Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
yüzeyde
"yüzeyde"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yüzeyde
on the surface
zf.
"yüzeyde"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 128 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
yüzeyde toplamak
adsorb
f.
General
2
Genel
kararma (madeni yüzeyde)
tarnish
i.
3
Genel
yüzeyde kalma
superficiality
i.
4
Genel
son kat boya (boyanmış yüzeyde)
topcoat
i.
5
Genel
yüzey bekleme aralığı (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre)
surface interval
i.
6
Genel
yüzey beklemesi (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre)
surface interval
i.
7
Genel
kokunun yüzeyde kalma süresi
substantivity
i.
8
Genel
(ahşap/boyalı yüzeyde) küçük çatlak
check
i.
9
Genel
(yüzeyde) düzgünlük
equality
i.
10
Genel
heterojen karışımın yükselip yüzeyde toplanan bölümü
cream
i.
11
Genel
düz yüzeyde pütürlü oluşum
irregularity
i.
12
Genel
parlak bir yüzeyde görülen morumsu siyah renk
crow
i.
13
Genel
dış katmanın yüzeyde cep oluşturacak şekilde içe katlanması
introversion
i.
14
Genel
fay oluşumu sonucu normalde kesintiye uğramayan bir yüzeyde oluşan iki ayrık parçanın arasındaki mesafe
separation
i.
15
Genel
yüzeyde oluşan ince tabaka
skin
i.
16
Genel
yüzeyde bulunan yaşam
surface life
i.
17
Genel
yüzeyde çalışan kimse
surfaceman
i.
18
Genel
metal yüzeyde küf
patina
i.
19
Genel
bir yüzeyde renkli çizgiler yapmak
streak
f.
20
Genel
renkli çizgiler yapmak (bir yüzeyde)
streak
f.
21
Genel
yeniden yüzeyde belirmek
resurface
f.
22
Genel
ay'da veya kütle çekimin düşük olduğu başka bir yüzeyde yürüyormuşçasına sekerek yürümek
moonwalk
f.
23
Genel
(ıslak yüzeyde) su filmi destekli olarak sürmek
hydroplane
f.
24
Genel
yüzeyde sürtünerek hareket etmek
drag
f.
25
Genel
(krema, kaymak) yüzeyde toplanmak
set
f.
26
Genel
yüzeyde kalmak
strand
f.
27
Genel
(altın arayıcısı) yüzeyde çalışmak
surface
f.
28
Genel
alt yüzeyde bulunan
impressed
s.
29
Genel
yüzeyde görünmeyen
invisible
s.
30
Genel
yüzeyde giden
superfluitant [obsolete]
s.
31
Genel
yüzeyde yüzen
superfluitant [obsolete]
s.
32
Genel
yüzeyde süzülen
superfluitant [obsolete]
s.
33
Genel
yüzeyde kullanılan
surface
s.
34
Genel
yüzeyde bulunan
surface
s.
35
Genel
yüzeyde yer alan
surface
s.
36
Genel
yüzeyde faaliyet gösteren
surface
s.
37
Genel
yüzeyde çalışmış
surface
s.
38
Genel
yüzeyde olan
fleet [dialect]
zf.
39
Genel
(anatomik yapı) alt yüzeyde anlamına gelen bir ön ek
infra-
ök.
Phrasals
40
Öbek Fiiller
yüzeyde belirmek
crop out
f.
41
Öbek Fiiller
(bir yüzeyde ya da bir yerde) süzülmek
glide across (something)
f.
42
Öbek Fiiller
(bir yüzeyde ya da bir yerde) süzülmek
glide across something
f.
Idioms
43
Deyim
yüzeyde kalmak
scratch the surface
f.
44
Deyim
düz bir yüzeyde perspektifi doğru bir şekilde oluşturmak/göstermek
have (something) in perspective
f.
Technical
45
Teknik
agreganın yüzeyde görünmesi
aggregate exposure
i.
46
Teknik
damarlar (yüzeyde)
seams
i.
47
Teknik
eğik bir yüzeyde ölçülen bir açının yatay bir yüzey üzerindeki izdüşümünü almakta kullanılan alet
angulator
i.
48
Teknik
herhangi bir yüzeyde yığılı olan radyoaktif madde
active deposit
i.
49
Teknik
yüzeyde toplanma
surface shoving
i.
50
Teknik
yüzeyde kirlenme
surface pollution
i.
51
Teknik
yüzeyde aşınma
brinelling
i.
52
Teknik
yüzeyde toplayıcı madde
adsorption agent
i.
53
Teknik
yüzeyde güçlendirilmiş raman spektroskopisi
surface enhanced raman spectroscopy
i.
54
Teknik
yüzeyde toplanma
adsorption
i.
55
Teknik
yüzeyde yüzen sıvı
supernatant fluid
i.
56
Teknik
eriyik malzemenin bir kısmında oluşan bükülme sonucu çelik veya cam yüzeyde oluşan bozukluk
lap
i.
57
Teknik
bir yüzeyde lazerle aydınlatılan alan
laser spot
i.
58
Teknik
titreşimli makinelerin yüzeyde bıraktığı ince dalgalanma izi
ripple
i.
59
Teknik
üç boyutlu bir nesneyi projeksiyon kurallarına göre iki boyutlu bir yüzeyde sergileme
graphic
i.
60
Teknik
yüzeyde biriken sıvıyı boşaltmak
wreck
f.
61
Teknik
yüzeyde biriken sıvıyı tahliye etmek
wreck
f.
62
Teknik
(bir yüzeyde) yer işareti oluşturmak
spot
f.
63
Teknik
(boyayı) yüzeyde toplamak
strike
f.
64
Teknik
yüzeyde tutunamayan
nonadsorbent
s.
65
Teknik
yüzeyde birikmeyen
nonadsorbent
s.
66
Teknik
yüzeyde tutunamayan
nonadsorptive
s.
67
Teknik
yüzeyde birikmeyen
nonadsorptive
s.
68
Teknik
yüzeyde olan
superficial
s.
69
Teknik
yüzeyde yüzen
supernatant
s.
70
Teknik
yüzeyde toplanabilen
surface-assimilative
s.
71
Teknik
yüzeyde toplayabilen
surface-assimilative
s.
72
Teknik
yüzeyde biriken
surface-assimilative
s.
73
Teknik
yüzeyde biriktiren
surface-assimilative
s.
Textile
74
Tekstil
yüzeyde ateş alma
surface ignition
i.
Architecture
75
Mimarlık
yüzeyde oluklar açarak ya da yüzeyi kazıyarak daha iyi yapışma sağlama
key
i.
Construction
76
İnşaat
üst yüzeyde kullanılan tamir harcı
overhead repair mortar
i.
77
İnşaat
yüzeyde tutma
adsorption
i.
Woodworking
78
Ağaç İşleri
(masa yüzeyi) ahşap yüzeyde yer alan daire biçimli kaplama
oystering
i.
79
Ağaç İşleri
(yuvarlak dalgalı ahşap yüzeyde kullanılan) tahta çubuk demeti
oystering
i.
Dyeing
80
Boyacılık
vernik gibi kaplama maddesinin yüzeyde yayılmasıyla çatlaklar ve çıkıntılardan oluşan bitiş hatası
webbing
i.
81
Boyacılık
kaplanmış veya boyanmış yüzeyde kazara açıkta bırakılan nokta
holiday
i.
Mining
82
Maden
yüzeyde çalışan madenci
topman
i.
83
Maden
(kömür madenciliğinde) cevher çıkarılan yüzeyde dikey bir oluk açmak
shear
f.
Medical
84
Medikal
yüzeyde gelişen çöküntü
scratch
i.
Anatomy
85
Anatomi
üst yüzeyde olan
dosel
s.
Dentistry
86
Diş Hekimliği
yüzeyde kavite hazırlanması
preparing a cavity on the surface
i.
Pathology
87
Patoloji
(mide vb.) duvar veya yüzeyde aşınmış krateriform lezyon
niche
i.
Optics
88
Optik
içbükey yüzeyde yansıyan ışınların yakınsayarak kesiştiği yerde oluşan yüzey
caustic surface
i.
89
Optik
ışığın düzensiz bir şekilde kırılmasıyla sıcak yüzeyde oluşan pırıltı etkisi
laurence
i.
Printing
90
Baskı Teknikleri
yumuşak-şekerli yüzeyde yedirme
soft-ground or sugar etching
i.
91
Baskı Teknikleri
abartma baskısı için kullanılan oyuk taş yüzeyde yapılan baskı
lithotype
i.
Food Engineering
92
Gıda
turunçgillerde yüzeyde kullanılan koruyucu maddeler ve bu koruyucuların kalitatif ve kantitatif analiz metotları
use of certain preservatives for the surface treatment of citrus fruit and on the control measures to be used for the qualitative and quantitative analysis of preservatives in and on citrus fruit
i.
93
Gıda
yüzeyde sıkı zar
pellicle
i.
94
Gıda
yüzeyde gelişme
surface growth
i.
95
Gıda
tüm yüzeyde kamçılı
peritrichous
s.
Gastronomy
96
Mutfak
açık sıcak metal yüzeyde pişirmek
panbroil
f.
Geometry
97
Geometri
çemberle sınırlanmış yansıtıcı yüzeyde merkez
pole
i.
Physics
98
Fizik
bir yüzeyde biriken radyan enerji
absorptivity
i.
99
Fizik
kesişen yüzeyde birim başına ışık akısı
illumination
i.
Chemistry
100
Kimya
tek katman halinde bir yüzeyde biriken kükürt içeren hidrokarbon polimerleri
alkanethiol
i.
101
Kimya
yüzeyde toplanma
adsorption
i.
102
Kimya
yüzeyde beyaz tozlanma
efflorescence
i.
103
Kimya
sülfür buharının soğuk yüzeyde yoğunlaştırılması ile elde edilen küçük sülfür kristalleri
flowers of sulphur
i.
Biology
104
Biyoloji
dokuların dış katmanlarında pigment oluşması sonucu yüzeyde görülen kahverengileşme veya kararma
melanism
i.
105
Biyoloji
yüzeyde kabarcığımsı şişlik
pustule
i.
106
Biyoloji
oluştuğu yüzeyde yatık duran (organ, yapı vb.)
recumbent
s.
107
Biyoloji
oral yüzeyde bulunan
oral
s.
Marine Biology
108
Deniz Biyolojisi
sıçrayarak yüzeyde oynayan bir balık
skipjack
i.
109
Deniz Biyolojisi
deniz canlılarının sıcaklık dışındaki etkilere tepki olarak yüzeyde veya değişen derinliklerde düzensiz dağılımına ait veya ilgili
allopelagic
s.
110
Deniz Biyolojisi
(denizanası) şemsiye biçimli alt yüzeyde bulunan
subumbrellar
s.
Botanic
111
Botanik
yüzeyde bulunan
epigenous
s.
112
Botanik
yüzeyde yetişen
epigenous
s.
Environment
113
Çevre
yüzeyde kesme modu
in-plane shearing mode
i.
114
Çevre
yüzeyde patlatılma
surface burst
i.
115
Çevre
(mineral, damar, tabaka) yüzeyde görünmeyen
blind
s.
Geology
116
Jeoloji
hayvanların sürünürken yüzeyde bıraktıkları fosilleşmiş hayvan izi
diplichnites
i.
117
Jeoloji
herhangi bir kaya veya madenin yüzeyde görünmesi
cropping out
i.
118
Jeoloji
herhangi bir kaya veya madenin yüzeyde görünmesi
exhumation
i.
119
Jeoloji
yüzeyde görünen kısım
outcrop
i.
120
Jeoloji
yüzeyde belirmek
crop
f.
121
Jeoloji
yüzeyde soğuyup katılaşmış
effusive
s.
Military
122
Askeri
su altındaki nükleer patlamanın yüzeyde oluşturduğu sis, su ve döküntü bulutu
base surge
i.
Sport
123
Spor
yüzeyde kaymaması için botlara bağlanan metal çivili çerçeve
crampon
i.
124
Spor
(kaya tırmanışında) yüzeyde tutunmak için kullanılabilecek girinti
incut
i.
125
Spor
topu yüzeyde kayacak şekilde oynamak
bank
f.
Archaic
126
Eski Kullanım
yüzeyde kendini belli eden nokta
plot
i.
127
Eski Kullanım
yüzeyde süzülme
supernatation
i.
Engineering
128
Engineering
toprağın eğimli bir yüzeyde kaymadan durabileceği azami açı
natural slope
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yüzeyde
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy