|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
seyahat acenteleri için eskiden kullanılan isim |
ticket agent i.
|
|
|
2 |
Genel |
eskiden beri |
time out of mind i.
|
|
3 |
Genel |
eskimo kanoları için eskiden kullanılan sözcük |
kayak i.
|
|
4 |
Genel |
eskiden süvarilerin giydiği dizi aşan çizme |
jackboots i.
|
|
5 |
Genel |
eskiden almanya'da kullanılan altın para |
kronen i.
|
|
6 |
Genel |
eskiden deniz savaşlarında kullanılan bir çeşit sürgülü top mermisi |
langrage i.
|
|
7 |
Genel |
eskiden su dağıtımında görevli kimselere verilen ad |
zanjero i.
|
|
8 |
Genel |
eskiden beri kullanılıp popüler olan şey |
old standby i.
|
|
9 |
Genel |
eskiden ingiltere'de sopa ve topla oynanan bir tür takım oyunu |
shinty i.
|
|
10 |
Genel |
eskiden para ile çalınan otomatik pikap |
nickelodeon i.
|
|
11 |
Genel |
eskiden beş sente film seyredilen sinema |
nickelodeon i.
|
|
12 |
Genel |
eskiden savunduğunun tersini savunmaya başlama |
about-face i.
|
|
13 |
Genel |
eskiden din adamlarının başlarına giydikleri cüppe |
birretum i.
|
|
14 |
Genel |
eskiden ingiltere'de zenginlerin ve soyluların kullandığı bir yaka türü |
piccadilly i.
|
|
15 |
Genel |
ingilizlerin eskiden hindistan'a gitmek üzere yaptıkları ve yola dayanıklı olması için şerbetçiotunu bol kullandıkları bira |
india pale ale i.
|
|
16 |
Genel |
(çok eskiden kurulmuş) ana bina (abd'deki üniversite kampüslerinde) |
old main i.
|
|
17 |
Genel |
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı |
springhouse i.
|
|
18 |
Genel |
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı |
spring house i.
|
|
19 |
Genel |
eskiden kırsal kesimde genellikle ahırda tiyatro gösterileri yapmak için çıkılan turne |
barnstormer i.
|
|
20 |
Genel |
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet |
po i.
|
|
21 |
Genel |
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet |
potty i.
|
|
22 |
Genel |
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet |
jordan i.
|
|
23 |
Genel |
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet |
thunder mug i.
|
|
24 |
Genel |
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet |
chamber pot i.
|
|
25 |
Genel |
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet |
jerry i.
|
|
26 |
Genel |
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet |
chamberpot i.
|
|
27 |
Genel |
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet |
thunder pot i.
|
|
28 |
Genel |
eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet |
piss pot i.
|
|
29 |
Genel |
çok eskiden |
langsyne i.
|
|
30 |
Genel |
eskiden sokak satıcılarından alınan, içinde türlü çeşitli hikaye, tekerleme ve anlatıların bulunduğu eğlencelik kitap |
chapbook i.
|
|
31 |
Genel |
eskiden cam yapımında kullanılan fırın |
calcar i.
|
|
32 |
Genel |
eskiden florida'nın güney batı sahilinde yaşayan Amerikan yerlisi |
calusa i.
|
|
33 |
Genel |
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç |
tawse [scottish] i.
|
|
34 |
Genel |
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç |
taws [scottish] i.
|
|
35 |
Genel |
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç |
tawse [scottish] i.
|
|
36 |
Genel |
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç |
taws [scottish] i.
|
|
37 |
Genel |
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç |
tawse [scottish] i.
|
|
38 |
Genel |
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç |
taws [scottish] i.
|
|
39 |
Genel |
(eskiden) ziyaretçi kartı olarak kullanılacak boyutta portre fotoğraf |
carte de visite i.
|
|
40 |
Genel |
eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkının üyesi |
catawba i.
|
|
41 |
Genel |
eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkı |
catawbas i.
|
|
|
42 |
Genel |
eskiden özellikle tiyatrolarda oyuncuları yuhalamak amacıyla kullanılan ötürüldüğünde kedi çığlığına benzer bir ses çıkaran düdük |
catcall i.
|
|
43 |
Genel |
eskiden cayuga gölü çevresinde yaşayan kızılderili halkına mensup olan kimse |
cayuga i.
|
|
44 |
Genel |
(eskiden avustralya ve yeni zelanda'da) sahil kurtarma ekibinde cankurtaranın yüzerken bağlı olduğu kemerin makarasını çalıştıran görevli |
reel man i.
|
|
45 |
Genel |
(eskiden avustralya ve yeni zelanda'da) sahil kurtarma ekibinde cankurtaranın yüzerken bağlı olduğu kemerin makarasını çalıştıran görevli |
reelman i.
|
|
46 |
Genel |
teksas'ta eskiden kullanılan yaklaşık 177 dönümlük bir arazi alanı |
labor i.
|
|
47 |
Genel |
teksas'ta eskiden kullanılan yaklaşık 177 dönümlük bir arazi alanı |
labour i.
|
|
48 |
Genel |
(eskiden) odun/mangal kömürü yapımında çalışan kişi |
charcoal-burner i.
|
|
49 |
Genel |
italya ve türkiye'nin eskiden kullandığı bir altın sikke |
chequin i.
|
|
50 |
Genel |
eskiden fransa'da kullanılan, nap olarak da adlandırılan, 20 frank değerindeki altın madeni para |
napoleon i.
|
|
51 |
Genel |
arkadaş (eskiden amerikalı sömürgecilerin kızılderilileri selamlama ifadesi) |
netop i.
|
|
52 |
Genel |
eskiden çivilerle oynanan bir tür tavla |
ticktack [obsolete] i.
|
|
53 |
Genel |
eskiden çivilerle oynanan bir tür tavla |
tictac [obsolete] i.
|
|
54 |
Genel |
eskiden fransa'da kumaş ölçmek için kullanılan bir ölçü birimi |
aune i.
|
|
55 |
Genel |
eskiden fransa'da kullanılan bir flama |
auriflamme i.
|
|
56 |
Genel |
eskiden fransa'da kullanılan bir flama |
oriflamme i.
|
|
57 |
Genel |
eskiden kuzey kaliforniya'nın pitt nehri vadisi'nde yaşamış yerli kabile |
yana i.
|
|
58 |
Genel |
eskiden kuzey kaliforniya'da yaşamış yerli kabilesinden olan kimse |
yahi i.
|
|
59 |
Genel |
eskiden kuzey kaliforniya'da yaşamış yerli kabilesine mensup üye |
yahi i.
|
|
60 |
Genel |
eskiden berber dükkanı simgesi olan direk |
barber pole i.
|
|
61 |
Genel |
(ingiltere'de) eskiden krala hizmetle görevli olan özgür kimse |
baron i.
|
|
62 |
Genel |
eskiden geçici hapishane olarak kullanılan kışla |
barracoon i.
|
|
63 |
Genel |
eskiden erie gölü'nün güney kıyısında yaşamış kızılderili halkı |
erie i.
|
|
64 |
Genel |
eskiden belirli politik haklara sahip olan başlıca sosyal sınıf |
estate i.
|
|
65 |
Genel |
eskiden denizde kullanılan bir tür soyunma kabini |
bathing machine i.
|
|
66 |
Genel |
eskiden büyüme ve beslenmeyi kontrol ettiği düşünülen bir yaşam gücü |
bathmism i.
|
|
67 |
Genel |
eskiden kullanılan bir çocuk okuma kitabı |
battledoor i.
|
|
68 |
Genel |
eskiden kullanılan bir çocuk okuma kitabı |
battledore i.
|
|
69 |
Genel |
eskiden büyük ovalar'da yaşamış, şimdilerde oklahoma'nın güneybatısına yerleşmiş amerikan yerlilerine mensup kimse |
kiowa i.
|
|
70 |
Genel |
(eskiden) belinde iple yüzen cankurtaran |
belt man [australia] i.
|
|
71 |
Genel |
eskiden uyarı ve ışıklandırma için kullanılan mavimsi beyaz bir ateş |
indian fire i.
|
|
72 |
Genel |
eskiden havada olduğuna inanılan bir gaz |
etherion i.
|
|
73 |
Genel |
eskiden sürahilerin muhafaza edildiği yer |
ewery i.
|
|
74 |
Genel |
eskiden kuzey alabama'da yaşayan muskogi kabilesine mensup kimse |
koasati i.
|
|
75 |
Genel |
eskiden panama'nın merkezinde yaşamış, şimdiyse san blas adaları'nda ve panama'nın kuzeydoğu sahillerinde yaşamakta olan orta amerika yerlilerine mensup kimse |
kuna i.
|
|
76 |
Genel |
eskiden ayakkabı ustalarının üzerinde deri dövmek için kucaklarına koydukları bir taş |
lapstone i.
|
|
77 |
Genel |
eskiden letonya'da tedavülde olan 100 santimi'ye eşdeğer gümüş bir sikke |
lat i.
|
|
78 |
Genel |
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racanın üstünde yer alan kral veya prens |
maharaja i.
|
|
79 |
Genel |
eskiden arap ve orta doğu ülkelerindeki erkeklerce giyilen bol bir giysi |
vest i.
|
|
80 |
Genel |
eskiden mısır ve türkiye'de kullanılmış bir altın sikke |
xeriff i.
|
|
81 |
Genel |
(eskiden ingiltere'de) düşkün bir kimsenin yararına düzenlenen bir festival |
bidale [obsolete] i.
|
|
82 |
Genel |
eskiden ormancılar tarafından giyilen zeytin yeşili yün |
lincoln green i.
|
|
83 |
Genel |
eskiden kullanılan bir kahve ibriği |
biggin i.
|
|
84 |
Genel |
eskiden kahveyi sıcak tutmak için kullanılan kap |
biggin i.
|
|
85 |
Genel |
eskiden abd'de yaşayan bir kızılderili halkına mensup kimse |
biloxi i.
|
|
86 |
Genel |
(eskiden ingiltere'de) yüzünü siyaha boyayarak avlanan kaçak avcı |
black i.
|
|
87 |
Genel |
eskiden kandil ve lambalarda çokça kullanılan, yakıtı tutuşturmaya veya bir şeyi tütsülemeye yarayan, kıvılcımla alev alması için eritilmiş sülfüre batırılmış ip, kumaş, kağıt veya tahta çubuk |
match i.
|
|
88 |
Genel |
eskiden cildi açık renk yapmak için kullanılan bir kozmetik ürünü |
whitewash i.
|
|
89 |
Genel |
eskiden güney-orta kuzey dakota'nın güney ve orta kesimlerinde missouri nehri boyunca sıralanan köylerde yaşayıp günümüzde sakakawea gölü çevresinde bulunan amerikan yerli halkına mensup kimse |
mandan i.
|
|
90 |
Genel |
batı afrika'da eskiden para birimi olarak kullanılan küçük bir bilezik |
manilio i.
|
|
91 |
Genel |
eskiden yüksek rütbeli subaylar tarafından kullanılan geniş bir arazi çadırı |
markee i.
|
|
92 |
Genel |
eskiden southwark'taki queen's bench hapishanesi'nin vesayetine sahip olan görevliye verilen unvan |
marshal of the queen's bench i.
|
|
93 |
Genel |
eskiden massachusetts körfezi bölgesinde yaşamış olan yerli bir kabile |
massachuset i.
|
|
94 |
Genel |
eskiden abd ordusunda bir asker |
bluecoat i.
|
|
95 |
Genel |
eskiden servis tabağı için kullanılan ve genellikle delikli olan astar |
mazarin i.
|
|
96 |
Genel |
eskiden servis tabağı için kullanılan ve genellikle delikli olan astar |
mazarine i.
|
|
97 |
Genel |
eskiden meksika'nın yucatan bölgesinde kullanılan, 400 m2'ye eşdeğer bir arsa alanı birimi |
mecate i.
|
|
98 |
Genel |
eskiden gargara ve losyonlarda kullanılan gül ekstresi ve saflaştırılmış bal karışımı |
melrose i.
|
|
99 |
Genel |
eskiden kuzeybatı florida'da yaşamış olup günümüzde güney florida'da ikamet eden seminolelerin bir kısmını oluşturan amerikan yerli kabilesi |
mikasuki i.
|
|
100 |
Genel |
ingiltere'nin yüksek mahkemelerinin eskiden açık olduğu 2 kasım ile 25 kasım arasındaki dönem |
michaelmas term i.
|
|
101 |
Genel |
eskiden üç bölgeye ayrılmış havanın bulut seviyesini içeren ortanca bölgesi |
midair [obsolete] i.
|
|
102 |
Genel |
eskiden madeni paraları damgalamak için kullanılan vidalı pres |
mill i.
|
|
103 |
Genel |
eskiden yünün satılmak için getirildiği şehir veya kasaba |
wool staple i.
|
|
104 |
Genel |
eskiden abd'de komedyenler tarafından kullanılan kemik veya tahtadan yapılmış yassı tokmaklar |
bones i.
|
|
105 |
Genel |
eskiden abd'de bir tür komedi gösterisinin komedyeni |
bones i.
|
|
106 |
Genel |
eskiden erkeklerin giydiği siperliksiz, düz bir tür kep |
bunnet [scotland] i.
|
|
107 |
Genel |
eskiden turnuvada bildiri yapıp meydan okumaları duyuran görevli |
herald i.
|
|
108 |
Genel |
eskiden verilen bir erkek adı |
hereward i.
|
|
109 |
Genel |
eskiden botun üst kısmını gizlemek için giyilen dantel |
boot top i.
|
|
110 |
Genel |
eskiden botların altının temizlenmesi için ev önüne konan metal mekanizma |
boot-scraper i.
|
|
111 |
Genel |
eskiden amerika'da kürk ticaretinin başında olan kimse |
bourgeois i.
|
|
112 |
Genel |
iskoçya ve ingiltere'de eskiden kullanılan çeşitli hacim birimlerine verilen ad |
bow i.
|
|
113 |
Genel |
eskiden dedikoducuları cezalandırmak için kullanılan metal çerçeveli bir alet |
brank i.
|
|
114 |
Genel |
eskiden kiliselere para toplama yetkisi veren resmi mektup |
brief i.
|
|
115 |
Genel |
eskiden irlanda ve iskoçya'da giyilen deri bir ayakkabı |
brogue shoe i.
|
|
116 |
Genel |
eskiden londra belediye başkanına eşlik eden uzun kıyafetli bir grup erkekten biri |
budge bachelor i.
|
|
117 |
Genel |
(eskiden) başıboş domuzları yakalayan new england kasaba memuru |
hogreeve [obsolete] i.
|
|
118 |
Genel |
eskiden kalan şey |
holdover i.
|
|
119 |
Genel |
eskiden britanya kontrolündeki çin'de kullanılan bir afyon ölçüm birimi |
hoon [obsolete] i.
|
|
120 |
Genel |
eskiden iskoç askerleri tarafından takılan bir başlık |
hummle bonnet i.
|
|
121 |
Genel |
eskiden almanya'da üretilen yuvarlak bir içki kadehi |
humpen i.
|
|
122 |
Genel |
eskiden kuzey-orta missouri'de yaşamış olup günümüz nüfusu kuzey-orta oklahoma'da bulunan amerikan yerli kabilesine mensup kimse |
missourian i.
|
|
123 |
Genel |
eskiden sert cam yapımında kullanılan silindirik ergitme kabı |
monkey-pot i.
|
|
124 |
Genel |
eskiden new york'taki long island adası'nın doğu ucunda yaşamış olan yerli kabileye mensup kimse |
montauk i.
|
|
125 |
Genel |
hizmetçi ve çiftlik işçisi alımı yapmak için eskiden ingiliz kasaba ve köylerinde düzenlenen yıllık panayır |
statute fair i.
|
|
126 |
Genel |
eskiden batı hint adaları'nda kullanılan geniş ve düz tabanlı bir gemi teknesi |
moses i.
|
|
127 |
Genel |
eskiden batı hint adaları'nda kullanılan geniş ve düz tabanlı bir tür gemi teknesi |
moses boat i.
|
|
128 |
Genel |
eskiden tatar yayını çekerek esnetmek için kullanılan düzenek |
mouline i.
|
|
129 |
Genel |
(eskiden) kamusal alanlarda sahte ilaçlar satan kimse |
mountebank i.
|
|
130 |
Genel |
eskiden ata binmeye yardımcı olması için kullanılan taş |
mounting-block i.
|
|
131 |
Genel |
eskiden ingiltere'de kadınların taktığı üçgen şeklinde bir başlık |
gable i.
|
|
132 |
Genel |
eskiden atkı olarak takılan bir aksesuar |
liripoop i.
|
|
133 |
Genel |
litvanya'da eskiden kullanılan bir gümüş para |
litas i.
|
|
134 |
Genel |
eskiden yapılan sembolik bir toprak teslim töreni |
livery i.
|
|
135 |
Genel |
(eskiden) bağlı bulunduğu şirketin üniformasını giyme ve diğer imtiyazlardan yararlanma hakkına sahip olan özgür erkek |
liveryman i.
|
|
136 |
Genel |
(eskiden) gel-git ırmaklarının çamurundaki ıvır zıvırları toplayarak geçim sağlayan kimse |
mudlark i.
|
|
137 |
Genel |
(eskiden) seyyar kek satıcısı |
muffin man [uk] i.
|
|
138 |
Genel |
eskiden kullanılan bir tür saban |
bull plow i.
|
|
139 |
Genel |
(eskiden) tiyatro ışıklandırmasında gaz lambası direktörü |
gasman i.
|
|
140 |
Genel |
eskiden irlandalı erkeklerin alın kısmında bıraktığı keçeleşmiş kalın saç tutamı |
glib i.
|
|
141 |
Genel |
(eskiden ingiltere'de) hükümdarların otorite simgesi olarak taşıdığı altın küre |
globe i.
|
|
142 |
Genel |
eskiden kuzey ingiltere'de birbirine benzeyen iki idolden biri |
golden calf i.
|
|
143 |
Genel |
eskiden çok popüler olan yapım |
golden oldie i.
|
|
144 |
Genel |
eskiden kalan şey |
holdover i.
|
|
145 |
Genel |
eskiden giyilen çok yüksek topuklu bir kadın ayakkabısı |
chioppine i.
|
|
146 |
Genel |
eskiden ibrani topraklarında ibranilerin koruyuculuğu altında yaşayan yabancı |
ger i.
|
|
147 |
Genel |
(italya'da) eskiden şehirlerde yahudilerin yaşamak zorunda oldukları kesim |
ghetto i.
|
|
148 |
Genel |
eskiden sahnede vahşi hayvanlarla savaşmak için kullanılan sopa |
gibstaff [obsolete] i.
|
|
149 |
Genel |
eskiden kullanılan bir tür askeri kamp karakolu |
grand guard i.
|
|
150 |
Genel |
eskiden düşman gemisini basmadan önce yanaşmak için kullanılan, iple fırlatılan demir pençeli bir alet |
grappling i.
|
|
151 |
Genel |
(eskiden) moda nedeniyle kadınların kambur duruşu |
grecian bend i.
|
|
152 |
Genel |
eskiden ateşle işkence yapmak için kullanılan demir ızgara |
gridiron i.
|
|
153 |
Genel |
eskiden ingiltere'de muhtar |
grieve [dialect] [uk] i.
|
|
154 |
Genel |
eskiden abd'de posta pullarında kullanılan bir tür desen |
grill i.
|
|
155 |
Genel |
eskiden abd'de posta pullarında kullanılan bir tür desen |
grille i.
|
|
156 |
Genel |
eskiden avrupa'da kullanılan çeşitli madeni paralara verilen ad |
groat i.
|
|
157 |
Genel |
eskiden gübre olarak kullanılan işlenmiş balık veya balina kalıntısı |
guano i.
|
|
158 |
Genel |
eskiden ilaç olarak kullanılan ve toz haline getirilmiş insan veya hayvan parçalarını içeren karışım |
mummy i.
|
|
159 |
Genel |
eskiden kent surlarının inşa veya onarımından sorumlu kimse |
murenger i.
|
|
160 |
Genel |
eskiden abd'de kullanılan bir kadın ismi |
ola i.
|
|
161 |
Genel |
eskiden ingiltere'nin batısında yer alıp farklı mülkiyet türleriyle sahip olunan arazi |
overland i.
|
|
162 |
Genel |
eskiden popüler olan şarkı |
oldie i.
|
|
163 |
Genel |
eskiden kalma kayıt |
oldie i.
|
|
164 |
Genel |
eskiden kalma plak |
oldie i.
|
|
165 |
Genel |
(özellikle eskiden) yaşlı bir kadına refakat etmekle görevli kadın çalışan |
companion i.
|
|
166 |
Genel |
(eskiden) genelde müzik eşliğinde dramatik resitaller sergileyen erkek tiyatro oyuncusu |
diseur i.
|
|
167 |
Genel |
eskiden isviçre'de kullanılan kısa bir kılıç |
baselard i.
|
|
168 |
Genel |
şarap ve baharatla hazırlanıp eskiden ilaç olarak kullanılan bir likör |
ipocras [obsolete] i.
|
|
169 |
Genel |
(eskiden) belinde iple yüzen cankurtaran |
beltman [australia] i.
|
|
170 |
Genel |
eskiden popüler olan bir tür siperli kadın şapkası |
neapolitan bonnet i.
|
|
171 |
Genel |
eskiden popüler olan bir tür siperli kadın şapkası |
poke bonnet i.
|
|
172 |
Genel |
eskiden ingiltere'de kullanılan bir takvim |
clog i.
|
|
173 |
Genel |
eskiden ingiltere'de kullanılan bir takvim |
clog almanac i.
|
|
174 |
Genel |
(eskiden) at değiştirilen yolcu hanı |
coaching house i.
|
|
175 |
Genel |
(eskiden) at değiştirilen yolcu hanı |
coaching inn i.
|
|
176 |
Genel |
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para |
coat [obsolete] i.
|
|
177 |
Genel |
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para |
coat money i.
|
|
178 |
Genel |
eskiden silah olarak kullanılan çift taraflı, büyük bir bıçak |
couteau i.
|
|
179 |
Genel |
eskiden avrupa'da giyilen, ucu uzun bir bot veya ayakkabı |
cracowes i.
|
|
180 |
Genel |
(eskiden kramp muskası olarak kullanılan) koyun patellası |
cramp bone i.
|
|
181 |
Genel |
eskiden kramp ve epilepsi gibi hastalıkları tedavi ettiğine inanılan bir yüzük |
cramp ring i.
|
|
182 |
Genel |
eskiden avrupa'da giyilen dar ve süslü bir erkek gömleği |
doublet i.
|
|
183 |
Genel |
(eskiden) orduda ve savaş alanında trampet çalmış genç oğlan |
drummer boy i.
|
|
184 |
Genel |
eskiden araba yarışlarında giyilen bir tür ceket |
dustcoat [uk] i.
|
|
185 |
Genel |
(eskiden new york'ta) bir pipoluk tütün içilecek mesafe |
pipe i.
|
|
186 |
Genel |
(ingiltere'de) eskiden maliye bakanlığı'na bağlı bir daire |
pipe office i.
|
|
187 |
Genel |
eskiden koşucuların mesaj taşımada kullandıkları ucu yarık sopa |
cleft stick i.
|
|
188 |
Genel |
(eskiden) parşömen rulolarına hesap giren muhasebe memuru |
clerk of the pells i.
|
|
189 |
Genel |
(eskiden) parşömen rulolarına hesap giren muhasebe memuru |
pell rolls i.
|
|
190 |
Genel |
eskiden irlanda'da küçük bir çiftlik kiralayan kimse |
cottar i.
|
|
191 |
Genel |
eskiden irlanda'da küçük bir çiftlik kiralayan kimse |
cotter i.
|
|
192 |
Genel |
eskiden irlanda'da küçük bir çiftlik kiralayan kimse |
cottier i.
|
|
193 |
Genel |
eskiden kadınların başlık yerine taktıkları örtü parçası |
courche i.
|
|
194 |
Genel |
(eskiden londra'da) öğrenci yurdu binası |
inn [uk] i.
|
|
195 |
Genel |
(eskiden yapılan) sembolik toprak teslim töreni |
investiture i.
|
|
196 |
Genel |
eskiden apse veya ülser üzerine konan küçük yuvarlak nesne |
issue pea i.
|
|
197 |
Genel |
(eskiden) büyük i harfini kodlamada kullanılan kelime |
item i.
|
|
198 |
Genel |
eskiden kullanılan bir kıymetli maden ölçüm birimi |
pound i.
|
|
199 |
Genel |
(eskiden) mısır ordusunun ingiliz komutanı |
sardar i.
|
|
200 |
Genel |
(eskiden ingiliz hapishanelerinde) çömezlerden alınan haraç |
garnish i.
|
|
201 |
Genel |
(eskiden) ingiltere'de avukatların taktığı beyaz bir takke |
coif i.
|
|
202 |
Genel |
(eskiden) başın yanlarını kapüşon gibi örten bir kadın ve erkek şapkası |
coiffe i.
|
|
203 |
Genel |
(eskiden) ingiltere'de avukatların taktığı beyaz bir takke |
coiffe i.
|
|
204 |
Genel |
eskiden italya'nın campania bölgesinde yaşayan halklardan biri |
oscan i.
|
|
205 |
Genel |
eskiden isveç'ten ingiltere'ye ithal edilen kaliteli bir demir |
osmund i.
|
|
206 |
Genel |
eskiden isveç'ten ingiltere'ye ithal edilen kaliteli bir demir |
osmond i.
|
|
207 |
Genel |
(eskiden) kadın binici eteği |
petticoat i.
|
|
208 |
Genel |
eskiden cenaze arabasını süslemede kullanılan konik yataklı sütun |
principal i.
|
|
209 |
Genel |
eskiden iskoçya ve kuzey ingiltere'de kullanılan bir arazi birimi |
ploughgate i.
|
|
210 |
Genel |
eskiden iskoçya ve kuzey ingiltere'de kullanılan bir arazi birimi |
plowgate i.
|
|
211 |
Genel |
(eskiden) ekilebilir arazi başına her yıl kiliseye ödenen para |
plow alms i.
|
|
212 |
Genel |
eskiden kuzey ve doğu ingiltere'de çiftçilerle kutlanan bayram |
plow monday i.
|
|
213 |
Genel |
eskiden iskoçya'da kullanılan çeşitli arazi birimlerine verilen ad |
plowgang i.
|
|
214 |
Genel |
eskiden iskoçya'da kullanılan çeşitli arazi birimlerine verilen ad |
ploughgang i.
|
|
215 |
Genel |
(eskiden) sulh hakiminin beyanı |
presentment i.
|
|
216 |
Genel |
(eskiden) polis memurunun verdiği beyan |
presentment i.
|
|
217 |
Genel |
eskiden kitap kapağı olarak kullanılmış ince ahşap levha |
scaleboard i.
|
|
218 |
Genel |
(eskiden britanya'da ve günümüzde abd'de) ağırlık ve ölçülerin doğruluğunu inceleyen görevli |
sealer i.
|
|
219 |
Genel |
eskiden işçilik ve kalite standartlarını teftiş edeni lonca yetkilisi |
searcher i.
|
|
220 |
Genel |
eskiden fransa'da bulunan bir idari bölge |
seine i.
|
|
221 |
Genel |
eskiden kongo'da kullanılan bir para birimi |
sengi i.
|
|
222 |
Genel |
estonya'da eskiden kullanılan ve kronun yüzde birine eşdeğer olan para birimi |
sent i.
|
|
223 |
Genel |
eskiden losotho'da kullanılan ve lotinin yüzde biri değerinde olan eski bir madeni para |
sente i.
|
|
224 |
Genel |
eskiden at binerken kullanılan kalın kumaş veya deriden yapılmış koruyucu tayt |
sherryvallies i.
|
|
225 |
Genel |
eskiden çin'de para olarak kullanılan ayakkabı biçimli gümüş veya altın külçe |
shoe i.
|
|
226 |
Genel |
(eskiden iskoçya'da meşhur) camsız ve kanatlı küçük pencere |
shot window i.
|
|
227 |
Genel |
eskiden ingiliz kilisesinden din adamlarının taktığı kıvrık kenarlı şapka |
shovel i.
|
|
228 |
Genel |
eskiden ingiliz kilisesinden din adamlarının taktığı kıvrık kenarlı şapka |
shovel hat i.
|
|
229 |
Genel |
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse |
sin eater i.
|
|
230 |
Genel |
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse |
sin-eater i.
|
|
231 |
Genel |
(eskiden bazı bar veya meyhanelerde) içki alanlara açık büfe şeklinde sunulan öğle yemeği |
free lunch i.
|
|
232 |
Genel |
(eskiden cambridge üniversitesi'nde) diploma töreninde hicivli konuşma yapması için seçilen sosyal bilimler öğrencisi |
prevaricator i.
|
|
233 |
Genel |
bereket tanrısı priapos'un eskiden bahçelerde korkuluk olarak kullanılmış heykeli |
priapus i.
|
|
234 |
Genel |
eskiden kullanılan siperli bir kadın şapkası |
poke i.
|
|
235 |
Genel |
(eskiden) temel elementlerin oluşturduğu düşünülen eşmerkezli tabakalara verilen ad |
sphere i.
|
|
236 |
Genel |
biri eskiden sahip olduğu para ve prestijini kaybetmek |
come down in the world f.
|
|
237 |
Genel |
eskiden kalmak |
date f.
|
|
238 |
Genel |
eskiden -e olarak tanınmak/bilinmek |
be used to be known as f.
|
|
239 |
Genel |
(eskiden yapılmış olan) bir iyiliğin karşılanmasını / geri ödenmesini istemek |
call in a favour f.
|
|
240 |
Genel |
(eskiden yapılmış olan) bir iyiliğin karşılanmasını / geri ödenmesini istemek |
call in a favor f.
|
|
241 |
Genel |
(eskiden sahnede) kadınların bölümünü oynayan erkek rolü yapmak |
boy f.
|
|
242 |
Genel |
(eskiden new england ve galler'de nişanlı çiftlere özgü bir gelenek) tamamen giyinik olarak aynı yatakta uyumak |
bundle f.
|
|
243 |
Genel |
eskiden kalma |
pristine s.
|
|
244 |
Genel |
eskiden kalma |
old s.
|
|
245 |
Genel |
eskiden kalma |
of old s.
|
|
246 |
Genel |
eskiden kalma |
handed down s.
|
|
247 |
Genel |
eskiden kalma |
passed down s.
|
|
248 |
Genel |
eskiden filistin'e yerleşmiş olan sami halkına ait |
hebrew s.
|
|
249 |
Genel |
eskiden kalma |
ancient s.
|
|
250 |
Genel |
eskiden kalma |
time honored s.
|
|
251 |
Genel |
eskiden kalma |
time-honoured s.
|
|
252 |
Genel |
eskiden kalma |
time-honored s.
|
|
253 |
Genel |
eskiden beri süregelen |
longstanding s.
|
|
254 |
Genel |
eskiden kalma |
old-fashioned s.
|
|
255 |
Genel |
eskiden kalma |
tralatitious s.
|
|
256 |
Genel |
orta amerika'da eskiden yaşamış bir etnik grup |
zapotecan s.
|
|
257 |
Genel |
eskiden büyüme ve beslenmeyi kontrol ettiği düşünülen bir yaşam gücüyle ilgili |
bathmic s.
|
|
258 |
Genel |
eskiden ingiltere'de yaygın yapılan eski bir halk dansıyla ilgili |
morris s.
|
|
259 |
Genel |
eskiden olan |
lower s.
|
|
260 |
Genel |
(eskiden londra'da) tekil şarkıların eklendiği sahne oyunlarına ait veya bu tür oyunlarla ilgili |
illegitimate [obsolete] s.
|
|
261 |
Genel |
(eskiden londra'da) tekil şarkıların eklendiği sahne oyunlarında oynayan veya bu tür oyunlar yapan |
illegitimate [obsolete] s.
|
|
262 |
Genel |
eskiden kalma |
old-fashioned s.
|
|
263 |
Genel |
eskiden oturan |
preoccupant s.
|
|
264 |
Genel |
eskiden yaşayan |
preoccupant s.
|
|
265 |
Genel |
eskiden kalan |
legacy s.
|
|
266 |
Genel |
çok eskiden |
long ago zf.
|
|
267 |
Genel |
çok eskiden |
of yore zf.
|
|
268 |
Genel |
eskiden kalma bir şekilde |
pristinely zf.
|
|
269 |
Genel |
vaktiyle eskiden |
at one time zf.
|
|
270 |
Genel |
çok eskiden |
in days of yore zf.
|
|
271 |
Genel |
eskiden olduğu gibi |
same as before zf.
|
|
272 |
Genel |
çok eskiden |
far-back zf.
|
|
273 |
Genel |
(çok) eskiden |
in times past zf.
|
|
274 |
Genel |
eskiden beri |
from of old zf.
|
|
275 |
Genel |
çok eskiden |
lang syne zf.
|
|
276 |
Genel |
(eskiden) hizmetçilerin kaldığı bodrum katında |
belowstairs zf.
|
|
277 |
Genel |
çok eskiden |
yore [obsolete] zf.
|
|
278 |
Genel |
çok eskiden beri |
since a long time ago zf.
|
|
279 |
Genel |
eskiden sanatçı imzasında yer alan ibare |
pinx. (pinxit) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
280 |
Öbek Fiiller |
eskiden yaptığına/kullandığına dönmek |
switch back f.
|
|
281 |
Öbek Fiiller |
(birini veya bir şeyi) eskiden yaptığına/kullandığına çevirmek |
switch back f.
|
|
282 |
Öbek Fiiller |
birinin eskiden yaptığı bir şeyi ona karşı kullanmak |
hold something over someone f.
|
|
283 |
Öbek Fiiller |
birinin eskiden yaptığı bir hatayı yüzüne vurmak |
hold something over someone f.
|
|
Phrases |
|
284 |
İfadeler |
eskiden beri |
since antiquity zf.
|
|
285 |
İfadeler |
eskiden de olduğu gibi |
as it used to be expr.
|
|
286 |
İfadeler |
eskiden olduğu gibi |
like in the old days expr.
|
|
287 |
İfadeler |
eskiden de olduğu gibi |
as it was before expr.
|
|
288 |
İfadeler |
eskiden de olduğu gibi |
as it was in the past expr.
|
|
289 |
İfadeler |
eskiden beri |
down through (something) expr.
|
|
Proverb |
|
290 |
Atasözü |
eskiden yapılan hatalar/düşüncesizlikler insanı gölgesi gibi takip eder |
old sins have long shadows
|
|
Colloquial |
|
291 |
Konuşma Dili |
eskiden tanıdığım biri |
somebody that i used to know i.
|
|
292 |
Konuşma Dili |
eskiden tanıdığım birisi |
somebody that i used to know i.
|
|
293 |
Konuşma Dili |
eskiden ingiltere'de kullanılan bir tartı ve ağırlık |
auncel i.
|
|
294 |
Konuşma Dili |
birleşik krallık'ta eskiden 16-18 yaş arasındaki gençlere staj ve çalışma sağlayan programla işe girmiş genç |
yopper [uk] i.
|
|
295 |
Konuşma Dili |
(eskiden) 1572-1867 yılları arasında londra'da avukatlar ve hukuk doktorları okulu'nun, kilise mahkemesinin ve denizcilik mahkemesinin bulunduğu bina |
doctor's commons i.
|
|
296 |
Konuşma Dili |
(eskiden) doğu almanyalı |
ossi i.
|
|
297 |
Konuşma Dili |
eskiden -e olarak tanınmak/bilinmek |
formerly known as f.
|
|
298 |
Konuşma Dili |
(kısaca) eskiden olmazdı |
usen't f.
|
|
299 |
Konuşma Dili |
eskiden bir şey yapmak |
used to do something f.
|
|
300 |
Konuşma Dili |
(eskiden) sık sık gidilen yer |
groovy s.
|
|
301 |
Konuşma Dili |
(eskiden) çok vakit geçirilen yer |
groovy s.
|
|
302 |
Konuşma Dili |
eskiden beri/hep böyle süregelmiştir |
it was ever so expr.
|
|
303 |
Konuşma Dili |
eskiden beri/hep böyle süregelmiştir |
it was ever thus expr.
|
|
304 |
Konuşma Dili |
eskiden olduğu gibi |
same old expr.
|
|
Idioms |
|
305 |
Deyim |
eskiden sanıkların masum olup olmadığını anlamak için yakılarak yargılandığı (masumsa tanrı'nın onu kurtaracağı düşünülürdü) bir yöntem |
ordeal by fire i.
|
|
306 |
Deyim |
eskiden aptal veya tembel öğrencilere giydirilen uzun, ucu sivri şapka |
dunce cap i.
|
|
307 |
Deyim |
eskiden ünlü olup artık popülerliğini yitirmiş kimse |
a has-been i.
|
|
308 |
Deyim |
eskiden başarılı olup artık başarılı olmayan kurum vb. |
fallen angel i.
|
|
309 |
Deyim |
eskiden kalma terim |
inkhorn term i.
|
|
310 |
Deyim |
eskiden işkence yapmak için kullanılan tahta at şeklinde alet |
wooden mare i.
|
|
311 |
Deyim |
eskiden genelde askeri cezalarda işkence için kullanılan tahta at şeklinde alet |
wooden mare i.
|
|
312 |
Deyim |
eskiden kalma kimse/şey |
museum piece i.
|
|
313 |
Deyim |
eskiden protestan olan kimse |
exvangelical i.
|
|
314 |
Deyim |
eskiden beri oynanan eser, oyun, gösteri, müzikal |
old warhorse i.
|
|
315 |
Deyim |
eskiden sık sık gidilen yer |
the old stamping ground i.
|
|
316 |
Deyim |
eskiden çok vakit geçirilen yer |
the old stamping ground i.
|
|
317 |
Deyim |
eskiden sık sık gidilen yer |
one's old stamping ground i.
|
|
318 |
Deyim |
eskiden çok vakit geçirilen yer |
one's old stamping ground i.
|
|
319 |
Deyim |
eskiden sık sık gidilen yer |
theold stamping grounds i.
|
|
320 |
Deyim |
eskiden çok vakit geçirilen yer |
theold stamping grounds i.
|
|
321 |
Deyim |
eskiden sık sık gidilen yer |
one's old stamping grounds i.
|
|
322 |
Deyim |
eskiden çok vakit geçirilen yer |
one's old stamping grounds i.
|
|
323 |
Deyim |
selamlamak için ya da saygı göstergesi olarak şapka çıkarmak (eskiden) |
raise one's hat f.
|
|
324 |
Deyim |
eskiden daha iyi/daha varlıklı olmak |
have known better days f.
|
|
325 |
Deyim |
eskiden daha iyi/daha varlıklı olmak |
have seen better days f.
|
|
326 |
Deyim |
eskisi (eskiden olduğu) gibi/kadar iyi olmamak |
be half the (...) you used to be f.
|
|
327 |
Deyim |
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak |
have a skeleton in one's cupboard [uk] f.
|
|
328 |
Deyim |
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak |
have a skeleton in the cupboard [uk] f.
|
|
329 |
Deyim |
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak |
have skeletons in one's cupboard [uk] f.
|
|
330 |
Deyim |
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak |
have skeletons in the cupboard [uk] f.
|
|
331 |
Deyim |
(birinin) eskiden yaptıklarını/hatalarını koz olarak kullanmak |
have a hold on (someone) f.
|
|
332 |
Deyim |
(eskiden) askere alınan birine ödenen bir şilini alıp asker olmak |
take the king's shilling f.
|
|
333 |
Deyim |
(eskiden) askere alınan birine ödenen bir şilini alıp asker olmak |
take the queen's shilling f.
|
|
334 |
Deyim |
eskiden yeniye geçiş olmak |
ring out the old and ring in the new f.
|
|
335 |
Deyim |
eskiden olduğu gibi (bir şey) olmamak |
be half the (something) (one) used to be f.
|
|
336 |
Deyim |
eskiden olmak |
be history f.
|
|
337 |
Deyim |
eskiden olduğu gibi olmamak |
become a shadow of (someone's or something's) old self f.
|
|
338 |
Deyim |
eskiden olduğu gibi olmamak |
become a shadow of (someone's or something's) former self f.
|
|
339 |
Deyim |
birinin eskiden yaptığı bir şeyi ona karşı kullanmak |
hold something over someone's head f.
|
|
340 |
Deyim |
birinin eskiden yaptığı bir hatayı yüzüne vurmak |
hold something over someone's head f.
|
|
341 |
Deyim |
çok eskiden |
days of old expr.
|
|
342 |
Deyim |
çok eskiden/eski zamanlardan beri |
since time immemorial expr.
|
|
343 |
Deyim |
hiçbir şey eskiden olduğu gibi/aynı kalmaz |
you can't go home again expr.
|
|
344 |
Deyim |
çok eskiden beri |
since hector was a pup [old-fashioned] expr.
|
|
345 |
Deyim |
çok eskiden beri |
since time out of mind expr.
|
|
346 |
Deyim |
eskiden beri |
since time out of mind expr.
|
|
347 |
Deyim |
çok eskiden/eski zamanlardan beri |
from/since time immemorial expr.
|
|
Speaking |
|
348 |
Konuşma |
eskiden aktrismiş |
she used to be an actress expr.
|
|
349 |
Konuşma |
eskiden buraya daha sık gelirdik |
we used to come here a lot more expr.
|
|
350 |
Konuşma |
eskiden çatal mı vardı |
fingers were made before forks expr.
|
|
351 |
Konuşma |
eskiden bundan zevk alırdın |
you used to enjoy it expr.
|
|
352 |
Konuşma |
eskiden kendiliğinden olurdu |
it used to come so naturally expr.
|
|
353 |
Konuşma |
eskiden olduğu/yaptığın gibi |
like you used to expr.
|
|
354 |
Konuşma |
eskiden her pazar akşamı buraya gelirdik |
we used to come here every sunday evening expr.
|
|
355 |
Konuşma |
eskiden böyle değildi |
he/she wasn't like this expr.
|
|
356 |
Konuşma |
eskiden yaptığımız bazı işlerle ilgileniyorlar |
they are interested in some of the works we were doing back then expr.
|
|
357 |
Konuşma |
sadece eskiden tanıdığım biri |
just somebody that I used to know expr.
|
|
358 |
Konuşma |
sen beni eskiden görecektin |
you should have seen me back in the day expr.
|
|
359 |
Konuşma |
(eskiden) konuşurdum |
I used to talk expr.
|
|
Trade/Economic |
|
360 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden madeni paranın madeni değeri ile nominal değeri arasındaki fark sonraları bankaların sattıkları dövizler karşılığı aldıkları ücretler |
agiotage i.
|
|
361 |
Ticaret/Ekonomi |
yerel yönetime toplayabileceği vergi için üst sınır koymak (eskiden) |
rate-cap i.
|
|
362 |
Ticaret/Ekonomi |
ispanya ve latin amerika'da eskiden kullanılan gümüş para |
real i.
|
|
363 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden ingiltere'de kullanılan) üç peni değerindeki madeni para |
thruppence i.
|
|
364 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden) ithal ve ihraç edilen şarap fıçısı başına uygulanan bir vergi |
tonnage i.
|
|
365 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden) ithal ve ihraç edilen şarap fıçısı başına uygulanan bir vergi |
tunnage i.
|
|
366 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden şehir sınırına girişte özellikle yiyecek maddeleri üzerinden alınan ithal vergisi |
octroi i.
|
|
367 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden madeni paranın madeni değeri ile nominal değeri arasındaki fark sonraları bankaların sattıkları dövizler karşılığı aldıkları ücretler |
agio i.
|
|
368 |
Ticaret/Ekonomi |
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü |
chimney money i.
|
|
369 |
Ticaret/Ekonomi |
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü |
hearth money i.
|
|
370 |
Ticaret/Ekonomi |
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü |
chimney tax i.
|
|
371 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden) hindistan-ingiltere arasında sefer yapan ticaret gemisi |
indiaman i.
|
|
372 |
Ticaret/Ekonomi |
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü |
hearth tax i.
|
|
373 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden almanya veya avusturya'da kullanılan bakır ve gümüş sikke |
kreutzer i.
|
|
374 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden almanya veya avusturya'da kullanılan değeri düşük sikke |
kreuzer i.
|
|
375 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden kullanılan bir fransız madeni parası |
blanc i.
|
|
376 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden kullanılan bir fransız madeni parası |
blank i.
|
|
377 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden) ticari temsilcilerin yabancı bir ülkede işlerini yürüttükleri işletme |
manufactory i.
|
|
378 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden mısır'da kullanılan ve kuruşun kırkta birine eşdeğer bir bronz sikke |
medino i.
|
|
379 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden mısır'da kullanılan ve kuruşun kırkta birine eşdeğer bir bronz sikke |
medin i.
|
|
380 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden ingilizler tarafından yönetilen filistin'de kullanılan bir para birimi |
mil i.
|
|
381 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden kıbrıs'ta kullanılan bir para birimi |
mil i.
|
|
382 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden ingiltere ve iskoçya'da basılan altın sikke |
broad i.
|
|
383 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden abd'de kullanılan beş sent değerindeki bir madeni para |
buffalo nickel i.
|
|
384 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden çin'de) geçiş yapan ticari eşyalara eyalet bazında uygulanan bir gümrük vergisi |
likin i.
|
|
385 |
Ticaret/Ekonomi |
batı hint adaları'ndaki danimarka kolonilerinde eskiden kullanılan bir para birimi |
rigsdaler i.
|
|
386 |
Ticaret/Ekonomi |
grönland'da eskiden kullanılan bir para birimi |
rigsdaler i.
|
|
387 |
Ticaret/Ekonomi |
danimarka'da ve norveç'te eskiden kullanılan bir para birimi |
rigsdaler i.
|
|
388 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden) iran'da kullanılan küçük bir gümüş sikke |
dank i.
|
|
389 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden alman devletlerinde basılmış olan çeşitli altın sikkelere verilen ad |
guilder i.
|
|
390 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden almanya, avusturya ve hollanda'da kullanılmış çeşitli altın veya gümüş sikkelere verilen ad |
gilder i.
|
|
391 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden ispanya ve latin amerika'da kullanılan bir para birimi |
royal i.
|
|
392 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden) perakendecilikteki küçük zararları karşılamak için bazı mallarda sağlanan ödenek |
cloff i.
|
|
393 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden kullanılmış ispanyol amerikan doları sikkesi |
cob i.
|
|
394 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden) abd'de ispanyol kolonilerinin çıkardığı gümüş sikke |
cob money i.
|
|
395 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden) sovyet yönelimli komünist ulusların kurduğu bir birlik |
comecon (cmea) i.
|
|
396 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden) ticari işlemlerde ortak veya aracı olarak çalışmak üzere yabancı firmalarca işe alınan asyalı temsilci |
compradore i.
|
|
397 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden almanya'da) gümüş sikke |
dollar i.
|
|
398 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden hindistan'ın bazı bölgelerinde kullanılan küçük bir bakır para |
dub i.
|
|
399 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden kullanılan bir hollanda sikkesi |
duit i.
|
|
400 |
Ticaret/Ekonomi |
hindistan ve pakistan'da eskiden kullanılan bir para birimi ve sikke |
pie i.
|
|
401 |
Ticaret/Ekonomi |
eskiden brezilya'da kullanılan gayri resmi para birimi |
conto i.
|
|
402 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden birleşik krallık'ta) kaynağında ipotek faiz indirimi |
miras (mortgage interest relief at source) kısalt.
|
|
403 |
Ticaret/Ekonomi |
(eskiden britanya'da) imalat, bilim, finans ticaret birliği |
msf (manufacturing, science, finance) kısalt.
|
|
Law |
|
404 |
Hukuk |
(eskiden ingiltere'de) suçluya yardım ve yataklık etme |
receiptment i.
|
|
405 |
Hukuk |
eskiden ingitere'de, kiracının iki yıl olan kullanım hakkını aşması durumunda, toprağı geri almak için yasaya bağlı olarak verilen resmi yazılı emir |
cessavit [obsolete] i.
|
|
406 |
Hukuk |
eskiden isyan çıkaran asilerin cezalandırılması için kullanılan bir alet |
castigatory i.
|
|
407 |
Hukuk |
eskiden borçluları yakalamakla görevli infaz memuru |
catchpole i.
|
|
408 |
Hukuk |
eskiden deniz, nehir ve adalarda görevli ingiliz memurlarına verilen ad |
water bailiff i.
|
|
409 |
Hukuk |
eskiden gemilerde arama yapmakla görevli ingiliz gümrük memuru |
water bailiff [obsolete] i.
|
|
410 |
Hukuk |
(eskiden) avukatlar derneğinde okuyucuları öğrencilerden ayıran bölme |
bar [uk] i.
|
|
411 |
Hukuk |
(eskiden) sayıştay hakimlerinin unvanı |
baron i.
|
|
412 |
Hukuk |
eskiden kralın mahkemesinde boyalı asa taşıyan görevli |
baston i.
|
|
413 |
Hukuk |
(eskiden) mirasçının ölen büyük dedesinin el konmuş mülkünde hak iddia edebilmesine yarayan yazı |
besaiel i.
|
|
414 |
Hukuk |
eskiden ingiltere'de yüzünü siyaha boyayarak avlanan bir kaçak avcı grubuna karşı çıkarılmış bir yasa |
black act i.
|
|
415 |
Hukuk |
(eskiden) hakimin idam cezası verirken taktığı siyah başlık |
blackcap [uk] i.
|
|
416 |
Hukuk |
(eskiden iskoçya'da) sulh mahkemesi |
justice of the peace court [scotland] i.
|
|
417 |
Hukuk |
(eskiden) orman mahkemesi |
wood mote [uk] i.
|
|
418 |
Hukuk |
eskiden ingiltere'de atalarından kalan arazilerden tahliye edilen bir kişinin topraklarını geri alması için verilen mahkeme emri |
writ of tresayle [uk] i.
|
|
419 |
Hukuk |
eskiden ingiltere'de atalarından kalan arazilerden tahliye edilen bir kişinin topraklarını geri alması için verilen bir mahkeme emri |
writ of ayle i.
|
|
420 |
Hukuk |
(eskiden) kiracının lordun evine odun taşıma hizmeti |
bordlode i.
|
|
421 |
Hukuk |
(eskiden ingiltere'de) ilçe belediye başkanı |
boroughholder i.
|
|
422 |
Hukuk |
(eskiden ingiltere'de) on aileden oluşan bir idari bölgenin başkanı |
boroughholder i.
|
|
423 |
Hukuk |
(eskiden ingiltere'de) on aileden oluşan bir idari bölgenin başkanı |
borough-holder i.
|
|
424 |
Hukuk |
(eskiden) ingiltere'de yüksek mahkemelerin 11-31 ocak arasında açık olduğu dönem |
hilary term [uk] i.
|
|
425 |
Hukuk |
(eskiden) mahkemelerde veya yargıtayda ihtilaflı davaları tartışan kimse |
mootman i.
|
|
426 |
Hukuk |
eskiden bazı ingiliz şehirlerinde yapılan bir mahkeme |
hustings i.
|
|
427 |
Hukuk |
eskiden yapılan sembolik bir toprak teslim töreni |
livery of seizin i.
|
|
428 |
Hukuk |
(eskiden fransız mahkemesi'nde yüksek rütbelilerin eşlerine tanınan) hükümdar huzurunda tabureye oturma ayrıcalığı |
right of the tabouret i.
|
|
429 |
Hukuk |
(eskiden ingiltere'de) medeni hukuk mahkemesinde para cezası kesen memur |
chirographer of fines i.
|
|
430 |
Hukuk |
(ingiliz hukuku'nda eskiden) manevi hakların yalnızca senetle devredilmesi |
grant i.
|
|
431 |
Hukuk |
(eskiden) sanığın mahkemeye gelmemesi sebebiyle başlatılan mahkemeye itaatsizlik işlemi |
commission of rebellion i.
|
|
432 |
Hukuk |
(eskiden) temsilciler mahkemesi kararını revize etmesi için krallığın yetkilendirdiği kurul |
commission of review i.
|
|
433 |
Hukuk |
(eskiden) mahkemenin farik ve mümeyyiz olmayan birinin bakımını veya mülk yönetimini devrettiği kişinin makamı |
committeeship i.
|
|
434 |
Hukuk |
(eskiden) ingiltere kralı'nı ilgilendirmeyen, tebaa arasındaki genellikle sivil meselelere bakan mahkeme |
common bench i.
|
|
435 |
Hukuk |
(eskiden) mahkeme kayıtlarıyla yapılan bir teminat türü |
common recovery i.
|
|
436 |
Hukuk |
(eskiden) mahkeme kayıtlarıyla yapılan toprak devretme yöntemi |
common recovery i.
|
|
437 |
Hukuk |
(eskiden) cinque limanları konfederasyonunun seçtiği lordlar kamarası üyeleri |
barons of the cinque ports i.
|
|
438 |
Hukuk |
(eskiden ingiltere'de) sayıştay mahkemesi hakimleri |
barons of the exchequer i.
|
|
439 |
Hukuk |
(eskiden) vatandaşlık hakkını kaybetmiş kimseyi belirli haklardan mahrum eden yasa |
corruption of blood i.
|
|
440 |
Hukuk |
eskiden ingiliz kraliyet sarayı çalışanları arasındaki adaleti sağlayan bir mahkeme |
court of marshalsea i.
|
|
441 |
Hukuk |
(eskiden ingiltere'de) koloni mahkemesi |
court leet i.
|
|
442 |
Hukuk |
(eskiden) bazı kiracıların büyükbaş hayvanlarını tımarları üzerinden pazar veya panayırlara götürme ayrıcalığı karşılığında krallarına veya derebeylerine ödedikleri yıllık ücret |
drofland i.
|
|
443 |
Hukuk |
(eskiden) fransa krallığı veya hükümetinin, ölümü üzerine ikametgahlı bir yabancının tüm mülküne el koyma hakkı |
droit d'aubaine i.
|
|
444 |
Hukuk |
(eskiden) hukuk fakültesi |
inns of chancery [uk] i.
|
|
445 |
Hukuk |
eskiden kral antlaşmasını etkilediği için kraliyetin özel yargı yetkisi istediği davalar |
pleas of the crown i.
|
|
446 |
Hukuk |
(eskiden) ingiliz vergi mahkemesi avukatı |
postman i.
|
|
447 |
Hukuk |
(eskiden) mahkumu belirli koşullar altında bir günlüğüne serbest bırakan mahkeme kararı |
day rule i.
|
|
448 |
Hukuk |
(eskiden) bir yasayı test etmek için yalancı dava açan kimse |
doe i.
|
|
449 |
Hukuk |
(eskiden) birleşik krallık'ın yüksek mahkemelerinde görev alan adli memur |
filacer i.
|
|
450 |
Hukuk |
(ingiliz teamül hukukunda) eskiden tecrübeli kadınlardan oluşan jüride diğerlerini idare eden kadın |
forelady i.
|
|
451 |
Hukuk |
(eskiden ingiliz hukukunda) tüm mirasçılara eşit pay edilen arazi |
gavelkind i.
|
|
452 |
Hukuk |
(eskiden) merhumların vasiyetlerini ve mülklerini gözeterek veraset davalarına bakan kilise mahkemesi |
prerogative court i.
|
|
453 |
Hukuk |
(eskiden) amerikan kolonisinin kraliyet valisinin görevlendirdiği mahkeme |
prerogative court i.
|
|
454 |
Hukuk |
(eskiden) new jersey'de bulunan vesayet ve miras mahkemesi |
prerogative court i.
|
|
455 |
Hukuk |
(eskiden) iskoçya'da hür birine tahsis edilen umumi arazi payı |
freedom i.
|
|
456 |
Hukuk |
(ingiliz hukukunda) eskiden şerifin kendi hesabına hazineye ödediği vergi |
prest i.
|
|
457 |
Hukuk |
(ingiliz hukukunda) eskiden şerifin elindeki para için ödediği vergi |
prest i.
|
|
458 |
Hukuk |
eskiden kullanılan yüksek mahkeme mühürdarı unvanı |
spigurnel i.
|
|
Politics |
|
459 |
Siyasal |
(eskiden) hindu hükümdarı |
rana i.
|
|
460 |
Siyasal |
eskiden güney afrika'daki beyazların beyaz olmayanları kontrol etmesi |
baaskap i.
|
|
461 |
Siyasal |
eskiden belediye idaresine benzeyen bir tür yerel yönetim |
urban district i.
|
|
462 |
Siyasal |
eskiden gizli oy vermek için kullanılan küçük bir top |
ballot i.
|
|
463 |
Siyasal |
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racinin üstünde yer alan prenses |
maharanee i.
|
|
464 |
Siyasal |
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racinin üstünde yer alan prenses |
maharani i.
|
|
465 |
Siyasal |
(eskiden britanya'da) postaneden satın alınabilen ve belirli ülkelerde geçerli olan bir pasaport türü |
visitor's passport i.
|
|
466 |
Siyasal |
(eskiden britanya'da) postaneden satın alınabilen ve belirli ülkelerde geçerli olan bir pasaport türü |
british visitor's passport i.
|
|
467 |
Siyasal |
(eskiden abd'de) cumhuriyetçi partide beyaz ve siyahilerin orantılı temsilini gözeten üye |
black and tan i.
|
|
468 |
Siyasal |
eskiden güney afrika'da ırk ayrımcılığıyla mücadele eden bir kadın örgütü |
black sash i.
|
|
469 |
Siyasal |
eskiden filistin'de kurulmuş bir işçi partisi |
mapai i.
|
|
470 |
Siyasal |
(eskiden) amerikan iç savaşında ölenleri anma günü |
confederate memorial day i.
|
|
471 |
Siyasal |
(ingiltere'de) eskiden işçi partisi içinde faaliyet gösteren troçki destekçisi bir grup |
militant tendency i.
|
|
472 |
Siyasal |
(eskiden) muhafazakar parti'nin gençlik kolu |
young conservative [uk] i.
|
|
473 |
Siyasal |
eskiden abd'de köleliğe karşı açılan davaların dikkate alınmamasına yönelik alınan kongre kararları |
gag resolution i.
|
|
474 |
Siyasal |
eskiden new york'taki demokrat partinin muhafazakar kesiminin üyesi |
hunker i.
|
|
475 |
Siyasal |
eskiden siyasi adayların halka seslenmek için çıktıkları platform |
hustings [uk] i.
|
|
476 |
Siyasal |
(eskiden) ingiltere'nin irlanda'daki kraliyet temsilcisi |
lord lieutenant i.
|
|
477 |
Siyasal |
(eskiden ingiltere ve iskoçya'da) bir arazi ve mülkiyet hakkı sistemi |
burgage i.
|
|
478 |
Siyasal |
eskiden bir kasaba, ilçe veya üniversiteyi temsil eden ingiliz parlamentosu üyesi |
burgess i.
|
|
479 |
Siyasal |
(eskiden ingiltere'de) on aileden oluşan idari bölge |
decennary i.
|
|
480 |
Siyasal |
(eskiden) siyahilerle dalga geçmek için yapılan bir şarkı ve dans gösterisi |
gerrymandering i.
|
|
481 |
Siyasal |
(eskiden) en yüksek rütbeli hollandalı memur |
grand pensionary i.
|
|
482 |
Siyasal |
(eskiden yorkshire ve lincolnshire'da) seçilmiş ilçe yetkilisi |
grave i.
|
|
483 |
Siyasal |
(eskiden bengal'de) devletle köylüler arasında köprü vazifesi gören köy muhtarı |
muqaddam i.
|
|
484 |
Siyasal |
orta afrika'da eskiden alman kolonisi olan bir cumhuriyet |
ruanda i.
|
|
485 |
Siyasal |
orta afrika'da eskiden alman kolonisi olan bir cumhuriyet |
rwandese republic i.
|
|
486 |
Siyasal |
(eskiden ingiltere'de) vatandaş sözleşmesi |
citizen's charter i.
|
|
487 |
Siyasal |
eskiden hindistan'daki imparatorluk döneminde kamu çalışanı |
civilian i.
|
|
488 |
Siyasal |
(eskiden abd'nin batısında) haydut |
cowboy i.
|
|
489 |
Siyasal |
eskiden konstantinopolis'te bir hükümeti temsil eden bir bakan |
internuncio i.
|
|
490 |
Siyasal |
(eskiden) abd'de 1948 yılında demokratlar tarafından kurulup harry s. truman'ın adaylığına karşı olan bir siyasi parti |
dixiecrats i.
|
|
491 |
Siyasal |
(eskiden) abd'de 1948 yılında demokratlar tarafından kurulup harry s. truman'ın adaylığına karşı olan bir siyasi parti |
states' rights democratic party i.
|
|
492 |
Siyasal |
(ingiltere'de ve eskiden galler'de) kırsal alandaki en küçük yerel idare birimi |
parish i.
|
|
493 |
Siyasal |
(eskiden) abd ticaret ve çalışma bakanı |
secretary of commerce and labor i.
|
|
494 |
Siyasal |
(eskiden abd'de) sağlık, eğitim ve sosyal yardım biriminin başındaki kimse |
secretary of health education and welfare i.
|
|
495 |
Siyasal |
(eskiden ingiltere'de) kronik hasta ve engelliler yasası uyarınca yerel bir otorite siciline kayıtlı olan (engelli) |
registered disabled s.
|
|
496 |
Siyasal |
(eskiden ingiltere'de) kronik hasta ve engelliler yasası uyarınca yerel bir otorite siciline kayıtlı olan (engelli) |
registered handicapped s.
|
|
497 |
Siyasal |
(eskiden) sovyetler birliği yanlısı |
pro-soviet s.
|
|
498 |
Siyasal |
(ingiltere'de eskiden) elektrik düzenleme dairesi |
offer (office of electricity regulation) kısalt.
|
|
Institutes |
|
499 |
Kurum/Kuruluş |
(ingiltere'de) eskiden maliye bakanlığı'na bağlı bir daire |
pipe i.
|
|
500 |
Kurum/Kuruluş |
(yeni zelanda'da ve eskiden britanya'da) ulaştırma bakanlığı |
mot (ministry of transport) kısalt.
|
|