shame! - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

shame!



"shame!" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç

İngilizce Türkçe
General
shame! ünl. utan!
shame! ünl. rezilsin!
Colloquial
shame! ünl. hay aksi!
shame! ünl. yazık!
shame! ünl. ah canım!

"shame!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 169 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
shame i. utanma
shame i. ayıp
shame i. utanç
shame f. utandırmak
General
shame i. yazık
shame i. günah
shame i. mahcubiyet
shame i. haya
shame i. hicap
shame i. mahcupluk
shame i. ar
shame i. rezalet
shame i. alınkarası
shame i. leke
shame i. utanılacak şey
sense of shame i. utanma duygusu
shame i. kara
shame i. kepazelik
shame i. maskaralık
shame of humanity i. insanlık ayıbı
shame i. yüz karası
sense of shame i. utanma hissi
name and shame i. adını ve suçunu basında ilan ederek utandırma
name and shame i. adını karalama
cover-shame [obsolete] i. utancı örten şey
shame i. utanç sebebi
lose all sense of shame f. ar damarı çatlamak
shame f. ayıp etmek
put something to shame f. bir şeyi gölgede bırakmak
blush with shame f. utanmak
bring shame on f. rezil etmek
shame f. gölgede bırakmak
be left only with the shame of an intended misdeed f. ettiğiyle kalmak
shame f. biçimlemek
feel shame for f. utanç duymak
put someone to shame f. birini rezil etmek
shame f. birini utandırarak bir şey yapmaya mecbur etmek
shame f. mahcup etmek
put someone to shame f. utandırmak (birini)
shame f. yazık etmek
shame f. rezil etmek
feel shame at f. utanmak
call shame f. ateş püskürmek
feel shame f. utanç duymak
put somebody to shame f. rezil etmek
shame f. namusunu kirletmek
shame f. tecavüz etmek
put somebody to shame f. mahcup etmek
put somebody to shame f. utandırmak
put to shame f. bozum etmek
put to shame f. bozmak
put someone to shame f. birini gölgede bırakmak
put someone to shame f. mahcup etmek (birini)
do one shame f. birini utandırmak
be a shame f. ayıp olmak
shame f. utanarak kaçınmak
shame f. rezil etmek
shame f. fark atarak üstün gelmek
shame f. açık ara farkla yenmek
shame [dialect] f. hicap duymak
shame-proof s. hayasız
shame-proof s. utanmaz
shame-proof s. arlanmaz
without shame zf. utanmadan
in shame zf. utançla
in shame zf. utanç içinde
in shame of [obsolete] ed. rezil etmek için
in shame of [obsolete] ed. utanç getirmek için
shame on you! ünl. utan!
shame on you! ünl. aşkolsun
shame on you! ünl. yazıklar olsun sana
Proverb
tell the truth and shame the devil aleyhine bile olsa doğruyu söyle
fool me once, shame on you; fool me twice, shame on me beni bir kere aldatırsan sen utan, ikincide ben kanarsam ben utanayım
better die with honour than live with shame utançla yaşamaktansa onurla ölmek daha iyidir
there is no shame in not knowing; the shame lies in not finding out bilmemek değil öğrenmemek ayıp
there is no shame in not knowing; the shame lies in not finding out bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp
Colloquial
walk of shame i. utanç yürüyüşü
a shame i. talihsiz bir durum
a shame i. şanssızlık
a shame i. yazık
body shame f. bedensel görünüşüyle dalga geçmek/eleştirmek
body shame f. kişinin bedeninden utanmasına neden olmak
have no shame f. hiç utanması olmamak
have no sense of shame f. hiç utanması olmamak
have no sense of shame f. ar damarı çatlamış olmak
have no sense of shame f. utanmaz arlanmaz olmak
have no sense of shame f. hiç utanmamak
have no sense of shame f. hiç hicap duymamak
shame of it (all) expr. ne utanç verici
shame on you! expr. yazıklar olsun sana!
shame on you! expr. yazıklar olsun size!
would be a shame exclam. yazık olurdu
Idioms
crying shame i. büyük ayıp
a crying shame i. talihsizlik
a crying shame i. zamansız durum
a crying shame i. sırasız durum
a crying shame i. şanssızlık
a crying shame i. sorunsal
a dirty shame i. çok talihsiz durum
a dirty shame i. utanç vesikası
lose all sense of shame f. ar damarı çatlamak
put someone to shame f. birini utandırmak
put someone to shame f. birisini utandırmak
put someone to shame f. birini yerin dibine sokmak
hide one's face in shame f. utancından yerin dibine geçmek
hang one's head in shame f. utançla başını eğmek
hide one's face in shame f. utancıdan yüzünü saklamak
be a crying shame f. büyük talihsizlik olmak
be a crying shame f. şanssızlık olmak
be a crying shame f. yazık olmak
body shame f. kilolarıyla dalga geçmek
body shame f. kilolarından utandırmak
body shame f. fiziksel görünüşüyle dalga geçmek
hang your head (in/for shame) f. (utançla) başını eğmek
hang your head (in/for shame) f. (utançla) başını öne eğmek
hide face in shame f. utancından yerin dibine geçmek
hide face in shame f. utancından yüzünü saklamak/kimsenin yüzüne bakamamak
put (someone or something) to shame f. (birini/bir şeyi) utandırmak
put (someone or something) to shame f. (birini/bir şeyi) bozum etmek/bozmak
put (someone or something) to shame f. (birini/bir şey) rezil etmek
put (someone or something) to shame f. (birini/bir şeyi) geride bırakmak
put (someone or something) to shame f. (birini/bir şeyi) gölgede bırakmak
put (someone or something) to shame f. (birini/bir şeyi) geçmek
put (someone or something) to shame f. (birini/bir şeyi) aşmak
put (someone or something) to shame f. (birinden/bir şeyden) üstün olmak
put (someone or something) to shame f. (birine/bir şeye) sütün gelmek
shame the devil f. doğruyu söylemek
Speaking
what a shame expr. ayıp sana
shame on you expr. ayıp sana
it's a crying shame expr. büyük talihsizlik
there's no shame in that expr. bunda utanacak bir şey yok
that's a shame expr. bu bir ayıp
it's a crying shame expr. çok yazık!
shame on you expr. gözüne dizine dursun
that's a shame expr. ne yazık
what a great shame! expr. ne büyük bir utanç/ayıp!
it's such a shame expr. ne kadar utanç verici
what a shame expr. ne kötü
for shame! expr. ne ayıp!
what a shame expr. ne yazık
what a shame! expr. ne yazık!
it's a shame what happened to you expr. sana olanlar utanç verici
it's a crying shame! expr. yazıklar olsun!
it's a shame expr. yazık olmuş
this puts me to shame expr. (bu) beni mahcup etti(niz)
what a shame expr. yazıklar olsun
this puts me to shame expr. (bu) beni utandırdı(nız)
what a shame expr. vah vah!
shame on you expr. yazıklar olsun (sana)
shame on you expr. yazıklar olsun sana
shame on you expr. yazık sana
that's a shame expr. çok yazık
that's a shame expr. yazık oldu
Trade/Economic
shame dividend i. gerçek olmayan kar payı
Psychology
autonomy versus shame and doubt i. utanç ve kuşkuya karşı özerklik
Gastronomy
bloody shame i. alkolsüz bloody mary kokteyli
Zoology
shame plant i. küseğen
shame plant i. küskün
shame plant i. küstümotu
shame plant i. mimoza
Botanic
cover-shame i. kara ardıç
Religious
kiss of shame i. orta çağ cadı ayinlerinde şeytan'ın anüsünü öpme ritüeli
Archaic
shame i. namus lekesi
shame i. avret yeri
Slang
walk of shame f. feneri başka yerde söndürmek
Modern Slang
age shame f. yaşıyla dalga geçmek
age shame f. yaşı nedeniyle utandırmak
age shame f. yaşından utandırmak
age shame f. yaşından utanmasına neden olmak