İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | stuff up f. | tıkamak |
Genel | stuff up f. | doldurarak kapatmak (bir deliği) |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | stuff up f. | tıkanmak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | bir yere tıkıştırıp saklamak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | bir yere sokuşturup saklamak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | tıpalamak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | dolgu yapmak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | kapamak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | tıkaçla kapamak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | tıpayla kapamak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | tampon yapmak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | tıkayıp kesmek |
Öbek Fiiller | stuff up f. | doldurmak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | tıkıştırmak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | ağzına kadar doldurmak |
Öbek Fiiller | stuff up f. | tıka basa yedirmek |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | you can't make this stuff up expr. | bu uydurulacak bir şey değil | ||
Konuşma Dili | you can't make this stuff up expr. | kimin aklına gelir ki | ||
Konuşma Dili | you can't make this stuff up expr. | inanması çok zor | ||
Konuşma Dili | you can't make this stuff up expr. | çok tuhaf | ||
Speaking | ||||
Konuşma | all the stuff I studied for came up expr. | hepsi çalıştığım yerlerden geldi | ||
Slang | ||||
Argo | make stuff up f. | şişirmek/abartmak | ||
Argo | make stuff up f. | uydurmak |