yargıç - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yargıç



"yargıç" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 23 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yargıç judge i.
General
yargıç judicator i.
yargıç adjudicator i.
yargıç commissioner i.
yargıç recorder i.
yargıç justice i.
yargıç justice i.
yargıç hakeem i.
Colloquial
yargıç beak i.
yargıç hizzoner [us] i.
Law
yargıç adjudger i.
yargıç adjudicator i.
yargıç judger i.
yargıç justiciary i.
yargıç domesman i.
yargıç daysman i.
yargıç squire i.
yargıç jud (judge) kısalt.
Politics
yargıç judge i.
Archaic
yargıç juge i.
yargıç doomster i.
Slang
yargıç monk i.
yargıç inky smudge [australia] i.

"yargıç" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 103 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hukuk adamı savcı ve yargıç judiciary i.
yargıç kürsüsü bench i.
sayın yargıç his honor i.
yargıç kürsüsü tribunal i.
baş yargıç chancelor i.
yargıç gücü judicial power i.
yargıç cüppesi tog i.
yargıç tokmağı gavel i.
ingiliz yargıç peruğu bob wig i.
örnek gösterilen yargıç daniels i.
antik roma'da yüksek yargıç praefect i.
baş yargıç praefect i.
dini yargıç temsilcisi surrogate i.
dini yargıç vekili surrogate i.
evlilik izni veren dini yargıç temsilcisi surrogate i.
(antik yunan'da) yargıç syndic i.
yargıç kürsüsünün önündeki alan sidebar i.
yargıç koltuğuna oturmak bench [obsolete] f.
yargıç cübbesi giyinmiş dressed in judge's robes s.
(eski roma'da) konsüllerin yetkisi altında görev yapan seçilmiş yargıç tarafından uygulanan pretorian s.
Idioms
yargıç tavsiyesi dynamite charge i.
kendine yargıç activist judge [us/south africa] i.
hükümlerini yazılı kanunlardan ziyade kişisel ideolojilerine göre veren yargıç/yargı activist judge [us/south africa] i.
hakim/yargıç önüne/huzuruna çıkmak appear before f.
hakim/yargıç önüne/huzuruna çıkmak appear before someone f.
yargıç/hakim makamına/kürsüsüne getirilmek take the bench f.
yargıç/hakim olarak atanmak take the bench f.
yargıç/hakim olarak göreve başlamak take the bench f.
Formal
(mahkemede) yargıç mahkemeye girerken ya da çıkarken ayağa kalkma komutu upstanding expr.
Speaking
sayın yargıç your honor expr.
sayın yargıç your honour expr.
Law
birinci derece ceza yargılama yetkisi olan yargıç recorder i.
ingiliz kraliyet mahkemesinde yarı zamanlı yargıç olarak atanmış en az on yıllık avukat recorder i.
askeri yargıç judge advocate i.
chancery mahkemesi yargıç yardımcısı master in chancery i.
daimi yargıç/hakim sitting judge i.
doğal yargıç ilkesi natural judge principle i.
doğal yargıç ilkesi principle of the natural judge i.
geçici yargıç temporary judge i.
geçici yetkili yargıç temporary judge i.
geçici yetkili yargıç judge pro tem i.
geçici yargıç judge pro tem i.
görevli yargıç commissioner i.
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi adversarial system i.
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi adversary system i.
idari yargıç administrative law judge i.
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi adversary trial process i.
kıdemli yargıç senior judge i.
mahkemenin verdiği kararların uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmesi amacıyla yargıç tarafından atanan görevli special master i.
sulh hakimi yetkilerine sahip yargıç stipendiary magistrate i.
tarafsız yargıç objective judge i.
yargıç sorumluluğu responsibility of the judge i.
yargıç adayı prospective judge i.
yargıç çekici hammer i.
yedek/yerine bakan yargıç/hakim acting judge i.
yargıç odası chamber i.
yargıç yardımcısı assessor i.
yargıç bağışıklığı judicial immunity i.
yargıç takdir hakkı judicial discretion i.
yüksek yargıç lord high chancellor i.
kıdemsiz yargıç tarafından temyiz edilen yanlış karar attentate [obsolete] i.
davanın yargıç tarafından başlı başına ele alınması avisandum i.
yargıç veya mahkemenin hüküm öncesi davayı özel bir şekilde değerlendirme kararı avizandum i.
yargıç veya mahkemenin hüküm öncesi davayı özel bir şekilde değerlendirmesi avizandum i.
yargıç veya mahkemenin davayı özel bir şekilde değerlendirmesi nedeniyle hükmün gecikme süresi avizandum i.
isviçre'de imparatorluk kentinde eski baş yargıç avoyer i.
as kürküyle süslenmiş cübbe giyen yargıç rütbesi ermine i.
yargıç tarafından aday gösterilen tanığın yeminine ilişkin ilk soruşturma voir dire i.
yargıç tarafından aday gösterilen tanığın ettiği yemin voir dire i.
yargıç yardımcısı master i.
taşradaki kıdemli sivil yargıç ve devlet arşivleri kurumu müdürü master of the rolls i.
tutuklamanın yasal yollardan yapılıp yapılmadığının tespiti için tutuklunun yargıç huzuruna çıkarılmayı talep etme hakkı habeas corpus i.
eski irlanda'da yargıç brehon i.
hukukçu olmayan yargıç lay bench i.
en önemli ikinci yargıç lord justice clerk [scotland] i.
lordlar kamarası'na başvuruları değerlendirmesinde yardımcı olmak için atanmış yargıç lord of appeal [uk] i.
yargıç kararı declaration i.
(man adası'nda) yüksek mahkeme'ye temiz hakimi ile birlikte başkanlık yapan yargıç dempster i.
yargıç veya mahkemenin yazılı olarak verdiği, karar veya hüküm olmayan talimat order i.
(iskoç hukukunda) kendi yargı yetkisi olan yargıç ordinary i.
(iskoçya'da) en ağır suçlar dışındaki suçların davalarını gören yargıç sheriff i.
(iskoçya'da) en ağır suçlar dışındaki suçların davalarını gören yargıç sheriff court i.
yargıç önüne çıkarılmak be brought before a judge f.
(yargıç) sürmekte olan davaya ilişkin yasal ilkelerin ana hatlarını belirterek (jüriye) rehberlik etmek instruct f.
yargıç başkanlığında judge-led s.
sayın yargıç! m'lud [uk] ünl.
baş yargıç cj (chief justice) kısalt.
Politics
iskoç baronluğu veya kasabasında yargıç baron bailie i.
iskoç baronluğunda yargıç makamı veya yetki alanı bailieship i.
Construction
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi adversary process i.
History
dini yargıç judex i.
dini yargıç iudex ecclesiasticus i.
dini yargıç ecclesiastical judge i.
eski roma'da yargıç gonfaloniere i.
bizans'ta dini konulardan sorumlu yargıç hieromnemon i.
antik atina'da hem yargıç hem jüri görevlerini yerine getiren bir yüksek mahkeme üyesi dicast i.
(ortaçağ italya'sında) yönetici yargıç prior i.
Religious
(katolik kilisesi'nde) ayrıcalıklı sınıflara mensup kimseleri açıktan yapılan haksızlık veya zorbalığa karşı adli sürece başvurmadan savunması için papa tarafından atanan yargıç conservator i.
haham mahkemesinde yargıç dayan i.
Abbreviation
idari yargıç alj (administrative law judge) i.
Ottoman Turkish
müslüman hükümdar, yargıç veya valilere verilen bir unvan hakeem i.
Latin
kimse kendi davasında yargıç olamaz nemo judex in causa sua (no-one should be a judge in his own cause) expr.
kimse kendi davasında yargıç olamaz nemo judex in sua causa (no-one should be a judge in his own cause) expr.