tümsek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

tümsek



"tümsek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 52 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tümsek bulge i.
tümsek mound i.
tümsek bump i.
General
tümsek eminence i.
tümsek protuberance i.
tümsek hummock i.
tümsek swell i.
tümsek rise i.
tümsek barrow i.
tümsek knoll i.
tümsek lunch i.
tümsek hillock i.
tümsek prominence i.
tümsek bank i.
tümsek elevation i.
tümsek hump i.
tümsek rath i.
tümsek nubble i.
tümsek tell i.
tümsek eminency i.
tümsek berry [dialect] i.
tümsek hill i.
tümsek rising i.
tümsek outshoot i.
tümsek gibbous s.
tümsek prominent s.
tümsek convex s.
tümsek protuberant s.
tümsek hulchy s.
Technical
tümsek mogul i.
tümsek hump i.
tümsek protuberance i.
tümsek bank i.
tümsek extuberance i.
tümsek extuberancy i.
tümsek extuberation i.
Automotive
tümsek hump i.
tümsek shoulder i.
tümsek bump i.
Traffic
tümsek ramp i.
tümsek sleeping policeman i.
Anatomy
tümsek protuberance i.
Geography
tümsek toft [brit] i.
tümsek toman [scottish] i.
tümsek toman [scottish] i.
tümsek tummock [scottish] i.
tümsek hummocky i.
tümsek hurst i.
tümsek rideau i.
Archaic
tümsek rath i.
tümsek low i.
tümsek burrow i.

"tümsek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 63 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ulaşım yolu trafiğinin yavaşlatılması amacıyla yapılan tümsek gibi engeller traffic calming i.
tümsek ayna convex mirror i.
tümsek mercek convex lens i.
tümsek yer hump i.
yoldaki tümsek bump in the road i.
büyük tümsek alp i.
parkurdaki tümsek whoop i.
tekerleklerin toprak yolda bıraktıkları izlerinin arasında yer alan kesintisiz tümsek middelmannetjie [south africa] i.
yapay tümsek hill i.
(buz veya yol üzerinde) küçük tümsek hubble i.
pürüzlü yüzeydeki küçük tümsek granulation i.
tümsek, şişlik yapan şey protuberancy i.
tümsek oluşturan şey protuberancy i.
tümsek, şişlik yapan şey protuberation i.
tümsek oluşturan şey protuberation i.
tümsek yapmak mound f.
tümsek olmak camber f.
tümsek yapmak hill f.
ortadaki hafifçe tümsek yapan üç loba sahip toadback s.
tümsek üzerine inşa edilen superelevated s.
tümsek şeklinde knolly zf.
Phrasals
yumru/tümsek şeklinde çıkmak bulge out f.
(bir şeyle) yumru/tümsek/çıkıntı yaratmak bulge with (something) f.
Colloquial
yolda tümsek veya çöküntü thank-you-ma'am i.
Technical
bir yüzü tümsek öbür yüzü çukur convexo-concave i.
bir yüzü çukur diğer yüzü tümsek concavo-convex i.
iki yüzü tümsek convexo-convex i.
yanar tümsek hornitol i.
bir tarafında tümsek karşılık gelen diğer yarısında çukur bulunan seramik kalıbının iki yarısını birbirine monte etmeye yarayan bir alet match i.
Construction
yapı malzemesindeki hafif tümsek dimple i.
Automotive
düz dış tümsek outboard flat hump i.
tümsek şokları bump shocks i.
tümsek şoku bump shock i.
merkezinden jantına kadar tek parça halinde tümsek veya çukur yüzey bulunduran tekerlek disk wheel i.
(araç) tümsek üzerinden geçerken zıplayıp yere düşmek bottom f.
Traffic
tümsek ayna dome mirror i.
Optics
hafif tümsek veya çukur (mercek) shallow s.
Physics
tümsek mercek convex lens i.
Biology
bazı mantarlarda şapkanın ortasından dışarı uzanan tümsek oluşumu umbonation i.
Zoology
ana gövdesinin ön kısmı tümsek, arka kısmı çukur olan (omurga) opisthocoelian s.
ana gövdesinin ön kısmı düz veya tümsek, arka kısmı çukur olan omura ait opisthocoelian s.
gövdesinin ön kısmı düz veya tümsek, arka kısmı çukur olan omur ile ilişkili opisthocoelian s.
gövdesi tümsek, arka kısmı çukur olan omurga ile ilişkili opisthocoelous s.
ana gövdesinin ön kısmı tümsek, arka kısmı çukur olan (omurga) opisthocoelous s.
Botanic
bazı mantarlarda şapkanın ortasından dışarı uzanan tümsek umbo i.
Agriculture
tümsek yapıcı bedder i.
Geography
tahkim edilmiş tepe veya tümsek mamelon i.
yuvarlak tümsek hommock i.
konik tümsek hommock i.
tümsek üstünden taşarak akan su riffle i.
Geology
volkanik bölgelerdeki kaplıca, gayzer gibi yerlerden gaz ve su ile atılan ince çamurlardan oluşan koni şeklinde tümsek mud volcano i.
Hunting
hedefe atılan okları yakalamak için kullanılan tümsek veya takoz butt i.
mermileri yakalamak için kullanılan tümsek veya kum yığını butt i.
Sport
golfte topu engelleyen yapay tümsek trap i.
beysbol atıcının durduğu tümsek yer pitcher's mound i.
golfte topu engelleyen tümsek veya çukur bunker i.
golfte topu engelleyen tümsek sand trap i.
golfte topu tümsek veya çukura sokmak bunker f.
tümsek kullanarak veya ağırlığını kaldırarak kayak ile kar arasındaki sürtünme ve baskıyı azaltmak unweighting f.
Baseball
atıcının durduğu tümsek yerler hills i.
atıcının durduğu tümsek yer mound i.
Art
kasis vb. gibi çıkıntı/tümsek raised table i.
Slang
yolda tümsek wham bam thank you ma'am i.