Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
saatte
"saatte"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
saatte
hourly
zf.
2
Genel
saatte
per hour
zf.
Technical
3
Teknik
saatte
per hour
expr.
"saatte"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 134 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
mine (saatte)
face
i.
2
Genel
dakiklik (saatte)
precision
i.
3
Genel
saatte akrep
hour hand
i.
4
Genel
mine (saatte)
dial
i.
5
Genel
hız ölçüsü olarak deniz mili (20 knot yaklaşık saatte 23 millik hız)
knot
i.
6
Genel
bir teleferiğin ya da bir tesisteki teleferiklerin tümünün bir saatte yokuş yukarı taşıyabileceği kapasitesi
uplift capacity
i.
7
Genel
aklı ve gözü hep saatte olan (işin veya dersin bitmesini bekleyen)
clock-watcher
i.
8
Genel
saatte yüz mil hız yapma
ton-up
i.
9
Genel
bir kişinin bir saatte yapabildiği iş miktarı
man-hour
i.
10
Genel
(saatte) düzengeç
regulator
i.
11
Genel
saatte yüz mil hız yapma
ton [brit]
i.
12
Genel
saatte yüz mil veya daha fazla hız yapmayı seven kimse
ton-up
i.
13
Genel
sabah geç saatte yenen atıştırmalık
elevenses
i.
14
Genel
tıkırtı (saatte)
beat
i.
15
Genel
alıcıya veya postaneye, belirli bir saatte ve belirli bir tren, uçak veya gemi ile sevk edilen posta
mail
i.
16
Genel
saatte çark dişi ile bir palet arasındaki temasın kesilmesi
let-off
i.
17
Genel
tören vesilesiyle erken saatte yenen yemek
breakfast
i.
18
Genel
sabah erken saatte avcıları çağırmak için çalınan ezgi
hunt's-up
i.
19
Genel
saatte temel saat ekranı dışındaki özellik
complication
i.
20
Genel
(saatte) vurma mekanizması
strike
i.
21
Genel
birini saatte yüz mil hız yaparken yakalamak
clock someone at speeds of up to one hundred miles per hour
f.
22
Genel
(saatte denge yayı) açısal rotasyonla titreşmek
motion
f.
23
Genel
saatte yüz mil hız yapabilen
ton-up
s.
24
Genel
saatte yüz mil hız yapmayı seven
ton-up
s.
25
Genel
her üç saatte bir meydana gelen
trihoral
s.
26
Genel
gece geç saatte olan
late-night
s.
27
Genel
saatte bir olan
horal
s.
28
Genel
saatte bir olan
horary
s.
29
Genel
(televizyon programı) en yoğun saatte yayınlanan
peak-time
s.
30
Genel
yarım saatte bir gelişen
semihoral
s.
31
Genel
(saatte) kadran stiline özgü
stilar
s.
32
Genel
(saatte) kadran stili ile ilgili
stilar
s.
33
Genel
geç saatte olan
late
s.
34
Genel
uğursuz bir saatte
in an evil hour
zf.
35
Genel
saatte bir
hourly
zf.
36
Genel
uğursuz bir saatte maalesef
in an evil hour
zf.
37
Genel
birkaç saatte bir
every few hours
zf.
38
Genel
her saatte
all hours
zf.
39
Genel
saatte bir kez
once per hour
zf.
40
Genel
saatte iki kez
twice per hour
zf.
41
Genel
yarım saatte bir
half-hourly
zf.
42
Genel
bu saatte
at this hour
zf.
43
Genel
bu saatte
at this time of (the noon)
zf.
44
Genel
bu saatte
at this time of (the morning)
zf.
45
Genel
bu saatte
at this time of (the night)
zf.
46
Genel
bu saatte
at this time of (the evening)
zf.
47
Genel
iki saatte bir
every two hours
zf.
48
Genel
iki saatte bir
once every two hours
zf.
49
Genel
iki saatte bir
once in two hours
zf.
50
Genel
saatte bir
every hour
zf.
51
Genel
tam (belirli bir saatte)
sharp
zf.
52
Genel
yaklaşık olarak belirli bir saatte meydana gelen anlamı veren son ek
-ish
snk.
Phrases
53
İfadeler
altı saatte bir
every 6 hours
s.
54
İfadeler
altı saatte bir
every six hours
s.
55
İfadeler
şu şu saatte
at such-and-such an hour
expr.
56
İfadeler
6 saatte bir
every 6 hours
expr.
57
İfadeler
6 saatte bir
every six hours
expr.
Colloquial
58
Konuşma Dili
aklı ve gözü hep saatte olan (işin veya dersin bitmesini bekleyen) kimse
clock watcher
i.
59
Konuşma Dili
gözü sürekli saatte olan kimse
clock watcher
i.
60
Konuşma Dili
(belli bir saatte) olmak
be at (something)
f.
61
Konuşma Dili
(belli bir saatte/zamanda) yayınlanmak
be on at
f.
62
Konuşma Dili
(belli bir saatte/zamanda) televizyonda gösterilmek
be on at
f.
63
Konuşma Dili
her dört saatte bir
every four hours
zf.
64
Konuşma Dili
geç bir saatte
at a late hour
expr.
65
Konuşma Dili
iki saatte bir
every two hours
expr.
66
Konuşma Dili
saatte bir
by the hour
expr.
Idioms
67
Deyim
erken saatte alınan/içilen (alkollü) içki
breakfast of champions
i.
68
Deyim
alakasız bir saatte
at an ungodly hour
zf.
69
Deyim
uygun olmayan bir saatte
at an ungodly hour
zf.
70
Deyim
uygunsuz bir saatte
at an ungodly hour
zf.
71
Deyim
münasebetsiz bir saatte
at an ungodly hour
zf.
72
Deyim
kötü bir saatte
at an ungodly hour
zf.
73
Deyim
alakasız bir saatte
at an unearthly hour
zf.
74
Deyim
uygun olmayan bir saatte
at an unearthly hour
zf.
75
Deyim
uygunsuz bir saatte
at an unearthly hour
zf.
76
Deyim
münasebetsiz bir saatte
at an unearthly hour
zf.
77
Deyim
kötü bir saatte
at an unearthly hour
zf.
78
Deyim
gece veya gündüz herhangi bir saatte
at all hours of the day and night
expr.
79
Deyim
uygun olmayan bir zamanda/saatte
at an unearthly/ungodly hour
expr.
80
Deyim
uygunsuz bir zamanda/saatte
at an unearthly/ungodly hour
expr.
81
Deyim
münasebetsiz bir zamanda/saatte
at an unearthly/ungodly hour
expr.
82
Deyim
tam (belirtilen saatte/zamanda)
at (some time) sharp
expr.
83
Deyim
tam tamına (belirtilen saatte/zamanda)
at (some time) sharp
expr.
84
Deyim
tam olarak (belirtilen saatte/zamanda)
at (some time) sharp
expr.
85
Deyim
tam belirtilen saatte/zamanda
at some time sharp
expr.
86
Deyim
tam tamına belirtilen saatte/zamanda
at some time sharp
expr.
87
Deyim
tam olarak belirtilen saatte/zamanda
at some time sharp
expr.
88
Deyim
tam (belli bir zamanda/saatte)
at the stroke of (some specific time)
expr.
89
Deyim
kesin/tam olarak (belli bir zamanda/saatte)
at the stroke of (some specific time)
expr.
90
Deyim
tam (belli bir zamanda/saatte)
on the stroke of (some specific time)
expr.
Speaking
91
Konuşma
bir saatte kaç sayfa okursun?
how many pages do you read in an hour?
expr.
92
Konuşma
bu saatte mi?
at this late/early hour?
expr.
93
Konuşma
gece geç saatte yemek yememelisin
you shouldn't eat late at night
expr.
94
Konuşma
geç saatte yemek yememelisin
you shouldn't eat late at night
expr.
Trade/Economic
95
Ticaret/Ekonomi
saatte 1000 vatlık güce eşit olan enerji birimi
b.t.u. (board of trade unit)
i.
Law
96
Hukuk
davalının celpte bildirilen saatte mahkemeye çıkacağına dair verdiği kefalet
common bail
i.
Media
97
Medya
(genellikle geç saatte) yayın akışı sonu
closedown [uk]
i.
Technical
98
Teknik
saatte galon
gallons per hour
i.
99
Teknik
saatte bir deniz mili
knot
i.
100
Teknik
saatte mil
miles per hour
i.
101
Teknik
(saatte) şase
horn
i.
102
Teknik
saatte bir beygir gücü hızında çalışarak tüketilen enerji veya yapılan iş
horsepower-hour
i.
103
Teknik
(saatte) dişli çark
runner
i.
104
Teknik
(saatte) paletlerin hareket ettirdiği dişlere temas eden eşapman çarkı
scape-wheel
i.
105
Teknik
(saatte) eşapman çatalı ile yuvarlayıcı bölüm arasındaki mesafe
shake
i.
106
Teknik
(saatte) eşapman çarkı dişini serbest bırakma bölümü ile eşapman arasındaki mesafe
shake
i.
Computer
107
Bilgisayar
saatte bir doğrula
hours
expr.
108
Bilgisayar
tarihte/saatte
on date/time
expr.
Electric
109
Elektrik
saatte 1000 vatlık güce eşit olan enerji birimi
kw-hr
i.
110
Elektrik
saatte 1000 vatlık güce eşit olan enerji birimi
board of trade unit
i.
Automotive
111
Otomotiv
saatte yüz mil hız
century mark
i.
112
Otomotiv
saatte gidilen mil
miles per hour
i.
Railway
113
Demiryolu
pik saatte kapasite
capacity at peak hour
i.
Marine
114
Denizcilik
yarım saatte bir çalıp her seferinde bir vuruş artarak sekiz vuruşa kadar çıkan ve dört saatlik zaman diliminin dolduğunu bildiren saat
ship's clock
i.
Medical
115
Medikal
saatte bir
quaque hora
i.
116
Medikal
her 72 saatte bir tekrar eden
quartan
s.
Dentistry
117
Diş Hekimliği
dişler üzerinde ilk 48 saatte oluşan bakteriyel tabaka
plaque
i.
Pathology
118
Patoloji
her 72 saatte bir olan sıtma ateşi
quartan
i.
Pharmaceutics
119
Eczacılık
saatte bir
qh (quāque hōrā)
kısalt.
Physics
120
Fizik
ışığın bir saatte boşlukta aldığı mesafe
light hour
i.
Religious
121
Dini
genellikle gün doğumundan sonraki üçüncü saatte ibadet için ayrılan saat
terce
i.
122
Dini
genellikle gün doğumundan sonraki üçüncü saatte ibadet için ayrılan saat
tierce
i.
Meteorology
123
Meteoroloji
beaufort ölçeğine göre saatte 52 ila 61 kilometre hıza sahip rüzgar
near gale
i.
Military
124
Askeri
son 24 saatte gerçekleşmiş tüm önemli istihbarat bilgilerinin özetini içeren rapor
daily intelligence summary
i.
125
Askeri
son 24 saatte gerçekleşmiş tüm önemli istihbarat bilgilerinin özetini içeren rapor
disum (daily intelligence summary)
kısalt.
Abbreviation
126
Kısaltma
sekiz saatte bir
q8h (quaque octa hora - every 8 hours)
i.
127
Kısaltma
her iki saatte bir
alt hor
zf.
128
Kısaltma
8 saatte bir
q8h (quaque octa hora - every 8 hours)
expr.
Slang
129
Argo
saatte 55 millik hız limiti (5 sentin üzerinde bir zamanlar bir buffalo resmi olmasına atfen)
double buffalo
i.
130
Argo
saatte 55 millik hız limiti ("nickel" abd'de kullanılan 5 sente verilen bir ad)
double nickels
i.
131
Argo
saatte 55 millik hız limiti ("nickel" abd'de kullanılan 5 sente verilen bir ad)
double nickels
i.
132
Argo
çok geç bir saatte yapılan uçuş
red eye flight
i.
133
Argo
saatte yüz mil
buck
i.
Modern Slang
134
Modern Argo
belli bir saatte kalkılması gerektiğinde kaygıdan uyuyamayıp sürekli saate bakma hali
alarm clock anxiety
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of saatte
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy