salient - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

salient

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"salient" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 27 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
salient s. göze çarpan
General
salient i. istihkam dış açısı
salient s. dikkat çekici
salient s. çıkık
salient s. fışkıran
salient s. fırlak
salient s. çıkıntılı
salient s. dikkati çeken
salient s. belirgin
salient s. atlayan
salient s. dikkat çeken
salient s. çarpıcı
salient s. dış
salient s. sıçrayan
salient s. öne çıkan
salient s. dışa doğru püsküren
salient s. dışarı fışkıran
salient s. şaha kalkmış
salient s. şahlanmış
Construction
salient s. (istihkam duvarı) dışa doğru çıkıntı yapan
Chemistry
salient s. cumbalı
salient s. çarpıcı
salient s. çıkıntılı
salient s. çıkma
salient s. göze çarpan
Geography
salient i. doğal sınırlarının ötesine taşan yeryüzü şekli
Military
salient i. muharebe hattının düşmana doğru keskin açıyla uzanan kısmı

"salient" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

İngilizce Türkçe
General
counter-salient s. (hanedan armalarındaki iki figür) birbirine doğru atlayan
Technical
salient pole i. çıkık kutup
salient point i. taç noktası
salient angle i. dışa doğru sivrilen açı
salient angle i. istihkam duvarının dışa çıkıntılı kısmı
Computer
salient point i. çıkıntı noktası
Informatics
salient point i. taç noktası
Geometry
salient polygon i. tüm açıları dışa doğru sivrilen çokgen
salient polyhedron i. tüm açıları dışa doğru sivrilen çokyüzlü
Chemistry
salient point i. taç noktası
Star Wars
boz pity salient i. boz çukuru çıkıntısı
salient rebel encampment i. salient asi karargahı
salient sentry station i. salient bekçi istasyonu