Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
bir şeyini/yaptığı bir şeyi çok sevmek
construction licence
varını yoğunu
Geçmiş
Cümleler
"varını yoğunu"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
varını yoğunu
your ˈall
i.
"varını yoğunu"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 80 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
varını yoğunu kaybetmek
lose one's all
f.
2
Genel
varını yoğunu vermek (bir başkası için)
wait on someone hand and foot
f.
3
Genel
varını yoğunu elinden almak
deprive of one's possessions
f.
4
Genel
varını yoğunu ortaya koyarak
in earnest
zf.
Phrasals
5
Öbek Fiiller
varını yoğunu ortaya koymak
fall over
f.
6
Öbek Fiiller
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek
run out of (one's) skin
f.
7
Öbek Fiiller
varını yoğunu gasp etmek
screw out of
f.
Colloquial
8
Konuşma Dili
(birinin) varını yoğunu (ortaya koyması)
(one's) all
i.
9
Konuşma Dili
varını yoğunu ortaya koymak/akıtmak
pour it on
f.
10
Konuşma Dili
varını yoğunu harcamak/tüketmek
burn
f.
11
Konuşma Dili
varını yoğunu ortaya koyarak
with full effort
expr.
12
Konuşma Dili
varını yoğunu ortaya koyma
(one's) guts out
expr.
Idioms
13
Deyim
varını yoğunu gasp etmek
screw (one) out of (something)
f.
14
Deyim
varını yoğunu gasp etmek
screw someone out of
f.
15
Deyim
birisine varını yoğunu vermek
give the shirt off one's back
f.
16
Deyim
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek
run out of your skin
f.
17
Deyim
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek
play out of your skin
f.
18
Deyim
varını yoğunu/tüm enerjisini vermek
put your heart and soul into something/doing something
f.
19
Deyim
varını yoğunu bir işe vb. yatırmak
bet the farm
f.
20
Deyim
varını yoğunu riske atmak
put all one's eggs in one basket
f.
21
Deyim
varını yoğunu adamak
consecrate to
f.
22
Deyim
varını yoğunu tehlikeye atmak
put all one's eggs in one basket
f.
23
Deyim
varını yoğunu harcamak
shoot one's wad
f.
24
Deyim
varını yoğunu ortaya koymak
lean over backwards
f.
25
Deyim
varını yoğunu ortaya koymak
bend over backwards
f.
26
Deyim
varını yoğunu ortaya koymak
fall over backwards
f.
27
Deyim
varını yoğunu vermek
give one's eyeteeth for
f.
28
Deyim
varını yoğunu bir işe vb. yatırmak
sell the farm
f.
29
Deyim
varını yoğunu vermek
give one's eyeteeth to
f.
30
Deyim
varını yoğunu vermek
go to any lengths
f.
31
Deyim
varını yoğunu bir işe vb. yatırmak
bet the ranch
f.
32
Deyim
varını yoğunu almak
have the shirt off somebody's back
f.
33
Deyim
varını yoğunu almak
take the shirt off somebody's back
f.
34
Deyim
varını yoğunu ortaya koymak
do the hard yards
f.
35
Deyim
(birinin/bir şeyin) varını yoğunu almak
milk (someone or something) dry
f.
36
Deyim
varını yoğunu ortaya koymak
bend (one's) efforts
f.
37
Deyim
bir şey için varını yoğunu ortaya koymak
bend your mind/efforts to something
f.
38
Deyim
varını yoğunu ortaya koymak
do (one's) damndest
f.
39
Deyim
varını yoğunu riske atmak
have all (one's) eggs in one basket
f.
40
Deyim
varını yoğunu tehlikeye atmak
have all (one's) eggs in one basket
f.
41
Deyim
varını yoğunu bir şeye yatırmak
bet the farm
f.
42
Deyim
varını yoğunu bir şeye yatırmak
bet the ranch
f.
43
Deyim
(birinin/bir şeyin) varını yoğunu tüketmek
bleed (someone or something) dry
f.
44
Deyim
birinin varını yoğunu/tüm parasını tüketmek
bleed somebody dry
f.
45
Deyim
birinin varını yoğunu/tüm parasını tüketmek
bleed somebody white
f.
46
Deyim
birinin varını yoğunu/tüm parasını tüketmek
bleed someone white
f.
47
Deyim
varını yoğunu/tüm parasını tüketmek
bleed white
f.
48
Deyim
(birinin) varını yoğunu yemek
eat (one) out of house and home
f.
49
Deyim
birinin varını yoğunu yemek
eat somebody out of house and home
f.
50
Deyim
varını yoğunu ortaya koymak
fall over backward
f.
51
Deyim
(bir şey yapmak için) varını yoğunu ortaya koymak
fall over backwards (to do something)
f.
52
Deyim
(bir şey yapmak için) varını yoğunu ortaya koymak
bend over backwards (to do something)
f.
53
Deyim
(bir şey yapmak için) varını yoğunu ortaya koymak
lean over backwards (to do something)
f.
54
Deyim
varını yoğunu vermek
give (one's) eyeteeth
f.
55
Deyim
(bir şey) için varını yoğunu vermek
give (one's) eyeteeth for (something)
f.
56
Deyim
varını yoğunu vermek
give one's eyeteeth
f.
57
Deyim
varını yoğunu vermek
give one's right arm
f.
58
Deyim
varını yoğunu vermek
give the shirt off back
f.
59
Deyim
bir şey için varını yoğunu vermek
give your eye teeth for
f.
60
Deyim
bir şey/bir şey yapmak için varını yoğunu vermek
give your eye teeth for something/to do something
f.
61
Deyim
varını yoğunu vermek
give your right arm
f.
62
Deyim
(bir şey yapmak için) varını yoğunu vermek
go to any lengths to (do something)
f.
63
Deyim
(bir şey yapmak için) varını yoğunu vermek
go to any length to (do something)
f.
64
Deyim
(bir şey yapmak için) varını yoğunu vermek
go to any greats to (do something)
f.
65
Deyim
(bir şey yapmak için) varını yoğunu vermek
go to any great to (do something)
f.
66
Deyim
birinin/bir şeyin varını yoğunu almak
milk somebody/something dry
f.
67
Deyim
birinin/bir şeyin varını yoğunu almak
suck somebody/something dry
f.
68
Deyim
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek
play out of (one's) skin
f.
69
Deyim
varını yoğunu (bir bahise) yatırmak
put (one's) shirt on (something)
f.
70
Deyim
varını yoğunu (bir bahise) yatırmak
put your shirt on [uk]
f.
71
Deyim
varını yoğunu (bir bahise) yatırmak
put your shirt on something [uk]
f.
72
Deyim
varını yoğunu harcamak
shoot wad
f.
73
Deyim
varını yoğunu harcamak
shoot your wad
f.
74
Deyim
varını yoğunu ortaya koymak
strain every nerve and muscle
f.
75
Deyim
(birinin/bir şeyin) varını yoğunu almak
suck (someone or something) dry
f.
76
Deyim
varını yoğunu vermek
wait on hand and foot
f.
Slang
77
Argo
varını yoğunu almak
suck somebody dry
f.
78
Argo
(birinin) varını yoğunu almak
suck (one) dry
f.
79
Argo
(birinin) varını yoğunu almak
suck someone dry
f.
Modern Slang
80
Modern Argo
(bütün gün) varını yoğunu ortaya koymuş
all heart all day
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of varını yoğunu
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy