sıfat - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sıfat



"sıfat" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 21 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sıfat adjective i.
General
sıfat epithet i.
sıfat determinant i.
sıfat character i.
sıfat attributive i.
sıfat title i.
sıfat attribute i.
sıfat person i.
sıfat designation i.
sıfat role i.
sıfat quality i.
sıfat attribution i.
sıfat capacity i.
sıfat label i.
sıfat prenomen i.
sıfat adjectival s.
Trade/Economic
sıfat adjective i.
sıfat capacity i.
Computer
sıfat adjective s.
Linguistics
sıfat adjective i.
sıfat attribute i.

"sıfat" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başlıca sıfat forte i.
belgisiz sıfat indefinite adjective i.
sıfat tarama testi adjective check list i.
geçmiş zaman sıfat-fiili past participle i.
cinsel sıfat sexual characteristic-capacity i.
itibar zedeleyip zan altında bırakan sıfat smear word i.
(isim/sıfat+) -leşmek/-laşmak become f.
(latince isim veya sıfat) hecesi yalın halden çok -in halinde olan increase f.
sıfat takmak surname f.
sıfat gibi kullanılan adjective s.
sıfat halinde adjectively s.
sıfat gibi kullanılan adjectival s.
geri planda (sıfat olarak) underlying s.
kadınların soyadıyla kullanılan bir sıfat la s.
son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat nouveau s.
son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat nouveaux s.
etnik veya uyruksal bağı ifade eden (isim, sıfat) gentilic s.
(sıfat, zarf) üstünlük bildiren superlative s.
(sıfat, zarf) üstünlük bildirenler grubuna ait olan superlative s.
sıfat olarak adjectivally zf.
sıfat gibi kullanılarak adjectivally zf.
sıfat şeklinde attributively zf.
sevilen, emredilen, unutulmuş sıfat fiillerden sonra kullanılan bir edat of ed.
sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur whose zm.
sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur whom bağ.
sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur where bağ.
sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur whither bağ.
sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur who bağ.
fiil köklerine gelerek eğilimli anlamı veren sıfat son eki -le snk.
isimleri sıfat yapan bir son ek -mantic snk.
sıfat oluşturan son ek -ial snk.
sıfat oluşturmak için kullanılan bir son ek -ing snk.
sıfat fiil oluşturmak için kullanılan bir son ek -ing snk.
Irregular Verb
catch fiilinin geçmiş zaman sıfat'-fiil formu caught f.
leave fiilinin eski ingilizcede geçmiş zaman sıfat-fiil çekimi laft [obsolete] f.
Trade/Economic
beklenen anlamında sıfat ex ante i.
gerçekleşen anlamında sıfat ex post i.
Technical
-den oluşmuş anlamındaki sıfat yapan son ek -eous snk.
Literature
chaucer'ın eserlerinde gemiden bahsederken kullandığı bir sıfat hoppestere s.
Linguistics
adlaşmış sıfat adjective pronoun i.
yalın sıfat adnoun i.
önüne getirildiği ismi sınıflandıran sıfat relational adjective i.
aşamalanır sıfat gradable adjective i.
belgisiz sıfat indefinite article i.
belgisiz sıfat indefinite adjective i.
birincil sıfat inordinated adjective i.
sıfat tümceciği relative clause i.
sıfat tümceciği adjective clause i.
sıfat fiil verbal adjective i.
sıfat cümleleri relative clauses i.
sıfat cümlecikleri adjective clauses i.
sıfat tamlaması adjective clause i.
sıfat-fiil participle i.
sıfat-eylem participle i.
sıfat cümleciği relative clauses i.
yalın sıfat absolute adjective i.
sıfat cümlesi attribute i.
öznitelik bildiren sıfat attribute i.
bir sıfat ile bir adın birleşmesinden oluşan birleşik sıfat bahuvrihi i.
kendisinden sonra gelen ismi sınıflandıran sıfat classifying adjective i.
(ingilizcede) genellikle niteleme sıfatlarının önüne gelen sıfat yapısındaki kelime determinator i.
yalnızca iki çekimi bulunan sıfat diptote i.
gereklilik veya hazırlık bildiren, edilgen yapıda gelecek zaman ortacı görevi gören latince sıfat gerundive i.
üstünlük derecesi belirten sıfat veya zarf comparative i.
sıfat veya zarfın üstünlük dereceleri degrees of comparison i.
sıfat veya zarfa ait pozitif form positive i.
sıfat tamlamaları adjective phrases i.
yüklem konumundaki sıfat predicate adjective i.
yüklemcil sıfat predicate adjective i.
geçmiş zaman sıfat fiili ptp (past participle) i.
(sıfat veya zarfı) üstünlük derecesine göre oluşturmak compare f.
mastar ya da sıfat fiil biçiminde ve zamanda çekimli olmayan (fiil) nonfinite s.
sıfat yapısında adjectival s.
üstünlük derecesini gösteren (sıfat veya zarfların) comparative s.
kendini tanımlayan (sıfat) homological s.
(isim veya sıfat çekimi) proto germanik sesli harf köklerine özgü eski çekimsel sonları koruyan indefinite s.
çekimsiz ve niteleyici özellikteki (sıfat, zarf) positive s.
sıfat ile ad kombinasyonundan oluşan (birleşik sözcük) possessive s.
sıfat görevi üstlenen prenominal s.
sıfat görevi üstlenerek prenominally zf.
yer isimlerini sıfat yapan bir son ek -ese snk.
sıfat ve zarflara en üstünlük derecesi veren son ek -est snk.
-esis ile biten isimlerden sıfat yapan son ek -etic snk.
sıfat oluşturan son ek -ic snk.
(esasen sıfat niteliği taşıyan) yunancadan alınan sözcüklerde kullanılan isim son eki -ic snk.
Religious
katolik rahipler için kullanılan bir sıfat alter christus i.
(tevrat) süleyman'ın özdeyişleri kitabı'nda gelinlere söylenen anlamı belirsiz bir sıfat shulamite i.
Archaic
lie fiilinin eski ingilizcede geçmiş zaman sıfat-fiil çekimi lain s.
belirli sıfat ve zamirlerin karşılaştırılmasında kullanılan bir son ek -more snk.
Slang
bir şeyin çok kötü ya da yetersiz olduğunu vurgulamak için kullanılan sıfat naffing s.