Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
tam olarak
"tam olarak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
tam olarak
completely
zf.
2
Genel
tam olarak
outrightly
zf.
3
Genel
tam olarak
to a t
zf.
4
Genel
tam olarak
right
zf.
5
Genel
tam olarak
implicitly
zf.
6
Genel
tam olarak
truly
zf.
7
Genel
tam olarak
straight
zf.
8
Genel
tam olarak
consummately
zf.
9
Genel
tam olarak
plumb
zf.
10
Genel
tam olarak
positively
zf.
11
Genel
tam olarak
in depth
zf.
12
Genel
tam olarak
rightdown
zf.
13
Genel
tam olarak
in full
zf.
14
Genel
tam olarak
accurately
zf.
15
Genel
tam olarak
definitively
zf.
16
Genel
tam olarak
strictly
zf.
17
Genel
tam olarak
flat
zf.
18
Genel
tam olarak
rootedly
zf.
19
Genel
tam olarak
fully
zf.
20
Genel
tam olarak
roundly
zf.
21
Genel
tam olarak
quite
zf.
22
Genel
tam olarak
straightly
zf.
23
Genel
tam olarak
smack
zf.
24
Genel
tam olarak
precisely
zf.
25
Genel
tam olarak
literally
zf.
26
Genel
tam olarak
fairly
zf.
27
Genel
tam olarak
every bit
zf.
28
Genel
tam olarak
evenly
zf.
29
Genel
tam olarak
sheerly
zf.
30
Genel
tam olarak
to be precise
zf.
31
Genel
tam olarak
exactly
zf.
32
Genel
tam olarak
slap-bang
zf.
33
Genel
tam olarak
faithfully
zf.
34
Genel
tam olarak
entirely
zf.
35
Genel
tam olarak
specifically
zf.
36
Genel
tam olarak
nice
zf.
37
Genel
tam olarak
nicely
zf.
38
Genel
tam olarak
nose
zf.
39
Genel
tam olarak
to a crum
zf.
40
Genel
tam olarak
algates [brit]
zf.
41
Genel
tam olarak
merely
zf.
42
Genel
tam olarak
rightly
zf.
43
Genel
tam olarak
imprescriptibly
zf.
44
Genel
tam olarak
inwardly [obsolete]
zf.
45
Genel
tam olarak
finely
zf.
46
Genel
tam olarak
preciso
zf.
47
Genel
tam olarak
slap bang
zf.
48
Genel
tam olarak
slapdash
zf.
49
Genel
tam olarak
spang [dated]
zf.
50
Genel
tam olarak
streite
zf.
51
Genel
tam olarak
actually
zf.
52
Genel
tam olarak
by the square [obsolete]
expr.
Phrases
53
İfadeler
tam olarak
to be (more) exact
expr.
Colloquial
54
Konuşma Dili
tam olarak
bang on
expr.
55
Konuşma Dili
tam olarak
slap-dab
expr.
56
Konuşma Dili
tam olarak
as such
expr.
Idioms
57
Deyim
tam olarak
the full monty
i.
58
Deyim
tam olarak
to the teeth
zf.
59
Deyim
tam olarak
to be exact
expr.
60
Deyim
tam olarak
down to the ground
expr.
61
Deyim
tam olarak
at the dot
expr.
62
Deyim
tam olarak
at length
expr.
63
Deyim
tam olarak
by heart
expr.
64
Deyim
tam olarak
smack-bang
expr.
65
Deyim
tam olarak
with a capital (some letter)
expr.
Technical
66
Teknik
tam olarak
purely
zf.
Archaic
67
Eski Kullanım
tam olarak
clean
zf.
68
Eski Kullanım
tam olarak
to point
zf.
"tam olarak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 257 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yukarı enlemlerde havanın tam olarak kararmadığı gecelere verilen isim
white night
i.
2
Genel
eski düzeni tam anlamıyla yıkmadan, buna ek olarak yapıcı yenilikler getirmek isteyen
reformist
i.
3
Genel
tam olarak nüfuz etme
interpenetration
i.
4
Genel
tam olarak anlama
clear understanding
i.
5
Genel
çiçeğin tam olarak açtığı dönem
anthesis
i.
6
Genel
tam olarak doğru olmayan şey
half-lie
i.
7
Genel
tam olarak büyümemiş kimse
halfling
i.
8
Genel
yayı okla tam olarak germek için gereken ağırlık
bow weight
i.
9
Genel
yuvadan ayrılmış olup tam olarak uçamayan yavru kuş
brancher
i.
10
Genel
değerini tam olarak anlayamama
misappreciation
i.
11
Genel
tam olarak bilmemek
not to be sure
f.
12
Genel
kendinin tam olarak nerede bulunduğunu saptamak
orient oneself
f.
13
Genel
tam olarak yazmak
write out
f.
14
Genel
tam olarak kullanmamak
underutilize
f.
15
Genel
tam olarak kullanmamak
underutilise
f.
16
Genel
tam olarak belirtmek
indicate clearly
f.
17
Genel
tam olarak belirtmek
specify precisely
f.
18
Genel
tam olarak belirtmek
specify exactly
f.
19
Genel
tam olarak belirtmek
specify fully
f.
20
Genel
tam olarak belirtmek
pin something down
f.
21
Genel
tam olarak anlamak
gain a clear understanding
f.
22
Genel
tam olarak anlayamamak
not quite understand
f.
23
Genel
birisini gördüğüne tam olarak sevinmemek
be not exactly overjoyed to see someone
f.
24
Genel
tam olarak açıklamak
set out in full
f.
25
Genel
yerini tam olarak belirlemek
pinpoint
f.
26
Genel
haklarını tam olarak vermek
give full credit
f.
27
Genel
tam olarak anlamak
have a firm understanding
f.
28
Genel
(aroma, tat) kendini tam olarak göstermek
bloom
f.
29
Genel
değerini tam olarak anlayamamak
misappreciate
f.
30
Genel
tam olarak uygulamak
give
f.
31
Genel
tam olarak ortaya sunmak
delineate
f.
32
Genel
tam olarak ayarlamak
fine-tune
f.
33
Genel
tam olarak yetkilendirilmiş
duly-authorized
s.
34
Genel
tam olarak açıklanmamış
ill-defined
s.
35
Genel
tam olarak uymayan
off-key
s.
36
Genel
ölçü olarak tam (şiir)
acatalectic
s.
37
Genel
tam olarak sınırlandırılmamış
undefined
s.
38
Genel
tam olarak belirlenmemiş
undefined
s.
39
Genel
tam olarak ayırt edilmemiş
undefined
s.
40
Genel
tam olarak dürüst olmayan
underhonest
s.
41
Genel
tam olarak keşfedilmemiş
unplumbed
s.
42
Genel
tam olarak asimile edilmemiş
half-digested
s.
43
Genel
tam olarak akla yatmayan
half-mad
s.
44
Genel
standartları tam olarak karşılamayan
borderline
s.
45
Genel
(bir şeyin) değerini tam olarak kavrayamamış
misappreciative
s.
46
Genel
tam olarak tanımlanan
delineated
s.
47
Genel
dil bilgisi kurallarına tam olarak uygun olan kelimelere göre
grammatic
s.
48
Genel
dil bilgisi kurallarına tam olarak uygun olan kelimelere göre
grammatical
s.
49
Genel
tam olarak bilinmeyen
iffy
s.
50
Genel
tam olarak birbirine bağlı
interlinking
s.
51
Genel
tam olarak gelişmeyen
ingrowing
s.
52
Genel
tam olarak değil
not necessarily
zf.
53
Genel
tam olarak değil
not really
zf.
54
Genel
çok dikkatli ve tam olarak
minutely
zf.
55
Genel
tam olarak sığacak şekilde
cleanlily
zf.
56
Genel
tam olarak karışacak şekilde
cleanlily
zf.
57
Genel
tam anlamıyla bilincinde olarak
taking full account of
ed.
Phrasals
58
Öbek Fiiller
(parça) birbirine tam olarak yerleştirmek
bed in
f.
59
Öbek Fiiller
tam olarak yazmak/girmek
type out
f.
60
Öbek Fiiller
(bir şeyi birine) tam olarak söylemek
enunciate (something) to (one)
f.
61
Öbek Fiiller
-e tam olarak söylemek
enunciate to
f.
62
Öbek Fiiller
tam olarak neyse o
does (exactly) what it says on the box
expr.
Phrases
63
İfadeler
tam gün esasına dayalı olarak
on a full-time basis
zf.
64
İfadeler
tam olarak söylemek/belirtmek gerekirse
to be (more) exact
expr.
65
İfadeler
tam olarak söylemek gerekirse
to be more precise
expr.
66
İfadeler
tam olarak belirtmek gerekirse
to be more precise
expr.
67
İfadeler
tam olarak böyle ifade etmezdim
I wouldn't have put it quite like that
expr.
Colloquial
68
Konuşma Dili
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) biçilmiş kaftan olarak düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something)
f.
69
Konuşma Dili
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye biçilmiş kaftan olarak görmek
think someone or something fit for someone or something
f.
70
Konuşma Dili
(bir şeyi) kesin/tam olarak bilmek
be certain of (something)
f.
71
Konuşma Dili
(tam olarak) hazır olmak
get (all) set
f.
72
Konuşma Dili
tam olarak şimdi değil
not really now
expr.
73
Konuşma Dili
tam olarak anlamadan
without fully understanding
expr.
74
Konuşma Dili
tam olarak bilmiyorum
can't rightly say
expr.
75
Konuşma Dili
senin dikkat çekmek istediğin nokta neydi tam olarak?
aypi (and your point is?)
expr.
76
Konuşma Dili
tam olarak doğru
right on the nail
expr.
77
Konuşma Dili
(biri) tam olarak anlamıyor
(one) catch no ball
expr.
78
Konuşma Dili
tam olarak hatırlayamıyorum
I cannot put my finger on it
expr.
79
Konuşma Dili
tam/kesin olarak bilmiyorum
(I) can't say for sure
expr.
80
Konuşma Dili
tam/kesin olarak bilmiyorum
(I) can't say's I do
expr.
81
Konuşma Dili
ne demek istediğini (tam olarak) anlıyorum
I know (just) what you mean
expr.
82
Konuşma Dili
ben de (tam olarak) öyle düşünüyorum
I know (just) what you mean
expr.
83
Konuşma Dili
tam olarak bir şey
little/nothing short of something
expr.
84
Konuşma Dili
tam olarak doğru
exactly right
exclam.
85
Konuşma Dili
(saati soran birine cevap olarak) tam senin kendine bir saat alma vaktin!
time (for you) to get a watch!
exclam.
86
Konuşma Dili
(saati soran birine cevap olarak) tam senin kendine bir saat edinme zamanın!
time (for you) to get a watch!
exclam.
87
Konuşma Dili
(saati soran birine cevap olarak) tam senin kendine bir saat alma vaktin!
time you got a watch!
exclam.
88
Konuşma Dili
(saati soran birine cevap olarak) tam senin kendine bir saat edinme zamanın!
time you got a watch!
exclam.
Idioms
89
Deyim
tam olarak bilinmeyen/anlaşılmayan şey
black box
i.
90
Deyim
tam olarak bilinmeyen/anlaşılmayan alet veya işlem
black box
i.
91
Deyim
tam olarak bilinmeyen/anlaşılmayan şey
a black box
i.
92
Deyim
tam olarak bilinmeyen/anlaşılmayan alet veya işlem
a black box
i.
93
Deyim
tam olarak doğru/gerçek
the straight goods
i.
94
Deyim
tam olarak doğru
spot on the mark
i.
95
Deyim
tam olarak emin olmama
a question mark
i.
96
Deyim
durumun ne olduğunu tam olarak anlamak
put one's finger on
f.
97
Deyim
tam olarak kapmak
have a (good/solid/sound/etc.) grasp of/on (something)
f.
98
Deyim
tam olarak kapmak
have (solid) grasp of something
f.
99
Deyim
tam olarak idrak etmek
have a (good/solid/sound/etc.) grasp of/on (something)
f.
100
Deyim
tam olarak idrak etmek
have (solid) grasp of something
f.
101
Deyim
durumu tam olarak anlamak
have the right sow by the ear
f.
102
Deyim
tam olarak ne dediğini anlamak
hear (one) loud and clear
f.
103
Deyim
ne kastedildiğin tam olarak anlamak
hear (one) loud and clear
f.
104
Deyim
tam olarak belirleyememek
can't nail (something) down
f.
105
Deyim
tam olarak bitirememek
can't nail (something) down
f.
106
Deyim
birinin bir şeyi tam olarak anlamasını sağlamak
set something straight
f.
107
Deyim
bir şeyi yapmaya tam olarak hazır olmak
get all set (to do something)
f.
108
Deyim
bir şeyi yapmaya tam olarak hazır olmak
be all set (to do something)
f.
109
Deyim
tam olarak gerçekleştirememek
go off at half cocked
f.
110
Deyim
tam olarak sonlandıramamak
go off at half cocked
f.
111
Deyim
tam olarak kavramak
make out
f.
112
Deyim
tam olarak sonlandıramamak
go off half-cocked
f.
113
Deyim
tam olarak başaramamak
go off half-cocked
f.
114
Deyim
tam olarak başaramamak
go off at half cocked
f.
115
Deyim
tam olarak gerçekleştirememek
go off half-cocked
f.
116
Deyim
(tam olarak) aklına yatmamak/kafasına uymamak/kabullenmemek
not sit well with somebody
f.
117
Deyim
tam olarak bilmek
know for a fact
f.
118
Deyim
tam olarak nerede olduğunu bulmak/anlamak
find/get your bearings
f.
119
Deyim
(bir şeyi) tam olarak hatırlamamak
not put (one's) finger on (something)
f.
120
Deyim
neyin yanlış/farklı olduğunu tam olarak söyleyememek
not put your finger on something
f.
121
Deyim
(bir şeyi) tam olarak kavramak
be across (something)
f.
122
Deyim
bir şeyi tam olarak kavramak
be across something
f.
123
Deyim
tam olarak/bütünüyle hazır olmak
arm to the teeth
f.
124
Deyim
tam olarak eşit/denk olmak
be even steven
f.
125
Deyim
tam olarak eşit/denk olmak
be even stevens
f.
126
Deyim
tam olarak hazır olmak
be in good condition
f.
127
Deyim
tam olarak uygun olmak
be tailor-made
f.
128
Deyim
(birini/bir şeyi) eksiksiz/tam olarak temsil etmek
do (someone or something) justice
f.
129
Deyim
(birini/bir şeyi) tam/doğru olarak yansıtmak
do (someone or something) justice
f.
130
Deyim
(birini/bir şeyi) tam olarak göstermek
do justice to (someone or something)
f.
131
Deyim
(birini/bir şeyi) tam olarak anlatmak
do justice to (someone or something)
f.
132
Deyim
(birini/bir şeyi) doğru/tam olarak yansıtmak
do justice to (someone or something)
f.
133
Deyim
(birini/bir şeyi) tam olarak resmetmek/tanımlamak
do justice to (someone or something)
f.
134
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do justice to
f.
135
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to
f.
136
Deyim
birini/bir şeyi doğru/tam olarak yansıtmak
do justice to
f.
137
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak resmetmek/tanımlamak
do justice to
f.
138
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do justice to something/someone
f.
139
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to something/someone
f.
140
Deyim
birini/bir şeyi doğru/tam olarak yansıtmak
do justice to something/someone
f.
141
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak resmetmek/tanımlamak
do justice to something/someone
f.
142
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do someone or something justice
f.
143
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do someone or something justice
f.
144
Deyim
birini/bir şeyi doğru/tam olarak yansıtmak
do someone or something justice
f.
145
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak resmetmek/tanımlamak
do someone or something justice
f.
146
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do someone or something justice
f.
147
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do someone or something justice
f.
148
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do justice to someone or something
f.
149
Deyim
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to someone or something
f.
150
Deyim
bir şeyi tam olarak kapmak
have a (solid) grasp of something
f.
151
Deyim
bir şeyi tam olarak idrak etmek
have a (solid) grasp of something
f.
152
Deyim
bir şeyi tam olarak kapmak
have a (sound) grasp of something
f.
153
Deyim
bir şeyi tam olarak idrak etmek
have a (sound) grasp of something
f.
154
Deyim
bir şeyi tam olarak kapmak
have a (good) grasp of something
f.
155
Deyim
bir şeyi tam olarak idrak etmek
have a (good) grasp of something
f.
156
Deyim
bir şeyi tam olarak kapmak
get a (solid) grasp of something
f.
157
Deyim
bir şeyi tam olarak idrak etmek
get a (solid) grasp of something
f.
158
Deyim
bir şeyi tam olarak kapmak
get a (sound) grasp of something
f.
159
Deyim
bir şeyi tam olarak idrak etmek
get a (sound) grasp of something
f.
160
Deyim
bir şeyi tam olarak kapmak
get a (good) grasp of something
f.
161
Deyim
bir şeyi tam olarak idrak etmek
get a (good) grasp of something
f.
162
Deyim
fikrini tam olarak dile getirmek
make your point
f.
163
Deyim
tam olarak ne demek istediğini söylemek
make your point
f.
164
Deyim
(birinin) tam olarak aklına yatmamak/kafasına uymamak
not sit well (with one)
f.
165
Deyim
(bir şeyi) tam olarak tespit etmek/hatırlamak/anımsamak
put (one's) finger on (something)
f.
166
Deyim
tam olarak çıkarmak/belirlemek
put your finger on
f.
167
Deyim
tam olarak tanımlamak/tespit etmek
put your finger on
f.
168
Deyim
tam olarak çıkarmak/belirlemek
put your finger on something
f.
169
Deyim
tam olarak tanımlamak/tespit etmek
put your finger on something
f.
170
Deyim
tam olarak uymak
suit down to the ground
f.
171
Deyim
henüz tam olarak hazır değil
not ready for prime time
s.
172
Deyim
henüz sıkıntıdan tam olarak kurtulamamış
not out of the woods
s.
173
Deyim
henüz sıkıntıdan tam olarak kurtulamamış
not out of the wood
s.
174
Deyim
tam olarak doğru
on-target
s.
175
Deyim
tam olarak (o kadar yıl)
to the day
zf.
176
Deyim
tam olarak bu işte
about the size of it
expr.
177
Deyim
kelimenin tam anlamıyla ödül olarak kek kazanma
taking the cake
expr.
178
Deyim
tam olarak doğru
on target
expr.
179
Deyim
tam olarak reşit ve özgür
free, white, and twenty-one
expr.
180
Deyim
tam olarak (belirtilen saatte/zamanda)
at (some time) sharp
expr.
181
Deyim
tam olarak belirtilen saatte/zamanda
at some time sharp
expr.
182
Deyim
kesin/tam olarak (belli bir zamanda/saatte)
at the stroke of (some specific time)
expr.
Speaking
183
Konuşma
aklından tam olarak ne geçiyor?
what exactly do you have in mind?
expr.
184
Konuşma
belirtileriniz tam olarak neler?
what exactly are your symptoms?
expr.
185
Konuşma
bu tam olarak ne anlama geliyor?
what does that mean exactly?
expr.
186
Konuşma
bundan tam olarak emin değilim
I am not so sure about that
expr.
187
Konuşma
bunu tam olarak bir ofis işi olduğu söylenemez
it's not exactly an office work
expr.
188
Konuşma
ihtiyacımız olan şey tam olarak bu
it's exactly what we need
expr.
189
Konuşma
işte tam olarak bu demek
that's exactly what it means
expr.
190
Konuşma
nerede olduğumuzu tam olarak biliyorlar
they know exactly where we are
expr.
191
Konuşma
ne yapmamız gerektiğinden tam olarak emin değilim
I'm not really sure what we're supposed to be doing
expr.
192
Konuşma
senden bunu tam olarak anlamanı beklemiyorum
I don't expect you to fully understand
expr.
193
Konuşma
sizi tam olarak çıkaramadım
I can't quite place you
expr.
194
Konuşma
tam olarak bilmiyorum
I don't rightly know
expr.
195
Konuşma
tam olarak ne olduğuna dair araştırmalar devam ediyor
what exactly happened is still being investigated
expr.
196
Konuşma
tam olarak neler olduğunu bilip anlamam gerekiyor
I need to know and understand exactly what happened
expr.
197
Konuşma
tam olarak ne diyorsun?
what exactly are you saying?
expr.
198
Konuşma
tam olarak ne demek istiyorsun?
what do you mean exactly?
expr.
199
Konuşma
tam olarak ihtiyacımız olan şey bu
it's exactly what we need
expr.
200
Konuşma
tam olarak neden bahsettiğini bilmeden sana yardım edemem
I cannot help you if I don't understand what you are talking about
expr.
201
Konuşma
tam olarak değil
not exactly
expr.
202
Konuşma
tam olarak bilmiyorum
I can't rightly say
expr.
203
Konuşma
tam olarak ne diyorsunuz?
what exactly are you saying?
expr.
Trade/Economic
204
Ticaret/Ekonomi
bir kararın tek bir sonucu olması ve o sonucun da tam olarak bilinmesi
certainty
i.
205
Ticaret/Ekonomi
hata olasılığı önceden tam olarak bilinen örnekleme
precision sampling
i.
206
Ticaret/Ekonomi
mülkiyet hakkı başkasına ait olsa bile o maldan tam olarak yararlanan kimse
beneficial owner
i.
207
Ticaret/Ekonomi
tam olarak tahmin edilen enflasyon
perfectly anticipated inflation
i.
208
Ticaret/Ekonomi
tam rücu hakkı saklı olarak
with full recourse
expr.
Law
209
Hukuk
sigortalının gemiyi tam hasarlı olarak düşünerek sigortacıya terki ile teminatın tamamını talep etmesi
abandonment
i.
210
Hukuk
tam olarak yürürlükte
in full force and effect
i.
211
Hukuk
(vergiye tabi mülkleri) tam olarak beyan etmek
declare
f.
212
Hukuk
mülkten tam olarak yararlanan sahip
beneficial owner
s.
Politics
213
Siyasal
yasama meclislerinde komitenin parçası olarak önergelerin detaylarını tartışma yetkisini içeren tam üyelik
committee of the whole
i.
Tourism
214
Turizm
normal olarak seyahat hizmetlerine tam ücret ödemesi gereken kişi
adult
i.
215
Turizm
tam pansiyon olarak
en pension
zf.
Technical
216
Teknik
tam olarak dengeye getiren, denge sağlayan ağırlık
casting weight
i.
217
Teknik
gaz kanunlarına tam olarak uyan ideal gaz
perfect gas
i.
218
Teknik
henüz tam olarak bilinmeyen olası bir insan türü
homo-floresiensis
i.
Computer
219
Bilgisayar
dosya yolunu tam olarak verin
enter complete pathname of file
expr.
Telecom
220
Telekom
hizmetlerin tam olarak ayrıştırılması
full unbundling
i.
Textile
221
Tekstil
tam olarak bir kalıbı olmayan giyim
tube
i.
222
Tekstil
eklemesiz olarak tam genişlikte dokunmuş
seamless
s.
Construction
223
İnşaat
yerine tam olarak monte edilmiş pencereler ve kapılar
completely assembled windows and doors
i.
Woodworking
224
Ağaç İşleri
tam olarak desteklenen yapısal olmayan yüzer döşeme
fully supported non-structural floating floor
i.
Automotive
225
Otomotiv
deponun tam olarak doldurulması
top off
i.
226
Otomotiv
motorun şartnamelere tam uygun olarak sökülmesi ve montajı
blueprinting
i.
Transportation
227
Ulaştırma
araç kapasitesini tam olarak dolduran yük
full truckload (ftl)
i.
Marine
228
Denizcilik
geminin veya yükün tam olarak kaybı
total loss
i.
229
Denizcilik
tam yüklü olarak izin verilen yükleme sınırına kadar batmış gemi
full and down
i.
Medical
230
Medikal
tüm renklerin grinin tonu olarak algılandığı tam renk körlüğü
monochromasy
i.
Math
231
Matematik
tam olarak iki elemanı olan küme
doubleton [rare]
i.
232
Matematik
tam sayı çifti olarak alınan reel sayı
floating-point number
i.
233
Matematik
aynı birime tam olarak bölünebilen (iki sayı)
commensurable
s.
234
Matematik
integral veya polinom köklerine tam olarak bölünebilen
perfect
s.
Logic
235
Mantık
giriş ifadesinin tam tersini çıktı olarak veren mantıksal operatör
not
i.
Chemistry
236
Kimya
sistemdeki her fazın bileşimini tam olarak tanımlamak için gereken minimum sayıda farklı kimyasal bileşenden her biri
component
i.
Biology
237
Biyoloji
bireyin, üreme hücresinde bulunan tam olarak oluşmuş bir organizmanın büyümesiyle geliştiğine dair teori
theory of preformation
i.
238
Biyoloji
yapısal olarak eksik olmasına rağmen tam dişi görevi gören canlı birey
gynecoid
i.
239
Biyoloji
biyolojik olarak fazla farklılaşmamış olup, belirli bir ortama da tam olarak uyarlanmamış
generalized
s.
Marine Biology
240
Deniz Biyolojisi
(yengeç) kabuk dökmeye tam olarak hazır olmayan
green
s.
Astronomy
241
Gökbilim
ayakucu: bir gözlemcinin düşey olarak tam altında bulunan nokta
nadir
i.
Botanic
242
Botanik
çiçekleri yapısal olarak tam olup uygulamada ikievcikli olan
dioeciously hermaphrodite
s.
Breeding
243
Hayvancılık
atın arka ayaklarını pivot olarak kullandığı tam dönüş
pirouette
i.
Military
244
Askeri
hedefi tam olarak göremediği halde orada olduğunu bildiği için ateş etme
cannot observe
i.
245
Askeri
tam olarak hedefi vurmayan bir bomba, mermi
near miss
i.
246
Askeri
tam olarak göreve hazır
fully mission capable
i.
247
Askeri
tam olarak ateşin edildiği yer
fire support station
i.
248
Askeri
mevcut yerden tam olarak ayrılmadan aynı veya başka bir silahlı kuvvetlere geçmek
desert
f.
Music
249
Müzik
bir sesi tam olarak söyleme ve duyma yeteneği
absolute pitch
i.
250
Müzik
bir sesi tam olarak söyleme ve duyma yeteneği
perfect pitch
i.
Archaic
251
Eski Kullanım
ölçü veya boyut olarak tam tamına olan
meet
s.
Engineering
252
Engineering
elektronik çoğaltma sisteminde çıkış sinyalinin giriş sinyalini tam olarak üretememesi
nonlinearity
i.
Ornithology
253
Kuşbilim
tüyleri tam olarak gelişmemiş kar kiraz kuşu
pied finch [dialect] [uk]
i.
Slang
254
Argo
kırmızı ışıkta yandaki arabanın sürücüsü ile yaşanacak tuhaf göz temasından kaçınmak amacıyla yan pencerelerin tam hizaya gelmesini önleyecek şekilde arabayı kademeli olarak durdurma
stoplight stagger
i.
Modern Slang
255
Modern Argo
tam olarak porno sayılamayacak erotik video/görsel
almost porn
i.
256
Modern Argo
tam olarak erkek veya tam olarak kadın cinsel organı olarak gelişmemiş cinsel organ
ambiguous genitals
i.
257
Modern Argo
neyin kısaltması olduğu/açılımı tam olarak hatırlanmayan/bilinmeyen/önemli olmayan kısaltma
anacronym
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of tam olarak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy