eskiden - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

eskiden



"eskiden" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 39 sonuç

Türkçe İngilizce
General
eskiden of yore zf.
eskiden erstwhile zf.
eskiden once zf.
eskiden before zf.
eskiden in early days zf.
eskiden in the past zf.
eskiden at one time zf.
eskiden formerly zf.
eskiden onetime zf.
eskiden erst zf.
eskiden anciently zf.
eskiden in the good old days zf.
eskiden in the days of old zf.
eskiden once upon a time zf.
eskiden beforetime zf.
eskiden back in the day zf.
eskiden aforetime zf.
eskiden ago zf.
eskiden agone zf.
eskiden earst [obsolete] zf.
eskiden erst zf.
eskiden yore [obsolete] zf.
eskiden by zf.
eskiden one time zf.
eskiden ones zf.
eskiden behind ed.
eskiden bitd (back in the day) kısalt.
Phrases
eskiden in the olden days zf.
eskiden in olden days zf.
eskiden from an early age zf.
eskiden earlier times expr.
eskiden way back when [us] expr.
Colloquial
eskiden back in the old days expr.
eskiden used to expr.
eskiden time was expr.
Idioms
eskiden days gone by i.
eskiden a while back expr.
Archaic
eskiden time was (when) zf.
eskiden yerst zf.

"eskiden" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
seyahat acenteleri için eskiden kullanılan isim ticket agent i.
eskiden beri time out of mind i.
eskimo kanoları için eskiden kullanılan sözcük kayak i.
eskiden süvarilerin giydiği dizi aşan çizme jackboots i.
eskiden almanya'da kullanılan altın para kronen i.
eskiden deniz savaşlarında kullanılan bir çeşit sürgülü top mermisi langrage i.
eskiden su dağıtımında görevli kimselere verilen ad zanjero i.
eskiden beri kullanılıp popüler olan şey old standby i.
eskiden ingiltere'de sopa ve topla oynanan bir tür takım oyunu shinty i.
eskiden para ile çalınan otomatik pikap nickelodeon i.
eskiden beş sente film seyredilen sinema nickelodeon i.
eskiden savunduğunun tersini savunmaya başlama about-face i.
eskiden din adamlarının başlarına giydikleri cüppe birretum i.
eskiden ingiltere'de zenginlerin ve soyluların kullandığı bir yaka türü piccadilly i.
ingilizlerin eskiden hindistan'a gitmek üzere yaptıkları ve yola dayanıklı olması için şerbetçiotunu bol kullandıkları bira india pale ale i.
(çok eskiden kurulmuş) ana bina (abd'deki üniversite kampüslerinde) old main i.
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı springhouse i.
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı spring house i.
eskiden kırsal kesimde genellikle ahırda tiyatro gösterileri yapmak için çıkılan turne barnstormer i.
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet po i.
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet potty i.
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet jordan i.
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet thunder mug i.
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet chamber pot i.
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet jerry i.
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet chamberpot i.
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet thunder pot i.
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet piss pot i.
çok eskiden langsyne i.
eskiden sokak satıcılarından alınan, içinde türlü çeşitli hikaye, tekerleme ve anlatıların bulunduğu eğlencelik kitap chapbook i.
eskiden cam yapımında kullanılan fırın calcar i.
eskiden florida'nın güney batı sahilinde yaşayan Amerikan yerlisi calusa i.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç tawse [scottish] i.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç taws [scottish] i.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç tawse [scottish] i.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç taws [scottish] i.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç tawse [scottish] i.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç taws [scottish] i.
(eskiden) ziyaretçi kartı olarak kullanılacak boyutta portre fotoğraf carte de visite i.
eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkının üyesi catawba i.
eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkı catawbas i.
eskiden özellikle tiyatrolarda oyuncuları yuhalamak amacıyla kullanılan ötürüldüğünde kedi çığlığına benzer bir ses çıkaran düdük catcall i.
eskiden cayuga gölü çevresinde yaşayan kızılderili halkına mensup olan kimse cayuga i.
(eskiden avustralya ve yeni zelanda'da) sahil kurtarma ekibinde cankurtaranın yüzerken bağlı olduğu kemerin makarasını çalıştıran görevli reel man i.
(eskiden avustralya ve yeni zelanda'da) sahil kurtarma ekibinde cankurtaranın yüzerken bağlı olduğu kemerin makarasını çalıştıran görevli reelman i.
teksas'ta eskiden kullanılan yaklaşık 177 dönümlük bir arazi alanı labor i.
teksas'ta eskiden kullanılan yaklaşık 177 dönümlük bir arazi alanı labour i.
(eskiden) odun/mangal kömürü yapımında çalışan kişi charcoal-burner i.
italya ve türkiye'nin eskiden kullandığı bir altın sikke chequin i.
eskiden fransa'da kullanılan, nap olarak da adlandırılan, 20 frank değerindeki altın madeni para napoleon i.
arkadaş (eskiden amerikalı sömürgecilerin kızılderilileri selamlama ifadesi) netop i.
eskiden çivilerle oynanan bir tür tavla ticktack [obsolete] i.
eskiden çivilerle oynanan bir tür tavla tictac [obsolete] i.
eskiden fransa'da kumaş ölçmek için kullanılan bir ölçü birimi aune i.
eskiden fransa'da kullanılan bir flama auriflamme i.
eskiden fransa'da kullanılan bir flama oriflamme i.
eskiden kuzey kaliforniya'nın pitt nehri vadisi'nde yaşamış yerli kabile yana i.
eskiden kuzey kaliforniya'da yaşamış yerli kabilesinden olan kimse yahi i.
eskiden kuzey kaliforniya'da yaşamış yerli kabilesine mensup üye yahi i.
eskiden berber dükkanı simgesi olan direk barber pole i.
(ingiltere'de) eskiden krala hizmetle görevli olan özgür kimse baron i.
eskiden geçici hapishane olarak kullanılan kışla barracoon i.
eskiden erie gölü'nün güney kıyısında yaşamış kızılderili halkı erie i.
eskiden belirli politik haklara sahip olan başlıca sosyal sınıf estate i.
eskiden denizde kullanılan bir tür soyunma kabini bathing machine i.
eskiden büyüme ve beslenmeyi kontrol ettiği düşünülen bir yaşam gücü bathmism i.
eskiden kullanılan bir çocuk okuma kitabı battledoor i.
eskiden kullanılan bir çocuk okuma kitabı battledore i.
eskiden büyük ovalar'da yaşamış, şimdilerde oklahoma'nın güneybatısına yerleşmiş amerikan yerlilerine mensup kimse kiowa i.
(eskiden) belinde iple yüzen cankurtaran belt man [australia] i.
eskiden uyarı ve ışıklandırma için kullanılan mavimsi beyaz bir ateş indian fire i.
eskiden havada olduğuna inanılan bir gaz etherion i.
eskiden sürahilerin muhafaza edildiği yer ewery i.
eskiden kuzey alabama'da yaşayan muskogi kabilesine mensup kimse koasati i.
eskiden panama'nın merkezinde yaşamış, şimdiyse san blas adaları'nda ve panama'nın kuzeydoğu sahillerinde yaşamakta olan orta amerika yerlilerine mensup kimse kuna i.
eskiden ayakkabı ustalarının üzerinde deri dövmek için kucaklarına koydukları bir taş lapstone i.
eskiden letonya'da tedavülde olan 100 santimi'ye eşdeğer gümüş bir sikke lat i.
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racanın üstünde yer alan kral veya prens maharaja i.
eskiden arap ve orta doğu ülkelerindeki erkeklerce giyilen bol bir giysi vest i.
eskiden mısır ve türkiye'de kullanılmış bir altın sikke xeriff i.
(eskiden ingiltere'de) düşkün bir kimsenin yararına düzenlenen bir festival bidale [obsolete] i.
eskiden ormancılar tarafından giyilen zeytin yeşili yün lincoln green i.
eskiden kullanılan bir kahve ibriği biggin i.
eskiden kahveyi sıcak tutmak için kullanılan kap biggin i.
eskiden abd'de yaşayan bir kızılderili halkına mensup kimse biloxi i.
(eskiden ingiltere'de) yüzünü siyaha boyayarak avlanan kaçak avcı black i.
eskiden kandil ve lambalarda çokça kullanılan, yakıtı tutuşturmaya veya bir şeyi tütsülemeye yarayan, kıvılcımla alev alması için eritilmiş sülfüre batırılmış ip, kumaş, kağıt veya tahta çubuk match i.
eskiden cildi açık renk yapmak için kullanılan bir kozmetik ürünü whitewash i.
eskiden güney-orta kuzey dakota'nın güney ve orta kesimlerinde missouri nehri boyunca sıralanan köylerde yaşayıp günümüzde sakakawea gölü çevresinde bulunan amerikan yerli halkına mensup kimse mandan i.
batı afrika'da eskiden para birimi olarak kullanılan küçük bir bilezik manilio i.
eskiden yüksek rütbeli subaylar tarafından kullanılan geniş bir arazi çadırı markee i.
eskiden southwark'taki queen's bench hapishanesi'nin vesayetine sahip olan görevliye verilen unvan marshal of the queen's bench i.
eskiden massachusetts körfezi bölgesinde yaşamış olan yerli bir kabile massachuset i.
eskiden abd ordusunda bir asker bluecoat i.
eskiden servis tabağı için kullanılan ve genellikle delikli olan astar mazarin i.
eskiden servis tabağı için kullanılan ve genellikle delikli olan astar mazarine i.
eskiden meksika'nın yucatan bölgesinde kullanılan, 400 m2'ye eşdeğer bir arsa alanı birimi mecate i.
eskiden gargara ve losyonlarda kullanılan gül ekstresi ve saflaştırılmış bal karışımı melrose i.
eskiden kuzeybatı florida'da yaşamış olup günümüzde güney florida'da ikamet eden seminolelerin bir kısmını oluşturan amerikan yerli kabilesi mikasuki i.
ingiltere'nin yüksek mahkemelerinin eskiden açık olduğu 2 kasım ile 25 kasım arasındaki dönem michaelmas term i.
eskiden üç bölgeye ayrılmış havanın bulut seviyesini içeren ortanca bölgesi midair [obsolete] i.
eskiden madeni paraları damgalamak için kullanılan vidalı pres mill i.
eskiden yünün satılmak için getirildiği şehir veya kasaba wool staple i.
eskiden abd'de komedyenler tarafından kullanılan kemik veya tahtadan yapılmış yassı tokmaklar bones i.
eskiden abd'de bir tür komedi gösterisinin komedyeni bones i.
eskiden erkeklerin giydiği siperliksiz, düz bir tür kep bunnet [scotland] i.
eskiden turnuvada bildiri yapıp meydan okumaları duyuran görevli herald i.
eskiden verilen bir erkek adı hereward i.
eskiden botun üst kısmını gizlemek için giyilen dantel boot top i.
eskiden botların altının temizlenmesi için ev önüne konan metal mekanizma boot-scraper i.
eskiden amerika'da kürk ticaretinin başında olan kimse bourgeois i.
iskoçya ve ingiltere'de eskiden kullanılan çeşitli hacim birimlerine verilen ad bow i.
eskiden dedikoducuları cezalandırmak için kullanılan metal çerçeveli bir alet brank i.
eskiden kiliselere para toplama yetkisi veren resmi mektup brief i.
eskiden irlanda ve iskoçya'da giyilen deri bir ayakkabı brogue shoe i.
eskiden londra belediye başkanına eşlik eden uzun kıyafetli bir grup erkekten biri budge bachelor i.
(eskiden) başıboş domuzları yakalayan new england kasaba memuru hogreeve [obsolete] i.
eskiden kalan şey holdover i.
eskiden britanya kontrolündeki çin'de kullanılan bir afyon ölçüm birimi hoon [obsolete] i.
eskiden iskoç askerleri tarafından takılan bir başlık hummle bonnet i.
eskiden almanya'da üretilen yuvarlak bir içki kadehi humpen i.
eskiden kuzey-orta missouri'de yaşamış olup günümüz nüfusu kuzey-orta oklahoma'da bulunan amerikan yerli kabilesine mensup kimse missourian i.
eskiden sert cam yapımında kullanılan silindirik ergitme kabı monkey-pot i.
eskiden new york'taki long island adası'nın doğu ucunda yaşamış olan yerli kabileye mensup kimse montauk i.
hizmetçi ve çiftlik işçisi alımı yapmak için eskiden ingiliz kasaba ve köylerinde düzenlenen yıllık panayır statute fair i.
eskiden batı hint adaları'nda kullanılan geniş ve düz tabanlı bir gemi teknesi moses i.
eskiden batı hint adaları'nda kullanılan geniş ve düz tabanlı bir tür gemi teknesi moses boat i.
eskiden tatar yayını çekerek esnetmek için kullanılan düzenek mouline i.
(eskiden) kamusal alanlarda sahte ilaçlar satan kimse mountebank i.
eskiden ata binmeye yardımcı olması için kullanılan taş mounting-block i.
eskiden ingiltere'de kadınların taktığı üçgen şeklinde bir başlık gable i.
eskiden atkı olarak takılan bir aksesuar liripoop i.
litvanya'da eskiden kullanılan bir gümüş para litas i.
eskiden yapılan sembolik bir toprak teslim töreni livery i.
(eskiden) bağlı bulunduğu şirketin üniformasını giyme ve diğer imtiyazlardan yararlanma hakkına sahip olan özgür erkek liveryman i.
(eskiden) gel-git ırmaklarının çamurundaki ıvır zıvırları toplayarak geçim sağlayan kimse mudlark i.
(eskiden) seyyar kek satıcısı muffin man [uk] i.
eskiden kullanılan bir tür saban bull plow i.
(eskiden) tiyatro ışıklandırmasında gaz lambası direktörü gasman i.
eskiden irlandalı erkeklerin alın kısmında bıraktığı keçeleşmiş kalın saç tutamı glib i.
(eskiden ingiltere'de) hükümdarların otorite simgesi olarak taşıdığı altın küre globe i.
eskiden kuzey ingiltere'de birbirine benzeyen iki idolden biri golden calf i.
eskiden çok popüler olan yapım golden oldie i.
eskiden kalan şey holdover i.
eskiden giyilen çok yüksek topuklu bir kadın ayakkabısı chioppine i.
eskiden ibrani topraklarında ibranilerin koruyuculuğu altında yaşayan yabancı ger i.
(italya'da) eskiden şehirlerde yahudilerin yaşamak zorunda oldukları kesim ghetto i.
eskiden sahnede vahşi hayvanlarla savaşmak için kullanılan sopa gibstaff [obsolete] i.
eskiden kullanılan bir tür askeri kamp karakolu grand guard i.
eskiden düşman gemisini basmadan önce yanaşmak için kullanılan, iple fırlatılan demir pençeli bir alet grappling i.
(eskiden) moda nedeniyle kadınların kambur duruşu grecian bend i.
eskiden ateşle işkence yapmak için kullanılan demir ızgara gridiron i.
eskiden ingiltere'de muhtar grieve [dialect] [uk] i.
eskiden abd'de posta pullarında kullanılan bir tür desen grill i.
eskiden abd'de posta pullarında kullanılan bir tür desen grille i.
eskiden avrupa'da kullanılan çeşitli madeni paralara verilen ad groat i.
eskiden gübre olarak kullanılan işlenmiş balık veya balina kalıntısı guano i.
eskiden ilaç olarak kullanılan ve toz haline getirilmiş insan veya hayvan parçalarını içeren karışım mummy i.
eskiden kent surlarının inşa veya onarımından sorumlu kimse murenger i.
eskiden abd'de kullanılan bir kadın ismi ola i.
eskiden ingiltere'nin batısında yer alıp farklı mülkiyet türleriyle sahip olunan arazi overland i.
eskiden popüler olan şarkı oldie i.
eskiden kalma kayıt oldie i.
eskiden kalma plak oldie i.
(özellikle eskiden) yaşlı bir kadına refakat etmekle görevli kadın çalışan companion i.
(eskiden) genelde müzik eşliğinde dramatik resitaller sergileyen erkek tiyatro oyuncusu diseur i.
eskiden isviçre'de kullanılan kısa bir kılıç baselard i.
şarap ve baharatla hazırlanıp eskiden ilaç olarak kullanılan bir likör ipocras [obsolete] i.
(eskiden) belinde iple yüzen cankurtaran beltman [australia] i.
eskiden popüler olan bir tür siperli kadın şapkası neapolitan bonnet i.
eskiden popüler olan bir tür siperli kadın şapkası poke bonnet i.
eskiden ingiltere'de kullanılan bir takvim clog i.
eskiden ingiltere'de kullanılan bir takvim clog almanac i.
(eskiden) at değiştirilen yolcu hanı coaching house i.
(eskiden) at değiştirilen yolcu hanı coaching inn i.
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para coat [obsolete] i.
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para coat money i.
eskiden silah olarak kullanılan çift taraflı, büyük bir bıçak couteau i.
eskiden avrupa'da giyilen, ucu uzun bir bot veya ayakkabı cracowes i.
(eskiden kramp muskası olarak kullanılan) koyun patellası cramp bone i.
eskiden kramp ve epilepsi gibi hastalıkları tedavi ettiğine inanılan bir yüzük cramp ring i.
eskiden avrupa'da giyilen dar ve süslü bir erkek gömleği doublet i.
(eskiden) orduda ve savaş alanında trampet çalmış genç oğlan drummer boy i.
eskiden araba yarışlarında giyilen bir tür ceket dustcoat [uk] i.
(eskiden new york'ta) bir pipoluk tütün içilecek mesafe pipe i.
(ingiltere'de) eskiden maliye bakanlığı'na bağlı bir daire pipe office i.
eskiden koşucuların mesaj taşımada kullandıkları ucu yarık sopa cleft stick i.
(eskiden) parşömen rulolarına hesap giren muhasebe memuru clerk of the pells i.
(eskiden) parşömen rulolarına hesap giren muhasebe memuru pell rolls i.
eskiden irlanda'da küçük bir çiftlik kiralayan kimse cottar i.
eskiden irlanda'da küçük bir çiftlik kiralayan kimse cotter i.
eskiden irlanda'da küçük bir çiftlik kiralayan kimse cottier i.
eskiden kadınların başlık yerine taktıkları örtü parçası courche i.
(eskiden londra'da) öğrenci yurdu binası inn [uk] i.
(eskiden yapılan) sembolik toprak teslim töreni investiture i.
eskiden apse veya ülser üzerine konan küçük yuvarlak nesne issue pea i.
(eskiden) büyük i harfini kodlamada kullanılan kelime item i.
eskiden kullanılan bir kıymetli maden ölçüm birimi pound i.
(eskiden) mısır ordusunun ingiliz komutanı sardar i.
(eskiden ingiliz hapishanelerinde) çömezlerden alınan haraç garnish i.
(eskiden) ingiltere'de avukatların taktığı beyaz bir takke coif i.
(eskiden) başın yanlarını kapüşon gibi örten bir kadın ve erkek şapkası coiffe i.
(eskiden) ingiltere'de avukatların taktığı beyaz bir takke coiffe i.
eskiden italya'nın campania bölgesinde yaşayan halklardan biri oscan i.
eskiden isveç'ten ingiltere'ye ithal edilen kaliteli bir demir osmund i.
eskiden isveç'ten ingiltere'ye ithal edilen kaliteli bir demir osmond i.
(eskiden) kadın binici eteği petticoat i.
eskiden cenaze arabasını süslemede kullanılan konik yataklı sütun principal i.
eskiden iskoçya ve kuzey ingiltere'de kullanılan bir arazi birimi ploughgate i.
eskiden iskoçya ve kuzey ingiltere'de kullanılan bir arazi birimi plowgate i.
(eskiden) ekilebilir arazi başına her yıl kiliseye ödenen para plow alms i.
eskiden kuzey ve doğu ingiltere'de çiftçilerle kutlanan bayram plow monday i.
eskiden iskoçya'da kullanılan çeşitli arazi birimlerine verilen ad plowgang i.
eskiden iskoçya'da kullanılan çeşitli arazi birimlerine verilen ad ploughgang i.
(eskiden) sulh hakiminin beyanı presentment i.
(eskiden) polis memurunun verdiği beyan presentment i.
eskiden kitap kapağı olarak kullanılmış ince ahşap levha scaleboard i.
(eskiden britanya'da ve günümüzde abd'de) ağırlık ve ölçülerin doğruluğunu inceleyen görevli sealer i.
eskiden işçilik ve kalite standartlarını teftiş edeni lonca yetkilisi searcher i.
eskiden fransa'da bulunan bir idari bölge seine i.
eskiden kongo'da kullanılan bir para birimi sengi i.
estonya'da eskiden kullanılan ve kronun yüzde birine eşdeğer olan para birimi sent i.
eskiden losotho'da kullanılan ve lotinin yüzde biri değerinde olan eski bir madeni para sente i.
eskiden at binerken kullanılan kalın kumaş veya deriden yapılmış koruyucu tayt sherryvallies i.
eskiden çin'de para olarak kullanılan ayakkabı biçimli gümüş veya altın külçe shoe i.
(eskiden iskoçya'da meşhur) camsız ve kanatlı küçük pencere shot window i.
eskiden ingiliz kilisesinden din adamlarının taktığı kıvrık kenarlı şapka shovel i.
eskiden ingiliz kilisesinden din adamlarının taktığı kıvrık kenarlı şapka shovel hat i.
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse sin eater i.
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse sin-eater i.
(eskiden bazı bar veya meyhanelerde) içki alanlara açık büfe şeklinde sunulan öğle yemeği free lunch i.
(eskiden cambridge üniversitesi'nde) diploma töreninde hicivli konuşma yapması için seçilen sosyal bilimler öğrencisi prevaricator i.
bereket tanrısı priapos'un eskiden bahçelerde korkuluk olarak kullanılmış heykeli priapus i.
eskiden kullanılan siperli bir kadın şapkası poke i.
(eskiden) temel elementlerin oluşturduğu düşünülen eşmerkezli tabakalara verilen ad sphere i.
biri eskiden sahip olduğu para ve prestijini kaybetmek come down in the world f.
eskiden kalmak date f.
eskiden -e olarak tanınmak/bilinmek be used to be known as f.
(eskiden yapılmış olan) bir iyiliğin karşılanmasını / geri ödenmesini istemek call in a favour f.
(eskiden yapılmış olan) bir iyiliğin karşılanmasını / geri ödenmesini istemek call in a favor f.
(eskiden sahnede) kadınların bölümünü oynayan erkek rolü yapmak boy f.
(eskiden new england ve galler'de nişanlı çiftlere özgü bir gelenek) tamamen giyinik olarak aynı yatakta uyumak bundle f.
eskiden kalma pristine s.
eskiden kalma old s.
eskiden kalma of old s.
eskiden kalma handed down s.
eskiden kalma passed down s.
eskiden filistin'e yerleşmiş olan sami halkına ait hebrew s.
eskiden kalma ancient s.
eskiden kalma time honored s.
eskiden kalma time-honoured s.
eskiden kalma time-honored s.
eskiden beri süregelen longstanding s.
eskiden kalma old-fashioned s.
eskiden kalma tralatitious s.
orta amerika'da eskiden yaşamış bir etnik grup zapotecan s.
eskiden büyüme ve beslenmeyi kontrol ettiği düşünülen bir yaşam gücüyle ilgili bathmic s.
eskiden ingiltere'de yaygın yapılan eski bir halk dansıyla ilgili morris s.
eskiden olan lower s.
(eskiden londra'da) tekil şarkıların eklendiği sahne oyunlarına ait veya bu tür oyunlarla ilgili illegitimate [obsolete] s.
(eskiden londra'da) tekil şarkıların eklendiği sahne oyunlarında oynayan veya bu tür oyunlar yapan illegitimate [obsolete] s.
eskiden kalma old-fashioned s.
eskiden oturan preoccupant s.
eskiden yaşayan preoccupant s.
eskiden kalan legacy s.
çok eskiden long ago zf.
çok eskiden of yore zf.
eskiden kalma bir şekilde pristinely zf.
vaktiyle eskiden at one time zf.
çok eskiden in days of yore zf.
eskiden olduğu gibi same as before zf.
çok eskiden far-back zf.
(çok) eskiden in times past zf.
eskiden beri from of old zf.
çok eskiden lang syne zf.
(eskiden) hizmetçilerin kaldığı bodrum katında belowstairs zf.
çok eskiden yore [obsolete] zf.
çok eskiden beri since a long time ago zf.
eskiden sanatçı imzasında yer alan ibare pinx. (pinxit) kısalt.
Phrasals
eskiden yaptığına/kullandığına dönmek switch back f.
(birini veya bir şeyi) eskiden yaptığına/kullandığına çevirmek switch back f.
birinin eskiden yaptığı bir şeyi ona karşı kullanmak hold something over someone f.
birinin eskiden yaptığı bir hatayı yüzüne vurmak hold something over someone f.
Phrases
eskiden beri since antiquity zf.
eskiden de olduğu gibi as it used to be expr.
eskiden olduğu gibi like in the old days expr.
eskiden de olduğu gibi as it was before expr.
eskiden de olduğu gibi as it was in the past expr.
eskiden beri down through (something) expr.
Proverb
eskiden yapılan hatalar/düşüncesizlikler insanı gölgesi gibi takip eder old sins have long shadows
Colloquial
eskiden tanıdığım biri somebody that i used to know i.
eskiden tanıdığım birisi somebody that i used to know i.
eskiden ingiltere'de kullanılan bir tartı ve ağırlık auncel i.
birleşik krallık'ta eskiden 16-18 yaş arasındaki gençlere staj ve çalışma sağlayan programla işe girmiş genç yopper [uk] i.
(eskiden) 1572-1867 yılları arasında londra'da avukatlar ve hukuk doktorları okulu'nun, kilise mahkemesinin ve denizcilik mahkemesinin bulunduğu bina doctor's commons i.
(eskiden) doğu almanyalı ossi i.
eskiden -e olarak tanınmak/bilinmek formerly known as f.
(kısaca) eskiden olmazdı usen't f.
eskiden bir şey yapmak used to do something f.
(eskiden) sık sık gidilen yer groovy s.
(eskiden) çok vakit geçirilen yer groovy s.
eskiden beri/hep böyle süregelmiştir it was ever so expr.
eskiden beri/hep böyle süregelmiştir it was ever thus expr.
eskiden olduğu gibi same old expr.
Idioms
eskiden sanıkların masum olup olmadığını anlamak için yakılarak yargılandığı (masumsa tanrı'nın onu kurtaracağı düşünülürdü) bir yöntem ordeal by fire i.
eskiden aptal veya tembel öğrencilere giydirilen uzun, ucu sivri şapka dunce cap i.
eskiden ünlü olup artık popülerliğini yitirmiş kimse a has-been i.
eskiden başarılı olup artık başarılı olmayan kurum vb. fallen angel i.
eskiden kalma terim inkhorn term i.
eskiden işkence yapmak için kullanılan tahta at şeklinde alet wooden mare i.
eskiden genelde askeri cezalarda işkence için kullanılan tahta at şeklinde alet wooden mare i.
eskiden kalma kimse/şey museum piece i.
eskiden protestan olan kimse exvangelical i.
eskiden beri oynanan eser, oyun, gösteri, müzikal old warhorse i.
eskiden sık sık gidilen yer the old stamping ground i.
eskiden çok vakit geçirilen yer the old stamping ground i.
eskiden sık sık gidilen yer one's old stamping ground i.
eskiden çok vakit geçirilen yer one's old stamping ground i.
eskiden sık sık gidilen yer theold stamping grounds i.
eskiden çok vakit geçirilen yer theold stamping grounds i.
eskiden sık sık gidilen yer one's old stamping grounds i.
eskiden çok vakit geçirilen yer one's old stamping grounds i.
selamlamak için ya da saygı göstergesi olarak şapka çıkarmak (eskiden) raise one's hat f.
eskiden daha iyi/daha varlıklı olmak have known better days f.
eskiden daha iyi/daha varlıklı olmak have seen better days f.
eskisi (eskiden olduğu) gibi/kadar iyi olmamak be half the (...) you used to be f.
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak have a skeleton in one's cupboard [uk] f.
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak have a skeleton in the cupboard [uk] f.
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak have skeletons in one's cupboard [uk] f.
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak have skeletons in the cupboard [uk] f.
(birinin) eskiden yaptıklarını/hatalarını koz olarak kullanmak have a hold on (someone) f.
(eskiden) askere alınan birine ödenen bir şilini alıp asker olmak take the king's shilling f.
(eskiden) askere alınan birine ödenen bir şilini alıp asker olmak take the queen's shilling f.
eskiden yeniye geçiş olmak ring out the old and ring in the new f.
eskiden olduğu gibi (bir şey) olmamak be half the (something) (one) used to be f.
eskiden olmak be history f.
eskiden olduğu gibi olmamak become a shadow of (someone's or something's) old self f.
eskiden olduğu gibi olmamak become a shadow of (someone's or something's) former self f.
birinin eskiden yaptığı bir şeyi ona karşı kullanmak hold something over someone's head f.
birinin eskiden yaptığı bir hatayı yüzüne vurmak hold something over someone's head f.
çok eskiden days of old expr.
çok eskiden/eski zamanlardan beri since time immemorial expr.
hiçbir şey eskiden olduğu gibi/aynı kalmaz you can't go home again expr.
çok eskiden beri since hector was a pup [old-fashioned] expr.
çok eskiden beri since time out of mind expr.
eskiden beri since time out of mind expr.
çok eskiden/eski zamanlardan beri from/since time immemorial expr.
Speaking
eskiden aktrismiş she used to be an actress expr.
eskiden buraya daha sık gelirdik we used to come here a lot more expr.
eskiden çatal mı vardı fingers were made before forks expr.
eskiden bundan zevk alırdın you used to enjoy it expr.
eskiden kendiliğinden olurdu it used to come so naturally expr.
eskiden olduğu/yaptığın gibi like you used to expr.
eskiden her pazar akşamı buraya gelirdik we used to come here every sunday evening expr.
eskiden böyle değildi he/she wasn't like this expr.
eskiden yaptığımız bazı işlerle ilgileniyorlar they are interested in some of the works we were doing back then expr.
sadece eskiden tanıdığım biri just somebody that I used to know expr.
sen beni eskiden görecektin you should have seen me back in the day expr.
(eskiden) konuşurdum I used to talk expr.
Trade/Economic
eskiden madeni paranın madeni değeri ile nominal değeri arasındaki fark sonraları bankaların sattıkları dövizler karşılığı aldıkları ücretler agiotage i.
yerel yönetime toplayabileceği vergi için üst sınır koymak (eskiden) rate-cap i.
ispanya ve latin amerika'da eskiden kullanılan gümüş para real i.
(eskiden ingiltere'de kullanılan) üç peni değerindeki madeni para thruppence i.
(eskiden) ithal ve ihraç edilen şarap fıçısı başına uygulanan bir vergi tonnage i.
(eskiden) ithal ve ihraç edilen şarap fıçısı başına uygulanan bir vergi tunnage i.
eskiden şehir sınırına girişte özellikle yiyecek maddeleri üzerinden alınan ithal vergisi octroi i.
eskiden madeni paranın madeni değeri ile nominal değeri arasındaki fark sonraları bankaların sattıkları dövizler karşılığı aldıkları ücretler agio i.
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü chimney money i.
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü hearth money i.
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü chimney tax i.
(eskiden) hindistan-ingiltere arasında sefer yapan ticaret gemisi indiaman i.
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü hearth tax i.
eskiden almanya veya avusturya'da kullanılan bakır ve gümüş sikke kreutzer i.
eskiden almanya veya avusturya'da kullanılan değeri düşük sikke kreuzer i.
eskiden kullanılan bir fransız madeni parası blanc i.
eskiden kullanılan bir fransız madeni parası blank i.
(eskiden) ticari temsilcilerin yabancı bir ülkede işlerini yürüttükleri işletme manufactory i.
eskiden mısır'da kullanılan ve kuruşun kırkta birine eşdeğer bir bronz sikke medino i.
eskiden mısır'da kullanılan ve kuruşun kırkta birine eşdeğer bir bronz sikke medin i.
eskiden ingilizler tarafından yönetilen filistin'de kullanılan bir para birimi mil i.
eskiden kıbrıs'ta kullanılan bir para birimi mil i.
eskiden ingiltere ve iskoçya'da basılan altın sikke broad i.
eskiden abd'de kullanılan beş sent değerindeki bir madeni para buffalo nickel i.
(eskiden çin'de) geçiş yapan ticari eşyalara eyalet bazında uygulanan bir gümrük vergisi likin i.
batı hint adaları'ndaki danimarka kolonilerinde eskiden kullanılan bir para birimi rigsdaler i.
grönland'da eskiden kullanılan bir para birimi rigsdaler i.
danimarka'da ve norveç'te eskiden kullanılan bir para birimi rigsdaler i.
(eskiden) iran'da kullanılan küçük bir gümüş sikke dank i.
eskiden alman devletlerinde basılmış olan çeşitli altın sikkelere verilen ad guilder i.
eskiden almanya, avusturya ve hollanda'da kullanılmış çeşitli altın veya gümüş sikkelere verilen ad gilder i.
eskiden ispanya ve latin amerika'da kullanılan bir para birimi royal i.
(eskiden) perakendecilikteki küçük zararları karşılamak için bazı mallarda sağlanan ödenek cloff i.
eskiden kullanılmış ispanyol amerikan doları sikkesi cob i.
(eskiden) abd'de ispanyol kolonilerinin çıkardığı gümüş sikke cob money i.
(eskiden) sovyet yönelimli komünist ulusların kurduğu bir birlik comecon (cmea) i.
(eskiden) ticari işlemlerde ortak veya aracı olarak çalışmak üzere yabancı firmalarca işe alınan asyalı temsilci compradore i.
(eskiden almanya'da) gümüş sikke dollar i.
eskiden hindistan'ın bazı bölgelerinde kullanılan küçük bir bakır para dub i.
eskiden kullanılan bir hollanda sikkesi duit i.
hindistan ve pakistan'da eskiden kullanılan bir para birimi ve sikke pie i.
eskiden brezilya'da kullanılan gayri resmi para birimi conto i.
(eskiden birleşik krallık'ta) kaynağında ipotek faiz indirimi miras (mortgage interest relief at source) kısalt.
(eskiden britanya'da) imalat, bilim, finans ticaret birliği msf (manufacturing, science, finance) kısalt.
Law
(eskiden ingiltere'de) suçluya yardım ve yataklık etme receiptment i.
eskiden ingitere'de, kiracının iki yıl olan kullanım hakkını aşması durumunda, toprağı geri almak için yasaya bağlı olarak verilen resmi yazılı emir cessavit [obsolete] i.
eskiden isyan çıkaran asilerin cezalandırılması için kullanılan bir alet castigatory i.
eskiden borçluları yakalamakla görevli infaz memuru catchpole i.
eskiden deniz, nehir ve adalarda görevli ingiliz memurlarına verilen ad water bailiff i.
eskiden gemilerde arama yapmakla görevli ingiliz gümrük memuru water bailiff [obsolete] i.
(eskiden) avukatlar derneğinde okuyucuları öğrencilerden ayıran bölme bar [uk] i.
(eskiden) sayıştay hakimlerinin unvanı baron i.
eskiden kralın mahkemesinde boyalı asa taşıyan görevli baston i.
(eskiden) mirasçının ölen büyük dedesinin el konmuş mülkünde hak iddia edebilmesine yarayan yazı besaiel i.
eskiden ingiltere'de yüzünü siyaha boyayarak avlanan bir kaçak avcı grubuna karşı çıkarılmış bir yasa black act i.
(eskiden) hakimin idam cezası verirken taktığı siyah başlık blackcap [uk] i.
(eskiden iskoçya'da) sulh mahkemesi justice of the peace court [scotland] i.
(eskiden) orman mahkemesi wood mote [uk] i.
eskiden ingiltere'de atalarından kalan arazilerden tahliye edilen bir kişinin topraklarını geri alması için verilen mahkeme emri writ of tresayle [uk] i.
eskiden ingiltere'de atalarından kalan arazilerden tahliye edilen bir kişinin topraklarını geri alması için verilen bir mahkeme emri writ of ayle i.
(eskiden) kiracının lordun evine odun taşıma hizmeti bordlode i.
(eskiden ingiltere'de) ilçe belediye başkanı boroughholder i.
(eskiden ingiltere'de) on aileden oluşan bir idari bölgenin başkanı boroughholder i.
(eskiden ingiltere'de) on aileden oluşan bir idari bölgenin başkanı borough-holder i.
(eskiden) ingiltere'de yüksek mahkemelerin 11-31 ocak arasında açık olduğu dönem hilary term [uk] i.
(eskiden) mahkemelerde veya yargıtayda ihtilaflı davaları tartışan kimse mootman i.
eskiden bazı ingiliz şehirlerinde yapılan bir mahkeme hustings i.
eskiden yapılan sembolik bir toprak teslim töreni livery of seizin i.
(eskiden fransız mahkemesi'nde yüksek rütbelilerin eşlerine tanınan) hükümdar huzurunda tabureye oturma ayrıcalığı right of the tabouret i.
(eskiden ingiltere'de) medeni hukuk mahkemesinde para cezası kesen memur chirographer of fines i.
(ingiliz hukuku'nda eskiden) manevi hakların yalnızca senetle devredilmesi grant i.
(eskiden) sanığın mahkemeye gelmemesi sebebiyle başlatılan mahkemeye itaatsizlik işlemi commission of rebellion i.
(eskiden) temsilciler mahkemesi kararını revize etmesi için krallığın yetkilendirdiği kurul commission of review i.
(eskiden) mahkemenin farik ve mümeyyiz olmayan birinin bakımını veya mülk yönetimini devrettiği kişinin makamı committeeship i.
(eskiden) ingiltere kralı'nı ilgilendirmeyen, tebaa arasındaki genellikle sivil meselelere bakan mahkeme common bench i.
(eskiden) mahkeme kayıtlarıyla yapılan bir teminat türü common recovery i.
(eskiden) mahkeme kayıtlarıyla yapılan toprak devretme yöntemi common recovery i.
(eskiden) cinque limanları konfederasyonunun seçtiği lordlar kamarası üyeleri barons of the cinque ports i.
(eskiden ingiltere'de) sayıştay mahkemesi hakimleri barons of the exchequer i.
(eskiden) vatandaşlık hakkını kaybetmiş kimseyi belirli haklardan mahrum eden yasa corruption of blood i.
eskiden ingiliz kraliyet sarayı çalışanları arasındaki adaleti sağlayan bir mahkeme court of marshalsea i.
(eskiden ingiltere'de) koloni mahkemesi court leet i.
(eskiden) bazı kiracıların büyükbaş hayvanlarını tımarları üzerinden pazar veya panayırlara götürme ayrıcalığı karşılığında krallarına veya derebeylerine ödedikleri yıllık ücret drofland i.
(eskiden) fransa krallığı veya hükümetinin, ölümü üzerine ikametgahlı bir yabancının tüm mülküne el koyma hakkı droit d'aubaine i.
(eskiden) hukuk fakültesi inns of chancery [uk] i.
eskiden kral antlaşmasını etkilediği için kraliyetin özel yargı yetkisi istediği davalar pleas of the crown i.
(eskiden) ingiliz vergi mahkemesi avukatı postman i.
(eskiden) mahkumu belirli koşullar altında bir günlüğüne serbest bırakan mahkeme kararı day rule i.
(eskiden) bir yasayı test etmek için yalancı dava açan kimse doe i.
(eskiden) birleşik krallık'ın yüksek mahkemelerinde görev alan adli memur filacer i.
(ingiliz teamül hukukunda) eskiden tecrübeli kadınlardan oluşan jüride diğerlerini idare eden kadın forelady i.
(eskiden ingiliz hukukunda) tüm mirasçılara eşit pay edilen arazi gavelkind i.
(eskiden) merhumların vasiyetlerini ve mülklerini gözeterek veraset davalarına bakan kilise mahkemesi prerogative court i.
(eskiden) amerikan kolonisinin kraliyet valisinin görevlendirdiği mahkeme prerogative court i.
(eskiden) new jersey'de bulunan vesayet ve miras mahkemesi prerogative court i.
(eskiden) iskoçya'da hür birine tahsis edilen umumi arazi payı freedom i.
(ingiliz hukukunda) eskiden şerifin kendi hesabına hazineye ödediği vergi prest i.
(ingiliz hukukunda) eskiden şerifin elindeki para için ödediği vergi prest i.
eskiden kullanılan yüksek mahkeme mühürdarı unvanı spigurnel i.
Politics
(eskiden) hindu hükümdarı rana i.
eskiden güney afrika'daki beyazların beyaz olmayanları kontrol etmesi baaskap i.
eskiden belediye idaresine benzeyen bir tür yerel yönetim urban district i.
eskiden gizli oy vermek için kullanılan küçük bir top ballot i.
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racinin üstünde yer alan prenses maharanee i.
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racinin üstünde yer alan prenses maharani i.
(eskiden britanya'da) postaneden satın alınabilen ve belirli ülkelerde geçerli olan bir pasaport türü visitor's passport i.
(eskiden britanya'da) postaneden satın alınabilen ve belirli ülkelerde geçerli olan bir pasaport türü british visitor's passport i.
(eskiden abd'de) cumhuriyetçi partide beyaz ve siyahilerin orantılı temsilini gözeten üye black and tan i.
eskiden güney afrika'da ırk ayrımcılığıyla mücadele eden bir kadın örgütü black sash i.
eskiden filistin'de kurulmuş bir işçi partisi mapai i.
(eskiden) amerikan iç savaşında ölenleri anma günü confederate memorial day i.
(ingiltere'de) eskiden işçi partisi içinde faaliyet gösteren troçki destekçisi bir grup militant tendency i.
(eskiden) muhafazakar parti'nin gençlik kolu young conservative [uk] i.
eskiden abd'de köleliğe karşı açılan davaların dikkate alınmamasına yönelik alınan kongre kararları gag resolution i.
eskiden new york'taki demokrat partinin muhafazakar kesiminin üyesi hunker i.
eskiden siyasi adayların halka seslenmek için çıktıkları platform hustings [uk] i.
(eskiden) ingiltere'nin irlanda'daki kraliyet temsilcisi lord lieutenant i.
(eskiden ingiltere ve iskoçya'da) bir arazi ve mülkiyet hakkı sistemi burgage i.
eskiden bir kasaba, ilçe veya üniversiteyi temsil eden ingiliz parlamentosu üyesi burgess i.
(eskiden ingiltere'de) on aileden oluşan idari bölge decennary i.
(eskiden) siyahilerle dalga geçmek için yapılan bir şarkı ve dans gösterisi gerrymandering i.
(eskiden) en yüksek rütbeli hollandalı memur grand pensionary i.
(eskiden yorkshire ve lincolnshire'da) seçilmiş ilçe yetkilisi grave i.
(eskiden bengal'de) devletle köylüler arasında köprü vazifesi gören köy muhtarı muqaddam i.
orta afrika'da eskiden alman kolonisi olan bir cumhuriyet ruanda i.
orta afrika'da eskiden alman kolonisi olan bir cumhuriyet rwandese republic i.
(eskiden ingiltere'de) vatandaş sözleşmesi citizen's charter i.
eskiden hindistan'daki imparatorluk döneminde kamu çalışanı civilian i.
(eskiden abd'nin batısında) haydut cowboy i.
eskiden konstantinopolis'te bir hükümeti temsil eden bir bakan internuncio i.
(eskiden) abd'de 1948 yılında demokratlar tarafından kurulup harry s. truman'ın adaylığına karşı olan bir siyasi parti dixiecrats i.
(eskiden) abd'de 1948 yılında demokratlar tarafından kurulup harry s. truman'ın adaylığına karşı olan bir siyasi parti states' rights democratic party i.
(ingiltere'de ve eskiden galler'de) kırsal alandaki en küçük yerel idare birimi parish i.
(eskiden) abd ticaret ve çalışma bakanı secretary of commerce and labor i.
(eskiden abd'de) sağlık, eğitim ve sosyal yardım biriminin başındaki kimse secretary of health education and welfare i.
(eskiden ingiltere'de) kronik hasta ve engelliler yasası uyarınca yerel bir otorite siciline kayıtlı olan (engelli) registered disabled s.
(eskiden ingiltere'de) kronik hasta ve engelliler yasası uyarınca yerel bir otorite siciline kayıtlı olan (engelli) registered handicapped s.
(eskiden) sovyetler birliği yanlısı pro-soviet s.
(ingiltere'de eskiden) elektrik düzenleme dairesi offer (office of electricity regulation) kısalt.
Institutes
(ingiltere'de) eskiden maliye bakanlığı'na bağlı bir daire pipe i.
(yeni zelanda'da ve eskiden britanya'da) ulaştırma bakanlığı mot (ministry of transport) kısalt.