varını yoğunu - Türkçe İngilizce Sözlük

varını yoğunu

"varını yoğunu" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
varını yoğunu your ˈall i.

"varını yoğunu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 80 sonuç

Türkçe İngilizce
General
varını yoğunu kaybetmek lose one's all f.
varını yoğunu vermek (bir başkası için) wait on someone hand and foot f.
varını yoğunu elinden almak deprive of one's possessions f.
varını yoğunu ortaya koyarak in earnest zf.
Phrasals
varını yoğunu ortaya koymak fall over f.
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek run out of (one's) skin f.
varını yoğunu gasp etmek screw out of f.
Colloquial
(birinin) varını yoğunu (ortaya koyması) (one's) all i.
varını yoğunu ortaya koymak/akıtmak pour it on f.
varını yoğunu harcamak/tüketmek burn f.
varını yoğunu ortaya koyarak with full effort expr.
varını yoğunu ortaya koyma (one's) guts out expr.
Idioms
varını yoğunu gasp etmek screw (one) out of (something) f.
varını yoğunu gasp etmek screw someone out of f.
birisine varını yoğunu vermek give the shirt off one's back f.
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek run out of your skin f.
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek play out of your skin f.
varını yoğunu/tüm enerjisini vermek put your heart and soul into something/doing something f.
varını yoğunu bir işe vb. yatırmak bet the farm f.
varını yoğunu riske atmak put all one's eggs in one basket f.
varını yoğunu adamak consecrate to f.
varını yoğunu tehlikeye atmak put all one's eggs in one basket f.
varını yoğunu harcamak shoot one's wad f.
varını yoğunu ortaya koymak lean over backwards f.
varını yoğunu ortaya koymak bend over backwards f.
varını yoğunu ortaya koymak fall over backwards f.
varını yoğunu vermek give one's eyeteeth for f.
varını yoğunu bir işe vb. yatırmak sell the farm f.
varını yoğunu vermek give one's eyeteeth to f.
varını yoğunu vermek go to any lengths f.
varını yoğunu bir işe vb. yatırmak bet the ranch f.
varını yoğunu almak have the shirt off somebody's back f.
varını yoğunu almak take the shirt off somebody's back f.
varını yoğunu ortaya koymak do the hard yards f.
(birinin/bir şeyin) varını yoğunu almak milk (someone or something) dry f.
varını yoğunu ortaya koymak bend (one's) efforts f.
bir şey için varını yoğunu ortaya koymak bend your mind/efforts to something f.
varını yoğunu ortaya koymak do (one's) damndest f.
varını yoğunu riske atmak have all (one's) eggs in one basket f.
varını yoğunu tehlikeye atmak have all (one's) eggs in one basket f.
varını yoğunu bir şeye yatırmak bet the farm f.
varını yoğunu bir şeye yatırmak bet the ranch f.
(birinin/bir şeyin) varını yoğunu tüketmek bleed (someone or something) dry f.
birinin varını yoğunu/tüm parasını tüketmek bleed somebody dry f.
birinin varını yoğunu/tüm parasını tüketmek bleed somebody white f.
birinin varını yoğunu/tüm parasını tüketmek bleed someone white f.
varını yoğunu/tüm parasını tüketmek bleed white f.
(birinin) varını yoğunu yemek eat (one) out of house and home f.
birinin varını yoğunu yemek eat somebody out of house and home f.
varını yoğunu ortaya koymak fall over backward f.
(bir şey yapmak için) varını yoğunu ortaya koymak fall over backwards (to do something) f.
(bir şey yapmak için) varını yoğunu ortaya koymak bend over backwards (to do something) f.
(bir şey yapmak için) varını yoğunu ortaya koymak lean over backwards (to do something) f.
varını yoğunu vermek give (one's) eyeteeth f.
(bir şey) için varını yoğunu vermek give (one's) eyeteeth for (something) f.
varını yoğunu vermek give one's eyeteeth f.
varını yoğunu vermek give one's right arm f.
varını yoğunu vermek give the shirt off back f.
bir şey için varını yoğunu vermek give your eye teeth for f.
bir şey/bir şey yapmak için varını yoğunu vermek give your eye teeth for something/to do something f.
varını yoğunu vermek give your right arm f.
(bir şey yapmak için) varını yoğunu vermek go to any lengths to (do something) f.
(bir şey yapmak için) varını yoğunu vermek go to any length to (do something) f.
(bir şey yapmak için) varını yoğunu vermek go to any greats to (do something) f.
(bir şey yapmak için) varını yoğunu vermek go to any great to (do something) f.
birinin/bir şeyin varını yoğunu almak milk somebody/something dry f.
birinin/bir şeyin varını yoğunu almak suck somebody/something dry f.
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek play out of (one's) skin f.
varını yoğunu (bir bahise) yatırmak put (one's) shirt on (something) f.
varını yoğunu (bir bahise) yatırmak put your shirt on [uk] f.
varını yoğunu (bir bahise) yatırmak put your shirt on something [uk] f.
varını yoğunu harcamak shoot wad f.
varını yoğunu harcamak shoot your wad f.
varını yoğunu ortaya koymak strain every nerve and muscle f.
(birinin/bir şeyin) varını yoğunu almak suck (someone or something) dry f.
varını yoğunu vermek wait on hand and foot f.
Slang
varını yoğunu almak suck somebody dry f.
(birinin) varını yoğunu almak suck (one) dry f.
(birinin) varını yoğunu almak suck someone dry f.
Modern Slang
(bütün gün) varını yoğunu ortaya koymuş all heart all day expr.