toplu - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

toplu



"toplu" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
toplu collective s.
General
toplu bulk i.
toplu block i.
toplu neat s.
toplu congregate s.
toplu stout s.
toplu tidy s.
toplu whole s.
toplu collected s.
toplu gathered s.
toplu aggregate s.
toplu mass s.
toplu matronly s.
toplu concerted s.
toplu overall s.
toplu global s.
toplu plump s.
toplu roundabout s.
toplu buxom s.
toplu assembling s.
toplu orderly s.
toplu having a round head s.
toplu bunched s.
toplu corporate s.
toplu fleshy s.
toplu wholesale s.
toplu grouped s.
toplu multiple s.
toplu cosh [scotland] s.
toplu douce [dialect] [uk] s.
toplu public s.
Trade/Economic
toplu cumulative s.
toplu bunched s.
Law
toplu cumulative s.
toplu collective s.
Technical
toplu concentrated s.
toplu stowed s.
toplu lot zf.
Computer
toplu bulk s.
toplu batch s.
Construction
toplu additive s.

"toplu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
derli toplu tidy s.
General
toplu tüketim collective consumption i.
toplu katliam hecatomb i.
toplu konut cluster housing i.
toplu taşıma sistemi transit system i.
toplu sigorta group insurance i.
toplu görüşme panel i.
üç tekerli toplu taşıma aracı cycle rickshaw i.
balıkçılların toplu yuva yeri heronry i.
toplu pazarlık aşamaları phases of labor bargaining i.
toplu katliam slaughter i.
toplu davranış collective behavior i.
toplu iş sözleşmesi collective agreement i.
toplu sınırdışı mass deportation i.
toplu sözleşme collective bargaining i.
toplu pazarlık labor negotiations i.
yolcu sayısı (toplu taşıma aracında) ridership i.
bağışlardan oluşan toplu sermaye endowment i.
osmanlı toplu iş sözleşmesi ottoman labor agreement i.
toplu iş sözleşmeleri collective labor agreements i.
insanların ve hayvanların toplu halde ve uzun mesafelerde yer değiştirmesi migration i.
toplu miktar parcel i.
toplu çalışmalar collected works i.
toplu taşıma aracı public service vehicle i.
toplu konut collective housing i.
toplu pazarlık konuları labor bargaining subjects i.
toplu haldeki arılar swarm i.
toplu taşıma transit i.
toplu yıkama sistemi batch washing system i.
toplu bakım merkezi congregate care center i.
toplu haldeki mal hoard i.
toplu konutlar housing estate i.
kentsel toplu taşıma urban public transport i.
toplu konut housing i.
toplu göç exodus i.
kargaların toplu yuva yaptıkları yer rookery i.
işverenle işçi temsilcileri arasında toplu görüşme collective bargaining i.
toplu listeler union lists i.
toplu taşımacılık public transportation i.
toplu ölüm holocaust i.
toplu sözleşme collective contract i.
toplu halde yaşama gregariousness i.
toplu üretim mass production i.
toplu taşıma mass transportation i.
toplu konut housing estate i.
toplu sözleşme labor agreement i.
toplu katliam slaughterhouse i.
toplu olma embonpoint i.
grevde toplu olarak işçilerin protesto için hastalık izni alması sickout i.
toplu davranış (miting vb) collective behaviour i.
toplu taşıma public transport i.
toplu taşıma mass transit i.
toplu taşıma public transit i.
toplu istifa collective resignation i.
toplu istifa mass resignation i.
hristiyanların noel arifesinde geleneksel olarak yaptıkları toplu ayin midnight mass i.
toplu iş batch i.
toplu taşıma mass transport i.
toplu pazarlık collective bargaining i.
toplu yerleşim collective settlements i.
toplu mezar mass grave i.
toplu görünüm panorama i.
toplu protesto a mass protest i.
toplu sözleşme collective agreement i.
toplu ulaşım public transportation i.
toplu ulaşım public transport i.
toplu ulaşım public transit i.
toplu ulaşım mass transit i.
toplu kalıp gang mold i.
toplu iş uyuşmazlığı labor dispute-disagreement i.
toplu pazarlık collective-labor bargaining i.
toplu kıyım bloodbath i.
toplu karar convention i.
toplu gösteri mass demonstration i.
toplu gösteri mass meeting i.
toplu yola çıkma exodus i.
toplu taşıma public transportation i.
toplu taşıma araçlarında gösterilmesi zorunlu olan paso proof of payment i.
kent içi toplu yolcu taşımacılığı urban transportation i.
toplu taşıma hizmetleri public transport services i.
toplu intihar mass suicide i.
toplu iğne pin i.
toplu taşıma aracı public transportation vehicle i.
toplu göç mass migration i.
toplu yaşam communal life i.
toplu iğne başı pinhead i.
toplu yerleşme alanı compound i.
toplu katliam mass murder i.
toplu konut mass housing i.
toplu yıkım silahları weapons of mass destruction i.
toplu katılım total participation i.
insanların kendi sıralarını sakince ve örgütlü (toplu) bir biçimde bekledikleri kuyruklar orderly queues i.
zirve veya toplantı sonunda herkesin iştirak ettiği toplu fotoğraf çekimi family photo i.
toplu çekilen fotoğraf family photo i.
toplu oy block vote i.
toplu zeka collective intelligence i.
toplu mesaj mass message i.
toplu taşımayla seyahat travel by public transport i.
metropolitan toplu taşıma müdürlüğü metropolitan transportation authority i.
toplu nikah mass wedding i.
toplu nikah collective wedding i.
toplu taşıma araçlarına biletsiz binme fare-dodging i.
toplu taşıma araçlarına biletsiz binme fare evasion i.
toplu taşıma araçlarına biletsiz binme ticket evasion i.
toplu halde yapılan büyük göç exodus i.
toplu taşıma kartı farecard i.
karayolu veya toplu taşıma ile erişilemeyen ıssız bölge backcountry i.
karayolu veya toplu taşıma ile erişilemeyen ıssız bölge backland i.
toplu tabancada kullanılan bir mermi markası magnum® i.
toplu dua liturgy i.
(toplu olarak) barmenler blarney i.
(toplu taşıma araçlarında) el tutamağı hanger i.
britanya'daki siyahi ve asyalı azınlıkların toplu alım gücü brown pound i.
toplu göç hijra i.
toplu göç hijrah i.
atlı toplu taşıma horse road i.
atlı vagonları içeren toplu taşıma horse road i.
toplu kitle globe [obsolete] i.
derli toplu gim [dialect] i.
toplu konuşma için bir araya gelen grup choir i.
toplu konuşma grubu choir i.
toplu konuşma için bir araya gelen grup quire i.
toplu konuşma grubu quire i.
toplu çığlık clamoring i.
toplu çığlık clamouring i.
toplu infial rout i.
toplu yapı dormitory i.
toplu yapılardan oluşan yerleşim birimi dormitory i.
toplu ödeme parachute i.
toplu kıyım populicide i.
toplu görüşme collective bargaining i.
yeni bir yere toplu halde giriş invasion i.
benzer tasarımda inşa edilmiş toplu konutlar development i.
eski tip toplu tabancalarda silindirin arkasında yer alan metal bir aksam gate i.
toplu mezar yeri ossuary i.
toplu ibadet prayer i.
toplu katliam yeri shamble i.
toplu banyo showers i.
(gemide, binalarda) insanların toplu uyuduğu odalar sleeping quarters i.
toplu yok oluş total annihilation i.
toplu iş sözleşmeleri substantive agreements i.
toplu katliam yapmak slaughter f.
toplu katliam yapmak massacre f.
toplu ödeme yapmak make a lump sum payment f.
toplu taşıt kullanmak use public transportation f.
toplu taşıma kullanmak use public transportation f.
toplu üretmek mass produce f.
toplu tecavüz etmek jackroll [south africa] f.
toplu hale getirmek bulk f.
toplu tecavüze katılmak gang-bang f.
toplu kontrolden çıkarmak decollectivize [us] f.
toplu kontrolden çıkarmak decollectivise [uk] f.
toplu halde yaşamak hive f.
toplu halde iğneler batırmak pincushion f.
(toplu halde) erzak tedarik etmek victual f.
toplu halde üretmek mass-produce f.
toplu üretim yapmak mass-produce f.
derli toplu orderly s.
derli toplu well coordinated s.
toplu halde indiscrete s.
derli toplu respectable s.
toplu halde yaşayan gregarious s.
derli toplu spruce s.
derli toplu well groomed s.
toplu halde yaşayan social s.
derli toplu trim s.
derli toplu ordered s.
derli toplu compact s.
derli toplu neat s.
derli toplu squared away s.
derli toplu ruly s.
muntazam, derli toplu taut s.
muntazam, derli toplu taut s.
muntazam, derli toplu taut s.
derli toplu tydy [obsolete] s.
toplu halde yaşayan amadelphous s.
son derece derli toplu antiseptic s.
derli toplu apiked [obsolete] s.
derli toplu au fait [french] s.
aşırı derli toplu (özellikle teknolojik aletlerde) ultracompact s.
toplu olmayan unamassed s.
derli toplu görünmeyen ungroomed s.
derli toplu olmayan untrim s.
derli toplu jemmy s.
derli toplu tutulan kempt s.
derli toplu jimp s.
derli toplu jimpy s.
derli toplu menseful [uk] s.
derli toplu (kıyafet) dink [scotland] s.
toplu kullanım için tasarlanan congregate s.
toplu yapılanan congregate s.
toplu kullanıma atfedilen congregate s.
toplu kullanılan congregate s.
derli toplu in order s.
derli toplu compt [obsolete] s.
derli toplu donsie [dialect] s.
derli toplu donsy [dialect] s.
derli toplu doncy [dialect] s.
derli toplu feat [dialect] [uk] s.
derli toplu feateous [obsolete] s.
derli toplu posh s.
toplu olmayan disaggregate s.
derli toplu tutması zor (saç) flyaway s.
(toplu konut veya okul) seviyesi yerlerde olan sink s.
(toplu konut veya okul) düşük standartlı sink s.
(toplu konut veya okul) kalitesiz sink s.
derli toplu fresh s.
derli toplu prest [obsolete] s.
derli toplu smicker s.
toplu halde yaşayan subsocial s.
toplu halde en masse zf.
toplu şekilde as a whole zf.
derli toplu bir şekilde trimly zf.
derli toplu bir şekilde tidily zf.
toplu halde gregariously zf.
toplu olarak collectively zf.
derli toplu bir halde sprucely zf.
toplu bir şekilde processionally zf.
derli toplu bir şekilde respectably zf.
toplu halde agreat zf.
derli toplu biçimde neat zf.
toplu olarak communally zf.
toplu bir şekilde broadside zf.
derli toplu şekilde feateously [obsolete] zf.
toplu olarak publically zf.
toplu halde aggregately zf.
derli toplu ve sıkıştırılmış şekilde snugly zf.
derli toplu bir halde spruce zf.
toplu olarak surtout zf.
toplu gösteri anlamı veren son ek -in snk.
toplu aktivite anlamı veren son ek -in snk.
Phrasals
birbirine yakın/bir arada/toplu halde olmak remain together f.
toplu halde öldürmek mow down f.
(bir şeyden) toplu halde/topluca çıkmak pour out (of something) f.
toplu halde/topluca çıkmak pour out f.
(bir şeyden/yerden) toplu halde çıkmak/dağılmak swarm out (of something or some place) f.
bir şeyden toplu halde çıkmak/dağılmak swarm out of something f.
toplu taşıma ücreti ödemek için vardığı yerde makineye bileti/fişi okutmak tag off f.
(bir şeyden/yerden) kalabalık/toplu halde geçmek swarm through (something or some place) f.
bir şeyden kalabalık/toplu halde geçmek swarm through something f.
toplu halde kökünü kazımak wipe out f.
toplu halde imha etmek wipe out f.
'-den toplu halde çıkmak/dağılmak swarm out of f.
Colloquial
toplu/toptan faturalandırma bulk billing i.
her davetlinin bir yemek getirerek tüm davetlilerle paylaştığı toplu akşam yemeği kensington [dialect] i.
toplu taşımayı kullanmak yerine ford mondeo marka otomobil kullanan orta sınıf erkek mondeo man [uk] i.
toplu/toptan faturalandırmak (avustralya'daki genel sağlık sigortası medicare sisteminin sunduğu bir ödeme seçeneği) bulk bill f.
yol parası ödemeden toplu taşımaya binmek scale [australia] f.
derli toplu clean and tidy s.
derli toplu posho s.
Idioms
(toplu olarak) kadınlar the fair i.
büyük buluşmalarda düzenlenen toplu yemek rubber chicken dinner i.
toplu ziyafet rubber chicken dinner i.
bir cep telefonu çaldığında herkesin telefonuna sarılmasını toplu halde yapılan macarena dansına benzeten bir söz cellular macarena i.
toplu katliam the blood bath i.
toplu katliam a blood bath i.
herkese aynı anda servis yapılmaya çalışırken tavuğun/etin lastik gibi olduğu toplu yemek rubber chicken dinner i.
eşcinsel camianın toplu harcama/alım gücü pink money i.
herkesin yiyecekler hazırlayıp getirdiği toplu yemek pot luck [us] i.
toplu halde/beraberce gelmek arrive (some place) in a body f.
toplu iğne başı kadar bile önem/değer vermemek not care two pins (about something) f.
toplu halde ayrılmak leave in a body f.
toplu halde gitmek go in a body f.
olabildiğince derli toplu görünmek look one's best f.
olabildiğince derli toplu görünmek look its best f.
(bir şeye) toplu iğne başı kadar bile önem/değer vermemek not care two hoots (about something) f.
derli toplu (as) nice as ninepence s.
toplu (vücut) broad in the beam s.
derli toplu (as) clean as a whistle s.
derli toplu (as) neat as a pin s.
derli toplu apple pie order s.
derli toplu not a hair out of place expr.
derli toplu apple-pie order expr.
derli toplu all shipshape and bristol-fashion expr.
derli toplu shipshape and bristol-fashion expr.
toplu halde in a body expr.
bir toplu iğnenin ucunda kaç melek dans eder how many angels can dance on the head of a pin expr.
derli toplu shipshape and bristol fashion [uk] expr.
Speaking
hava kirliliğini önlemek için toplu taşıma kullanmalıyız we should use public transport in order to prevent air pollution expr.
Trade/Economic
bir sektörde ulusal düzeyde toplu pazarlık sonucu ortaya çıkan ücret oranlarını ve diğer çalışma koşullarını kapsayan yazılı resmi anlaşmalar national agreement i.
bir sanayi kolundaki işçilerin bütününü kapsayan toplu sözleşme industry wide agreement i.
borcuna mahsuben yapılan toplu ödeme collective settlement i.
işine son verilen işçiye yapılan toplu ödeme severance wage i.
işten çıkarılan işçiye verilen toplu para severance pay i.
işçilerden halen sahip oldukları ücret ve sosyal haklardan fedakarlık etmeleri istenen toplu pazarlık concession bargaining i.
işinden çıkartılan işçiye ödenen toplu para severance wage i.
işçi-işveren ilişkileri toplu sözleşme görüşmeleri vb labor relations i.
işveren ile işçi sendikası arasında varılan toplu sözleşmenin koşullarını belirten anlaşma abdication i.
işçi ve işveren sendikası arasında imzalanan toplu sözleşme association agreement i.
kanuna aykırı toplu sözleşme bootleg contract i.
sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu law on trade unions and collective bargaining agreements i.
sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu law of trade unions and collective bargaining agreements i.
sektör kapsamında toplu pazarlık industrywide bargaining i.
toplu satış crowdsale i.
toplu fatura self-invoice i.
toplu sevk collective shipment i.
toplu poliçe block policy i.
toplu sözleşme collective bargaining agreement i.
toplu ödeme transferi lump sum transfer i.
toplu görüşme collective bargaining i.
toplu sevk collective sending i.
toplu iş sözleşmesi union agreement i.
toplu ödeme lump sum payment i.
toplu sözleşme joint agreement i.
toplu pazarlık görüşmeleri için bir işçi örgütünün temsil ettiği ve anlaşma ile bir araya gelmiş işçiler grubu appropriate bargaining unit i.
toplu satış vergileri wholesale taxes i.
toplu konut fonu housing development fund i.
toplu sözleşme mukavelesi collective bargaining contract i.
toplu ödeme lump sum i.
toplu sözleşme yapmaya yetkili tek sendika sole bargaining agent i.
toplu pazarlık aşaması bargaining zone i.
toplu sözleşme yapmaya yetkili sendika collective bargaining agency i.
toplu görüşme collective voice i.
toplu sigorta comprehensive insurance i.
toplu/tek seferde ödeme batch payment i.
toplu sözleşme anlaşması collective bargaining agreement i.
toplu gönderme collective sending i.
toplu emeklilik ödemesi lump-sum payment i.
toplu sözleşme yetkisine sahip sendika certified union i.
toplu fatura self invoice i.
toplu sigorta global insurance i.
toplu iş sözleşmesi collective bargaining i.
toplu terfi collective promotion i.
toplu alım mass purchase i.
toplu iş görüşmesi industry wide bargaining i.
toplu teklif global offer i.
toplu iş sözleşmesi labour contract i.
toplu gelir bunched income i.
toplu beslenme endüstrisi catering industry i.
toplu alım indirimi volume discount i.
toplu rehin multiple lien on property i.
toplu fonlama crowd funding i.
toplu işten çıkarma mass layoff i.
toplu konut mass housing i.
toplu konut fonu mass housing fund i.
toplu taşıma mass transportation i.
toplu sözleşme collective bargaining i.
toplu işe alım mass recruitment i.
toplu iş sözleşmesi labor agreement i.
toplu sözleşme yasaları labor legislation i.
toplu sipariş bulk order i.
toplu iş sözleşmesi labor contract i.
toplu sözleşme collective agreement i.
toplu sözleşme area agreement i.
toplu sözleşmede anlaşmaya varmak için tarafların işbirliği yapmalarının gerekli olduğu aralarındaki çekişmenin asıl amacının ise bu işbirliğinden doğacak yararların bölüşümüyle ilgili olduğu görüşü symbiotic relationship i.
toplu sözleşme eki local supplement i.
toplu pazarlık anlaşması bargaining agreement i.
toplu sözleşme görüşmeleri collective bargaining i.
toplu sözleşme hakkı (collective) bargaining right i.
toplu sözleşme collective bargaining i.
toplu iş anlaşmazlığı collective labour dispute i.
toplu iş akdi collective bargaining i.
toplu konut idaresi mass housing administration i.
toplu iş ihtilafı collective labour dispute i.
toplu mahkeme üyesi associate judge i.
toplu pazarlık anlaşması/sözleşmesi collective bargaining agreement i.
toplu müzakere yapmaya yetkili sendika collective bargaining agency i.
toplu üretim batch production i.
toplu gönderme collective shipment i.
toplu iş sözleşmesi collective labor agreement i.
toplu sözleşme collection agreement i.
toplu iş sözleşmeleri collective bargaining i.
tüm bölgeyi kapsayan toplu görüşmeler area wide bargaining i.
toplu alım bulk purchase i.
toplu iş hukuku collective labour law i.
tüm endüstri işçilerini kapsayan toplu sözleşme industry wide agreement i.
toplu işsizlik mass unemployment i.
toplu mahkeme üyesi associate justice i.
toplu sözleşme hakemliği grievance arbitration i.
toplu iş anlaşması labour agreement i.
toplu sözleşme colletive bargaining i.
ücretlerin toplu pazarlık teorisi bargaining theory of wages i.
yetkili toplu pazarlık kuruluşu exclusive bargaining agent i.
zorlayıcı toplu pazarlık taktikleri coercive bargaining tactics i.
toplu sözleşme yapma yetkisi collective bargaining authority i.
toplu alımlarda yapılan indirim price break i.
toplu ödeme yapmak make a lump sum payment f.
toplu olarak satmak sell by bulk f.
toplu ödeme gerçekleştirmek make a lump sum payment f.
orta gelirlilerin yaşadığı bölgelere dağılmış ve düşük gelirlilere verilen (toplu konutlar) scatter-site s.
toplu olarak wholesale zf.
toplu ödeme ls (lump sum) kısalt.
Law
ifade özgürlüğünün toplu kullanımı collective exercise of freedom of expression i.
işçiler ve işverenler adına toplu sözleşme yapmaya yetkili tek sendika sole bargaining agent i.
toplu iş hukuku collective labor law i.
toplu ipotek collective charge i.
toplu sözleşme yapma yetkisine sahip işçi sendikası bargaining agent i.
toplu iş sözleşmesi collective bargaining agreement i.
toplu tecavüz gang rape i.
toplu dava mass tort i.
toplu tecavüz pack rape i.
toplu katliam mass killing i.
toplu öldürme mass killing i.
toplu ipotek collective mortgage i.
toplu sözleşme collective bargaining i.
toplu rehin collective charge i.
toplu sözleşme collective agreement i.
toplu şikayet collective complaint i.
toplu dava class action lawsuit i.
toplu ödenen meblağ lump sum i.
toplu dilekçe collective petition i.
toplu sözleşme kanunu law of collective bargaining i.
toplu pazarlık hakları bargaining rights i.
toplu sözleşme yasası law of collective bargaining i.
toplu iş sözleşmesi collective labour agreement i.
toplu rehin collective mortgage i.
toplu gözaltı mass arrest i.
toplu mülkiyet ownership in common i.
yalnızca sendika üyeleri adına toplu görüşme bargaining for members only i.
toplu dava class-action suit i.
toplu silahlı saldırı mass shooting i.
toplu katliam mass shooting i.
sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu code on trade unions and collective labour agreements i.
sendikalar ve toplu i̇ş sözleşmesi kanunu code of trade unions and collective labour agreements i.
toplu tecavüze uğramak be gang raped f.
toplu tecavüz suçu işlemek gang rape f.
toplu tecavüz etmek gang-rape f.
Politics
karşı toplu gösteri yapma counterrallying i.
karşı toplu gösteri counterrally i.
toplu konut idaresi housing authority i.
toplu taşıma hizmetleri mass transportation services i.
toplu halde vatandaşlığa kabul etme collective naturalization i.
toplu hami collective patron i.
toplu eylem collective action i.
toplu destek ölçümü aggregate measurement of support i.
toplu tutarlılık collective consistency i.
toplu savunma collective defence i.
toplu pazarlık collective bargaining i.
toplu halde vatandaşlığa alma collective naturalization i.
toplu taşıma public transport i.
toplu suç collective crime i.
toplu istifa resign as a body i.
toplu işten çıkarma collective redundancy i.
toplu yerleşim collective accommodation i.
toplu sözleşme ve grev hakkı right to bargain collectively and to strike i.
toplu iş sözleşmesi collective labour agreement i.
oyların bir eğilim oluşturacak şekilde toplu halde değişimi break i.
toplu oy bullet vote i.
toplu istifa etmek resign en masse f.
toplu isyanları engellemeye yönelik antiriot s.
Institutes
başbakanlık toplu konut idaresi housing development administration of turkey i.
toplu ulaşım hizmetleri müdürlüğü directorate of public transportation services i.
toplu taşımacılık hizmetlerini kontrol etmek üzere kurulmuş kamu örgütü passenger transport authority i.
toplu konut idaresi public housing administration i.
toplu konut idaresi başkanlığı housing development administration of turkey i.
toplu konut dairesi pha (public housing administration) kısalt.
Industry
toplu pazarlık kapsamı bargaining scope i.
toplu pazarlık birimi bargaining unit i.
toplu sözleşme ihlali grievance i.
aynı toplu sözleşmeye tabi olan çalışan grubu bargaining unit i.
toplu sözleşme hususunda aynı sendika tarafından temsil edilen çalışan grubu bargaining unit i.
toplu sözleşme ile sonlandırılacak müzakerelerin içerdiği konular bargaining scope i.
toplu sözleşmenin yapıldığı örgütsel hiyerarşi seviyesi bargaining level i.
fabrika düzeyindeki toplu antlaşma plant agreement i.
(sağlık izni alarak) toplu iş bırakma eylemi sick-out i.
(sağlık izni alarak) toplu iş bırakma eylemine katılmak sick out f.
Insurance
toplu sigorta group life insurance i.
toplu sigorta comprehensive insurance i.
toplu poliçe block policy i.
toplu sigorta collective insurance i.
poliçe bitiminde toplu ödeme yapılmasını gerektiren hayat sigortası poliçesi endowment policy i.
Tourism
toplu gösteri serial show i.
toplu işlem bulk clearance i.
toplu gezi group tour i.
Media
toplu yerde açabilirsin sfw (safe for work) expr.
Advertising
bir toplu taşıma aracının dışına asılan reklam afişi traveling display i.
bir toplu taşıma aracının dışına asılan reklam afişi travelling display i.
toplu taşıma araçlarında yapılan reklam public transportation advertising i.
Technical
toplu çekim vista shot i.
toplu iğne çıkarma unpinning i.
toplu ısıtma block heating i.
toplu anten communal antenna i.
toplu ısı enthalpy i.
toplu kantar steelyard i.
toplu görünüm panorama i.
toplu taşıma araçlarının aydınlatılması lighting of public transport vehicles i.
toplu taşıma araçlarının aydınlatılması public transport lighting i.
toplu kalıp combination mould i.
toplu işleme batch processing i.
toplu iskonto fiyatlandırması all-unit discount pricing i.
toplu elektrot nested electrode i.
toplu giriş batch input i.
toplu öğeli devre lumped circuit i.
toplu taşıma mass transportation i.
toplu parametreli dizge lumped parameter system i.
toplu kalıplar family moulds i.
toplu analiz meta-analysis i.
toplu iğne pin i.
toplu bakış synopsis i.
tek elektron toplu lamba single-gun colour picture tube i.
toplu karışımdaki boşluklar yüzdesi percent voids total mix i.
toplu taşıma mass transport i.
toplu kalıplar family dies i.
toplu anten communal aerial i.
toplu karışımdaki katılar yüzdesi percent solids total mix i.
toplu gecikme lumped delay i.
toplu çözümleme meta-analysis i.
toplu parametre lumped parameter i.
uzak toplu işlem remote batch processing i.
üç elektron toplu lamba three-gun colour tube i.