planlanmış - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

planlanmış



"planlanmış" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
planlanmış planned s.
General
planlanmış devised s.
planlanmış intended s.
planlanmış designed s.
planlanmış envisioned s.
planlanmış aforethought s.
planlanmış projected s.
planlanmış scheduled s.
planlanmış deliberate s.
planlanmış on s.
planlanmış shaped s.
Idioms
planlanmış on tap s.
planlanmış on the slate expr.
Trade/Economic
planlanmış planned s.
Law
planlanmış aforethought s.
Technical
planlanmış planned s.

"planlanmış" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 106 sonuç

Türkçe İngilizce
General
planlanmış veya niyetlenilmiş rotadan sapma detour i.
önceden planlanmış ürün geliştirme preplanned product improvements i.
planlanmış olma deliberativeness i.
önceden planlanmış görev preplanned mission i.
planlanmış işlem adımı scheduled procedure step i.
planlanmış ziyaret a scheduled visit i.
planlanmış ziyaret a planned visit i.
iyi planlanmış ve idare edilmiş askeri operasyon set piece i.
sunumu planlanmış eğlence bill i.
atmosfere dönüş safhasında önceden planlanmış uçuş manevralarını yapabilen atmosfere dönüş aracı maneuverable reentry vehicle i.
planlanmış harcama veya ifraz olarak alıkonan şey holdback i.
planlanmış harcama veya ifraz olarak alıkonan veya tutulan bir şey holdback i.
iyi planlanmış örüntü sleight [obsolete] i.
planlanmış bir şeyi gerçekten yapmak go through with f.
önceden planlanmış preplanned s.
birlikte planlanmış concerted s.
iyi planlanmış imaginative s.
ustaca planlanmış tactical s.
önceden planlanmış prior s.
eksik planlanmış ill-conceived s.
gizlice ve dikkatlice planlanmış deep-laid s.
önceden planlanmış cut-and-dried s.
kötü planlanmış ill-planned s.
önceden planlanmış premeditated s.
iyi planlanmış/düzenlenmiş/tasarlanmış well-conceived s.
iyi planlanmış well planned s.
iyi planlanmış calculated s.
(olması/gerçekleşmesi) planlanmış scheduled to do something s.
(olması/gerçekleşmesi) planlanmış slated to do something s.
iyi planlanmış bulletproof s.
yanlış yönlendirecek şekilde planlanmış lying s.
dikkatle planlanmış buttoned-up s.
izleyicileri etkilemek üzere planlanmış grandstand s.
hızlıca hareket etmek için planlanmış flying s.
önceden planlanmış foremeant s.
öncesinden planlanmış plotted s.
Phrasals
planlanmış bir şeyi ne olursa olsun yapmak go through f.
(birini/bir şeyi) önceden planlanmış şeylerin arasına sıkıştırmak slot (someone or something) in f.
(birini/bir şeyi) önceden planlanmış şeylerin arasına almak slot (someone or something) in f.
önceden planlanmış şeylerin arasına sıkıştırmak/almak slot in f.
planlanmış (toplantısı veya buluşması) olmak have on f.
planlanmış (bir şeyi) gerçekten yapmak go through with (something) f.
Phrases
çok da planlanmış/düşünülmüş bir şey değil more by accident than (by) judgment expr.
Colloquial
planlanmış bir işi olmak have anything on f.
yapacak/planlanmış bir işi olmak have anything on f.
önceden planlanmış bir işi olmamak not have anything on f.
planlanmış bir şeyi olmak have something doing f.
belli bir zamana planlanmış/ayarlanmış işleri olmak have something doing f.
planlanmış bir şeyi olmak have something on f.
belli bir zamana planlanmış/ayarlanmış işleri olmak have something on f.
planlanmış bir şeyi/işi olmak have on f.
planlanmış işleri olmak have anything on f.
planlanmış hiç bir işi olmamak not have a lot on f.
planlanmış olmak be a go [us] f.
eksik planlanmış hokey s.
için planlanmış slated for s.
için planlanmış slated for s.
Idioms
kötü planlanmış durum disaster area i.
(birinin) geleceği için planlanmış bir şeyi olmak have something in store (for someone) f.
geleceği için planlanmış bir şeyi olmak have in store f.
(birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlanmış geared to (someone or something) s.
(birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlanmış geared toward (someone or something) s.
eksik planlanmış all over the place s.
eksik planlanmış all over the place s.
önceden planlanmış sonuç/durum all hollow [obsolete] expr.
önceden planlanmış sonuç/durum all hollow [obsolete] expr.
Trade/Economic
önceden planlanmış karşılıklı görüşme patterned interview i.
önceden planlanmış karşılıklı görüşme planned interview i.
planlanmış toplam talep planned aggregate demand i.
planlanmış yatırım planned investment i.
planlanmış bütçe ex-ante budget i.
planlanmış eğitimler planned trainings i.
Law
planlanmış cinayet premeditated murder i.
önceden planlanmış premeditated s.
Politics
devlet kurumunu salt partizan amaçlarla değiştirmek için planlanmış ripper s.
Tourism
etkinlik ve hobiler için planlanmış veya düzenlenmiş tatil activity vacation i.
etkinlik ve hobiler için planlanmış veya düzenlenmiş tatil activity holiday i.
Technical
planlanmış yol intended track i.
planlanmış kademeli inşaat planned stage construction i.
planlanmış hedefler planned targets i.
Computer
planlanmış görüntü scheduled image i.
planlanmış saatler scheduledtimes i.
planlanmış olay scheduled event i.
diğer planlanmış other planned s.
Informatics
planlanmış etkinlik scheduled activity i.
Automotive
planlanmış bakım scheduled maintenance i.
Forestry
planlanmış yangın planned fire i.
planlanmış ekim deliberate seeding i.
Education
planlanmış paneller organized panels i.
Environment
planlanmış maruz kalma planned special exposure i.
Military
kısmen planlanmış intikal partially planned movement i.
önceden planlanmış görev taleplerinin önceliği priority of preplanned mission requests i.
önceden planlanmış atış prearranged fire i.
planlanmış yeniden ikmal planned resupply i.
planlanmış bütünleme ikmali planned resupply i.
program dışı planlanmış hedef on-call target i.
planlanmış hedef planned target i.
planlanmış boş depolama sahası planned obligated space i.
planlanmış deneyim planned experience i.
inaktif görev eğitimi için planlanmış yetki dönemi unit training assembly i.
talep üzerine yürürlüğe konmak üzere planlanmış, zamanı belirsiz olan nükleer hedef on-call target (nuclear) i.
program dışı planlanmış hedefler on-call targets i.
belirli bir zamanda nükleer silah ile vurulması planlanmış hedef scheduled target (nuclear) i.
Basketball
daha önceden planlanmış hareketlerin yapıldığı hücum düzeni pattern play i.
yapılacak hareketleri önceden planlanmış hücum oyunu set play i.
Slang
gizli saklı planlanmış iş stitch up i.