tıkamak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

tıkamak



"tıkamak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 85 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tıkamak occlude f.
General
tıkamak stop f.
tıkamak tampon f.
tıkamak foul f.
tıkamak choke up f.
tıkamak plug up f.
tıkamak stopple f.
tıkamak the close of the day f.
tıkamak calk f.
tıkamak engorge f.
tıkamak congest f.
tıkamak block up f.
tıkamak spile f.
tıkamak stop up f.
tıkamak obturate f.
tıkamak cram f.
tıkamak bung up f.
tıkamak glut f.
tıkamak bung something up f.
tıkamak wad f.
tıkamak stuff up f.
tıkamak plug up to f.
tıkamak spike f.
tıkamak stopper f.
tıkamak seal off f.
tıkamak bung f.
tıkamak foul up f.
tıkamak hold f.
tıkamak plug f.
tıkamak jam f.
tıkamak block f.
tıkamak choke f.
tıkamak clod f.
tıkamak clog f.
tıkamak chock f.
tıkamak obstruct f.
tıkamak seal f.
tıkamak stuff f.
tıkamak tighten f.
tıkamak gridlock f.
tıkamak bottleneck f.
tıkamak obstipate f.
tıkamak clam [dialect] [uk] f.
tıkamak gum up f.
tıkamak oppilate f.
tıkamak impact f.
tıkamak impede f.
tıkamak congeal f.
tıkamak inglut [obsolete] f.
tıkamak dit [scotland] f.
tıkamak ditt f.
tıkamak gorge f.
tıkamak close f.
tıkamak clot f.
tıkamak cloy [obsolete] f.
tıkamak condemn f.
tıkamak incumber f.
tıkamak beclog f.
tıkamak sorb f.
tıkamak suppress f.
Phrasals
tıkamak tie up f.
tıkamak shut up f.
tıkamak shut off f.
tıkamak choke off f.
tıkamak choke up f.
tıkamak clog something up f.
tıkamak cut off f.
tıkamak clog up f.
tıkamak jam up f.
Technical
tıkamak channel f.
tıkamak choke f.
tıkamak grout f.
tıkamak suffocate f.
tıkamak jam f.
tıkamak clog f.
tıkamak obstruct f.
tıkamak stuff f.
tıkamak blind f.
tıkamak chunk f.
Marine
tıkamak stoak f.
Medical
tıkamak occlude f.
Archaic
tıkamak overthwart f.
tıkamak ingorge f.
tıkamak stifle f.
Slang
tıkamak kack up f.

"tıkamak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 112 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çanına ot tıkamak muzzle f.
sözü ağzına tıkamak shut somebody up f.
birinin çanına ot tıkamak spike someone's guns f.
çanına ot tıkamak için fırsat kollamak gun for f.
bir şey boğazını tıkamak gag on f.
mantarla tıkamak cork f.
lafı ağzına tıkamak shut somebody up f.
çanına ot tıkamak get f.
çanına ot tıkamak check f.
falya deliğini tıkamak (silah) spike f.
kulaklarını tıkamak turn a deaf ear to f.
kulaklarını tıkamak shut one's ears to f.
silt ile tıkamak silt up f.
ağzını tıkamak gag f.
lafını ağzına tıkamak shut somebody up f.
yolunu tıkamak block off f.
burnunu tıkamak congest one's nose f.
burun tıkamak congest one's nose f.
çanına ot tıkamak reduce to silence f.
(pislik) tıkamak choke up f.
yolu tıkamak block the road f.
önünü tıkamak stonewall f.
boğazına toprak tıkamak stuff one’s gullet with dirt f.
yolu tıkamak clog the roadway f.
yolu tıkamak clog the road f.
çamurla/toprakla tıkamak tamp f.
yeniden mantarla tıkamak recork f.
(boru, vana) tıkamak gag f.
önünü tıkamak obstruct f.
zamkla tıkamak gum f.
yapışkan madde ile tıkamak gunge (up) f.
yolu tıkamak impede f.
yolu tıkamak dit [scotland] f.
yolu tıkamak ditt f.
ağzını tıkamak close f.
alüvyon veya çamur birikimiyle tıkamak silt f.
(baca veya silah namlusu) tıkamak foul f.
buzla tıkamak freeze f.
nefesini tıkamak smolder [obsolete] f.
nefesini tıkamak smoulder [obsolete] f.
Phrasals
şişenin ağzına mantar tıkamak cork up f.
şişenin ağzına mantar tıkamak cork something up f.
birinin geçiş yolunu tıkamak block (someone or something) in f.
bir yeri bir şeyle tıkamak clog something with something f.
birinin geçiş yolunu tıkamak block (someone or something) in some place f.
bir şeyi sıkıştırmak/tıkamak jam something up f.
yolunu tıkamak close something off f.
-ile tıkamak jam something up with something f.
'-e tıkamak lodge in f.
yıkılıp (bir şeyi) tıkamak drop across (someone or something) f.
yıkılıp (bir şeyi) tıkamak drop across someone or something f.
(bir şeyle) tıkamak jam with (something) f.
yolunu tıkamak pinch off f.
yolunu tıkamak pinch out f.
çıkışını tıkamak block in f.
bir yerden çıkışını tıkamak block in some place f.
bir şeyi tıkamak block something off f.
bir şeyin geçişini tıkamak block something off f.
bir şeyi tıkamak block something up f.
bir şeyi tıkamak choke something up f.
(bir şey) soluk borusunu tıkamak choke on (something) f.
ile tıkamak clog with f.
(bir şey) boğazını tıkamak gag on (something) f.
bir şeyle iştahını tıkamak gorge oneself on something f.
bir şeyle iştahını tıkamak gorge oneself with something f.
ile iştahını tıkamak gorge on f.
(bir şeyle) iştahını tıkamak gorge on (something) f.
ile tıkamak jam with f.
Colloquial
kulaklarını tıkamak pull in one's ears f.
Idioms
önünü tıkamak put the blocks on (something) f.
kulağını tıkamak close (one's) ears to (someone or something) f.
barışçıl bir çözümün yollarını tıkamak close the door on something on a peaceful solution f.
barışçıl bir çözümün yollarını tıkamak shut the door on something on a peaceful solution f.
birinin önünü bir şey ile tıkamak put something in the way of someone f.
birinin çanına ot tıkamak settle somebody's hash f.
birinin çanına ot tıkamak spike somebody's guns f.
çanına ot tıkamak put a spoke in someone's wheel f.
kulaklarını tıkamak fall on deaf ears f.
kulak tıkamak turn a deaf ear to f.
kulaklarını tıkamak stop one's ears f.
kulaklarını tıkamak shut one's ears f.
soluğunu ağzına tıkamak take someone's breath away f.
birine/bir şeye kulaklarını tıkamak shut/close your ears to somebody/something f.
(kendi) önünü tıkamak stand in (one's) own light f.
yolu tıkamak get into the way f.
kulaklarını tıkamak pull in ears f.
(birinin) çanına ot tıkamak reduce (one) to silence f.
çanına ot tıkamak settle hash f.
(birine/bir şeye) karşı kulaklarını tıkamak shut (one's) ears to (someone or something) f.
kulaklarını tıkamak stop your ears f.
(birine/bir şeye) kulaklarını tıkamak turn a deaf ear (to someone or something) f.
çanına ot tıkamak spike one's guns f.
çanına ot tıkamak spike the guns f.
Technical
kanalı tıkamak plug the channel f.
Construction
duvardaki boşlukları çamur gibi maddeyle tıkamak cob f.
Marine
geçici olarak tıkamak chintze f.
üstünkörü bir şekilde tıkamak chintze f.
Mining
kuyudaki yağ kaçağını tıkamak için kuyuya yüksek basınçla moloz atma işlemi junk shot i.
Medical
kalpteki bir deliği tıkamak için kullanılan bir cihaz occluder i.
tıkamak (gözenek, bağırsak) oppilate [obsolete] f.
(bağırsak, damar, kanal) tıkamak strangulate f.
Biology
(enzim, organ) tıkamak inhibit f.
Breeding
(toynak) tıkamak ball f.
Military
falya deliğini tıkamak için kullanılan gereç spiker i.
Hunting
ateş ederken gaz kaçağını önlemek için (atım yatağını) tıkamak obturate f.
Slang
kıçına pamuk tıkmak/pamuğu tıkamak bust a cap in (someone's) ass f.
kıçına pamuk tıkmak/pamuğu tıkamak pop a cap in (someone's) ass f.
önünü tıkamak put the skids on f.
(birinin) kıçına pamuk tıkamak/pamuğu tıkamak put a cap in (one's) ass f.
artıklarla tıkamak kack up f.
pislikle tıkamak kack up f.
yapış yapış/pis bir şeyle tıkamak kack up f.