Geçmiş

to ground

"to ground" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 15 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Colloquial
1	Konuşma Dili	to ground expr.	yerin içine
2	Konuşma Dili	to ground expr.	yerin altına
3	Konuşma Dili	to ground expr.	yere
4	Konuşma Dili	to ground expr.	zemine
5	Konuşma Dili	to ground expr.	saklı
6	Konuşma Dili	to ground expr.	saklanmış
7	Konuşma Dili	to ground expr.	gizli bir yere saklanmış
8	Konuşma Dili	to ground expr.	yerin dibine girmiş
9	Konuşma Dili	to ground expr.	sığınağa
10	Konuşma Dili	to ground expr.	ine
11	Konuşma Dili	to ground expr.	deliğe
12	Konuşma Dili	to ground expr.	tünelin içine
13	Konuşma Dili	to ground expr.	çukura
14	Konuşma Dili	to ground expr.	oyuğa
15	Konuşma Dili	to ground expr.	yuvaya

"to ground" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 273 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	relaxation back to the ground state i.	elektronun temel enerji düzeyine geri dönmesi
2	Genel	raze something to the ground f.	yerle bir etmek
3	Genel	burn to ground f.	yanıp kül olmak
4	Genel	keep an ear to the ground f.	kulağı kirişte olmak
5	Genel	keep an ear to the ground f.	kulağı tetikte olmak
6	Genel	go to ground f.	araziye uymak
7	Genel	come or bring down to the ground f.	alana inmek
8	Genel	commit to the ground f.	gömmek
9	Genel	commit to the ground f.	toprağa vermek
10	Genel	raze to the ground f.	yerle bir etmek
11	Genel	fall to the ground like a sack of spuds f.	patates çuvalı gibi düşmek
12	Genel	bulldoze something to the ground f.	buldozerle yerle bir etmek
13	Genel	dig in the ground to find food f.	yiyecek bulmak için toprağı kazmak
14	Genel	fall to the ground f.	yere yığılmak
15	Genel	air-to-ground s.	havadan yere
16	Genel	down to the ground zf.	tamamen
17	Genel	down to the ground zf.	her hususta
Idioms
18	Deyim	suit somebody down to the ground i.	arayıp da bulamadığı şey
19	Deyim	suit somebody down to the ground i.	birine tam uyan şey
20	Deyim	come to the ground f.	başaramamak
21	Deyim	come to the ground f.	başarısız olmak
22	Deyim	come to the ground f.	kaybetmek
23	Deyim	come to the ground f.	hiçbir sonuca ulaşmamak
24	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulağı delik olmak
25	Deyim	have one's ear close to the ground f.	kulağı delik olmak
26	Deyim	lose ground to someone f.	avantajı rakibine kaptırmak
27	Deyim	keep an ear close to the ground f.	ayakları yere basmak
28	Deyim	level something to the ground f.	bir şeyi yıkmak/yerle bir etmek
29	Deyim	keep an ear close to the ground f.	durumun farkında olmak
30	Deyim	keep one's ear to the ground f.	dikkat kesilmek
31	Deyim	have an ear to the ground f.	dikkat kesilmek
32	Deyim	keep an ear to the ground f.	dikkat kesilmek
33	Deyim	have one's ear to the ground f.	dikkat kesilmek
34	Deyim	go to ground f.	gizlenmek
35	Deyim	keep one's ear to the ground f.	her yerde kulağı olmak
36	Deyim	have one's ear to the ground f.	her yerde kulağı olmak
37	Deyim	keep one's ear to the ground f.	kulak kesilmek
38	Deyim	have an ear to the ground f.	kulağı tetikte olmak
39	Deyim	keep an ear to the ground f.	kulağını (gözünü ) dört açmak
40	Deyim	keep an ear close to the ground f.	olayların bilincinde olmak
41	Deyim	keep an ear to the ground f.	kulağı tetikte olmak
42	Deyim	have one's ear to the ground f.	kulağı delik olmak
43	Deyim	have an ear to the ground f.	kulağını (gözünü) dört açmak
44	Deyim	keep one's ear to the ground f.	kulağını (gözünü ) dört açmak
45	Deyim	have an ear to the ground f.	kulak kesilmek
46	Deyim	keep one's ear to the ground f.	kulağı delik olmak
47	Deyim	keep one's ear to the ground f.	kulağı tetikte olmak
48	Deyim	have one's ear to the ground f.	kulağını (gözünü) dört açmak
49	Deyim	have one's ear to the ground f.	kulak kesilmek
50	Deyim	keep an ear to the ground f.	kulak kesilmek
51	Deyim	have one's ear to the ground f.	kulağı tetikte olmak
52	Deyim	go to ground f.	saklanmak
53	Deyim	raze something to the ground f.	yıkmak
54	Deyim	keep to one's ground f.	yolundan şaşmamak
55	Deyim	level to the ground f.	yerle bir etmek
56	Deyim	bring something to the ground f.	yerle bir etmek
57	Deyim	run somebody to ground f.	uzun aramalardan sonra bulmak
58	Deyim	burn to the ground f.	yanıp kül olmak
59	Deyim	bring something to the ground f.	yok etmek
60	Deyim	want the ground to swallow you up f.	yerin dibine girmek
61	Deyim	be riveted to the ground f.	donup kalmak
62	Deyim	be riveted to the ground f.	donakalmak
63	Deyim	be riveted to the ground f.	kalakalmak
64	Deyim	have an ear close to the ground f.	dikkat kesilmek
65	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulak kesilmek
66	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulağını/gözünü dört açmak
67	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulağı tetikte olmak
68	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulağı delik olmak
69	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulağı kirişte olmak
70	Deyim	have one's ear close to the ground f.	dikkat kesilmek
71	Deyim	have one's ear close to the ground f.	kulak kesilmek
72	Deyim	have one's ear close to the ground f.	kulağını/gözünü dört açmak
73	Deyim	have one's ear close to the ground f.	kulağı tetikte olmak
74	Deyim	have one's ear close to the ground f.	kulağı delik olmak
75	Deyim	have one's ear close to the ground f.	kulağı kirişte olmak
76	Deyim	have one's ear to the ground f.	haberdar olmak
77	Deyim	have one's ear to the ground f.	yenilikleri takip etmek
78	Deyim	have one's ear to the ground f.	yeni bilgileri takip etmek
79	Deyim	have one's ear to the ground f.	uyanık olmak
80	Deyim	have one's ear to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
81	Deyim	have one's ear to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
82	Deyim	have (or keep) an ear to the ground f.	haberdar olmak
83	Deyim	have (or keep) an ear to the ground f.	her şeyden haberi olmak
84	Deyim	have (or keep) an ear to the ground f.	yenilikleri takip etmek
85	Deyim	have (or keep) an ear to the ground f.	yeni bilgileri takip etmek
86	Deyim	have (or keep) an ear to the ground f.	uyanık olmak
87	Deyim	have (or keep) an ear to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
88	Deyim	have (or keep) an ear to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
89	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	haberdar olmak
90	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	her şeyden haberi olmak
91	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	yenilikleri takip etmek
92	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	yeni bilgileri takip etmek
93	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	uyanık olmak
94	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
95	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
96	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	haberdar olmak
97	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	her şeyden haberi olmak
98	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	yenilikleri takip etmek
99	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	yeni bilgileri takip etmek
100	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	uyanık olmak
101	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
102	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
103	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	haberdar olmak
104	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	her şeyden haberi olmak
105	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	yenilikleri takip etmek
106	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	yeni bilgileri takip etmek
107	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	uyanık olmak
108	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
109	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
110	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	haberdar olmak
111	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	her şeyden haberi olmak
112	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	yenilikleri takip etmek
113	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	yeni bilgileri takip etmek
114	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	uyanık olmak
115	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
116	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
117	Deyim	be riveted to the ground f.	donup kalmak
118	Deyim	be riveted to the ground f.	donakalmak
119	Deyim	be riveted to the ground f.	kalakalmak
120	Deyim	give/lose ground (to somebody/something) f.	(birinin/bir şeyin) gücü ele geçirmesine izin vermek
121	Deyim	give/lose ground (to somebody/something) f.	avantajı (birine/bir şeye) kaptırmak
122	Deyim	give/lose ground (to somebody/something) f.	(biri/bir şey) karşısında güç/kan kaybetmek
123	Deyim	lose ground (to someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) gerisinde kalmak
124	Deyim	lose ground (to someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) gerisine düşmek
125	Deyim	go to earth/ground [uk] f.	ortadan kaybolmak
126	Deyim	go to earth/ground [uk] f.	saklanmak
127	Deyim	go to earth/ground [uk] f.	sırra kadem basmak
128	Deyim	go to earth/ground [uk] f.	yer yarılıp da içine girmek
129	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	durumun farkında olmak
130	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	olayların bilincinde olmak
131	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	her şeyden haberi olmak
132	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	uyanık olmak
133	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
134	Deyim	keep an ear (close) to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
135	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	durumun farkında olmak
136	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	olayların bilincinde olmak
137	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	her şeyden haberi olmak
138	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	uyanık olmak
139	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
140	Deyim	keep your ear (close) to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
141	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	durumun farkında olmak
142	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	olayların bilincinde olmak
143	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	her şeyden haberi olmak
144	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	uyanık olmak
145	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
146	Deyim	have an ear (close) to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
147	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	durumun farkında olmak
148	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	olayların bilincinde olmak
149	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	her şeyden haberi olmak
150	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	uyanık olmak
151	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	gözü/kulağı açık olmak
152	Deyim	have your ear (close) to the ground f.	radarları/algıları açık olmak
153	Deyim	keep an ear close to the ground f.	her yerde kulağı olmak
154	Deyim	keep an ear close to the ground f.	kulağı tetikte olmak
155	Deyim	keep an ear close to the ground f.	kulağını (gözünü ) dört açmak
156	Deyim	keep an ear close to the ground f.	kulağı delik olmak
157	Deyim	keep an ear close to the ground f.	kulak kesilmek
158	Deyim	keep an ear close to the ground f.	dikkat kesilmek
159	Deyim	keep one's ear close to the ground f.	her yerde kulağı olmak
160	Deyim	keep one's ear close to the ground f.	kulağı tetikte olmak
161	Deyim	keep one's ear close to the ground f.	kulağını (gözünü ) dört açmak
162	Deyim	keep one's ear close to the ground f.	kulağı delik olmak
163	Deyim	keep one's ear close to the ground f.	kulak kesilmek
164	Deyim	keep one's ear close to the ground f.	dikkat kesilmek
165	Deyim	keep your ear to the ground f.	yenilikleri takip et/etmek
166	Deyim	keep your ear to the ground f.	yeni bilgileri takip et/etmek
167	Deyim	keep your ear to the ground f.	gözünü/kulağını açık tut/tutmak
168	Deyim	keep your ear to the ground f.	radarları/algıları açık tut/tutmak
169	Deyim	keep your ear to the ground f.	uyanık ol/olmak
170	Deyim	keep your ear to the ground f.	her şeyden haberin olsun/her şeyden haberi olmak
171	Deyim	have your ear to the ground [uk] f.	yenilikleri takip et/etmek
172	Deyim	have your ear to the ground [uk] f.	yeni bilgileri takip et/etmek
173	Deyim	have your ear to the ground [uk] f.	gözünü/kulağını açık tut/tutmak
174	Deyim	have your ear to the ground [uk] f.	radarları/algıları açık tut/tutmak
175	Deyim	have your ear to the ground [uk] f.	uyanık ol/olmak
176	Deyim	have your ear to the ground [uk] f.	her şeyden haberin olsun/her şeyden haberi olmak
177	Deyim	keep an ear to the ground f.	dikkat kesilmek
178	Deyim	keep an ear to the ground f.	kulak kesilmek
179	Deyim	keep an ear to the ground f.	kulağını (gözünü) dört açmak
180	Deyim	keep an ear to the ground f.	kulağı tetikte olmak
181	Deyim	keep an ear to the ground f.	kulağı kirişte olmak
182	Deyim	have an ear to the ground f.	dikkat kesilmek
183	Deyim	have an ear to the ground f.	kulak kesilmek
184	Deyim	have an ear to the ground f.	kulağını (gözünü) dört açmak
185	Deyim	have an ear to the ground f.	kulağı tetikte olmak
186	Deyim	have an ear to the ground f.	kulağı kirişte olmak
187	Deyim	keep/have your ear to the ground f.	dikkat kesilmek
188	Deyim	keep/have your ear to the ground f.	kulak kesilmek
189	Deyim	keep/have your ear to the ground f.	kulağını (gözünü) dört açmak
190	Deyim	keep/have your ear to the ground f.	kulağı tetikte olmak
191	Deyim	keep/have your ear to the ground f.	kulağı kirişte olmak
192	Deyim	keep an ear close to the ground f.	kulağını (gözünü) dört açmak
193	Deyim	keep an ear close to the ground f.	kulağı kirişte olmak
194	Deyim	have an ear close to the ground f.	dikkat kesilmek
195	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulak kesilmek
196	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulağını (gözünü) dört açmak
197	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulağı tetikte olmak
198	Deyim	have an ear close to the ground f.	kulağı kirişte olmak
199	Deyim	keep/have your ear close to the ground f.	dikkat kesilmek
200	Deyim	keep/have your ear close to the ground f.	kulak kesilmek
201	Deyim	keep/have your ear close to the ground f.	kulağını (gözünü) dört açmak
202	Deyim	keep/have your ear close to the ground f.	kulağı tetikte olmak
203	Deyim	keep/have your ear close to the ground f.	kulağı kirişte olmak
204	Deyim	lose ground to (someone or something) f.	yerini (birine/bir şeye) bırakmak/kaptırmak
205	Deyim	lose ground to (someone or something) f.	elindeki avantajı (birine/bir şeye) kaptırmak
206	Deyim	lose ground to (someone or something) f.	liderliği (birine/bir şeye) kaptırmak
207	Deyim	run (someone or something) to ground f.	(birini/bir şeyi) arayıp bulmak
208	Deyim	run (someone or something) to ground f.	(birinin/bir şeyin) yerini bulmak/tespit etmek
209	Deyim	run (someone or something) to ground f.	(birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak
210	Deyim	run (someone or something) to ground f.	(birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak
211	Deyim	run (someone or something) to ground f.	(birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak
212	Deyim	run somebody/something to ground f.	birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak
213	Deyim	run somebody/something to ground f.	uzun süre aradıktan sonra birinin/bir şeyin yerini tespit etmek
214	Deyim	run to ground f.	bulmak
215	Deyim	run to ground f.	izini sürüp bulmak
216	Deyim	suit down to the ground f.	her hususta uymak
217	Deyim	suit down to the ground f.	tamamen uymak
218	Deyim	suit down to the ground f.	bütünüyle uymak
219	Deyim	suit down to the ground f.	tam olarak uymak
220	Deyim	suit someone or something down to the ground [uk] f.	tam birine/bir şeye göre olmak
221	Deyim	suit someone or something down to the ground [uk] f.	tam birine/bir şeye uymak
222	Deyim	down to the ground expr.	bütünüyle
223	Deyim	down to the ground expr.	tam olarak
224	Deyim	I wanted the ground to open up and swallow me expr.	yer yarılsa da içine girsem
225	Deyim	riveted to the ground expr.	yere çivilenmiş
226	Deyim	riveted to the ground expr.	yere sabitlenmiş
227	Deyim	between two stools, one falls to the ground [uk] expr.	iki cami arasında beynamaz
228	Deyim	between two stools, one falls to the ground [uk] expr.	iki karpuz bir koltukta taşınmaz
229	Deyim	between two stools, one falls to the ground [uk] expr.	iki iş aynı anda yapılmaz
230	Deyim	ear to the ground expr.	kulağı tetikte
231	Deyim	ear to the ground expr.	kulağı kirişte
232	Deyim	ear to the ground expr.	kulak kesilmiş
Speaking
233	Konuşma	all my hopes were dashed to the ground expr.	bütün umutlarım suya düştü
234	Konuşma	between two stools you fall to the ground expr.	iki cami arasında beynamaz
235	Konuşma	I wanted the ground to open up and swallow me expr.	yerin yarılıp beni yutmasını istedim
236	Konuşma	I wanted the ground to open up and swallow me expr.	yerin dibine girmek istedim
Technical
237	Teknik	air to ground missile i.	havadan yere füze
238	Teknik	negative to ground i.	negatif topraklama
239	Teknik	short-circuit to ground i.	toprak kısa devresi
240	Teknik	connect to a ground f.	yere bağlamak
241	Teknik	air to ground s.	havadan yere
242	Teknik	fixed to the ground s.	yere monte
Computer
243	Bilgisayar	balanced-to-ground circuit i.	toprağa dengeli devre
Telecom
244	Telekom	unbalanced-to-ground i.	topraklamasız girişler
245	Telekom	balanced-to-ground s.	topraklamalı
246	Telekom	ground-to-ground s.	yerden yere
247	Telekom	ground-to-air s.	uçaklarla yerden iletişim kurmaya yarayan (iletişim)
Automotive
248	Otomotiv	discharge to ground f.	şasiye boşaltmak
Aeronautic
249	Havacılık	air to ground communication i.	hava-yer haberleşmesi
250	Havacılık	gapa (ground-to-air pilotless aircraft) i.	bir tür uçaksavar füze
251	Havacılık	air to ground s.	havadan yere
Military
252	Askeri	air-to-ground missile i.	havadan karaya füze
253	Askeri	air-to-ground missile i.	havadan satha füze
254	Askeri	air-to-ground surveillance i.	havadan karanın gözetimi
255	Askeri	air-to-ground attack i.	havadan yere taarruz
256	Askeri	air to ground missile i.	havadan karaya füze
257	Askeri	air-to-ground weapon i.	hava-yer silahı
258	Askeri	air-to-ground firing i.	havadan karaya atış
259	Askeri	air-to-ground gunnery i.	havadan yere atış
260	Askeri	air-to-ground missile i.	havadan yere füze
261	Askeri	ground to air missile i.	karadan havaya füze
262	Askeri	ground-to-ground missile i.	karadan karaya füze
263	Askeri	ground-to-air missile i.	karadan havaya füze
264	Askeri	ground-to-air receiver/transmitter i.	karadan havaya almaç-göndermeç
265	Askeri	ground-to air i.	yerden havaya
266	Askeri	take ground to the right/left f.	birlikleri sağa/sola hareket ettirmek
267	Askeri	air-to-ground s.	havadan karaya
268	Askeri	air-to-ground s.	havadan satha
269	Askeri	ground-to-ground s.	karadan karaya
270	Askeri	ground-to air s.	karadan havaya
271	Askeri	ground to ground s.	karadan karaya
Hunting
272	Silah/Atıcılık	ground-to-air s.	yerden uçaklara doğru ateşlenecek şekilde tasarlanmış (silah)
Sport
273	Spor	tackle someone to the ground f.	rakibe müdahale ederek onu yere düşürmek