bırakmak |
|
| 202 |
Öbek Fiiller |
wash (someone) out of (something or some place) f.
|
sel (birini bir şeyden/yerden) çıkmak zorunda bırakmak |
|
| 203 |
Öbek Fiiller |
wash (someone) out of (something or some place) f.
|
sel (birinin bir şeyden/yerden) ayrılmasına neden olmak |
|
| 204 |
Öbek Fiiller |
wash (someone) out of (something or some place) f.
|
(birini bir programı, kurumu) bırakmak zorunda bırakmak |
|
| 205 |
Öbek Fiiller |
wash (someone) out of (something or some place) f.
|
(birinin bir programdan, kurumdan) ayrılmasına sebep olmak |
|
| 206 |
Öbek Fiiller |
wash (someone) out of (something or some place) f.
|
(birini bir programdan, kurumdan) ayrılmaya mecbur etmek |
|
| 207 |
Öbek Fiiller |
wash (someone) out of (something or some place) f.
|
(birini bir programdan, kurumdan) elemek |
|
| 208 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) çekip çıkarmak |
|
| 209 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) çekip almak |
|
| 210 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) söküp almak |
|
| 211 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) koparıp almak |
|
| 212 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) sert bir şekilde çekip almak |
|
| 213 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) tutup çekmek |
|
| 214 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) zorla çıkarmak |
|
| 215 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) zor kullanarak çıkarmak |
|
| 216 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) zorla almak |
|
| 217 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) zor kullanarak almak |
|
| 218 |
Öbek Fiiller |
wrench (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) tehditle almak/çıkarmak |
|
| 219 |
Öbek Fiiller |
dispatch (someone or something) to (someone, something, or some place) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye/bir yere) göndermek |
|
| 220 |
Öbek Fiiller |
dispatch (someone or something) to (someone, something, or some place) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye/bir yere) yollamak |
|
| 221 |
Öbek Fiiller |
dispatch (someone or something) to (someone, something, or some place) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye/bir yere) sevk etmek |
|
| 222 |
Öbek Fiiller |
run into (someone, something, or some place) f.
|
(birine/bir şeye/bir yere) çarpmak |
|
| 223 |
Öbek Fiiller |
run into (someone, something, or some place) f.
|
(birine/bir şeye/bir yere) bindirmek |
|
| 224 |
Öbek Fiiller |
run into (someone, something, or some place) f.
|
(birine/bir şeye/bir yere) toslamak |
|
| 225 |
Öbek Fiiller |
run into (someone, something, or some place) f.
|
(birine/bir şeye/bir yere) çarptırmak |
|
| 226 |
Öbek Fiiller |
run into (someone, something, or some place) f.
|
(birine/bir şeye/bir yere) toslatmak |
|
| 227 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birinin (bir yere) girmesine izin vermek |
|
| 228 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birini (bir yere) almak |
|
| 229 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birini içeri almak |
|
| 230 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birini (bir yere) kabul etmek |
|
| 231 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birini içeri kabul etmek |
|
| 232 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek |
|
| 233 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birinin içeri geçmesine izin vermek |
|
| 234 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birinin (bir yere) girmesine izin vermek |
|
| 235 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birini (bir yere) almak |
|
| 236 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birini içeri almak |
|
| 237 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birini (bir yere) kabul etmek |
|
| 238 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birini içeri kabul etmek |
|
| 239 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek |
|
| 240 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birinin içeri geçmesine izin vermek |
|
| 241 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birinin/bir şeyin bir yere girmesine izin vermek |
|
| 242 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birini/bir şeyi bir yere almak |
|
| 243 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birini/bir şeyi içeri almak |
|
| 244 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek |
|
| 245 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birini/bir şeyi içeri kabul etmek |
|
| 246 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek |
|
| 247 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birinin/bir şeyin içeri geçmesine izin vermek |
|
| 248 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek |
|
| 249 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak |
|
| 250 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak |
|
| 251 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek |
|
| 252 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek |
|
| 253 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek |
|
| 254 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek |
|
| 255 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek |
|
| 256 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak |
|
| 257 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak |
|
| 258 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek |
|
| 259 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek |
|
| 260 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek |
|
| 261 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek |
|
| 262 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birinin (bir yere) girmesine izin vermek |
|
| 263 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birini (bir yere) almak |
|
| 264 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birini içeri almak |
|
| 265 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birini (bir yere) kabul etmek |
|
| 266 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birini içeri kabul etmek |
|
| 267 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek |
|
| 268 |
Öbek Fiiller |
admit someone into (some place) f.
|
birinin içeri geçmesine izin vermek |
|
| 269 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birinin (bir yere) girmesine izin vermek |
|
| 270 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birini (bir yere) almak |
|
| 271 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birini içeri almak |
|
| 272 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birini (bir yere) kabul etmek |
|
| 273 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birini içeri kabul etmek |
|
| 274 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek |
|
| 275 |
Öbek Fiiller |
admit someone to (some place) f.
|
birinin içeri geçmesine izin vermek |
|
| 276 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birinin/bir şeyin bir yere girmesine izin vermek |
|
| 277 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birini/bir şeyi bir yere almak |
|
| 278 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birini/bir şeyi içeri almak |
|
| 279 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek |
|
| 280 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birini/bir şeyi içeri kabul etmek |
|
| 281 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek |
|
| 282 |
Öbek Fiiller |
allow someone or something into a place f.
|
birinin/bir şeyin içeri geçmesine izin vermek |
|
| 283 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek |
|
| 284 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak |
|
| 285 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak |
|
| 286 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek |
|
| 287 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek |
|
| 288 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek |
|
| 289 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek |
|
| 290 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine izin vermek |
|
| 291 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) almak |
|
| 292 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri almak |
|
| 293 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek |
|
| 294 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek |
|
| 295 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek |
|
| 296 |
Öbek Fiiller |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) içeri geçmesine izin vermek |
|
| 297 |
Öbek Fiiller |
banish someone or something from some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden uzaklaştırmak |
|
| 298 |
Öbek Fiiller |
banish someone or something from some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden menetmek |
|
| 299 |
Öbek Fiiller |
banish someone or something from some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden aforoz etmek |
|
| 300 |
Öbek Fiiller |
banish someone or something from some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerde yasaklamak |
|
| 301 |
Öbek Fiiller |
banish someone or something from some place f.
|
birinin/bir şeyin bir yere giriş çıkışını yasaklamak |
|
| 302 |
Öbek Fiiller |
banish someone or something from some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden tahliye etmek/sürmek |
|
| 303 |
Öbek Fiiller |
beam someone or something up (to some place) f.
|
birini/bir şeyi (bir yere) ışınlamak |
|
| 304 |
Öbek Fiiller |
beam someone or something up (to some place) f.
|
(birini/bir şeyi) bir yere götürmek/taşımak/nakletmek |
|
| 305 |
Öbek Fiiller |
bed (someone or something) down (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) yatırmak |
|
| 306 |
Öbek Fiiller |
bring someone over (to) (some place) f.
|
birini (bir yere) getirmek |
|
| 307 |
Öbek Fiiller |
bring someone over (to) (some place) f.
|
birini (bir yere) ziyarete getirmek |
|
| 308 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) over to (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) getirmek |
|
| 309 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) over to (some place) f.
|
(birini/bir şeyi) yanında (bir yere) getirmek |
|
| 310 |
Öbek Fiiller |
bring (someone or something) over to (some place) f.
|
(birini/bir şeyi) beraberinde (bir yere) getirmek |
|
| 311 |
Öbek Fiiller |
bundle something off (to someone or some place) f.
|
bir şeyleri toplayıp (birine/bir yere) göndermek |
|
| 312 |
Öbek Fiiller |
bundle something off (to someone or some place) f.
|
(birine/bir yere) bir tomar bir şey göndermek |
|
| 313 |
Öbek Fiiller |
bundle something off (to someone or some place) f.
|
(birine/bir yere) palas pandıras bir şey yollamak |
|
| 314 |
Öbek Fiiller |
bury someone or something away (some place) f.
|
birini/bir şeyi (bir yere) gömüp saklamak/gizlemek |
|
| 315 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) (away) from some place f.
|
(birini/bir şeyi) bir yerden kovalamak |
|
| 316 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) (away) from some place f.
|
(birini/bir şeyi) bir yerden kovmak |
|
| 317 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) (away) from some place f.
|
(birini/bir şeyi) bir yerden defetmek |
|
| 318 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) (away) from some place f.
|
(birinin/bir şeyin) bir yerden gitmesini sağlamak |
|
| 319 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) (away) from some place f.
|
(birini/bir şeyi) bir yerden kaçırmak |
|
| 320 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) (away) from some place f.
|
(birini/bir şeyi) bir yerden (zorla) göndermek |
|
| 321 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) into (some place) f.
|
(birini/bir şeyi) kovalayıp/kovalayarak (bir yere) sokmak |
|
| 322 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) into (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerin) içine doğru kovalamak |
|
| 323 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) into (some place) f.
|
(birini/bir şeyi) kovalayıp (bir yere) girmesini sağlamak |
|
| 324 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) into (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) doğru yönlendirmek |
|
| 325 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) in (some place) f.
|
(birini/bir şeyi) kovalayıp/kovalayarak (bir yere) sokmak |
|
| 326 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) in (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerin) içine doğru kovalamak |
|
| 327 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) in (some place) f.
|
(birini/bir şeyi) kovalayıp (bir yere) girmesini sağlamak |
|
| 328 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) in (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) doğru yönlendirmek |
|
| 329 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) kovalamak |
|
| 330 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) kovmak |
|
| 331 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) defetmek |
|
| 332 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) out of (some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir yerden) gitmesini sağlamak |
|
| 333 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) kaçırmak |
|
| 334 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) (zorla) göndermek |
|
| 335 |
Öbek Fiiller |
chase (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) kovalayıp/kovalayarak çıkarmak |
|
| 336 |
Öbek Fiiller |
chase someone or something out of some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden kovalamak |
|
| 337 |
Öbek Fiiller |
chase someone or something out of some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden kovmak |
|
| 338 |
Öbek Fiiller |
chase someone or something out of some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden defetmek |
|
| 339 |
Öbek Fiiller |
chase someone or something out of some place f.
|
birinin/bir şeyin bir yerden gitmesini sağlamak |
|
| 340 |
Öbek Fiiller |
chase someone or something out of some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden kaçırmak |
|
| 341 |
Öbek Fiiller |
chase someone or something out of some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden (zorla) göndermek/çıkarmak |
|
| 342 |
Öbek Fiiller |
chase someone or something out of some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden kovalayıp/kovalayarak çıkarmak |
|
| 343 |
Öbek Fiiller |
clap someone in some place f.
|
birini bir yere tıkmak |
|
| 344 |
Öbek Fiiller |
clap someone in some place f.
|
birini bir yere kapatmak |
|
| 345 |
Öbek Fiiller |
clap someone in some place f.
|
birini bir yere (hapse) atmak |
|
| 346 |
Öbek Fiiller |
clap someone into some place f.
|
birini bir yere tıkmak |
|
| 347 |
Öbek Fiiller |
clap someone into some place f.
|
birini bir yere kapatmak |
|
| 348 |
Öbek Fiiller |
clap someone into some place f.
|
birini bir yere (hapse) atmak |
|
| 349 |
Öbek Fiiller |
clear (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) çıkarmak |
|
| 350 |
Öbek Fiiller |
clear (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) zorla dışarı sevk etmek |
|
| 351 |
Öbek Fiiller |
clear (someone or something) out of (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) dışarı çıkmaya zorlamak |
|
| 352 |
Öbek Fiiller |
dispatch (someone or something) from (some place) f.
|
(bir yerden birini/bir şey) sevk etmek |
|
| 353 |
Öbek Fiiller |
dispatch (someone or something) from (some place) f.
|
(bir yerden birini/bir şey) göndermek |
|
| 354 |
Öbek Fiiller |
dispatch (someone or something) from (some place) f.
|
(bir yerden birini/bir şey) yollamak |
|
| 355 |
Öbek Fiiller |
draw someone or something out of some place f.
|
birini/bir şeyi bir yerden çekip çıkarmak |
|
| 356 |
Öbek Fiiller |
drive someone down (to some place) f.
|
birini kuzeydeki bir yerden güneydeki bir yere bir araçla götürmek |
|
| 357 |
Öbek Fiiller |
drive someone down (to some place) f.
|
birini bulunulan noktanın güneyindeki bir yere araçla götürmek |
|
| 358 |
Öbek Fiiller |
escape (from someone or something) (to some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden bir yere) kaçmak |
|
| 359 |
Öbek Fiiller |
exile (someone) from (some place) f.
|
(birini bir yerden) sürmek |
|
| 360 |
Öbek Fiiller |
exile (someone) from (some place) f.
|
(birini bir yerden) kovmak |
|
| 361 |
Öbek Fiiller |
exile (someone) from (some place) f.
|
(birini bir yerden) göndermek/yollamak |
|
| 362 |
Öbek Fiiller |
exile (someone) from (some place) to (some place) f.
|
(birini bir yerden bir yere) sürmek |
|
| 363 |
Öbek Fiiller |
exile (someone) from (some place) to (some place) f.
|
(birini bir yerden bir yere) yollamak/göndermek |
|
| 364 |
Öbek Fiiller |
extradite (someone) to (some place) f.
|
(bir suçluyu ülkesine/suçu işlediği ülkeye) iade etmek |
|
| 365 |
Öbek Fiiller |
extradite (someone) to (some place) f.
|
(bir suçluyu bir yere) iade etmek |
|
| 366 |
Öbek Fiiller |
extradite (someone) to (some place) f.
|
(bir suçluyu ülkesine/suçu işlediği ülkeye) teslim etmek |
|
| 367 |
Öbek Fiiller |
extradite (someone) to (some place) f.
|
(bir suçluyu ülkesine/suçu işlediği ülkeye) göndermek |
|
| 368 |
Öbek Fiiller |
flush someone or something out of some place f.
|
birini/bir şeyi saklandığı yerden çıkarmak |
|
| 369 |
Öbek Fiiller |
flush someone or something out of some place f.
|
birini/bir şeyi gizlendiği yerden çıkarmak |
|
| 370 |
Öbek Fiiller |
flush (someone or something) out of (some thing or place) f.
|
(birini/bir şeyi saklandığı şeyden/yerden) çıkarmak |
|
| 371 |
Öbek Fiiller |
flush (someone or something) out of (some thing or place) f.
|
(birini/bir şeyi gizlendiği şeyden/yerden) çıkarmak |
|
| 372 |
Öbek Fiiller |
fly someone or something (into some place) (from some place) f.
|
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) götürmek |
|
| 373 |
Öbek Fiiller |
fly someone or something (into some place) (from some place) f.
|
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) nakletmek |
|
| 374 |
Öbek Fiiller |
fly someone or something (into some place) (from some place) f.
|
birini/bir şeyi (bir yerden bir yere) taşımak |
|
| 375 |
Öbek Fiiller |
fly from (someone or something) to (some place) f.
|
(birinden/bir şeyden yere) kaçmak |
|
| 376 |
Öbek Fiiller |
fly from (someone or something) to (some place) f.
|
(birinden/bir şeyden güvenli bir yere) kaçmak |
|
| 377 |
Öbek Fiiller |
forward something (from some place) (to someone or some place) f.
|
bir şeyi (bir yerden birine/bir şeye) yollamak |
|
| 378 |
Öbek Fiiller |
forward something (from some place) (to someone or some place) f.
|
bir şeyi (bir yerden birine/bir şeye) iletmek |
|
| 379 |
Öbek Fiiller |
forward something (from some place) (to someone or some place) f.
|
bir şeyi (bir yerden birine/bir şeye) yönlendirmek |
|
| 380 |
Öbek Fiiller |
forward something (from some place) (to someone or some place) f.
|
bir şeyi (bir yerden birine/bir şeye) sevk etmek |
|
| 381 |
Öbek Fiiller |
help (someone) back (to some place) f.
|
birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek |
|
| 382 |
Öbek Fiiller |
help (someone) back (to some place) f.
|
birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek |
|
| 383 |
Öbek Fiiller |
hide (someone or something) away (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) saklamak/gizlemek |
|
| 384 |
Öbek Fiiller |
hound (someone) out (of some place) f.
|
(birini bir yerden) çıkarmak/kovalamak |
|
| 385 |
Öbek Fiiller |
hurl (someone or something) out of (some place or thing) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) dışarı atmak/fırlatmak |
|
| 386 |
Öbek Fiiller |
hurl (someone) out of (some place or thing) f.
|
(birini bir yerden) kovmak |
|
| 387 |
Öbek Fiiller |
hurl (someone) out of (some place or thing) f.
|
(birini bir yerden) dışarı atmak |
|
| 388 |
Öbek Fiiller |
hurry (someone or something) in(to some place) f.
|
(birini/bir şeyi) aceleyle/hızlıca (bir yere) sokmak/yetiştirmek |
|
| 389 |
Öbek Fiiller |
hurry (someone or something) in(to some place) f.
|
(birini/bir şeyi) çabucak (bir yere) yetiştirmek/sokmak |
|
| 390 |
Öbek Fiiller |
jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) çekip çıkarmak/almak |
|
| 391 |
Öbek Fiiller |
jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) zorla çekip çıkarmak |
|
| 392 |
Öbek Fiiller |
jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) sert bir şekilde çekmek |
|
| 393 |
Öbek Fiiller |
jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) cart diye çekip çıkarmak/almak |
|
| 394 |
Öbek Fiiller |
jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden/durumdan) hızla/hemen çıkmasına neden olmak/çıkmasını sağlamak |
|
| 395 |
Öbek Fiiller |
jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyi/yeri) hemen/derhal terk etmesine sebep olmak/terk etmesini sağlamak |
|
| 396 |
Öbek Fiiller |
jerk (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden/durumdan) hemen/hızlıca çıkarmak |
|
| 397 |
Öbek Fiiller |
let (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/bir yere) almak |
|
| 398 |
Öbek Fiiller |
let (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeye/bir yere) girmesine izin vermek |
|
| 399 |
Öbek Fiiller |
let (someone) into (something or some place) f.
|
(birini bir gruba) kabul etmek/almak |
|
| 400 |
Öbek Fiiller |
lure (someone or something) in(to something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) çekmek |
|
| 401 |
Öbek Fiiller |
lure (someone or something) in(to something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) gelmesi için ayartmak |
|
| 402 |
Öbek Fiiller |
lure (someone or something) in(to something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) düşürmek |
|
| 403 |
Öbek Fiiller |
lure (someone or something) in(to something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şey) tuzağına düşürmek |
|
| 404 |
Öbek Fiiller |
obliterate (someone or something) from (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamen çıkarmak |
|
| 405 |
Öbek Fiiller |
obliterate (someone or something) from (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamen silmek/yok etmek |
|
| 406 |
Öbek Fiiller |
pack (someone or something) off to (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) paketlemek |
|
| 407 |
Öbek Fiiller |
pack (someone or something) off to (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) göndermek |
|
| 408 |
Öbek Fiiller |
pack (someone or something) off to (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) paketleyip yollamak |
|
| 409 |
Öbek Fiiller |
pack (someone or something) off to (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) gönderip başından atmak |
|
| 410 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) above (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üzerinde konumlandırmak |
|
| 411 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) above (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne/yükseğine koymak |
|
| 412 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) above (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) daha fazla önem vermek |
|
| 413 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) above (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) önce getirmek |
|
| 414 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) above (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak |
|
| 415 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) above (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) öncelikli tutmak |
|
| 416 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) before (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak/dizmek/yerleştirmek |
|
| 417 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) before (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına koymak/dizmek/yerleştirmek |
|
| 418 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) before (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) ön tarafına koymak/dizmek/yerleştirmek |
|
| 419 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) before (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) daha fazla önem vermek |
|
| 420 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) before (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) önce getirmek |
|
| 421 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) before (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önünde tutmak |
|
| 422 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) before (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) öncelikli tutmak |
|
| 423 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) before (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) önde tutmak |
|
| 424 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) next to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına koymak/bırakmak |
|
| 425 |
Öbek Fiiller |
remand (someone or something) to (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi) yasal olarak (bir şeyin/bir yerin) sorumluluğuna vermek |
|
| 426 |
Öbek Fiiller |
remand (someone or something) to (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) denetimine vermek |
|
| 427 |
Öbek Fiiller |
remand (someone or something) to (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi) yasal olarak (bir şeyin/bir yerin) himayesine/korumasına/nezaretine vermek |
|
| 428 |
Öbek Fiiller |
retrieve from (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden) geri almak |
|
| 429 |
Öbek Fiiller |
retrieve from (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden) gidip almak |
|
| 430 |
Öbek Fiiller |
retrieve from (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden) almak |
|
| 431 |
Öbek Fiiller |
retrieve from (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden) alıp getirmek |
|
| 432 |
Öbek Fiiller |
root (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin bir şeyden/bir yerden) kökünü kazımak |
|
| 433 |
Öbek Fiiller |
root (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) yok etmek |
|
| 434 |
Öbek Fiiller |
root (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamıyla çıkarmak/atmak |
|
| 435 |
Öbek Fiiller |
run up to (someone, something, or some place) f.
|
(birine/bir şeye/bir yere) kadar koşmak |
|
| 436 |
Öbek Fiiller |
run up to (someone, something, or some place) f.
|
hızla (birine/bir şeye/bir yere) kadar gitmek |
|
| 437 |
Öbek Fiiller |
run up to (someone, something, or some place) f.
|
hızla (birine/bir şeye/bir yere) koşmak/gitmek |
|
| 438 |
Öbek Fiiller |
run up to (someone, something, or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin/bir yerin) yanına/önüne koşmak |
|
| 439 |
Öbek Fiiller |
run up to (someone, something, or some place) f.
|
(birinin/bir şeyin/bir yerin) yanına/önüne gidivermek |
|
| 440 |
Öbek Fiiller |
rush to (someone, something, or some place) f.
|
(birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak |
|
| 441 |
Öbek Fiiller |
rush to (someone, something, or some place) f.
|
(birine/bir şeye) üşüşmek |
|
| 442 |
Öbek Fiiller |
scour (something or some place) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi/bir yeri biri/bir şey) için araştırmak |
|
| 443 |
Öbek Fiiller |
scour (something or some place) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi/bir yeri biri/bir şey) için taramak |
|
| 444 |
Öbek Fiiller |
scour (something or some place) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi/bir yeri biri/bir şey) için didik didik aramak |
|
| 445 |
Öbek Fiiller |
scour (something or some place) for (someone or something) f.
|
(bir şeyi/bir yeri biri/bir şey) için dikkatlice aramak |
|
| 446 |
Öbek Fiiller |
send (someone) back (to some place) for (something) f.
|
(birini bir şey) için (bir yere) geri göndermek |
|
| 447 |
Öbek Fiiller |
send (someone or something) from (some place) f.
|
(bir yerden birini/bir şeyi) göndermek/yollamak |
|
| 448 |
Öbek Fiiller |
send (someone or something) to (someone, something, or some place) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye/bir yere) göndermek |
|
| 449 |
Öbek Fiiller |
ship (someone or something) off to (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) gemiyle göndermek |
|
| 450 |
Öbek Fiiller |
ship (someone or something) off to (some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yere) yollamak |
|
| 451 |
Öbek Fiiller |
smoke (someone or something) out of (some place) f.
|
bir yeri dumanla doldurarak (birini/bir şeyi bir yerden) çıkarmak |
|
| 452 |
Öbek Fiiller |
smuggle (someone or something) out (of some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) kaçak olarak çıkarmak |
|
| 453 |
Öbek Fiiller |
smuggle (someone or something) out (of some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir yerden) gizlice çıkarmak |
|
| 454 |
Öbek Fiiller |
smuggle (someone or something) through (something or some place) f.
|
(sınırdan) (mal/insan) kaçırmak |
|
| 455 |
Öbek Fiiller |
smuggle (someone or something) through (something or some place) f.
|
(bir yerden/sınırdan) kaçak (insan/mal) geçirmek |
|
| 456 |
Öbek Fiiller |
smuggle (someone or something) through (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi) kaçak olarak geçirmek |
|
| 457 |
Öbek Fiiller |
spread to (someone, something, or some place) f.
|
(birine/bir şeye/bir yere) yayılmasına sebep olmak/yayılmasını sağlamak |
|
| 458 |
Öbek Fiiller |
spread to (someone, something, or some place) f.
|
(birini/bir şeyi/bir yeri) sarmasına sebep olmak/sarmasını sağlamak |
|
| 459 |
Öbek Fiiller |
spring from (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden) kaynaklanmak |
|
| 460 |
Öbek Fiiller |
spring from (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden) doğmak |
|
| 461 |
Öbek Fiiller |
spring from (someone, something, or some place) f.
|
(birinden/bir şeyden/bir yerden) meydana çıkmak |
|
| 462 |
Öbek Fiiller |
stretch out to (someone, something, or some place) f.
|
(birine, bir şeye, bir yere) doğru uzanmak |
|
| 463 |
Öbek Fiiller |
stretch out to (someone, something, or some place) f.
|
(birine, bir şeye, bir yere) doğru uzatmak |
|
| 464 |
Öbek Fiiller |
stretch out to (someone, something, or some place) f.
|
(birine, bir şeye, bir yere) doğru uzamasını/uzanmasını sağlamak |
|
| 465 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine sokmak |
|
| 466 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine getirmek |
|
| 467 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine almak |
|
| 468 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/bir yere) kabul etmek |
|
| 469 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birine/bir şeye bir yerde) kalacak yer sağlamak |
|
| 470 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyde/bir yerde) misafir etmek |
|
| 471 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi evine almak |
|
| 472 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şey) altına almak |
|
| 473 |
Öbek Fiiller |
take (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir duruma) almak/sokmak/getirmek |
|
| 474 |
Öbek Fiiller |
throw (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı atmak |
|
| 475 |
Öbek Fiiller |
throw (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı fırlatmak |
|
| 476 |
Öbek Fiiller |
throw (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir grubu bir şeyden/bir yerden) zorla atmak |
|
| 477 |
Öbek Fiiller |
throw (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir grubu bir şeyden/bir yerden) zorla çıkarmak |
|
| 478 |
Öbek Fiiller |
throw (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir grubu bir şeyden/bir yerden) defetmek |
|
| 479 |
Öbek Fiiller |
throw (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir grubu bir şeyden/bir yerden) çıkarmak |
|
| 480 |
Öbek Fiiller |
throw (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir grubu bir şeyden/bir yerden) atmak |
|
| 481 |
Öbek Fiiller |
turn (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) çıkarmak |
|
| 482 |
Öbek Fiiller |
turn (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı atmak |
|
| 483 |
Öbek Fiiller |
turn (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tahliye etmek |
|
| 484 |
Öbek Fiiller |
turn (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) defetmek |
|
| 485 |
Öbek Fiiller |
turn (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) attırmak |
|
| 486 |
Öbek Fiiller |
turn (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) kovmak |
|
| 487 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) from (something or some place) f.
|
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek |
|
| 488 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) from (something or some place) f.
|
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı yol göstermek |
|
| 489 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) from (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı yönlendirmek |
|
| 490 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri eşlik etmek |
|
| 491 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri yol göstermek |
|
| 492 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) into (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) içeri yönlendirmek |
|
| 493 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek |
|
| 494 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı yol göstermek |
|
| 495 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) out of (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı yönlendirmek |
|
| 496 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) to (something or some place) f.
|
(birine/bir şeye bir şeye/bir yere) doğru eşlik etmek |
|
| 497 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) to (something or some place) f.
|
(birine/bir şeye bir şeye/bir yere) doğru yol göstermek |
|
| 498 |
Öbek Fiiller |
usher (someone or something) to (something or some place) f.
|
(birini/bir şeyi bir şeye/bir yere) yönlendirmek |
|
| Phrases |
|
| 499 |
İfadeler |
give place to someone f.
|
(birine) yer açmak |
|
| 500 |
İfadeler |
give place to someone f.
|
yerini başkasına bırakmak |
|
