Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
seyahat etmek
"seyahat etmek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
seyahat etmek
travel
f.
General
2
Genel
seyahat etmek
commute
f.
3
Genel
seyahat etmek
take a trip
f.
4
Genel
seyahat etmek
journey
f.
5
Genel
seyahat etmek
travelling
f.
6
Genel
seyahat etmek
get about
f.
7
Genel
seyahat etmek
be on the road
f.
8
Genel
seyahat etmek
wayfare
f.
9
Genel
seyahat etmek
peregrinate
f.
10
Genel
seyahat etmek
have a trip
f.
11
Genel
seyahat etmek
take a ride
f.
12
Genel
seyahat etmek
traveling
f.
13
Genel
seyahat etmek
travail [obsolete]
f.
14
Genel
seyahat etmek
trip
f.
15
Genel
seyahat etmek
hike
f.
16
Genel
seyahat etmek
galavant
f.
17
Genel
seyahat etmek
gallavant
f.
18
Genel
seyahat etmek
schlep
f.
19
Genel
seyahat etmek
schlepp
f.
20
Genel
seyahat etmek
shlep
f.
21
Genel
seyahat etmek
slope
f.
Phrasals
22
Öbek Fiiller
seyahat etmek
go over
f.
Idioms
23
Deyim
seyahat etmek
go places
f.
Trade/Economic
24
Ticaret/Ekonomi
seyahat etmek
travel
f.
25
Ticaret/Ekonomi
seyahat etmek
make a journey
f.
Automotive
26
Otomotiv
seyahat etmek
motor
f.
27
Otomotiv
seyahat etmek
travel
f.
Biology
28
Biyoloji
seyahat etmek
locomote
f.
Archaic
29
Eski Kullanım
seyahat etmek
wag
f.
"seyahat etmek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 164 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
bir araba içinde seyahat etmek için bir araya gelmiş olan insanlar
carpool
i.
2
Genel
karada veya suda seyahat etmek için kullanılan hava yastıklı bir araç
ground-effect machine
i.
3
Genel
az eşyayla seyahat etmek
travel light
f.
4
Genel
araçta ön koltuk boş olmasına rağmen arka koltukta seyahat etmek
vip
f.
5
Genel
birinci mevkide seyahat etmek
travel first class
f.
6
Genel
bir seyahat esnasında şoföre refakat etmek
ride shotgun
f.
7
Genel
molasız seyahat etmek
travel non-stop
f.
8
Genel
yurtdışına seyahat etmek
travel abroad
f.
9
Genel
birisiyle seyahat etmek
come away with someone
f.
10
Genel
yalnız seyahat etmek
travel alone
f.
11
Genel
tek başına seyahat etmek
travel alone
f.
12
Genel
hava yolu ile seyahat etmek
travel by air
f.
13
Genel
boş mide ile seyahat etmek
travel on an empty stomach
f.
14
Genel
iki tekerlekli at arabasında seyahat etmek
chariot
f.
15
Genel
seyahat ederken yol kat etmek
get a mile
f.
16
Genel
at arabası değiştirerek seyahat etmek
travel post
f.
17
Genel
karavan/römorkla seyahat etmek
trail
f.
18
Genel
karavan ile seyahat etmek
trailer
f.
19
Genel
otomobilde seyahat etmek
automobile
f.
20
Genel
hoş vakit geçirmek için makaraya asılı halatta seyahat etmek
zip line
f.
21
Genel
hoş vakit geçirmek için makaraya asılı halatta seyahat etmek
zipline
f.
22
Genel
havada asılı eğimli halatta seyahat etmek
zipline
f.
23
Genel
yüksek irtifalı bir yere seyahat etmek
head for the hills
f.
24
Genel
helikopterle seyahat etmek
helicopter
f.
25
Genel
yüksek hızda seyahat etmek
hell
f.
26
Genel
yürüyerek seyahat etmek
hike
f.
27
Genel
sürekli seyahat etmek
hop
f.
28
Genel
oradan oraya seyahat etmek
hopscotch
f.
29
Genel
zevk için seyahat etmek
galavant
f.
30
Genel
zevk için seyahat etmek
gallavant
f.
31
Genel
araçla seyahat etmek
hurl [scotland]
f.
32
Genel
deniz uçağı ile seyahat etmek
hydroplane
f.
33
Genel
ormanda seyahat etmek
bushwhack
f.
34
Genel
(belirli bir mesafede, zamanda, hızda) seyahat etmek
log
f.
35
Genel
araç ile seyahat etmek
rider
f.
36
Genel
engebeli arazide seyahat etmek
off-road
f.
37
Genel
sürüyü güderek karadan seyahat etmek
overland [australia]
f.
38
Genel
hızlı seyahat etmek
rocket
f.
39
Genel
düzenli bir rotada seyahat etmek
run
f.
40
Genel
(at sırtında) valizle seyahat etmek
pack
f.
41
Genel
gemiyle seyahat etmek
inship [obsolete]
f.
42
Genel
adadan adaya seyahat etmek
island hop
f.
43
Genel
adadan adaya seyahat etmek
island–hop
f.
44
Genel
ötesine seyahat etmek
outtravel
f.
45
Genel
daha hızlı seyahat etmek
outtravel
f.
46
Genel
hazırlıksız seyahat etmek
siwash
f.
47
Genel
yolcu taşıtı ile seyahat etmek
stage
f.
48
Genel
fayton ile seyahat etmek
stage
f.
49
Genel
geniş alanda rahatça seyahat etmek
roam
f.
Phrasals
50
Öbek Fiiller
hızla seyahat etmek
make time
f.
51
Öbek Fiiller
boydan boya/bir uçtan bir uca seyahat etmek
travel across
f.
52
Öbek Fiiller
ile seyahat etmek
travel with someone
f.
53
Öbek Fiiller
(otobüs/tren vb) de/ile seyahat etmek
travel on something
f.
54
Öbek Fiiller
(bir yer) boyunca çabucak seyahat etmek
cruise through (something)
f.
55
Öbek Fiiller
bir yer boyunca çabucak seyahat etmek
cruise through
f.
56
Öbek Fiiller
iki yer/şey arasında araçla seyahat etmek
drive between
f.
57
Öbek Fiiller
iki yer/şey arasında araçla seyahat etmek
drive between
f.
58
Öbek Fiiller
bulunulan konumun kuzeyine doğru gitmek/seyahat etmek
drive up
f.
59
Öbek Fiiller
yukarı doğru gitmek/seyahat etmek
drive up
f.
60
Öbek Fiiller
kuzeye doğru gitmek/seyahat etmek
drive up
f.
61
Öbek Fiiller
bir araçla kuzeye doğru seyahat etmek
drive up
f.
62
Öbek Fiiller
bir araçla daha yüksek bir yere doğru seyahat etmek
drive up
f.
63
Öbek Fiiller
bir araçla bir yol boyunca seyahat etmek
drive up
f.
64
Öbek Fiiller
araçla kuzeye doğru seyahat etmek
drive up
f.
65
Öbek Fiiller
araçla daha yüksek bir yere doğru seyahat etmek
drive up
f.
66
Öbek Fiiller
araçla bir yol boyunca seyahat etmek
drive up
f.
67
Öbek Fiiller
oradan oraya seyahat etmek
get around
f.
68
Öbek Fiiller
uzak bir yere seyahat etmek
go out
f.
69
Öbek Fiiller
her durakta biletini göstermek zorunda olmadan şehirler arası seyahat etmek
check through
f.
70
Öbek Fiiller
oradan oraya seyahat etmek/taşınmak
knock about
f.
71
Öbek Fiiller
oradan oraya seyahat etmek/taşınmak
knock around
f.
72
Öbek Fiiller
kuzeyde bir yere hızlıca veya kısa süreliğine seyahat etmek
zip up
f.
73
Öbek Fiiller
(biriyle) bir araçta seyahat etmek
ride with (one)
f.
74
Öbek Fiiller
biriyle bir araçta seyahat etmek
ride with someone
f.
75
Öbek Fiiller
bir hayvan üzerinde biriyle birlikte gitmek/seyahat etmek
ride with someone
f.
76
Öbek Fiiller
(bir yerden) uçakla seyahat etmek
jet from (something)
f.
77
Öbek Fiiller
ile seyahat etmek
come away with
f.
78
Öbek Fiiller
(biriyle) seyahat etmek
come away with (one)
f.
79
Öbek Fiiller
'-e uçakla seyahat etmek
fly in
f.
80
Öbek Fiiller
(bir yere) uçakla seyahat etmek
fly into (something or some place)
f.
81
Öbek Fiiller
bir yere uçakla seyahat etmek
fly into something
f.
82
Öbek Fiiller
kolonici olarak seyahat etmek
go out
f.
83
Öbek Fiiller
göçmen olarak seyahat etmek
go out
f.
84
Öbek Fiiller
ile bir araçta seyahat etmek
ride with
f.
85
Öbek Fiiller
bir teknede veya uçakta sabit bir hızda seyahat etmek
sail along
f.
86
Öbek Fiiller
(oradan oraya) seyahat etmek
shuttle from (something or some place) to (something or some place)
f.
87
Öbek Fiiller
(bir şey/bir yer) boyunca seyahat etmek
travel across (something or some place)
f.
88
Öbek Fiiller
(bir araçla) seyahat etmek
travel by (something)
f.
89
Öbek Fiiller
(gece/gündüz) seyahat/yolculuk etmek
travel by (something)
f.
90
Öbek Fiiller
(bir şey) ışığında seyahat etmek/ilerlemek
travel by (something)
f.
91
Öbek Fiiller
amaçlı/amacıyla seyahat etmek
travel for
f.
92
Öbek Fiiller
(iş) için seyahat etmek
travel for (something)
f.
93
Öbek Fiiller
(bir şey) amaçlı/amacıyla seyahat etmek
travel for (something)
f.
94
Öbek Fiiller
-de/ile seyahat etmek
travel on
f.
95
Öbek Fiiller
(bir şey) üzerinde seyahat etmek
travel on (something)
f.
96
Öbek Fiiller
(bir şey) yoluyla seyahat etmek
travel on (something)
f.
97
Öbek Fiiller
(bir araçla/bir şeyle) gitmek/seyahat etmek
travel on (something)
f.
98
Öbek Fiiller
(bir araca) binip seyahat etmek
travel on (something)
f.
99
Öbek Fiiller
(bir geçiş izniyle, izinle, belgeyle) seyahat etmek
travel on (something)
f.
100
Öbek Fiiller
(bir yerin) dört bir yanına seyahat etmek
travel over (something or some place)
f.
101
Öbek Fiiller
(bir şey/bir yer) boyunca seyahat etmek
travel through (something or some place)
f.
102
Öbek Fiiller
(bir şeylerin) arasından/içinden seyahat etmek/ilerlemek
travel through (something)
f.
103
Öbek Fiiller
(bir hava koşulu) içerisinde/altında seyahat etmek/ilerlemek
travel through (something)
f.
104
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) başında seyahat etmek
travel with (someone or something)
f.
105
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) nezaret ederek seyahat etmek
travel with (someone or something)
f.
106
Öbek Fiiller
(biriyle) seyahat etmek
travel with (someone)
f.
107
Öbek Fiiller
(biriyle) birlikte seyahat etmek
travel with (someone)
f.
108
Öbek Fiiller
yanında (bir şeyle) seyahat etmek
travel with (something)
f.
109
Öbek Fiiller
(bir hastalığa) yakalanmış halde seyahat etmek
travel with (something)
f.
110
Öbek Fiiller
hastayken seyahat etmek
travel with (something)
f.
111
Öbek Fiiller
(bir rahatsızlığı) varken seyahat etmek
travel with (something)
f.
112
Öbek Fiiller
yaralı halde seyahat etmek
travel with (something)
f.
113
Öbek Fiiller
(bir şey/bir yer) boyunca yürüyerek seyahat etmek
trek across (something or some place)
f.
114
Öbek Fiiller
(bir şey/bir yer) boyunca yürüyerek seyahat etmek
trek through (something or some place)
f.
Phrases
115
İfadeler
seyahat etmek ufku genişletir
travel broadens the mind
expr.
Colloquial
116
Konuşma Dili
hızla seyahat etmek
book
f.
117
Konuşma Dili
yerel trenle seyahat etmek
local
f.
118
Konuşma Dili
helikopter ile seyahat etmek
chopper
f.
119
Konuşma Dili
rahatça seyahat etmek
poddle
f.
Idioms
120
Deyim
bir yerden diğerine seyahat etmek
get from a to b
f.
121
Deyim
bir yerden diğerine seyahat etmek
go from a to b
f.
122
Deyim
taşraya seyahat etmek
go to the country
f.
123
Deyim
aç/tok karnına seyahat etmek
run on empty
f.
124
Deyim
açken/tokken seyahat etmek
run on empty
f.
125
Deyim
bir yere gitmek/seyahat etmek
wing one's way
f.
126
Deyim
bir yere gitmek/seyahat etmek
wing its way
f.
127
Deyim
oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak
be pushed from pillar to post
f.
128
Deyim
oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak
be driven, pushed from pillar to post
f.
129
Deyim
(belli bir) hızda seyahat etmek
have speeds of (some amount)
f.
130
Deyim
beraber seyahat etmek
accompany (one) on a journey
f.
131
Deyim
beraber seyahat etmek
accompany (one) on one's journey
f.
132
Deyim
yanında seyahat etmek
accompany on a journey
f.
133
Deyim
(biriyle) aynı yöne seyahat etmek
go (someone's) way
f.
134
Deyim
arabanın ön koltuğunda oturmak/seyahat etmek
sit shotgun
f.
135
Deyim
(bir yerin) dört bir yanına seyahat etmek
travel all over (some place)
f.
136
Deyim
tok karnına seyahat etmek
travel on a full stomach
f.
137
Deyim
aç karnına seyahat etmek
travel on an empty stomach
f.
138
Deyim
yürüyerek seyahat etmek
pad the hoof [uk]
f.
139
Deyim
genelde avustralya'nın kırsal kesimlerinde bir işi veya sabit bir adresi olmadan, eğlence amaçlı ya da ekonomik koşullar nedeniyle seyahat etmek
on the wallaby (track)
expr.
Speaking
140
Konuşma
seyahat etmek,öğrenmenin en iyi yollarından biridir
travelling is one of the best ways of learning
expr.
Tourism
141
Turizm
bir amaçla seyahat etmek
travel purposefully
f.
142
Turizm
ters yönlü seyahat etmek
reverse-commute
f.
Technical
143
Teknik
bir gemide seyahat etmek
boat
f.
144
Teknik
sal üzerinde seyahat etmek
raft
f.
145
Teknik
sırt roketiyle seyahat etmek
jetpack
f.
Television
146
Televizyon
İngiliz Kanalı üzerinden İngiltere'ye sık sık seyahat etmek
channel-hop
f.
Transportation
147
Ulaştırma
vagonda seyahat etmek
wagon
f.
148
Ulaştırma
ayakta seyahat etmek
straphang
f.
149
Ulaştırma
metro ile seyahat etmek
subway
f.
Railway
150
Demiryolu
tren ile seyahat etmek
train
f.
151
Demiryolu
tren ile seyahat etmek
rail
f.
Aeronautic
152
Havacılık
helikopterle seyahat etmek
helicopt
f.
Marine
153
Denizcilik
nehirde seyahat etmek için kullanılan küçük tekne
rivercraft
i.
154
Denizcilik
gemide seyahat etmek
navigate
f.
155
Denizcilik
gemiyle seyahat etmek
navigator
f.
156
Denizcilik
gemi ile seyahat etmek
navigate
f.
157
Denizcilik
uçakta seyahat etmek
navigate
f.
158
Denizcilik
filika ile seyahat etmek
dinghy
f.
Sport
159
Spor
kızak ile seyahat etmek
luge
f.
160
Spor
uzun kaykay ile seyahat etmek
longboard
f.
Archaic
161
Eski Kullanım
atlı yolcu arabası ile seyahat etmek
fly
f.
Slang
162
Argo
kısa mesafelere seyahat etmek için kullanılan küçük bir uçak/hava aracı
puddle jumper
i.
163
Argo
amaçsızca seyahat etmek
coddiwomple
f.
164
Argo
metroyla seyahat etmek
tube it [uk]
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of seyahat etmek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy