your ˈall - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

your ˈall



"your ˈall" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 129 sonuç

İngilizce Türkçe
Phrases
all your base are belong to us expr. 1980'lerde bir japon bilgisayar oyununda kullanılıp sonradan espri haline gelmiş saçma bir altyazı
in full possession of all your faculties expr. akli dengesi yerinde
all your base are belong to us expr. seni/sizi tamamen hezimete uğrattık
all your base are belong to us expr. seni/sizi tamamen hezimete uğrattık
Colloquial
your ˈall i. sahip olduğun her şey
your ˈall i. her şeyin
your ˈall i. varını yoğunu
place all your eggs in one basket f. her şeyini riske atmak
have it (all) your (own) way f. (kendi) bildiğini okumak
have it (all) your (own) way f. canının istediğini yapmak
have it (all) your (own) way f. istediği gibi at koşturmak
have it (all) your (own) way f. nasıl bilirse öyle yapmak
have it (all) your (own) way f. (kendi) bildiği gibi yapmak
have things (all) your (own) way f. (kendi) bildiğini okumak
have things (all) your (own) way f. canının istediğini yapmak
have things (all) your (own) way f. istediği gibi at koşturmak
have things (all) your (own) way f. nasıl bilirse öyle yapmak
have things (all) your (own) way f. (kendi) bildiği gibi yapmak
have everything (all) your (own) way f. (kendi) bildiğini okumak
have everything (all) your (own) way f. canının istediğini yapmak
have everything (all) your (own) way f. istediği gibi at koşturmak
have everything (all) your (own) way f. nasıl bilirse öyle yapmak
have everything (all) your (own) way f. (kendi) bildiği gibi yapmak
take all your medicine expr. tüm ilaçlarını al
take all your medicine expr. tüm ilaçlarınızı alın
it's all in your mind expr. hepsi senin kafanda/zihninde (hepsi gerçek olmayan senin hayal ettiğin şeyler)
it's all in your mind expr. kafanda kuruyorsun
Idioms
plague-on-all-your-houses i. felaket
egg all over your face i. komik/gülünç durum
egg all over your face i. mosmor/bozum olma durumu
egg all over your face i. utanç verici durum
egg all over your face i. utanılacak durum
egg all over your face i. eline yüzüne bulaştırma
put all your eggs in one basket f. tek bir şeye bel bağlamak
give your all f. elinden geleni yapmak
be written all over your face f. (bir şey) yüzünden okunmak
be written all over your face f. (bir şey) yüzünden belli olmak
be written all over your face f. (bir şey) yüzüne yansımak
have something written all over your face f. (bir şey) yüzünden okunmak
have something written all over your face f. (bir şey) yüzünden belli olmak
have something written all over your face f. (bir şey) yüzüne yansımak
be written all over your face f. yüzünden okunmak
be written all over your face f. yüzünden belli olmak
be written all over your face f. yüzüne yansımak
get (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) hazırlıklarını tamamlamak
get (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) işlerini yoluna koymak
get (all) your ducks in a row [us] f. (her şeyi) düzene/sıraya koymak
get (all) your ducks in a row [us] f. (tamamen) hazır ve organize olmak
have (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) hazırlıklarını tamamlamak
have (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) işlerini yoluna koymak
have (all) your ducks in a row [us] f. (her şeyi) düzene/sıraya koymak
have (all) your ducks in a row [us] f. (tamamen) hazır ve organize olmak
get/have (all) your ducks in a row [us] f. deveyi düze çıkarmak
get/have (all) your ducks in a row [us] f. hazırlıklarını tamamlamak
get/have (all) your ducks in a row [us] f. işlerini yoluna koymak
get/have (all) your ducks in a row [us] f. işleri muntazamca yapmak
get/have (all) your ducks in a row [us] f. işleri düzenlemek
get/have (all) your ducks in a row [us] f. işleri nizam içinde yürütmek
have (all) your ducks in a row [us] f. deveyi düze çıkarmak
have (all) your ducks in a row [us] f. işleri muntazamca yapmak
have (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) işleri düzenlemek
get (all) your ducks in a row [us] f. deveyi düze çıkarmak
get (all) your ducks in a row [us] f. işleri muntazamca yapmak
get (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) işleri düzenlemek
put all your eggs into one basket f. tek bir şeye bel bağlamak
put all your eggs into one basket f. tüm kaynaklarını aynı işe yatırmak
put all your eggs into one basket f. tüm yumurtalarını aynı sepete koymak
put all your eggs into one basket f. tüm parasını/emeğini tek bir şeye yatırmak
written all over your face s. yüzünden okunan
written all over your face s. yüzünden belli
got all your bases covered expr. tüm detaylar düşünülmüş
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. kolay gelsin
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. eline kuvvet
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. tanrı sana güç versin
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. allah/tanrı gücünü artırsın
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. beline kuvvet
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. başarılar
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. şansın bol/açık olsun
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. allah/tanrı kolaylık versin
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. yolun açık olsun
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. kolay gelsin
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. eline kuvvet
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. tanrı sana güç versin
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. allah/tanrı gücünü artırsın
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. beline kuvvet
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. başarılar
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. şansın bol/açık olsun
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. allah/tanrı kolaylık versin
all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr. yolun açık olsun
in all your puff [uk] expr. bütün hayatı boyunca
in all your puff [uk] expr. ömründe
in all your puff [uk] expr. hayatında
with all your heart expr. tüm kalbiyle
with all your heart expr. içtenlikle
with all your heart expr. yürekten
with all your heart expr. canı gönülden
with all your whole heart expr. tüm kalbiyle
with all your whole heart expr. içtenlikle
with all your whole heart expr. yürekten
with all your whole heart expr. canı gönülden
Speaking
this is all your fault i. hepsi senin suçun
are these all from your dad? expr. bunların hepsi babandan mı?
it's all your fault expr. bütün bunlar senin hatan
it's all your fault expr. bütün bunlar senin eserin
we all appreciate your efforts expr. emeklerini hepimiz takdir ediyoruz
it is all in your head expr. hepsi senin kafanda (hepsi gerçek olmayan senin hayal ettiğin şeyler)
this is all your fault! expr. hepsi senin suçun!
why can't you give your all? expr. neden kendinizi tamamen adayamıyorsunuz?
did your parents let you come over here all by yourself? expr. senin ailen buralara kendi başına gelmene izin mi verdi?
you got this way all on your own expr. sen buraya tamamen kendi çabalarınla geldin
all your friends expr. tüm arkadaşların
don't put all your eggs in one basket expr. tüm yumurtalarını aynı sepete koyma
take up all your courage expr. tüm cesaretini topla
don't put all your eggs in one basket expr. tüm kaynaklarını aynı işe yatırma
I hope all your family are keeping well expr. umarım ailenizin sağlığı sıhhati yerindedir
it's written all over your face expr. yüzünden okunuyor
it's written all over your face expr. yüzünden belli
Politics
it may be that, by violence and ruse, all the fortresses of your beloved fatherland may be captured, all its shipyards occupied, all its armies dispersed and every part of the country invaded. i. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir
Computer
log out of all games before changing your password expr. şifrenizi değiştirmeden önce bütün oyunlardan çıkın
Modern Slang
all your base are now belong to us i. 1980'lerde bir japon bilgisayar oyununda kullanılıp sonradan espri haline gelmiş saçma bir altyazı
all your base are now belong to us i. seni/sizi tamamen hezimete uğrattık
all your base are now belong to us i. bütün üslerini/üslerinizi aldık/ele geçirdik
all up in your shit s. işine burnunu sokan
all up in your shit s. meraklı
all up in your shit s. yakasından düşmeyen
all of your eggs in one basket expr. tek bir şeye bağlı kalma
all of your eggs in one basket expr. tüm kaynaklarını tek bir şeye yatırma
all of your eggs in one basket expr. tek bir şeye bel bağlama
all of your eggs in one basket expr. tüm yumurtalarını aynı sepete koyma

"your ˈall" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrases
all your base are belong to us ifadesinin kısaltması ba kısalt.