plans - Türkçe İngilizce Sözlük

plans

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"plans" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
General
plans i. planlar
Parliament corrected these plans both at first reading two years ago and at second reading in March.
Parlamento bu planları hem iki yıl önceki ilk okumada hem de Mart ayındaki ikinci okumada düzeltmiştir.

More Sentences
Construction
plans i. tasarımlar

"plans" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 113 sonuç

İngilizce Türkçe
General
(plans etc) to be upset f. altüst olmak
Tom is going to be upset if Mary doesn't do that.
Mary onu yapmazsa Tom altüst olacak.

More Sentences
Speaking
my plans expr. planlarım
I can't tell you what my plans are.
Planlarımın ne olduğunu sana söyleyemem.

More Sentences
Trade/Economic
long-term plans i. uzun vadeli planlar
And before investing in equity, check out the business's long-term plans.
Ve öz sermayeye yatırım yapmadan önce, işletmenin uzun vadeli planlarını kontrol edin.

More Sentences
General
software plans i. yazılım planları
designs and plans i. tasarımlar ve planlar
standard sampling plans i. standart örnekleme planları
coordination plans i. koordinasyon planları
future plans i. gelecek planları
my summer plans i. yaz planlarım
my plans for the future i. gelecek planlarım
my plans for the future i. gelecekteki planlarım
sigint support plans i. sinyal istihbarat planları
sigint support plans i. birleşik devletler sinyal istihbarat sisteminin ilgili hususları çerçevesinde ulusal güvenlik ajansı/merkezi güvenlik hizmeti tarafından hazırlanan planlar
have a snag in plans f. altından çapanoğlu çıkmak
put (ideas/plans etc) into action f. fiiliyata geçirmek
make plans for a holiday f. tatil planları yapmak
talk about one's future plans f. gelecek planları hakkında konuşmak
ruin someone's plans f. planlarını bozmak
make plans for the future f. geleceğe dair plan yapmak
Phrases
the action plans to be taken will be defined expr. alınacak aksiyon planları tanımlanacak
within our plans expr. planlarımız dahilinde
Proverb
man plans and god laughs f. kul plan yapar allah gülermiş
man plans and god laughs f. tanrıyı güldürmek istiyorsan ona planlarından bahset
man plans and god laughs f. insanlar plan yapar, kader köşede güler
man plans and god laughs f. planların işleyeceğinin bir garantisi yoktur
best-laid plans of mice and men often go astray en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
best-laid plans of mice and men oft go astray en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid plans go astray en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid plans go astray en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid schemes/plans en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid schemes/plans en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid plans en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid plans en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid plans en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid plans of mice and men en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid plans of mice and men en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid plans of mice and men en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
Colloquial
wedding plans i. evlilik planları
Idioms
upset someone's plans f. planlarını bozmak
upset plans f. planlarını bozmak
upset plans f. planlarını altüst etmek
Speaking
do you have any plans for dinner? expr. akşam yemeği için planınız var mı?
I have other plans expr. başka planlarım var
do you have any plans for tonight? expr. bu gece için planlarınız var mı?
my future plans expr. gelecekteki planlarım
my plans in the future expr. gelecekteki planlarım
what kind of plans expr. ne tür planlar
we've all got plans expr. o kadar plan yaptık
there's been a little change of plans expr. planda ufak bir değişiklik oldu
what are your plans? expr. planların nedir?
what are your future plans? expr. gelecek planlarınız neler?
what are your future plans? expr. gelecek planların ne?
what are your future plans? expr. gelecek planlarınız nelerdir?
what are your future plans? expr. gelecek planlarınız neler?
Trade/Economic
buyer plans i. alıcı planları
defined benefit plans i. belirlenmiş fayda esaslı planlar
five year plans i. beş yıllık kalkınma planlan
unit strategic plans i. birim stratejik planları
multi-employer plans i. çok sayıda işverenin dahil olduğu sosyal yardım planları
multi-employer benefit plans i. çok sayılı işverenli sosyal yardım planları
multi-employer benefit plans i. çok sayıda işverenin dahil olduğu sosyal yardım planları
variable plans i. değişken planlar
deferred profit sharing plans i. ertelemeli kar paylaşım planları
retirement benefit plans i. emeklilik sosyal yardım planları
deferred profit sharing plans i. ertelenmiş karı paylaşma planları
post-employment benefit plans i. emeklilikteki sosyal yardım planları
accounting and reporting by retirement benefit plans i. fayda esaslı emeklilik planlarının muhasebesi ve raporlaması
post-employment benefit plans i. işten ayrılma sonrasında fayda sağlayan planlar
defined contribution plans i. işverenin tazminata katkı paylı planları
defined contribution plans i. işverenin tazminata prim ödemeli planları
defined benefit plans i. işverence prim ödenerek oluşturulan tazminat planları
profit sharing plans i. kar paylaşma planları
equity compensation plans i. özkaynak tazmin planları
group administration employee benefit plans i. personel sosyal yardımlaşma grup yönetim planları
employee benefit plans i. personel sosyal yardım planları
defined contribution plans i. prim ödemeli planları
insured pension plans i. sigortalı emeklilik planları
company stock plans i. şirket hisse planları
liquidation plans i. tasfiye planı
tax incentive plans i. vergi teşvik planları
benefit plans i. yardım planları
Politics
contingency plans i. acil durum planları
health benefit plans i. sağlık yardım planları
country specific plans i. ülkelere özgü planlar
Institutes
department of budget, private account, plans and projects and administrative affairs i. bütçe, özel hesap, plan proje ve idari işleri dairesi
Technical
preparing quality plans i. kalite planlarının hazırlanması
Computer
subscription plans i. abonelik planları
plans recovered expr. planlar kurtarıldı
Aeronautic
airport security plans i. havaalanı güvenlik planı
Medical
nursing care plans i. hemşire bakım planları
employee health benefit plans i. işçi sağlık yardım planları
Statistics
multi-level continuous sampling plans i. çok-seviyeli sürekli örnekleme planları
wedge plans i. keski planları
continuous sampling plans i. sürekli örnekleme planı
History
five-year plans i. sovyet ekonomik ve ticari kalkınma planı
Military
regimental plans and training officer i. alay eğitim ve harekat subayı
combined strategic plans i. birleşik stratejik planlar
support plans i. destek planları
electronic warfare plans i. elektronik harp planları
security police plans and programmes i. güvenlik polis plan ve programları
general plans and policies division i. genel plan prensipler başkanlığı
general plans and policies i. genel plan prensipler
deputy chief of staff for plans and research i. kara kuvvetleri plan ve araştırma yarbaşkanı
joint strategic plans i. müşterek stratejik planlar
sheet plans i. parplans
chief of plans and operations department i. plan harekat daire başkanı
plans and training officer i. plan ve eğitim subayı
plans and programme section i. plan ve program kısmı
director of plans and operations i. plan harekat başkanı
department of defense emergency plans i. savunma bakanlığı acil durum planları
joint strategic plans i. silahlı kuvvetler stratejik planları
service strategic plans i. silahlı kuvvetler stratejik planları
embarkation plans i. bindirme planları