Geçmiş

the past

"the past" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	the past i.	mazi
2	Genel	the past i.	geçmiş
Linguistics
3	Dilbilim	the past i.	geçmiş zaman kipi

"the past" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 172 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	a time in the past i.	geçmişte bir zaman
2	Genel	the best movies of the past decade i.	geçtiğimiz on yılın en iyi filmleri
3	Genel	the best movies of the past decade i.	geçen on yılın en iyi filmleri
4	Genel	dead hand of the past i.	geçmişte yaşananların baskıcı etkisi
5	Genel	reckoning with the past i.	geçmişle hesaplaşma
6	Genel	relic of the past i.	maziden kalan
7	Genel	relic of the past i.	geçmişten kalan
8	Genel	be a thing of the past f.	bir şey artık geçmişe ait bir şey olmak
9	Genel	rake up the past f.	maziyi kurcalamak
10	Genel	rake up the past f.	eski defterleri karıştırmak
11	Genel	be a thing of the past f.	tarih olmak
12	Genel	be a thing of the past f.	mazi olmak
13	Genel	take a lesson from the past f.	geçmişten ders almak
14	Genel	make mistakes in the past f.	geçmişte hatalar yapmak
15	Genel	make mistakes in the past f.	geçmişinde hatalar yapmak
16	Genel	be used in the past f.	geçmişte kullanılmak
17	Genel	slip past the notice of f.	dikkatinden kaçmak
18	Genel	face up to the past f.	geçmişle yüzleşmek
19	Genel	face the past f.	geçmişle yüzleşmek
20	Genel	bring a trouble in the past f.	geçmişte başına iş açmak
21	Genel	remember the past f.	geçmişi hatırlamak
22	Genel	bring the past into the present f.	dünü bugüne taşımak
23	Genel	bring the past to the present f.	geçmişi günümüze taşımak
24	Genel	bring the past into the present f.	geçmişi bugüne taşımak
25	Genel	bring the past into the present f.	geçmişi günümüze taşımak
26	Genel	bring the past to the present f.	dünü bugüne taşımak
27	Genel	bring the past to the present f.	geçmişi bugüne taşımak
28	Genel	miss the past f.	geçmişi özlemek
29	Genel	run the idea past the board f.	fikri kurulun görüşüne sunmak
30	Genel	hold onto the past f.	geçmişe tutunmak
31	Genel	unable to forget the past f.	geçmişi unutamamak
32	Genel	learn the past f.	geçmişi öğrenmek
33	Genel	set in the past f.	geçmişte geçmek
34	Genel	reminiscent of the past s.	geçmişi anımsatan
35	Genel	the recent past s.	yakın geçmiş
36	Genel	deep into the past s.	geçmişin derinlerine
37	Genel	deep in the past s.	geçmişin derinlerinde
38	Genel	deep into the past s.	çok uzun zaman önceye
39	Genel	deep in the past s.	çok uzun zaman önce
40	Genel	in the past zf.	evvelden
41	Genel	in the past zf.	eskiden
42	Genel	toward the past zf.	geçmişe doğru
43	Genel	in the past zf.	geçmişte
44	Genel	in the past couple of weeks zf.	geçtiğimiz iki haftada
45	Genel	in the past couple of weeks zf.	geçen birkaç hafta içinde
46	Genel	in the past few days zf.	yakın zaman önce
47	Genel	in the past months zf.	yakın zaman önce
48	Genel	in the past weeks zf.	yakın zaman önce
49	Genel	in the past zf.	mazide
50	Genel	in the past years zf.	geçmiş yıllarda
51	Genel	in the past few days zf.	geçtiğimiz günlerde
52	Genel	in the not too distant past zf.	çok uzak olmayan geçmişte
53	Genel	in the not too distant past zf.	çok uzak olmayan bir zamanda
54	Genel	in the not too distant past zf.	pek de uzak olmayan bir tarihte
55	Genel	in the not too distant past zf.	yakın zamanda
56	Genel	in the not too distant past zf.	çok da uzak olmayan geçmişte
57	Genel	in the past decade zf.	geçen on yılda
58	Genel	in the past decade zf.	geçtiğimiz on yılda
59	Genel	in the past decade zf.	geçen on yıl içinde
60	Genel	for the past decade zf.	son on senedir
61	Genel	for the past decade zf.	son on yıldır
Phrases
62	İfadeler	during the past ten years zf.	son on yıl içinde
63	İfadeler	compared to the past expr.	eskiye göre
64	İfadeler	as it was in the past expr.	geçmişte olduğu gibi
65	İfadeler	compared to the past expr.	geçmişe göre
66	İfadeler	compared to the past expr.	eskiyle/geçmişle karşılaştırıldığında
67	İfadeler	from the past expr.	geçmişten gelen
68	İfadeler	as in the past expr.	geçmişte olduğu gibi
69	İfadeler	what is in the past is in the past expr.	geçmişte olanlar geçmişte kaldı
70	İfadeler	compared to the past expr.	eskiye/geçmişe oranla
71	İfadeler	as it was in the past expr.	eskiden de olduğu gibi
72	İfadeler	coming from the past expr.	geçmişten gelen
73	İfadeler	as it was in the past expr.	önceden de olduğu gibi
74	İfadeler	for the past several days expr.	son bir kaç gündür
75	İfadeler	over the past several days expr.	son bir kaç gündür
76	İfadeler	over the past decade expr.	son on yılda
Proverb
77	Atasözü	the age of miracles is past	mucizeler çağı geçmişte kaldı
78	Atasözü	the age of miracles is past	mucizeler geçmişte kaldı
Colloquial
79	Konuşma Dili	the not-so-distant past i.	yakın geçmiş
80	Konuşma Dili	the not-so-distant past i.	çok uzak olmayan geçmiş
81	Konuşma Dili	the not-so-distant past i.	pek de uzak olmayan geçmiş
82	Konuşma Dili	live in the past f.	geçmişte yaşamak
83	Konuşma Dili	live in the past f.	modern düşünmemek
84	Konuşma Dili	let the past be the past expr.	bırak geçmiş geçmişte kalsın
85	Konuşma Dili	from far in the past expr.	çok eski(ler)den beri
86	Konuşma Dili	over the past year expr.	geçtiğimiz yıl boyunca
87	Konuşma Dili	from far in the past expr.	eskiye dayanan/dayanarak
88	Konuşma Dili	from far in the past expr.	eskilere giden
89	Konuşma Dili	for the past three years expr.	son üç yıldır
90	Konuşma Dili	in the past three days expr.	son üç gündür
91	Konuşma Dili	for the past three years expr.	son üç senedir
Idioms
92	Deyim	the dim and distant past [brit] i.	çok eski zaman
93	Deyim	the dim and distant past [brit] i.	fi tarihi
94	Deyim	the dim and distant past [brit] i.	nuh zamanı
95	Deyim	a blast from the past i.	bir anda geçmişi hatırlatan (şarkı vb)
96	Deyim	the (dim and) distant past i.	çok eski zaman
97	Deyim	the (dim and) distant past i.	fi tarihi
98	Deyim	the (dim and) distant past i.	nuh zamanı
99	Deyim	the (dim and) distant past i.	uzak geçmiş
100	Deyim	a blast from the past i.	nostalji hissi uyandıran biri/bir şey
101	Deyim	a blast from the past i.	eskiyi/geçmişi hatırlatan biri/bir şey
102	Deyim	a blast from the past i.	geçmişten/anılardan bir anda çıkagelen biri/bir şey
103	Deyim	a blast from the past i.	beklenmedik bir anda geçmişi hatırlatan biri/bir şey
104	Deyim	a blast from the past i.	nostaljik pop şarkısı
105	Deyim	a thing of the past i.	mazi olmuş şey
106	Deyim	a thing of the past i.	tarih olmuş şey
107	Deyim	a thing of the past i.	artık geçmişe ait olan şey
108	Deyim	a thing of the past i.	tarihe karışmış şey
109	Deyim	first past the post [uk] i.	hedefe ilk ulaşan kimse
110	Deyim	first past the post [uk] i.	kazanan kimse
111	Deyim	first past the post [uk] i.	birinci gelen kimse
112	Deyim	the distant past i.	çok eski zaman
113	Deyim	the distant past i.	nuh zamanı
114	Deyim	the distant past i.	fi tarihi
115	Deyim	the distant past i.	uzak geçmiş
116	Deyim	the not-too-distant past i.	pek/çok uzak olmayan geçmiş
117	Deyim	the not-too-distant past i.	yakın geçmiş
118	Deyim	can't see past the end of one's nose f.	dar görüşlü olmak
119	Deyim	rake up the past f.	eski defterleri karıştırmak
120	Deyim	break with the past f.	geçmişe sünger çekmek
121	Deyim	break with the past f.	geçmişi bir kenara bırakmak
122	Deyim	rake up the past f.	eski defterleri açmak
123	Deyim	break with the past f.	geçmişi maziye gömmek
124	Deyim	be living-in-the-past f.	geçmişe takılıp kalmak
125	Deyim	break with the past f.	geçmişle bağı kesmek
126	Deyim	can't see past the end of one's nose f.	ilerisini görememek
127	Deyim	be a thing of the past f.	tarihe karışmak
128	Deyim	be first past the post f.	(bir şeyi) ilk yapan olmak
129	Deyim	be first past the post f.	(bir yarışmayı) kazanan olmak
130	Deyim	be past the sell-by date f.	raf ömrü geçmiş/tükenmiş olmak
131	Deyim	be past the sell-by date f.	birinden geçmiş olmak
132	Deyim	be past the sell-by date f.	yaşı geçmiş olmak
133	Deyim	be past the sell-by date f.	eski gücü kalmamak
134	Deyim	be past the sell-by date f.	artık yaşlanmış/ihtiyarlamış olmak
135	Deyim	be past the sell-by date f.	eski günleri geride kalmak
136	Deyim	can't see past the end of (one's) nose f.	yaptıklarının varacağı yeri görememek/düşünememek
137	Deyim	can't see past the end of (one's) nose f.	büyük resmi görememek
138	Deyim	can't see past the end of (one's) nose f.	etrafında olup biteni görememek
139	Deyim	can't see past the end of (one's) nose f.	etrafındakilerden bihaber olmak
140	Deyim	can't see past the end of (one's) nose f.	burnunun ucunda olup biteni görememek
141	Deyim	whistle past the graveyard f.	zor bir durumda soğukkanlılığını korumak
142	Deyim	whistle past the graveyard f.	endişesini/kaygısını gizlemek
143	Deyim	whistle past the graveyard f.	sakinmiş gibi yapmak
144	Deyim	rake over the ashes/the past f.	geçmişin küllerini eşelemek
145	Deyim	rake over the ashes/the past f.	geçmişi kurcalamak
146	Deyim	rake over the ashes/the past f.	geçmiş/eski defterleri açmak
147	Deyim	rake over the ashes/the past f.	geçmişte olanları deşmek
148	Deyim	slip one past the goalie/keeper/goaltender f.	topu kalecinin üzerinden aşırtarak golü bulmak
149	Deyim	slip one past the goalie/keeper/goaltender f.	birini plansız/yanlışlıkla hamile bırakmak
150	Deyim	sneak the sunrise past a rooster [us] f.	zoru/imkansızı başarmak
151	Deyim	sneak the sunrise past a rooster [us] f.	deveye hendek atlatmak
152	Deyim	first past the post s.	oy çoğunluğuna dayalı (sistem)
153	Deyim	first past the post s.	oy çokluğuna dayalı (sistem)
154	Deyim	first past the post s.	çoğunluk oyuna dayalı (sistemi)
155	Deyim	whistling past the graveyard expr.	zor bir durumda soğukkanlılığını koruma
156	Deyim	whistling past the cemetery expr.	zor bir durumda soğukkanlılığını koruma
Speaking
157	Konuşma	let's keep that in the past i.	geçmişte bırakalım onu
158	Konuşma	it's time to let go of the past expr.	geçmişi bırakmanın vakti geldi
159	Konuşma	the past is the past expr.	geçmişte yaşananlar geçmişte kalsın
160	Konuşma	you are so trapped in the past expr.	geçmişe saplanıp kalmışsın
161	Konuşma	the past is the past expr.	geçmiş geçmiştir
162	Konuşma	what has happened in the past has happened expr.	ne yaşandıysa yaşandı
163	Konuşma	I don't care what you did in the past expr.	senin geçmişte ne yaptığın umurumda değil
164	Konuşma	the past couple of years expr.	son birkaç sene
Politics
165	Siyasal	first-past-the post voting i.	çoğunluk oyu sistemi
166	Siyasal	first-past-the post voting i.	oy çokluğu sistemi
167	Siyasal	first-past-the post voting i.	oy çoğunluğu sistemi
168	Siyasal	first-past-the-post s.	oy çokluğu sistemine ait
169	Siyasal	first-past-the-post s.	oy çokluğu sistemi ile ilgili
Linguistics
170	Dilbilim	the past tense i.	geçmiş zaman
171	Dilbilim	future in the past i.	geçmişte gelecek
Ottoman Turkish
172	Osmanlıca	as in the past expr.	kemakan