Geçmiş

vaktinde

"vaktinde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	vaktinde	on time zf.
General
2	Genel	vaktinde	opportune s.
3	Genel	vaktinde	well-timed s.
4	Genel	vaktinde	in time zf.
5	Genel	vaktinde	in season zf.
6	Genel	vaktinde	promptly zf.
7	Genel	vaktinde	on schedule zf.
8	Genel	vaktinde	in good time zf.
9	Genel	vaktinde	in a timely manner zf.
10	Genel	vaktinde	in due time zf.
11	Genel	vaktinde	duly zf.
12	Genel	vaktinde	in a timely fashion zf.
Colloquial
13	Konuşma Dili	vaktinde	back in the day expr.
14	Konuşma Dili	vaktinde	back in the days expr.
Trade/Economic
15	Ticaret/Ekonomi	vaktinde	in due course of time expr.
Technical
16	Teknik	vaktinde	timely zf.

"vaktinde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 75 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	vaktinde gerekli tedbirleri almayı bilme	providence i.
2	Genel	bir iş için lüzumlu malzemenin vaktinde gelmesini temin eden	expediter i.
3	Genel	bir iş için lüzumlu malzemenin vaktinde gelmesini temin eden	expeditor i.
4	Genel	dönen bir objeyi vaktinde yakalama mantığına dayalı bir oyun	turn the trencher i.
5	Genel	dönen bir objeyi vaktinde yakalama mantığına dayalı bir oyun	spin the plate i.
6	Genel	dönen bir objeyi vaktinde yakalama mantığına dayalı bir oyun	spin the platter i.
7	Genel	ikindi vaktinde sadece erkeklerin katıldığı saray kabul merasimi	levee [uk] i.
8	Genel	muhtemel itirazları öngörerek vaktinde zayıflatma	preventer [obsolete] i.
9	Genel	birinin vaktinde ödenmemiş borçları olmak	be in arrears f.
10	Genel	borcu vaktinde ödeyememek	be in arrears f.
11	Genel	işi vaktinde yetiştirmek	get the job done before the deadline f.
12	Genel	işi vaktinde yetiştirmek	complete/finish the job in time/before the deadline f.
13	Genel	(tren/otobüs) vaktinde hareket etmek	run on time f.
14	Genel	vaktinde gelmek	turn up f.
15	Genel	vaktinde savuşturmak	anticipate f.
16	Genel	vaktinde gerekli tedbirleri almayı bilen	provident s.
17	Genel	tam vaktinde yetişen	providential s.
18	Genel	vaktinde gelen	punctual s.
19	Genel	tam vaktinde	seasonable s.
20	Genel	tam vaktinde	timely s.
21	Genel	şafak vaktinde olan	antelucan s.
22	Genel	tan vaktinde olan	antelucan s.
23	Genel	öğle vaktinde	meridian s.
24	Genel	öğle vaktinde	midday s.
25	Genel	ayin vaktinde söylenen	choir s.
26	Genel	ayin vaktinde okunan	choir s.
27	Genel	tam vaktinde	right on time zf.
28	Genel	boş vaktinde	in one's spare time zf.
29	Genel	tam vaktinde	just at the right time zf.
30	Genel	tam vaktinde	dead on time zf.
31	Genel	tam vaktinde	just in time zf.
32	Genel	tam vaktinde	at the point zf.
33	Genel	tam vaktinde	on the dot zf.
34	Genel	tam vaktinde	punctually zf.
35	Genel	gece vaktinde	nocturnally zf.
36	Genel	kalkış vaktinde	on the fly zf.
Phrasals
37	Öbek Fiiller	bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak	fall behind on (something) f.
38	Öbek Fiiller	bir taksiti/kirayı vaktinde/zamanında ödeyememek	fall behind on (something) f.
39	Öbek Fiiller	bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak	get behind on (something) f.
40	Öbek Fiiller	bir taksiti/kirayı vaktinde/zamanında ödeyememek	get behind on (something) f.
41	Öbek Fiiller	borcu vaktinde ödeyememek	fall behind f.
Phrases
42	İfadeler	(diğer şeylerin) arasında kalan vaktinde	in between times zf.
Colloquial
43	Konuşma Dili	tam vaktinde varmak	be somewhere on the dot f.
44	Konuşma Dili	tam vaktinde gelmek	arrive somewhere on the dot f.
45	Konuşma Dili	tam vaktinde varmak	arrive somewhere on the dot f.
46	Konuşma Dili	tam vaktinde varmak	get somewhere on the dot f.
47	Konuşma Dili	tam vaktinde varmak	show up on the dot f.
48	Konuşma Dili	tam vaktinde gelmek	get somewhere on the dot f.
49	Konuşma Dili	tam vaktinde gelmek	show up on the dot f.
50	Konuşma Dili	tam vaktinde gelmek	be somewhere on the dot f.
51	Konuşma Dili	(bir şeye/yere) vaktinde yetişmek	make it (to something or some place) f.
52	Konuşma Dili	vaktinde/zamanında	in due course expr.
53	Konuşma Dili	vaktinde/zamanında	in time expr.
54	Konuşma Dili	vaktinde/zamanında	in the course of time expr.
55	Konuşma Dili	vaktinde/zamanında	in good time expr.
56	Konuşma Dili	vaktinde/zamanında	in due time expr.
57	Konuşma Dili	tam zamanında/vaktinde	not a minute too soon expr.
Idioms
58	Deyim	kürkü orak vaktinde, orağı kürk vaktinde almak	buy straw hats in winter f.
59	Deyim	vaktinde varmak/ulaşmak	beat the clock f.
60	Deyim	zamanında/vaktinde yapmak	beat the clock f.
61	Deyim	tam vaktinde	on the tick zf.
62	Deyim	tam vaktinde	to the tick zf.
63	Deyim	vaktinde kalkmış/uyanmış	up and at 'em zf.
64	Deyim	sabahın erken saatlerinde/gecenin bir vaktinde	at an ungodly hour zf.
65	Deyim	sabahın erken saatlerinde/gecenin bir vaktinde	at an unearthly hour zf.
66	Deyim	tam vaktinde	on the spot expr.
67	Deyim	tam vaktinde	in the very nick of time expr.
68	Deyim	tam vaktinde	in the nick of time expr.
69	Deyim	tam vaktinde	at the dot expr.
Speaking
70	Konuşma	vaktinde geldiler	they're right on time expr.
Trade/Economic
71	Ticaret/Ekonomi	vaktinde ödenmemiş ve birikmiş dış borçlar	arrears i.
72	Ticaret/Ekonomi	borcunu vaktinde ödeyememiş	in arrears s.
Law
73	Hukuk	vaktinde ihbar etmeme	default of notice i.
74	Hukuk	muhtemel itirazları öngörerek vaktinde zayıflatma	prevention [obsolete] i.
Transportation
75	Ulaştırma	vaktinde teslim	on-time delivery i.