saklı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

saklı



"saklı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
saklı hidden s.
General
saklı covert s.
saklı shrouded s.
saklı esoteric s.
saklı occult s.
saklı inward s.
saklı perdue s.
saklı reserved s.
saklı put aside s.
saklı close s.
saklı esoterical s.
saklı privy s.
saklı secluded s.
saklı arcane s.
saklı covered s.
saklı clandestine s.
saklı behind s.
saklı implicit s.
saklı secret s.
saklı in hiding s.
saklı perdu s.
saklı concealed s.
saklı hidden s.
saklı embedded s.
saklı ulterior s.
saklı latent s.
saklı backdoor s.
saklı out of one's way s.
saklı virtual s.
saklı hid s.
saklı hideaway s.
saklı hidlings [scotland] s.
saklı hideaway s.
saklı darn s.
saklı opertaneous s.
saklı self-one s.
saklı shy s.
saklı submarine s.
saklı sub-rosa s.
saklı crypto ök.
Colloquial
saklı tucked away s.
saklı dern s.
saklı to ground expr.
Idioms
saklı back room s.
Trade/Economic
saklı concealed s.
Law
saklı legally guaranteed s.
Technical
saklı embedded s.
Medical
saklı larvate s.
Archaic
saklı secre s.

"saklı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 162 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
saklı olan anlam implication i.
General
saklı olan anlam (bir şeyin içinde) implication i.
telif hakkı saklı olan copyright i.
saklı şehir biletlemesi hidden city ticketing i.
saklı benzerlik latent ambiguity i.
saklı anlam secret meaning i.
saklı güzellik hidden beauty i.
saklı tanrı deus absconditus i.
saklı çember the secret circle i.
saklı cennet hidden paradise i.
saklı miras hidden heritage i.
saklı hazine treasure-trove i.
saklı olma ulteriority i.
gizli saklı olma inexposure i.
saklı yer penetrail i.
saklı şeyler penetrail i.
saklı yer penetralia i.
saklı şeyler penetralia i.
saklı olma secreness i.
saklı anlam subintellection i.
saklı anlam subintelligence i.
saklı anlam subintelligitur i.
hakkı saklı tutmak reserve f.
saklı tutmak keep secret f.
saklı tutmak hide f.
saklı tutmak keep something hidden f.
saklı kalmak keep secret f.
saklı kalmak remain hidden f.
saklı kalmak remain secret f.
hakları saklı tutmak reserve the rights f.
-de saklı olmak be implicit in f.
-de saklı olmak lurk in f.
uzun süredir saklı kalmış sırları su yüzüne çıkarmak unearth the long-buried secrets f.
haklarını saklı tutmak reserve the rights to f.
hakkı saklı tutmak reserve the right f.
hakkını saklı tutmak reserve the right f.
ismi gizli/saklı kalmak remain anonymous f.
isminin/kimliğinin gizli/saklı kalmasını istemek wish/want to remain anonymous f.
saklı tutmak hele [dialect] f.
saklı tutmak dern f.
saklı (anlam vb) inner s.
gizli saklı hidden s.
uzun süredir saklı kalmış long-hidden s.
gizli veya saklı anlama sahip cabalistic s.
gizli saklı backroom s.
gizli saklı dönen işlerle ilgili backstage s.
gizli saklı backstage s.
gizli saklı olmayan board s.
en saklı hiddenmost s.
gizli saklı irreptitious [obsolete] s.
içte saklı olan innate [obsolete] s.
gizli saklı invisible s.
gizli saklı involved [obsolete] s.
saklı tutulabilir securable s.
gizli saklı shadow s.
saklı bir şekilde esoterically zf.
saklı bir şekilde reservedly zf.
gizli saklı tectly zf.
gizli saklı bir halde darkly zf.
gizli saklı dernly zf.
gizli saklı on the qt zf.
gizli saklı in hiding zf.
gizli saklı privately zf.
saklı anlamı veren bir ön ek crypt- ök.
saklı anlamı veren bir ön ek crypto- ök.
saklı anlamı veren bir ön ek krypt- ök.
saklı anlamı veren bir ön ek krypto- ök.
Phrasals
saklı olmak hide out f.
Phrases
hükümler saklı kalmak koşuluyla without prejudice to the provisions expr.
itiraz hakkı saklı kalmak koşuluyla reserving the right to object expr.
itiraz hakkı saklı kalmak şartıyla reserving the right to object expr.
tüzük ya da genel hukuk tarafından kastedilen ya da bu anlaşmanın hükümleri çerçevesindeki herhangi bir hak saklı kalmak koşuluyla without prejudice to any rights implied by statute or common law or under the provisions of this agreement expr.
Colloquial
gizli saklı mesele blurred lines i.
gizli saklı iş bag job i.
saklı anlamı bulmak read between the lines f.
planlarını gizli/saklı tutmak lay low f.
saklı değil into the open expr.
saklı değil in the open expr.
Idioms
saklı cennet/yer best-kept secret i.
saklı/gizli tutmak hold back something f.
saklı/gizli tutmak hold something back f.
saklı/gizli tutmak keep something secret f.
saklı tutmak keep under cover f.
saklı tut mum's the word expr.
(birinin) sırrı (birinde) saklı (someone's) secret is safe with (one) expr.
saklı tut! mum's the word! expr.
Trade/Economic
finansal kiralamada saklı faiz oranı interest rate implict in a lease i.
finansal kiralama sözleşmesinde saklı faiz oranı interest rate implict in the lease i.
melez bir üründe saklı türev ürünü embedded derivative i.
saklı kusurlar invisible flaws i.
saklı kusurlar latent defects i.
saklı kayıt koyma reservation i.
saklı kusurlar hidden defects i.
saklı yedek hidden reserve i.
saklı faiz oranı implicit interest rate i.
saklı kayıt reservation i.
rücu hakkı saklı with recourse i.
hakkını saklı tutmak reserve the right to f.
geriye dönüş hakkı saklı tutularak yapılan (satış işlemi) with recourse expr.
her hakkı saklı all rights reserved expr.
garantileri saklı kalmak üzere without prejudice to ...'s warranties expr.
geriye dönüş hakkı saklı with recourse expr.
kısmi rücu hakkı saklı olarak with partial recourse expr.
rücu hakkı saklı olarak with recourse expr.
saklı kayıt koymaksızın without reserve expr.
tam rücu hakkı saklı olarak with full recourse expr.
Law
saklı belirsizlik latent ambiguity i.
saklı pay reserved portion i.
saklı tutulan haklar reserved rights i.
saklı olan absentee i.
evlilik sırasında taraflardan ikisinin de eşi ile sahip olduğu gizli içerikli iletişimi saklı tutma hakkı marital communications privilege i.
tapu senedi ile hakkı saklı tutulan süresiz kiralama rent seck i.
hakkı saklı tutmak reserve the right f.
hakları saklı rights reserved s.
gizli saklı clandestine s.
gizli saklı clandestinely zf.
hiçbir hakkı saklı değildir no rights reserved expr.
-de öngörülen istisnalar ya da sapmalar saklı kalmak kaydıyla save for the exceptions or derogations provided for expr.
Politics
saklı yetkiler reserved powers i.
hakkı saklı tutmak reserve a right f.
hakkı saklı tutmak retain a right f.
de öngörülen istisnalar ya da sapmalar saklı kalmak kaydıyla save for the exceptions or derogations provided for expr.
hükümler saklı kalmak koşuluyla without prejudice to the provisions expr.
Technical
saklı markov modeli hidden-markov model i.
saklı katman hidden layer i.
saklı dosya hidden file i.
saklı kütük hidden file i.
saklı figürler testi embedded figures test i.
saklı (kayıp) mum cire perdue i.
müşterek saklı frekans listesi joint restricted frequency list (jrfl) i.
Computer
saklı markov modeli hidden markov model i.
saklı katman hidden layer i.
saklı kütük hidden file i.
saklı yordam stored procedure i.
saklı markov modelleri hidden markov models i.
saklı markov modeli hmm (hidden markov model) kısalt.
Informatics
saklı karakter hidden character i.
saklı yüzeyler algoritması hidden surface algorithm i.
saklı çizgi hidden line i.
saklı dosya hidden file i.
saklı yüzey hidden surface i.
Medical
saklı göz hidden eye i.
Physiology
vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı cell-mediated immune response i.
vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı cellular immune response i.
Botanic
saklı eğrelti parsley fern (cryptogramma crispa) i.
saklı eğrelti european parsley fern i.
saklı eğrelti mountain parsley fern i.
Archaeology
saklı astar reserved slip i.
Philosophy
gizli veya saklı anlamı olan cabalistic s.
Military
saklı frekans restricted frequency i.
saklı frekanslar restricted frequencies i.
saklı frekanslar guarded frequencies i.
Sport
oyuncuyu alt ligde oynayan bir takıma belirli bir süre boyunca geri çağırma hakkını saklı tutarak transfer etmek option f.
Baseball
büyük beysbol ligindeki bir takımın oyuncusunu alt ligde oynayan bir takıma belirli süre boyunca geri çağırma hakkını saklı tutarak transfer edebilmesi option i.
(büyük beysbol ligindeki bir takımın) oyuncuyu alt ligde oynayan bir takıma belirli bir süre boyunca geri çağırma hakkını saklı tutarak transfer etmek option f.
Wagering
birinden birine bilye saklı üç kabukla oynanan el çabukluğu oyunu shell game i.
Cinema
saklı olanın ortaya çıkması reveal i.
Archaic
gizli saklı yollar ambages i.
Slang
yasal süreçlerde kimliği saklı tutulan/korunan kişi fred nerk i.
gizli saklı planlanmış iş stitch up i.
British Slang
gizli saklı on the q.t. expr.
Modern Slang
hiçbir hakkı saklı değildir all rights reversed expr.