pound - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

pound

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"pound" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 113 sonuç

İngilizce Türkçe
General
pound i. hapishane
pound i. başıboş hayvanların muhafaza edildiği yer
pound i. pound
pound i. vuruş
pound i. ingiliz parası
pound i. paund
pound i. hamle
pound i. ağıl
pound i. dövme
pound i. yasak yere park eden araçların çekildiği otopark
pound i. libre
pound i. sahipsiz araçların tutulduğu yer
pound i. sahipsiz hayvanların tutulduğu yer
pound i. vurma
pound i. darbe
pound i. sterlin
pound i. paunt
pound i. eskiden kullanılan bir kıymetli maden ölçüm birimi
pound i. ahır
pound i. ağıl
pound i. hayvan tuzağı
pound i. hayvan tuzak kafesi
pound i. emanetçi
pound i. kişisel eşyaların emanet edildiği depo
pound i. küçük asya'da kullanılan eski bir para birimi
pound i. su kanalının iki bariyer arasında kalan bölümü
pound i. kanal havuzu
pound f. ezmek
pound f. küt küt atmak
pound f. yumruklamak
pound f. küt küt atmak (kalp)
pound f. dalgaya çarpmak (gemi)
pound f. dövmek
pound f. topa tutmak
pound f. havanda dövmek
pound f. ağır adımlarla yürümek
pound f. çarpmak
pound f. vurmak
pound f. çakmak
pound f. tokmaklamak
pound f. sürekli vurarak üretmek
pound f. sürekli basarak üretmek
pound f. üst üste darbelerle ortaya çıkarmak
pound f. asimile etmek
pound f. asimile olmaya zorlamak
pound f. sıkıştırmak
pound f. bastırmak
pound f. rap rap yürümek
pound f. gümbürdemek
pound f. gürültü ile yerinden oynamak
pound f. gürültülü şekilde hareket etmek
pound f. sürekli çalışmak
pound f. çok çalışmak
pound f. küt küt ses çıkarmak
pound f. aşırı gürültü yapmak
pound f. kulak tırmalamak
Trade/Economic
pound i. ingiliz lirası
pound i. sterlin
pound i. iskoç poundu
pound i. iskoçya'nın eski para birimi
pound i. mısır lirası
pound i. lübnan lirası
pound i. güney sudan lirası
pound i. güney sudan pound'u
pound i. sudan sterlini
pound i. suriye lirası
pound i. filistin poundu
pound i. israil'in şekelden önceki para birimi
pound i. güney afrika'nın bağımsızlığı öncesi kullanılan para birimi
pound i. fiji poundu
pound i. fiji'nin bağımsızlığa kadar kullandığı para birimi
pound i. bir poundluk banknot
pound i. türk lirası
pound i. malta lirası
Technical
pound i. ingiliz ağırlık birimi
pound i. libre
pound f. çekiç ile vurmak
Telecom
pound i. telefondaki kare tuşu
Automotive
pound i. libre
Aeronautic
pound i. 453 gr
Agriculture
pound i. funt
Fishery
pound i. balık kafesi
pound i. balık tuzağı
pound i. balık kafesinin iç bölümü
pound i. balık kafesinin ağlı bölümü
pound i. balık ağı
pound i. ıstakoz sepeti
pound i. ıstakoz akvaryumu
pound i. ıstakoz satılan yer
Geography
pound i. virginia eyaletinde yerleşim yeri
pound i. wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
Archaic
pound f. alıkoymak
pound f. kapalı bir yerde tutmak
pound f. ağıla kapatmak
pound f. hapsetmek
pound f. (suyu) bentle kapatmak
pound f. (suyu) barajla engellemek
Slang
pound i. (kutlama vb amacıyla) yumruk çakma
pound i. (beyzbolda) sürekli olarak bir noktaya atış yapmak
pound f. kafaya dikmek
pound f. fondip yapmak
pound f. hızlı hızlı içmek
pound f. bir kerede içmek
pound f. bir kerede kafaya dikmek
pound f. fena benzetmek
pound f. pataklamak
pound f. ağzını burnunu kırmak
pound f. sikmek
pound f. çakmak
pound f. mala vurmak
pound f. pompalamak
pound f. düzmek
pound f. düdüklemek

"pound" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
General
pound lb i.
pound pound i.
pound sterling i.
pound pound sterling i.
pound quid i.
Trade/Economic
pound £ i.

"pound" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 322 sonuç

İngilizce Türkçe
General
troy pound i. 12 ons, 373 gram
pound sterling i. ingiliz lirası
pound sterling i. sterlin
british pound i. ingiliz poundu
avoirdupois pound i. 16 ons 453 gram
troy pound i. 12 ons
apothecaries' pound i. eczacı ölçüsü
green pound i. sterlin
pound sterling i. pound
apothecaries pound i. 13 ons, 373 gram
british pound i. ingiliz sterlini
english pound i. sterlin
english pound i. ingiliz lirası
pound of meat i. yarım kilo et (453.59 gram)
dog pound i. köpek barınağı
pound shop i. bir milyoncu
a pound of cheese i. bir kalıp peynir
pound shop i. herşey birmilyoncu
pound shop i. her-şey bir milyoncu
pound shop i. herşey bir milyoncu
pound shop i. bir milyoncu
eight-hundred-pound gorilla i. baskın kimse
eight-hundred-pound gorilla i. sözü geçen kimse
eight-hundred-pound gorilla i. piyasaya yön veren güçlü kurum
eight-hundred-pound gorilla i. ağır top
eight-hundred-pound gorilla i. kalantor kimse
eight-hundred-pound gorilla i. konuşmaktan çekinilen önemli sorun
eight-hundred-pound gorilla i. dillendirilmeye utanılan büyük problem
lb av (pound avoirdupois.) i. 16 ons
lb t (pound troy) i. 12 ons
lebanese pound i. lübnan lirası
half pound i. yarım libre
brown pound i. britanya'daki siyahi ve asyalı azınlıkların toplu alım gücü
pound [dialect] [uk] i. gölet
pound [dialect] [uk] i. küçük havuz
pound [dialect] [uk] i. küçük su birikintisi
pound [us] i. kare işareti
pound [us] i. etiket işareti
pound covert i. kapalı barınak
pound covert i. kulübe
pound overt i. açık barınak
pound overt i. açık kulübe
pound sign i. kare işareti
pound sign i. etiket işareti
pound troy i. troy sisteminde bir ağırlık birimi
pound-breach i. başıboş hayvanların kapalı tutuldukları yer dağıtılarak salıverilmeleri
pound-mass i. bir paund-kuvvet değerinde güç uygulayan kütle
sudanese pound i. sudan sterlini
sudanese pound i. sudan'ın para birimi
pound up coffee in a mortar f. kahve dövmek
pound somebody to a jelly f. pestilini çıkarmak
pound up f. ağıla kapamak
pound up f. darp etmek
pound someone into a jelly f. birini pestili çıkana kadar dövmek
weigh a pound f. bir pound ağırlığında gelmek
pound nails f. çivi çakmak
pound the vase on someone f. vazoyu kafasına geçirmek
pound off f. bölümlere ayrılma
pound off f. parçalara ayrılma
pound off f. kısımlara ayrılma
pound off f. bölünme
pound-foolish s. büyük meblağlara aklı ermeyen
pound-foolish s. önemli meselelerde ihtiyatsız davranan
lbf (pound force) kısalt. paund kuvvet
Phrasals
pound away (at someone) f. eleştirmek
pound something into something f. bir şeyle bir şeye vurmak
pound something out f. bir şeyi piyanoyla yüksek sesle/gürültülü bir şekilde çalmak
pound on someone f. birine vurmak
pound something out f. bir şeyi vurarak/döverek bir şeyi düzleştirmek
pound something out f. klavye kullanarak yazmak
pound away (at someone) f. (birisine) (sopayla/copla vb.) vurmak
pound on f. -e vurmak
pound on f. '-e vurup durmak
pound on f. '-e küt küt vurmak
pound on f. '-e üst üste/arka arkaya vurmak
pound on f. '-e defalarca vurmak
pound on f. -i dövmek
pound on f. '-i pataklamak
pound on f. '-i fena benzetmek
pound on f. '-i bozguna uğratmak
pound on f. '-in pestilini çıkarmak
pound something into something f. bir şeyi bir şeye çakmak
pound something into something f. bir şeyi bir şeye vurarak/çakarak sokmak
pound something into something f. bir şeyi bir şeye çekiçle çakmak
pound something in f. bir şeyi bir şeye çakmak
pound something in f. bir şeyi bir şeye vurarak/çakarak sokmak
pound something in f. bir şeyi bir şeye çekiçle çakmak
pound along f. pat pat yürümek
pound along something f. pat pat yürümek
pound along something f. bir şeye vurmak
pound along something f. yoklayarak vurmak
pound along something f. çekiçle vurmak
pound away f. (sopayla/copla) vurmak
pound away f. çekiçle/tokmakla vurmak
pound away f. vurarak ezmek
pound down f. çakmak
pound out f. palas pandıras bir şeyler yazmak/çalmak (piyanoda/klavyede)
pound out f. yalap şap bir şeyler yazmak/çalmak (piyanoda/klavyede)
pound out f. baştan savma bir şeyler yazmak/çalmak (piyanoda/klavyede)
pound out f. piyanonun/klavyenin tuşlarına gelişi güzel basarak çalmak/yazmak
pound something down f. (çivi) çakmak
pound out f. (çok yüksek sesle) şarkı söylemek
pound out f. (şarkı) bağırarak söylemek
pound out f. klavyede hızlıca yazmak
pound out f. çabucak yazmak
pound out f. hızlıca bestelemek
pound out f. güç kullanarak başarmak
pound out f. dirayetle elde etmek
Proverb
an ounce of prevention is worth a pound of cure iyileşmek için tedavi göreceğine hasta olmamaya çalış
an ounce of prevention is worth a pound of cure başını derde sokup kurtulmak için uğraşacağına başını derde sokmamasını bil
ounce of discretion is worth a pound of wit yerli yersiz şaka yapılmaması gerektiğini ifade eden bir atasözü
an ounce of prevention is worth a pound of cure tedbir tedaviden iyidir
an ounce of common sense is worth a pound of theory biraz/azıcık sağduyu birçok teoriden iyidir/yeğdir
an ounce of common sense is worth a pound of theory sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır
an ounce of common sense is worth a pound of theory sağduyu problemleri çözmede teoriden daha etkilidir
an ounce of common sense is worth a pound of theory pratik çözümler teoride kalan çözümlerden daha yararlıdır
ounce of common sense is worth a pound of theory biraz/azıcık sağduyu birçok teoriden iyidir/yeğdir
ounce of common sense is worth a pound of theory sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır
ounce of common sense is worth a pound of theory sağduyu problemleri çözmede teoriden daha etkilidir
ounce of common sense is worth a pound of theory pratik çözümler teoride kalan çözümlerden daha yararlıdır
an ounce of discretion is worth a pound of wit nerede susacağını bilmek esprili olmaktan daha önemlidir
an ounce of discretion is worth a pound of wit komik/esprili olmak adına nerede duracağını unutmamak gerekir
Colloquial
pound a beer f. bira yuvarlamak
pound some beers f. bira yuvarlamak
pound up f. dövmek
pound up f. un ufak etmek
pound up f. vurarak parçalara ayırmak
pound up f. (bir şeyle) vurarak/döverek kırmak
pound up f. (bir şeyle) vurarak/döverek parçalara ayırmak
pound up f. vurarak parçalamak
pound something up f. bir şeyi döverek kırmak/parçalara ayırmak
pound something up f. bir şeyi un ufak etmek
pound something up f. bir şeyi (bir şeyle) vurarak/döverek kırmak
pound something up f. bir şeyi (bir şeyle) vurarak/döverek parçalara ayırmak
pound something up f. bir şeyi vurarak parçalamak
I bet you a pound to a penny expr. her türlü iddiasına girerim
I bet you a pound to a penny expr. iddia ediyorum
a pound to a penny expr. bire on bahis/iddia
a pound to a penny expr. çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle
in for a penny in for a pound expr. başladığın işi bitir
go pound sand! expr. derdine yan!
in for a penny in for a pound expr. kaybedecek bir şey yok
one's pound of flesh expr. son kuruşuna kadar
pound salt exclam. defol
pound salt exclam. bas git
pound salt exclam. kaybol
pound salt exclam. gidip kendi küçük işlerinle uğraş
pound sand exclam. defol
pound sand exclam. bas git
pound sand exclam. kaybol
pound sand exclam. gidip kendi küçük işlerinle uğraş
Idioms
800-pound gorilla i. baskın sözü geçen kimse
pound of flesh i. diyet
the pink pound (brit) i. eşcinsellerin alım gücü
the pink pound (brit) i. pembe para
800-pound gorilla i. piyasaya yön veren güçlü kurum
penny wise and pound foolish i. ufak şeylerde tutumlu büyük şeylerde müsrif kimse
the grey pound [uk] i. yaşlı alım gücü
the grey pound [uk] i. yaşlı kesimin alım gücü
pound a beat f. düzenli olarak belli bir yolu yürüyerek dolaşmak
pound a beat f. görevli olduğu bölgeyi dolaşmak
pound a beat f. devriye/karakol gezmek
pound a beat f. ritim/tempo tutturmak
pound a beat f. (kalp/yürek) çarpmak/atmak
bet (someone) a pound to a penny f. bire on bahse var olmak/bahse girmek/iddiaya girmek
bet (someone) a pound to a penny f. çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle (bir şey olacağını veya durumun öyle olduğunu) düşünmek
pound someone's head in f. birini dövmek
pound someone's head in f. birine dayak atmak
pound someone's head in f. birini pataklamak
pay someone pound of flesh f. diyet ödemek
pay someone pound of flesh f. diyetini ödemek
give someone pound of flesh f. diyet ödemek
give someone pound of flesh f. diyetini ödemek
pound the books f. ineklemek
pound the pavement f. sokakları arşınlamak
pound a beat f. taban tepmek
pound one's ear f. uyumak
pound something into someone f. (bilgiyi/uyarıyı vb) birinin kafasına sokmak
pound a beat f. volta atmak
pound the books f. (sınava) çok çalışmak
be penny-wise and pound-foolish f. ufak şeylerde hasis büyük şeylerde müsrif olmak
pound the pavement f. (iş bulma umuduyla) kapı kapı dolaşmak/sokaklara düşmek
pound someone in f. (bilgiyi/uyarıyı vb) birinin kafasına sokmak
pound the pavement f. (iş bulma amacıyla) kaldırımları arşınlamak
have enough sense to pound salt f. minimum zekaya/akla sahip olmak
have enough sense to pound salt f. minimum kabiliyete sahip olmak
have enough sense to pound salt f. kendine yetecek aklı olmamak
have enough sense to pound salt f. yarım akıllı olmak
have enough sense to pound salt f. kafası bir şeye basmamak
pound (something) into (one's) head f. (bir şeyi) beynine/aklına kazımak
pound (something) into (one's) head f. (bir şeyi) aklına iyice kaydetmek
pound (something) into (one's) head f. (bir şeyi) aklına/beynine işlemek
pound (something) into (one's) head f. (bir şeyi) tekrar ede ede aklına sokmak
pound (something) into (one's) head f. (bir şeyi) iyice aklına sokmak
lay (someone) a pound to a penny f. bire on bahse var olmak
lay (someone) a pound to a penny f. bire on koymak
lay (someone) a pound to a penny f. çok büyük olasılıkla (bir şeyin) olacağını düşünmek
lay (someone) a pound to a penny f. çok büyük olasılıkla (bir şeyin) olacağına inanmak
pound (something) into (one's) thick skull f. (bir şeyi birinin) kalın kafasına sokmak
pound (something) into (one's) thick skull f. (bir şeyi birine) iyice öğretmek
pound (something) into (one's) thick skull f. (bir şeyi birine) belletmek
pound (something) into (one's) thick skull f. (bir şeyi) tekrar ede ede (birinin) kalın kafasına sokmak
have enough sense to pound sand f. aklı/zekası bir şeye yetmemek
have enough sense to pound sand f. akılsız olmak
have enough sense to pound sand f. zekası yetmemek
have enough sense to pound sand f. sağduyusuz olmak
have enough sense to pound sand f. sağduyu/akıl/zeka yoksunu olmak
go pound salt f. defolup gitmek
go pound salt f. basıp gitmek
go pound salt f. kaybolmak
go pound salt f. gidip kendi küçük işleriyle uğraşmak
go pound sand f. defolup gitmek
go pound sand f. basıp gitmek
go pound sand f. kaybolmak
go pound sand f. gidip kendi küçük işleriyle uğraşmak
hammer into and pound into f. -e çakmak
hammer into and pound into f. '-e vurarak/çakarak sokmak
hammer into and pound into f. '-e çekiçle çakmak
hammer into and pound into f. kafasına sokmaya çalışmak
hammer into and pound into f. kafasına çakmak
hammer into and pound into f. tekrarlayarak öğretmeye çalışmak
pound (one's) head in f. (birine) dayak atmak
pound (one's) head in f. (birini) dövmek
pound (one's) head in f. (birini) pataklamak
pound ear f. uyumak
pound in (one's) head f. (birine) dayak atmak
pound in (one's) head f. (birini) pataklamak
pound in (one's) head f. (birini) dövmek
tight with a pound s. eli sıkı
tight with a pound s. cimri
tight with a pound s. üç kuruşun hesabını yapan
tight with a pound s. pinti
tight with a pound s. hesapçı
tight with a pound s. çok tutumlu
tight with a pound s. eli cebine gitmeyen
tight with a pound s. cebinde akrep olan
tight with a pound s. üçün beşin hesabını yapan
(as) sound as a pound [uk] s. iyi durumda
(as) sound as a pound [uk] s. çok sağlam
(as) sound as a pound [uk] s. sapasağlam
in for a penny in for a pound expr. battı balık yan gider
pound for pound expr. (aralarındaki ağırlık/siklet farkına bakılmadan) eşit şartlarda mukayese edildiğinde
wager (someone) a pound to a penny expr. bire on bahse girerim ki
wager (someone) a pound to a penny expr. bire on bahsine girerim ki
wager (someone) a pound to a penny expr. çok büyük olasılıkla/ihtimalle
wager (someone) a pound to a penny expr. her türlü bahse/iddiaya girerim ki
wager (someone) a pound to a penny expr. iddia ediyorum ki
your pound of flesh expr. son kuruşuna kadar
Trade/Economic
tower pound i. ingiltere'de 1527'ye kadar kullanılmış bir ağırlık birimi
pound sterling i. ingiliz para birimi
egyptian pound i. mısır cüneyhi
pound sterling i. sterlin
maltese pound i. malta para birimi
british pound sterling i. ingiliz sterlini
green pound i. yeşil sterlin
irish pound i. irlanda sterlini
cypriot pound i. kıbrıs'ın para birimi
pound cost averaging i. belirli bir varlığa düzenli aralıklarla belirli miktar yatırım yaparak gerçekleştirilen sermaye birikimi
pound scots i. iskoç poundu
pound scots i. iskoçya'nın eski para birimi
syrian pound i. suriye lirası
Law
pound breach i. haczin kaldırılması
breach of pound i. kapalı yerlerde bulunan şeylerin zorla alınması
Technical
pound of thrust i. çekiş libresi
foot-pound-second system i. fut-libre-saniye
hirth- pound model i. hirth-pound modeli
pound per square inch i. inç kareye isabet eden pound cinsinden basınç
assay pound i. dara
assay pound i. yaklaşık 0,5 grama eşit olan ufak abra
quarter pound i. 4 onsluk ağırlık birimi
quarter-pound i. 4 ons
quarter-pound i. çeyrek libre
pound [uk] f. (birlikte tartarak) standart madeni paralardan farkını belirlemek
Computer
phone key pound i. telefon tuşu numara
Telecom
pound key i. telefonda kare tuşu
Automotive
foot-pound i. ayak-pound
car pound i. çekilen araç otoparkı
pound force i. paund kuvvet
Gastronomy
pound cake i. pound kek
Physics
foot-pound i. ayak-libre
pound-force i. bir libre ağırlığındaki cismin yeryüzünde uyguladığı yerçekimi kuvveti
Fishery
pound net i. balık ağı
fish pound i. dalyan ağı
fish pound i. kazıklara gerilen balık ağı
Geography
pound ridge i. new york eyaletinde yerleşim yeri
Engineering
fot pound i. fit-pound
fot pound i. fut-paund
Slang
fist pound i. (kutlama vb amacıyla) yumruk çakma
pound a beer f. bira yuvarlamak/içmek/çakmak/atmak
pound one’s meat f. mastürbasyon yapmak
pound one’s meat f. otuzbir çekmek
pound one’s meat f. çavuşu tokatlamak
pound one’s meat f. asılmak
pound one’s meat f. bilek sporu yapmak
pound it f. yumruk çakmak (selamlaşma amacıyla)
pound it f. yumruk tokuşturmak
pound beer f. bira yuvarlamak
pound beer f. bira içmek/çakmak/atmak
go pound salt! expr. defol!
go pound sand! expr. defol!
go pound sand! expr. git ne yaparsan yap!
go pound salt! expr. kaybol!
go pound sand! expr. kaybol!
how are things on the pound? expr. (cezaevi argosu) koğuşta durumlar nasıl?
ten pounds of shit in a five-pound bag expr. ağzına kadar dolu
ten pounds of shit in a five-pound bag expr. tıka basa dolu
ten pounds of shit in a five-pound bag expr. kapasitesinin üzerinde doldurulmuş
ten pounds of shit in a five-pound bag expr. alabileceğinden fazla şeyle doldurulmuş
ten pounds of shit in a five-pound bag expr. aşırı doldurulmuş
ten pounds of shit in a five-pound bag expr. sıkış tıkış
ten pounds of shit in a five-pound bag expr. tıka basa dolu
ten pounds of shit in a five-pound bag expr. ne bok bulduysa tıkıştırmış
British Slang
bent as a nine pound note i. ibne
pound sign i. pound işareti
pound one's pud f. mastürbasyon yapmak
pound one's pud f. otuzbir çekmek
sound as a pound s. süper
bent as a nine pound note expr. homo
sound as a pound expr. harika
sound as a pound expr. mükemmel
bent as a nine pound note expr. nonoş
bent as a nine pound note expr. kırık