Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
spoon
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"spoon"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 45 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
spoon
i.
kaşık
General
2
Genel
spoon
i.
kepçe
3
Genel
spoon
i.
golf sopası
4
Genel
spoon
i.
aşık
5
Genel
spoon
i.
kaşık
6
Genel
spoon
i.
kaşık dolusu
7
Genel
spoon
f.
flört etmek
8
Genel
spoon
f.
oynaşmak
9
Genel
spoon
f.
çıkmak
10
Genel
spoon
f.
kaşıkla almak
11
Genel
spoon
f.
zoka ile balık avlamak
12
Genel
spoon
f.
(arkadan) sarılarak uyumak
13
Genel
spoon
s.
kaşık tutan
14
Genel
spoon
s.
kaşık yerleştirilen
15
Genel
spoon
s.
kaşık taşıyan
16
Genel
spoon
s.
kaşık şeklinde
17
Genel
spoon
s.
kaşık biçimli
18
Genel
spoon
s.
kaşıksı
19
Genel
spoon
s.
kaşık ile yenen
20
Genel
spoon
s.
kaşık ile alınan
Colloquial
21
Konuşma Dili
spoon
i.
kaşık ekskavatör
22
Konuşma Dili
spoon
i.
batık çıkarıcı
Technical
23
Teknik
spoon
i.
numune alıcı
24
Teknik
spoon
i.
cer makinesi kolu
25
Teknik
spoon
i.
(kaşık teorisinde) yenilenmesi gereken enerji birimi
Automotive
26
Otomotiv
spoon
i.
fren ayar anahtarı
27
Otomotiv
spoon
i.
levye
Marine
28
Denizcilik
spoon
i.
gemi torpidosunun üst bölümünde yer alan kavisli çıkıntı
29
Denizcilik
spoon
f.
(gemi) rüzgarı arkasına alarak ilerlemek
Mining
30
Maden
spoon
i.
(altın yıkama testinde kullanılan) inek boynuzundan yapılmış yalak benzeri kap
31
Maden
spoon
i.
raspa
32
Maden
spoon
i.
kazıyıcı
Gastronomy
33
Mutfak
spoon
i.
kaşık
Marine Biology
34
Deniz Biyolojisi
spoon
i.
kaşık şeklinde balık yemi
35
Deniz Biyolojisi
spoon
i.
zoka
Botanic
36
Botanik
spoon
i.
kaşık biçimli kasımpatı
Education
37
Eğitim
spoon
i.
(cambridge üniversitesi'nde başarı sembolü olarak) tahta kaşık
Sport
38
Spor
spoon
i.
ahşap golf sopası
39
Spor
spoon
i.
hatalı dönüş yapan buz patencinin zeminde bıraktığı iz
40
Spor
spoon
f.
(topu) hafifçe kaldırarak ilerletmek
41
Spor
spoon
f.
(golf topuna) sopa ile vurmak
Tennis
42
Tenis
spoon
f.
hafifçe vurmak
43
Tenis
spoon
f.
hafifçe çarpmak
British Slang
44
İngiliz Argosu
spoon
i.
aptal
45
İngiliz Argosu
spoon
i.
salak
"spoon"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 241 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
coffee spoon
i.
tatlı kaşığı
2
Genel
dessert spoon
i.
tatlı kaşığı
3
Genel
soup spoon
i.
çorba kaşığı
4
Genel
sugar spoon
i.
şeker kaşığı
5
Genel
caddy spoon
i.
çay kaşığı
6
Genel
table spoon
i.
yemek kaşığı
7
Genel
iced tea spoon
i.
buzlu çay kaşığı
8
Genel
greasy spoon
i.
yağlı kaşık
9
Genel
spoon feeding
i.
kaşık ile besleme
10
Genel
spoon feeding
i.
kaşık ile beslenme
11
Genel
wooden spoon
i.
karpuz kabuğundan madalya
12
Genel
iced-tea spoon
i.
uzun saplı tatlı kaşığı
13
Genel
pouch for knife fork spoon
i.
bıçak çatal kaşık kılıfı
14
Genel
tea spoon
i.
çay kaşığı
15
Genel
spoon bending
i.
kaşık bükme
16
Genel
egg-and-spoon race
i.
kaşıkla yumurta taşıma yarışı
17
Genel
egg-and-spoon race
i.
yumurta yarışı
18
Genel
ice cream spoon
i.
dondurma kaşığı
19
Genel
spoon rack
i.
kaşıklık
20
Genel
spoon holder
i.
kaşıklık
21
Genel
greasy spoon
i.
genelde kızartma menüsü sunan küçük ve ucuz restoran
22
Genel
spoon rest
i.
kaşıklık
23
Genel
runcible spoon
i.
çatallı kaşık
24
Genel
runcible spoon
i.
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı
25
Genel
metal spoon
i.
metal kaşık
26
Genel
apostle spoon
i.
havari kaşığı
27
Genel
apostle spoon
i.
sapında havari figürü olan gümüş kaşık
28
Genel
wooden spoon
i.
sonuncuya verilen ahşap kaşık şeklinde bir ödül
29
Genel
strainer spoon
i.
kevgir
30
Genel
spoon [obsolete]
i.
kıymık
31
Genel
spoon [obsolete]
i.
yonga
32
Genel
spoon [obsolete]
i.
talaş
33
Genel
spoon [obsolete]
i.
ahşap parçası
34
Genel
spoon bit
i.
kaşık biçimli matkap ucu
35
Genel
spoon bit
i.
kaşık biçimli delgi ucu
36
Genel
spoon food
i.
kaşık diyeti
37
Genel
spoon food
i.
yumuşak diyet
38
Genel
spoon food
i.
çiğnemeyi gerektirmeyen besinlerden oluşan diyet
39
Genel
spoon into
f.
kaşıkla dökmek
40
Genel
feed with a spoon
f.
kaşıkla beslemek
41
Genel
spoon out
f.
kaşıkla dağıtmak
42
Genel
spoon up
f.
kaşıkla yemek
43
Genel
spoon up
f.
kaşıklamak
44
Genel
spoon into
f.
kaşıkla aktarmak
45
Genel
spoon up
f.
kaşıkla almak
46
Genel
punch a spoon into the cake
f.
pastaya kaşığı daldırmak
47
Genel
bend a spoon (paranormal terminology)
f.
bir kaşığı bükmek
48
Genel
bend a spoon (paranormal terminology)
f.
kaşık bükmek
49
Genel
spoon-feed (someone)
f.
(birini) kaşıkla beslemek
50
Genel
spoon-feed (someone)
f.
(birini) eliyle beslemek
51
Genel
spoon-feed (someone)
f.
(birinin) yemeğini ağzına vermek
52
Genel
spoon-feed (someone)
f.
(birine) yemek yedirmek
53
Genel
spoon-feed
f.
kaşıkla beslemek
54
Genel
spoon-feed
f.
(birine) kaşıkla yedirmek
55
Genel
spoon-feed
f.
şımartmak
56
Genel
spoon-feed
f.
üzerine titremek
57
Genel
spoon-feed
f.
el bebek gül bebek davranmak
58
Genel
spoon-feed
f.
(birine) basitleştirilmiş bilgi vermek
59
Genel
spoon-feed
f.
(bilgiyi) basitleştirerek sunmak
60
Genel
spoon-feed
f.
(bilgiyi) sadeleştirmek
61
Genel
spoon-feed
f.
(bilgiyi) basitleştirmek
62
Genel
spoon-feed
f.
kaşıkla yemek yemek
63
Genel
spoon-feed
f.
bilgiyi sadeleştirilmiş halde sunmak
64
Genel
spoon-feed
f.
bir şeyi basitleştirmek
65
Genel
spoon-feed
f.
taraflı bilgi sağlamak
66
Genel
spoon-feed
f.
yoruma kapalı bilgi sağlamak
67
Genel
spoon-feed
f.
(bilgiyi) eğip bükerek paylaşmak
68
Genel
spoon-feed
f.
edilgenlik yapmak
69
Genel
spoon-feed
f.
pasifçe boyun eğmek
70
Genel
spoon-feed
f.
kaşıkla birini beslemek
71
Genel
spoon-fed
s.
kaşıkla beslenen
72
Genel
spoon-fed
s.
şımartılmış
73
Genel
silver-spoon
s.
varlıklı aileden gelen
74
Genel
silver-spoon
s.
ailesi varlıklı olan
75
Genel
silver-spoon
s.
zengin çevreye sahip
76
Genel
spoon-fed
s.
her isteği yerine getirilmiş
77
Genel
spoon-fed
s.
her şey önüne getirilmiş
78
Genel
spoon-fed
s.
el üstünde tutulmuş
79
Genel
spoon-shaped
s.
kaşıksı
80
Genel
spoon-shaped
s.
kaşık şeklinde
81
Genel
spoon-shaped
s.
kaşık biçimli
Irregular Verb
82
Irregular Verb
spoon-feed
f.
spoon-fed - spoon-fed
Proverb
83
Atasözü
he who sups with the devil should have a long spoon
şeytanla sofraya oturanın kaşığı uzun olmalı
84
Atasözü
he who gives fair words feeds you with an empty spoon
pohpohlanmak kimseye bir fayda sağlamaz/kimsenin işine yaramaz
85
Atasözü
he who gives fair words feeds you with an empty spoon
duyulmak istenen/kulağa güzel gelen sözler kimseye fayda sağlamaz
Colloquial
86
Konuşma Dili
spoon-feed (information)
f.
karşıdaki kişinin kendi başına düşünmesine izin vermeden bilgi vermek/cevabı söylemek
87
Konuşma Dili
born with a silver spoon in one's mouth
expr.
şanslı doğmuş
88
Konuşma Dili
born with a silver spoon in one's mouth
expr.
varlıklı bir ailede doğmuş
89
Konuşma Dili
gag me with a spoon
expr.
iğrenç
90
Konuşma Dili
gag me with a spoon
expr.
berbat
Idioms
91
Deyim
silver spoon
i.
aileden (miras) kalan/gelen para/servet
92
Deyim
a greasy spoon
i.
genelde kızartma menüsü sunan küçük ve ucuz restoran
93
Deyim
a greasy spoon
i.
küçük, ucuz ve çirkin kafe
94
Deyim
a greasy spoon
i.
ucuz ve kötü kafe/restoran
95
Deyim
the wooden spoon [uk/australia]
i.
yarışı/yarışmayı sonuncu bitirme
96
Deyim
the wooden spoon [uk/australia]
i.
yarışı/yarışmayı son sırada tamamlama
97
Deyim
the wooden spoon [uk/australia]
i.
yarışmanın sonuncusu olma
98
Deyim
the wooden spoon [uk/australia]
i.
sonunculuk ödülü kazanma
99
Deyim
spoon-feed someone
f.
birini şımartmak
100
Deyim
be born with a silver spoon in one's mouth
f.
kadir gecesi doğmuş olmak
101
Deyim
be spoon-fed
f.
şımartılmak
102
Deyim
be born with a silver spoon in one's mouth
f.
zengin bir ailede doğmuş olmak
103
Deyim
be born with a silver spoon in one's mouth
f.
varlıklı bir ailede doğmuş olmak
104
Deyim
get the wooden spoon
f.
yarışı/yarışmayı sonuncu bitirmek
105
Deyim
get the wooden spoon
f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak
106
Deyim
get the wooden spoon
f.
yarışı/yarışmayı son sırada tamamlamak
107
Deyim
get the wooden spoon
f.
sonunculuk ödülü kazanmak
108
Deyim
get/win/take the wooden spoon [uk]
f.
yarışı/yarışmayı sonuncu bitirmek
109
Deyim
get/win/take the wooden spoon [uk]
f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak
110
Deyim
get/win/take the wooden spoon [uk]
f.
yarışı/yarışmayı son sırada tamamlamak
111
Deyim
be spoon-fed
f.
kaşıkla yedirilmek
112
Deyim
be spoon-fed
f.
kaşıkla ağzına verilmek
113
Deyim
be spoon-fed
f.
kaşıkla beslenmek
114
Deyim
be spoon-fed
f.
elle beslenmek
115
Deyim
be spoon-fed
f.
her şeyi sunmak
116
Deyim
be spoon-fed
f.
birinin zararına olacak kadar yardım etmek
117
Deyim
be spoon-fed
f.
birinin yerine yapması gereken her şeyi yapmak
118
Deyim
be spoon-fed
f.
şımartmak
119
Deyim
be spoon-fed
f.
el üstünde tutmak
120
Deyim
be spoon-fed
f.
birine gereğinden fazla yardım etmek
121
Deyim
be spoon-fed
f.
birinin her işini görmek
122
Deyim
be spoon-fed
f.
elini sıcak sudan soğuk suya sokturmamak
123
Deyim
be spoon-fed
f.
her şeyi önüne getirmek
124
Deyim
take the wooden spoon
f.
yarışı/yarışmayı sonuncu bitirmek
125
Deyim
take the wooden spoon
f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak
126
Deyim
take the wooden spoon
f.
yarışı/yarışmayı son sırada tamamlamak
127
Deyim
take the wooden spoon
f.
sonunculuk ödülü kazanmak
128
Deyim
win the wooden spoon
f.
yarışı/yarışmayı sonuncu bitirmek
129
Deyim
win the wooden spoon
f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak
130
Deyim
win the wooden spoon
f.
yarışı/yarışmayı son sırada tamamlamak
131
Deyim
win the wooden spoon
f.
sonunculuk ödülü kazanmak
132
Deyim
make a spoon or spoil a horn
f.
ne pahasına olursa olsun her şeyi yapmak
133
Deyim
make a spoon or spoil a horn
f.
bir şeye ulaşmak için her yolu denemek
134
Deyim
make a spoon or spoil a horn
f.
bir şeye ulaşmak için azimle uğraşmak
135
Deyim
make a spoon or spoil a horn
f.
bir şeye ulaşmak için her şeyi göze almak
136
Deyim
make a spoon or spoil a horn
f.
gözünü karartmak
137
Deyim
spoon-feed (someone)
f.
(birine) istemeden vermek
138
Deyim
spoon-feed (someone)
f.
(birine) her şeyi hazır sunmak
139
Deyim
spoon-feed (someone)
f.
(birine) hazır olarak vermek
140
Deyim
stick (one's) spoon in the wall
f.
yeni bir yere taşınmak
141
Deyim
stick (one's) spoon in the wall
f.
yeni bir eve taşınmak
142
Deyim
stick (one's) spoon in the wall
f.
ölmek
143
Deyim
stick (one's) spoon in the wall
f.
bu dünyadan göçmek
144
Deyim
stick (one's) spoon in the wall
f.
ahrete gitmek
145
Deyim
stick (one's) spoon in the wall
f.
göçüp gitmek
146
Deyim
be born with a silver spoon in your mouth
f.
zengin bir ailede doğmuş olmak
147
Deyim
be born with a silver spoon in your mouth
f.
varlıklı bir ailede doğmuş olmak
148
Deyim
be born with a silver spoon in your mouth
f.
zenginliğin içine doğmuş olmak
149
Deyim
be born with a silver spoon in your mouth
f.
ağzında gümüş kaşıkla doğmak
150
Deyim
get/win/take the wooden spoon
f.
yarışı/yarışmayı sonuncu bitirmek
151
Deyim
get/win/take the wooden spoon
f.
yarışı/yarışmayı son sırada tamamlamak
152
Deyim
get/win/take the wooden spoon
f.
sonunculuk ödülü kazanmak, almak
153
Deyim
get/win/take the wooden spoon
f.
yarışta/yarışmada sonuncu olmak, gelmek
154
Deyim
give with a spoon and take with a ladle
f.
kaşıkla verip kepçeyle almak
155
Deyim
born with a silver spoon
s.
varlıklı/zengin bir ailede doğmuş
156
Deyim
born with a silver spoon
s.
ağzında gümüş kaşıkla doğmuş
157
Deyim
born with a silver spoon
s.
zengin doğmuş
158
Deyim
born with a silver spoon
s.
doğuştan zengin/varlıklı
159
Deyim
born with a silver spoon
s.
aileden zengin/varlıklı
160
Deyim
born with a silver spoon
s.
şanslı doğmuş
161
Deyim
born with a silver spoon
s.
doğuştan şanslı
162
Deyim
born with a silver spoon
s.
doğuştan şanslı ve zengin
163
Deyim
born with a silver spoon in his or her mouth
s.
varlıklı/zengin bir ailede doğmuş
164
Deyim
born with a silver spoon in his or her mouth
s.
ağzında gümüş kaşıkla doğmuş
165
Deyim
born with a silver spoon in his or her mouth
s.
zengin doğmuş
166
Deyim
born with a silver spoon in his or her mouth
s.
doğuştan zengin/varlıklı
167
Deyim
born with a silver spoon in his or her mouth
s.
aileden zengin/varlıklı
168
Deyim
born with a silver spoon in mouth
s.
varlıklı/zengin bir ailede doğmuş
169
Deyim
born with a silver spoon in mouth
s.
ağzında gümüş kaşıkla doğmuş
170
Deyim
born with a silver spoon in mouth
s.
zengin doğmuş
171
Deyim
born with a silver spoon in mouth
s.
doğuştan zengin/varlıklı
172
Deyim
born with a silver spoon in mouth
s.
aileden zengin/varlıklı
173
Deyim
born with a silver spoon in one's mouth
expr.
kadir gecesi doğmuş
174
Deyim
born with a silver spoon in one's mouth
expr.
zengin doğmuş
175
Deyim
there is no spoon
expr.
tamamen hayal ürünü
176
Deyim
there is no spoon
expr.
gerçek değil
Speaking
177
Konuşma
a spoon of sugar is enough
expr.
bir kaşık şeker yeterli
178
Konuşma
a spoon of sugar is enough
expr.
bir kaşık şeker yeter
Technical
179
Teknik
silver spoon
i.
gümüş kaşık
180
Teknik
spoon sample
i.
kaşık numunesi
181
Teknik
spoon proof
i.
kepçeyle alınan numune
182
Teknik
spoon drill
i.
kaşık matkabı
183
Teknik
sampling spoon
i.
numune kaşığı
184
Teknik
sampling spoon
i.
numune alma kaşığı
185
Teknik
sampling spoon
i.
örnek alma kaşığı
186
Teknik
sampling spoon
i.
örnekleme kaşığı
187
Teknik
sampling spoon
i.
örnek kaşığı
188
Teknik
plastic measuring spoon
i.
plastik ölçü kaşığı
189
Teknik
split spoon
i.
yarık kaşık
Automotive
190
Otomotiv
panel beating spoon
i.
kaporta çekiçleme dayaması
191
Otomotiv
high crown spoon
i.
kelebek dayama
192
Otomotiv
body spoon
i.
kelebek dayama
193
Otomotiv
combination spoon
i.
kombine kaşık dayama
194
Otomotiv
panel beating spoon
i.
panel dövme aleti
Marine
195
Denizcilik
spoon oar
i.
ucu kavisli bir kürek çeşidi
Medical
196
Medikal
medicine measuring spoon
i.
ilaç ölçü kaşığı
197
Medikal
spoon nails
i.
kaşık tırnak
198
Medikal
measuring spoon
i.
ölçü kaşığı
Anatomy
199
Anatomi
heart-spoon
i.
göğüs kemiğinin bir kısmı
Gastronomy
200
Mutfak
bar spoon
i.
bar kaşığı
201
Mutfak
tea spoon
i.
çay kaşığı
202
Mutfak
table spoon
i.
çorba kaşığı
203
Mutfak
slotted spoon
i.
delikli kaşık
204
Mutfak
caviar spoon
i.
havyar kaşığı
205
Mutfak
coffee spoon
i.
kahve kaşığı
206
Mutfak
turkish spoon salad (a finely chopped salad)
i.
kaşık salata
207
Mutfak
ladle spoon
i.
kepçe kaşığı
208
Mutfak
slotted spoon
i.
kevgir
209
Mutfak
serving spoon
i.
servis kaşığı
210
Mutfak
wooden spoon
i.
tahta kaşık
211
Mutfak
egg spoon
i.
yumurta kaşığı
212
Mutfak
spoon bread
i.
kaşık ekmeği
213
Mutfak
runcible spoon
i.
nevale çatalı
214
Mutfak
runcible spoon
i.
azık çatalı
215
Mutfak
runcible spoon
i.
azık dağıtmakta kullanılan bir tür çatal
216
Mutfak
salt spoon
i.
kapaksız tuzluk ile kullanılan minik tuz kaşığı
217
Mutfak
spoon-meat
i.
sıvı yiyecek
218
Mutfak
spoon-meat
i.
kaşık ile tüketilmesi gereken gıda
219
Mutfak
coat a spoon
f.
kaşık daldırarak sosun kıvamını test etmek
Marine Biology
220
Deniz Biyolojisi
spoon–billed catfish (polyodon spathula)
i.
kaşık ağızlı mersin balığı
221
Deniz Biyolojisi
spoon-billed
s.
kaşık gagalı
222
Deniz Biyolojisi
spoon-billed
s.
kaşık biçimli hortumu olan
Agriculture
223
Tarım
dehorning spoon
i.
boynuz kesme kaşığı
Apiculture
224
Arıcılık
spoon of tongue
i.
dil kepçesi
225
Arıcılık
spoon of tongue
i.
dil pabucu
Fishery
226
Balıkçılık
trolling-spoon
i.
kaşık
227
Balıkçılık
spoon-drill
i.
kaşık
228
Balıkçılık
spoon bait
i.
zoka
229
Balıkçılık
spoon bait
i.
olta yemi
230
Balıkçılık
spoon net
i.
balık iniş ağı
Education
231
Eğitim
wooden spoon
i.
sonunculuk ödülü alan kimse
Ornithology
232
Kuşbilim
spoon–billed sandpiper (eurynorhynchus pygmeus)
i.
kuzeydoğu asya'da yaşayan kaşık gagalı bir çullukkuşu
Slang
233
Argo
greasy spoon
i.
küçük ve ucuz restoran
234
Argo
wooden spoon
i.
(cambridge üniversitesi'nde) üniversite diploması alan ikinci en iyi öğrenci
235
Argo
wooden spoon [us]
i.
üniversitenin üçüncü yılında sınıf sonuncusu olan kimse
236
Argo
flake spoon
i.
kokain çekmek için kullanılan kaşık
237
Argo
grab a spoon
expr.
kendine göre birini bul
238
Argo
grab a spoon
expr.
kendine bir kız bul
239
Argo
grab a spoon
expr.
kendine bir sevgili bul
British Slang
240
İngiliz Argosu
greasy spoon
i.
ucuz kafe
241
İngiliz Argosu
egg and spoon (cockney rhyming slang for coon) (offensive)
i.
zenci
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of spoon
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy