Geçmiş

the bad

"the bad" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	the bad i.	kötülük
2	Genel	the bad i.	insanların başına gelen nahoş şeyler

"the bad" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 143 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	make the best of a bad situation f.	kötü bir durum karşısında idare etmeye çalışmak
2	Genel	play the bad guy f.	kötü adamı oynamak
3	Genel	be a sign of the bad quality of something f.	bir şeyin kötü kalitesinin işareti olmak
Phrases
4	İfadeler	the samples range from bad to excellent expr.	örnekler kötü ile mükemmel arasında değişiyor
Proverb
5	Atasözü	make the best of a bad job	kötü bir işi elden geldiğince düzeltmek
6	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	üzüm üzüme baka baka kararır
7	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	körle yatan şaşı kalkar
8	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
9	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	itle yatan bitle kalkar
10	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	bir baş soğan bir kazanı kokutur
11	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	balık baştan kokar
12	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	bir baş soğan tüm kazanı kokutur
13	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
14	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
15	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) barrel	bir korkak bir orduyu bozar
16	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) barrel	bir baş soğan tüm kazanı kokutur
17	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) barrel	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
18	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	bir korkak bir orduyu bozar
19	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	bir baş soğan tüm kazanı kokutur
20	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
21	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	balık baştan kokar
22	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	üzüm üzüme baka baka kararır
23	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur
24	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	isin yanına varan is misin yanına varan mis kokar
25	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	karga ile gezen boka konar
26	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	kötü arkadaştan kötü iyi arkadaştan iyi
27	Atasözü	a bad apple spoils the (whole) barrel	itle yatan bitle kalkar
28	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch	üzüm üzüme baka baka kararır
29	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch	körle yatan şaşı kalkar
30	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch	kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
31	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch	itle yatan bitle kalkar
32	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch	bir baş soğan bir kazanı kokutur
33	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch	balık baştan kokar
34	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch	bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
35	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch	bir korkak bir orduyu bozar
36	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel	üzüm üzüme baka baka kararır
37	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel	körle yatan şaşı kalkar
38	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel	kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
39	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel	itle yatan bitle kalkar
40	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel	bir baş soğan bir kazanı kokutur
41	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel	balık baştan kokar
42	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel	bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
43	Atasözü	it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel	bir korkak bir orduyu bozar
44	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	üzüm üzüme baka baka kararır
45	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	körle yatan şaşı kalkar
46	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
47	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	itle yatan bitle kalkar
48	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	bir baş soğan bir kazanı kokutur
49	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	balık baştan kokar
50	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	bir baş soğan tüm kazanı kokutur
51	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
52	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
53	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	bir korkak bir orduyu bozar
54	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur
55	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) barrel	karga ile gezen boka konar
56	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	üzüm üzüme baka baka kararır
57	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	körle yatan şaşı kalkar
58	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
59	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	itle yatan bitle kalkar
60	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	bir baş soğan bir kazanı kokutur
61	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	balık baştan kokar
62	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	bir baş soğan tüm kazanı kokutur
63	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
64	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
65	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	bir korkak bir orduyu bozar
66	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur
67	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bunch	karga ile gezen boka konar
68	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	üzüm üzüme baka baka kararır
69	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	körle yatan şaşı kalkar
70	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
71	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	itle yatan bitle kalkar
72	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	bir baş soğan bir kazanı kokutur
73	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	balık baştan kokar
74	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	bir baş soğan tüm kazanı kokutur
75	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
76	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
77	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	bir korkak bir orduyu bozar
78	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur
79	Atasözü	one bad apple spoils the (whole) bushel	karga ile gezen boka konar
Colloquial
80	Konuşma Dili	the bad old days i.	eski kötü günler
81	Konuşma Dili	the bad old days i.	geçmiş kötü günler
82	Konuşma Dili	go to the bad f.	ahlakça düşmek
83	Konuşma Dili	go to the bad f.	ahlaksızlaşmak
84	Konuşma Dili	wait for the next bad thing to happen f.	olacak bir sonraki kötü şeyi beklemek
85	Konuşma Dili	go to the bad f.	kötü yola düşmek
86	Konuşma Dili	go to the bad f.	kötü bir kişilik kazanmak
87	Konuşma Dili	go to the bad f.	kötüleşmek
88	Konuşma Dili	(do) you want the good news or the bad news (first)? expr.	önce iyi haberi mi yoksa kötü haberi mi duymak istersin?
89	Konuşma Dili	(do) you want the good news or the bad news (first)? expr.	önce iyi haberi mi vereyim, kötü haberi mi?
Idioms
90	Deyim	a bad taste in the mouth i.	kötü bir izlenim
91	Deyim	a bad taste in the mouth i.	negatif/olumsuz bir izlenim
92	Deyim	a bad taste in the mouth i.	kötü/olumsuz bir etki
93	Deyim	the best of a bad bunch [uk] i.	kötünün iyisi
94	Deyim	the best of a bad lot [uk] i.	kötünün iyisi
95	Deyim	have a bad case of the simples f.	çok aptal olmak
96	Deyim	take the bad with the good f.	gülü sevip dikenine katlanmak
97	Deyim	make the best of a bad bargain f.	her şeye göğüs germek
98	Deyim	take the bad with the good f.	iyi ve kötüyü bir arada kabul etmek
99	Deyim	be the best of a bad lot f.	kötünün iyisi olmak
100	Deyim	leave a bad taste in the mouth f.	kötü bir tat bırakmak
101	Deyim	be the best of a bad bunch f.	kötünün iyisi olmak
102	Deyim	make the best of a bad situation f.	zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak
103	Deyim	make the best of a bad situation f.	zarardan yarar sağlamak
104	Deyim	make the best of a bad bargain f.	yapabileceğinin en iyisini yapmak
105	Deyim	get on the bad side of (someone) f.	(birinin) tersine gitmek
106	Deyim	get on the bad side of (someone) f.	(birinin) canını sıkmak
107	Deyim	get on the bad side of (someone) f.	(birini) sinirlendirecek bir şey yapmak
108	Deyim	get on the bad side of (someone) f.	(biriyle) kötü olmak
109	Deyim	get on the bad side of (someone) f.	(birine) ters gitmek
110	Deyim	get on the bad side of (someone) f.	(biriyle) arayı bozmak
111	Deyim	be in the bad graces of (one) f.	(birinin) gözünden düşmek
112	Deyim	be in the bad graces of (one) f.	(birinin) hoşnutsuzluğunu kazanmak
113	Deyim	be in the bad graces of (one) f.	(birinin) saygısını kaybetmek
114	Deyim	leave a bad taste in the/your mouth f.	kötü izlenim bırakmak
115	Deyim	leave a bad taste in the/your mouth f.	kızgın hissettirmek
116	Deyim	leave a bad taste in the/your mouth f.	kötü hissettirmek
117	Deyim	leave a bad taste in the/your mouth f.	mide bulandırmak
118	Deyim	make the best of a bad bargain f.	sıkıntılı bir durumu kendi yararına çevirmek
119	Deyim	make the best of a bad bargain f.	şanssızlığı şansa çevirmek
120	Deyim	make the best of a bad bargain f.	elindekini en iyi şekilde kullanmak/değerlendirmek
121	Deyim	make the best of a bad bargain f.	zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak
122	Deyim	make the best of a bad bargain f.	zarardan yarar sağlamak
123	Deyim	make the best of a bad job f.	eldekini en iyi şekilde kullanmak
124	Deyim	make the best of a bad job f.	elindekini sonuna kadar kullanmak
125	Deyim	make the best of a bad job f.	elindekinden en iyi şekilde faydalanmaya/yarar sağlamaya bakmak
126	Deyim	bad to the bone s.	içi kötülük dolu
127	Deyim	bad to the bone s.	kötülük iliklerine işlemiş kişi
128	Deyim	to the bad expr.	açık verme
129	Deyim	to the bad expr.	içerde olma
130	Deyim	to the bad expr.	iflasa doğru gitme
131	Deyim	in the bad graces of expr.	gözünden düşmüş
132	Deyim	in the bad graces of expr.	hoşnutsuzluğunu kazanmış
133	Deyim	in the bad graces of expr.	saygısını kaybetmiş
134	Deyim	in the bad graces of (one) expr.	( birinin) gözünden düşmüş
135	Deyim	in the bad graces of (one) expr.	(birinin) saygısını kaybetmiş
136	Deyim	in the bad graces of (one) expr.	(birinin) hoşnutsuzluğunu kazanmış
Speaking
137	Konuşma	don't feel bad for the others expr.	diğerleri için kendini kötü hissetme
138	Konuşma	the bad guy expr.	kötü adam
139	Konuşma	he always thinks bad sides of the things expr.	o her zaman olayların kötü tarafını düşünür
140	Konuşma	she always thinks bad sides of the things expr.	o her zaman olayların kötü tarafını düşünür
141	Konuşma	I heard the bad news expr.	kötü haberi duydum
142	Konuşma	are those the bad guys over there? expr.	şuradakiler kötü adamlar mı?
Computer
143	Bilgisayar	bad area of the disk i.	diskteki bozuk alan