|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
ileri sürülen fikir |
observation i.
|
|
2 |
Genel |
göz kamaşmasını önlemek için göz altına sürülen siyah boya |
eyeblack i.
|
|
3 |
Genel |
18 yy'da ingilizler tarafından nova scotia'dan sürülen fransız asıllı bir topluluğun güney louisiana |
cajun country i.
|
|
4 |
Genel |
ileri sürülen fikir |
suggestion i.
|
|
5 |
Genel |
ilgiyi başka yöne çekmek için öne sürülen konu |
red herring i.
|
|
6 |
Genel |
ileri sürülen fikir |
contention i.
|
|
7 |
Genel |
ekmeğe sürülen şey |
spread i.
|
|
8 |
Genel |
piyasaya sürülen rezervler |
issued reserves i.
|
|
9 |
Genel |
el ile sürülen tekerlekli sandalye |
manually propelled wheelchair i.
|
|
10 |
Genel |
öne sürülen görüş |
argument i.
|
|
11 |
Genel |
18.yy'da fransız kolonistler tarafından akadya'dan sürülen topluluk |
cajun i.
|
|
12 |
Genel |
sürülen veya ekilen arazi |
acre i.
|
|
13 |
Genel |
şerefe sürülen leke |
bar sinister i.
|
|
14 |
Genel |
fondöten altına sürülen baz |
base i.
|
|
15 |
Genel |
çapı eşit tekerleklerden oluşan, çoğaltıcı vitesle arkaya bağlanan pedallarla sürülen bir bisiklet |
safety bicycle i.
|
|
16 |
Genel |
çapı eşit tekerleklerden oluşan, çoğaltıcı vitesle arkaya bağlanan pedallarla sürülen bir bisiklet |
safety bike i.
|
|
17 |
Genel |
yerliler tarafından brezilya ve bolivya'nın amazon ormanlarında yaşadığı ileri sürülen insan boyutunda tembel hayvana benzer kırmızı kürklü bir yaratık |
mapinguari i.
|
|
18 |
Genel |
yerliler tarafından brezilya ve bolivya'nın amazon ormanlarında yaşadığı ileri sürülen insan boyutunda tembel hayvana benzer kırmızı kürklü bir yaratık |
mapinguary i.
|
|
19 |
Genel |
atlar tarafından sürülen deniz aracı |
horse boat i.
|
|
|
20 |
Genel |
esasen lekeci kili, beyazlatıcı ve büzücülerden oluşup yüze sürülen bir kozmetik macun |
mudpack i.
|
|
21 |
Genel |
esasen lekeci kili, beyazlatıcı ve büzücülerden oluşup yüze sürülen kozmetik macundan elde edilen pudra |
mudpack i.
|
|
22 |
Genel |
satış bayisinin çalışanları tarafından sürülen veya test sürüşü için kullanılan yeni araba |
demonstration car i.
|
|
23 |
Genel |
hindistan'da deniz kabuklarından yapılan ve geminin zeminine sürülen bir çimento |
gulgul i.
|
|
24 |
Genel |
ayaklarla sürülen iki tekerlekli bir bisiklet |
hobbyhorse i.
|
|
25 |
Genel |
sürülen şey |
illinition i.
|
|
26 |
Genel |
üstü kapalı öne sürülen şey |
implicate i.
|
|
27 |
Genel |
at arabası veya vagon tekerinin dingiline sürülen siyah gres yağı |
gome i.
|
|
28 |
Genel |
büyükbaş hayvan sürülen toprak yol |
drove [dialect] [uk] i.
|
|
29 |
Genel |
itibara sürülen leke |
discredit i.
|
|
30 |
Genel |
anlamadan mekanik olarak ileri sürülen sav |
parrot-cry i.
|
|
31 |
Genel |
şerefe sürülen leke |
shamer i.
|
|
32 |
Genel |
hüküm sürülen yer |
sultanry i.
|
|
33 |
Genel |
hüküm sürülen yer |
sultany i.
|
|
34 |
Genel |
piyasaya sürülen malların tümünü daha yüksek fiyata satmak için toplamak |
forestall the market f.
|
|
35 |
Genel |
ileri sürülen |
propounding s.
|
|
36 |
Genel |
ileri sürülen |
propounded s.
|
|
37 |
Genel |
ileri sürülen |
asserted s.
|
|
38 |
Genel |
ekmek vb´ne kolayca sürülen |
spread s.
|
|
39 |
Genel |
öne sürülen |
projected s.
|
|
|
40 |
Genel |
ileri sürülen |
alleging s.
|
|
41 |
Genel |
öne sürülen |
alleged s.
|
|
42 |
Genel |
atlarla sürülen |
horse s.
|
|
43 |
Genel |
at ile sürülen |
horse-drawn s.
|
|
44 |
Genel |
binici tarafından sürülen |
riding s.
|
|
45 |
Genel |
üstü kapalı öne sürülen |
implicated s.
|
|
46 |
Genel |
ileri sürülen |
predicate s.
|
|
47 |
Genel |
kişinin kendince öne sürülen |
self-assumed s.
|
|
48 |
Genel |
(alman kimyager) stahl tarafından öne sürülen |
stahlian s.
|
|
49 |
Genel |
'dığı ileri sürülen |
allegedly zf.
|
|
Colloquial |
|
50 |
Konuşma Dili |
düşünmeden anında piyasaya sürülen görüş veya analiz |
hot take i.
|
|
51 |
Konuşma Dili |
bilip bilmeden ortaya sürülen görüş/analiz |
hot take i.
|
|
Idioms |
|
52 |
Deyim |
kurgusal bir evrende kitapta veya filmde yer almayıp takipçiler tarafından var olduğu ileri sürülen olaylar |
fan canon i.
|
|
53 |
Deyim |
kurgusal bir evrende kitapta veya filmde yer almayıp takipçiler tarafından var olduğu ileri sürülen olaylar |
head canon i.
|
|
54 |
Deyim |
kurgusal bir evrende kitapta veya filmde yer almayıp takipçiler tarafından var olduğu ileri sürülen olaylar |
fanon (fan canon) i.
|
|
55 |
Deyim |
önden yem olarak öne sürülen kimseler |
cannon fodder i.
|
|
56 |
Deyim |
kış şartlarında acımadan sürülen hurda/eski araba |
winter rat [us] i.
|
|
Trade/Economic |
|
57 |
Ticaret/Ekonomi |
japonya'da basılıp dünya bankası tarafından euro-tahvil piyasasına sürülen hamiline tahvil |
daimyo bond i.
|
|
58 |
Ticaret/Ekonomi |
(ilk olarak iv. edward hükümdarlığında piyasaya sürülen) altın sikke |
spur-royal i.
|
|
59 |
Ticaret/Ekonomi |
kiralayan kişi tarafından sürülen (taşıt) |
rent-a-car [uk] s.
|
|
60 |
Ticaret/Ekonomi |
kiralayan kişi tarafından sürülen (taşıt) |
self-drive s.
|
|
Law |
|
61 |
Hukuk |
alternatif olarak ileri sürülen iddialar |
alternative pleading i.
|
|
62 |
Hukuk |
alternatif olarak ileri sürülen iddialar |
pleading in the alternative i.
|
|
63 |
Hukuk |
başkaları tarafından ileri sürülen suçlamaları reddeden gayrimenkul zilyedi |
hostile possession i.
|
|
64 |
Hukuk |
başkalarından işitilerek öne sürülen delil |
hearsay evidence i.
|
|
65 |
Hukuk |
davalının suçunu itiraf etmemesine karşın ileri sürülen iddiaları kabul etmesi |
nolo contendere i.
|
|
66 |
Hukuk |
hukukçu carlos calvo tarafından ileri sürülen bir kuram |
calvo doctrine i.
|
|
67 |
Hukuk |
taraflardan biri tarafın ileri sürülen bir belge veya senedin daha sonra inkar edilmemesi |
estoppel by deed i.
|
|
68 |
Hukuk |
medeni hukuk davasında ileri sürülen talep |
instance i.
|
|
Tourism |
|
69 |
Turizm |
taşıtın kiralandığı süre ve sürülen mesafe esas alınarak hesaplanan araba kiralama tarifesi |
time and mileage i.
|
|
Technical |
|
70 |
Teknik |
bing bang teorisini savunanlar tarafından kimyasal maddelerden önce var olduğu ileri sürülen madde |
ylem i.
|
|
71 |
Teknik |
çelik levhalar üzerine astar olarak sürülen boya |
red lead i.
|
|
72 |
Teknik |
dahili yanma motoru ile sürülen cihaz |
internal combustion engine-driven device i.
|
|
73 |
Teknik |
el ile sürülen tekerlekli sandalye |
manually propelled wheelchair i.
|
|
74 |
Teknik |
yağlı boya yapılmadan önce çoğunlukla metal yüzeylere sürülen ilk (kat) boya |
primer paint i.
|
|
75 |
Teknik |
cilalama işleminden önce çömleğe sürülen sıvı |
engobe i.
|
|
76 |
Teknik |
rötuşlamadan önce negatif fotoğrafın yüzeyine veya arkasına sürülen cila |
medium i.
|
|
77 |
Teknik |
yağlı boya ile boyamadan önce baskının yüzeyine sürülen cila |
medium i.
|
|
78 |
Teknik |
hidrolik araba kuplajının sürülen üyesi |
runner i.
|
|
Computer |
|
79 |
Bilgisayar |
yazılım veya donanımın piyasaya ilk sürülen test ürünü |
alpha i.
|
|
|
80 |
Bilgisayar |
yazılım veya donanımın piyasaya ilk sürülen test ürünü |
alpha software i.
|
|
81 |
Bilgisayar |
yazılım veya donanımın piyasaya ilk sürülen test ürünü |
alpha version i.
|
|
82 |
Bilgisayar |
htc tarafından piyasaya sürülen bir android telefon modeli |
evo i.
|
|
Informatics |
|
83 |
Bilişim |
kesilmelerle sürülen |
interrupt driven i.
|
|
Telecom |
|
84 |
Telekom |
semaforun 18. yüzyıl sonunda piyasaya sürülen değişikliklere uğramış sürümü |
telelograph i.
|
|
Mechanic |
|
85 |
Mekanik |
at tarafından sürülen makine |
horsepower i.
|
|
Architecture |
|
86 |
Mimarlık |
yeni kesilmiş ağacın budaklarına reçinenin sızmasını önlemek için astar çekilmeden önce sürülen macun |
knotting i.
|
|
Dyeing |
|
87 |
Boyacılık |
cilt görünümü eşitlemek için sürülen kozmetik |
base i.
|
|
88 |
Boyacılık |
sürülen son boya katı |
finish coat i.
|
|
89 |
Boyacılık |
sürülen son boya katı |
finishing coat i.
|
|
Automotive |
|
90 |
Otomotiv |
hız gösterge sürücüsü/ile sürülen dişliler |
speedometer drive and driven gears i.
|
|
91 |
Otomotiv |
insan tarafından pedalla sürülen üç tekerlekli bir araç |
ricksha i.
|
|
92 |
Otomotiv |
insan tarafından pedalla sürülen üç tekerlekli bir araç |
rickshaw i.
|
|
93 |
Otomotiv |
insan tarafından pedalla sürülen üç tekerlekli bir araç |
trishaw i.
|
|
Transportation |
|
94 |
Ulaştırma |
(hindistan'da) öküz/boğa veya atlarla sürülen dört tekerlekli araba |
ratha i.
|
|
Aeronautic |
|
95 |
Havacılık |
kaldırma kuvvetini serbest olarak dönen rotor pallerinden itme kuvvetini ise motor ile sürülen rotor düzlemine dik olan bir pervane aracılığıyla sağlayan helikopter |
gyrocopter i.
|
|
96 |
Havacılık |
kaldırma kuvvetini serbest olarak dönen rotor pallerinden itme kuvvetini ise motor ile sürülen rotor düzlemine dik olan bir pervane aracılığıyla sağlayan helikopter |
autogyro i.
|
|
Marine |
|
97 |
Denizcilik |
gemi façasına sürülen özel bir boya |
boot top i.
|
|
98 |
Denizcilik |
akıntı yönünün tersinde rüzgarla sürülen |
wind-rode s.
|
|
Mining |
|
99 |
Maden |
tünellerde aynada kazı yapmadan önce ayna üstüne sürülen çubuklar |
props i.
|
|
Medical |
|
100 |
Medikal |
kağıda sürülen ilaç karışımı |
paper i.
|
|
101 |
Medikal |
yaralı yüzeye sürülen iyileştirici malzeme |
plastic exudation i.
|
|
Pharmaceutics |
|
102 |
Eczacılık |
dışarıdan sürülen doğum kontrol ürünlerinde yaygın olarak kullanılan bir sperm öldürücü madde |
nonoxynol-9 i.
|
|
Dermatology |
|
103 |
Dermatoloji |
cilde sürülen ultraviyole filtreleyici krem |
sun blocker i.
|
|
Food Engineering |
|
104 |
Gıda |
hamurun üzerine sürülen süt ya da su ile çırpılmış yumurta |
eggwash i.
|
|
Gastronomy |
|
105 |
Mutfak |
hamurun üzerine sürülen süt ya da su ile çırpılmış yumurta |
egg wash i.
|
|
106 |
Mutfak |
pasta ve kek üzerine sürülen krema vb |
icing i.
|
|
107 |
Mutfak |
lezzetlendirmesi veya sertleştirmesi için et, balık, hamur gibi gıdaların üzerine fırça ile sürülen sıvı |
glaze i.
|
|
108 |
Mutfak |
ekmek ve simit çeşitlerine sürülen bir tür krem peynir |
shmear i.
|
|
109 |
Mutfak |
ekmek ve simit çeşitlerine sürülen bir tür krem peynir |
schmeer i.
|
|
Logic |
|
110 |
Mantık |
doğru olduğu koşullarda öne sürülen bir ifade |
truth-condition i.
|
|
Physics |
|
111 |
Fizik |
heisenberg tarafından öne sürülen kuantum mekaniği ilkesi |
uncertainty principle i.
|
|
112 |
Fizik |
heisenberg tarafından öne sürülen kuantum mekaniği ilkesi |
indeterminacy principle i.
|
|
113 |
Fizik |
gravitonlar aracılığıyla sağlanıp kütle veya enerjisi olan parçacıkları etkilediği öne sürülen, doğadaki dört temel etkileşimden en zayıfı |
gravitational interaction i.
|
|
Biology |
|
114 |
Biyoloji |
henri bergson tarafından organizmaların evrimi ve gelişimine neden olduğu öne sürülen kuramsal güç |
élan vital i.
|
|
Astronomy |
|
115 |
Gökbilim |
kürenin (enlem vb. açısından) öne sürülen problemin çözümü için ayarlanması |
rectification of a globe i.
|
|
116 |
Gökbilim |
(ufolojide) gizlice dünyayı kontrol ettikleri ileri sürülen, şekil değiştirici dünya dışı ırklardan biri |
reptilian i.
|
|
Zoology |
|
117 |
Zooloji |
(birlikte sürülen) at sürüsü |
span i.
|
|
118 |
Zooloji |
(birlikte sürülen) öküz grubu |
span i.
|
|
Agriculture |
|
119 |
Tarım |
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk |
turnwrist [brit] i.
|
|
120 |
Tarım |
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk |
swivel plow [brit] i.
|
|
121 |
Tarım |
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk |
turnwrist [brit] i.
|
|
122 |
Tarım |
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk |
turnwrest [brit] i.
|
|
123 |
Tarım |
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk |
two-way plow i.
|
|
124 |
Tarım |
toprağı zenginleştirmek için altına sürülen otsu bir bitki |
green-manure crop i.
|
|
125 |
Tarım |
tepeden aşağı sürülen saban |
slidder i.
|
|
126 |
Tarım |
bir sonraki yılın mahsulüne hazırlık amacıyla yaz boyunca sık sık sürülen arazi |
summer fallow i.
|
|
127 |
Tarım |
pullukla daha önce sürülen yerin üzerinden geçmek |
cross-plow f.
|
|
128 |
Tarım |
(araziyi) daha önce sürülen yerin üzerinden geçecek şekilde sürmek |
cross-plow f.
|
|
129 |
Tarım |
pullukla daha önce sürülen yerin üzerinden geçmek |
cross-plough f.
|
|
130 |
Tarım |
(araziyi) daha önce sürülen yerin üzerinden geçecek şekilde sürmek |
cross-plough f.
|
|
Breeding |
|
131 |
Hayvancılık |
tarla işine sürülen öküz |
draught ox i.
|
|
Social Sciences |
|
132 |
Sosyal Bilimler |
memleketinden sürülen kimse |
déraciné i.
|
|
133 |
Sosyal Bilimler |
memleketinden sürülen |
déraciné s.
|
|
Environment |
|
134 |
Çevre |
sürülen bir grup hayvan |
drift i.
|
|
Hunting |
|
135 |
Silah/Atıcılık |
avcı silahlarının menzili ötesinde sürülen hayvan topluluğu |
drive i.
|
|
136 |
Silah/Atıcılık |
yapay koku bırakmak için yere sürülen şey |
drag i.
|
|
Sport |
|
137 |
Spor |
tazı yarışında köpekleri kışkırtmak için kullanılan, piste sürülen mekanik yem |
rabbit i.
|
|
138 |
Spor |
karada sürülen sörf tahtasına benzer tekerlekli bir tahta |
landboard i.
|
|
139 |
Spor |
karada sürülen sörf tahtasına benzer tekerlekli bir tahta ile yapılan spor |
landboarding i.
|
|
140 |
Spor |
kayağın altına sürülen mum |
ski wax i.
|
|
Wagering |
|
141 |
Bahisçilik |
kaybettikçe ileri sürülen paranın iki misli artırılan bir sistem |
martingale i.
|
|
142 |
Bahisçilik |
sürülen parayı arttırmak |
raise f.
|
|
Art |
|
143 |
Sanat |
tombaklama işleminde sürülen altın |
fire gilt i.
|
|
Archaic |
|
144 |
Eski Kullanım |
genellemeyi çürütmek için öne sürülen vaka |
instance i.
|
|
145 |
Eski Kullanım |
davada söylenti ile ileri sürülen iddialar |
parol i.
|
|
Slang |
|
146 |
Argo |
ekmeğin üzerine sürülen tereyağı, krem peynir karışımı |
schmear i.
|
|
147 |
Argo |
kalın sürülen |
slathered s.
|
|