|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
abd'de gizli bir yasadışı grup |
cosa nostra i.
|
|
2 |
Genel |
yasadışı işler çeviren örgüt |
syndicate i.
|
|
3 |
Genel |
yasadışı alkol üretme |
moonshining i.
|
|
4 |
Genel |
komisyon (yasadışı) |
rake-off i.
|
|
5 |
Genel |
birisini özellikle yasadışı işler yapması konusunda kışkırtan kimse |
abetter i.
|
|
6 |
Genel |
yasadışı olma |
illegality i.
|
|
7 |
Genel |
yasadışı alkol üretimi |
moonshining i.
|
|
8 |
Genel |
yasadışı siyasi grup |
junto i.
|
|
9 |
Genel |
yasadışı olma |
illegitimacy i.
|
|
10 |
Genel |
yasadışı grev yapma |
wildcatting i.
|
|
11 |
Genel |
kazançtan alınan (yasadışı) pay |
rake-off i.
|
|
12 |
Genel |
yasadışı para kazanan kimse |
spiv i.
|
|
13 |
Genel |
yasadışı göç |
illegal migration i.
|
|
14 |
Genel |
yasadışı faaliyet |
illegal activity i.
|
|
15 |
Genel |
yasadışı kazanç |
ill-gotten gain i.
|
|
16 |
Genel |
yasadışı kürtaj |
illegal abortion i.
|
|
|
17 |
Genel |
yasadışı kürtaj |
backstreet abortion i.
|
|
18 |
Genel |
çok miktarda yasadışı mal |
vast quantities of illicit substances i.
|
|
19 |
Genel |
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon düzenleme |
clampdown i.
|
|
20 |
Genel |
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon yürütme |
clampdown i.
|
|
21 |
Genel |
ekonomisinin önemli bir bölümü yasadışı uyuşturucu ticaretinden oluşan ülke |
narco-state i.
|
|
22 |
Genel |
yasadışı cinsel ilişki |
unlawful carnal knowledge i.
|
|
23 |
Genel |
yasadışı cinsel ilişki |
criminal congress i.
|
|
24 |
Genel |
yasadışı cinsel ilişki |
bawdry [obsolete] i.
|
|
25 |
Genel |
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer |
mail drop i.
|
|
26 |
Genel |
gizli haberleşme materyallerini veya yasadışı malları depolama faaliyeti |
mail drop i.
|
|
27 |
Genel |
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer |
maildrop i.
|
|
28 |
Genel |
gizli haberleşme materyallerini veya yasadışı malları depolama faaliyeti |
maildrop i.
|
|
29 |
Genel |
ahlaksız, yasadışı veya etik olmayan mesleki davranış |
malepractice i.
|
|
30 |
Genel |
yasadışı viski |
hokonui [obsolete] [new zealand] i.
|
|
31 |
Genel |
(yasadışı bir iş için) gizlice buluşma |
hit i.
|
|
32 |
Genel |
kötü veya yasadışı amaca ulaşmak için yapılan gizli plan |
connivence i.
|
|
33 |
Genel |
yasadışı taklit |
clone i.
|
|
34 |
Genel |
yasadışı bir şekilde paraya el koyma |
con i.
|
|
35 |
Genel |
yasadışı dini grupların düzenlediği özel toplantı |
conciliable i.
|
|
36 |
Genel |
yasadışı dini grupların düzenlediği küçük toplantı |
conciliabule i.
|
|
37 |
Genel |
polisin yasadışı uyuşturucu maddeleri ele geçirmesi |
drug bust i.
|
|
38 |
Genel |
polisin yasadışı uyuşturucu maddeleri ele geçirmesi |
drugs bust i.
|
|
39 |
Genel |
hava, deniz veya kara yoluyla yapılan yasadışı uyuşturucu ticaretinin önlenmesi |
drug interdiction i.
|
|
40 |
Genel |
yasadışı uyuşturucuları ülkeye sokma |
drug-running i.
|
|
41 |
Genel |
yasadışı uyuşturucu kullanan kimse |
drug-taker i.
|
|
42 |
Genel |
yasadışı uyuşturucu kullanan kimse |
drug-taking i.
|
|
43 |
Genel |
eserlerin yasadışı kopyası |
pirate copy i.
|
|
44 |
Genel |
yasadışı kullanma |
pirating i.
|
|
45 |
Genel |
yasadışı yollarla çoğaltma |
pirating i.
|
|
46 |
Genel |
yasadışı para basımı |
coining [uk] i.
|
|
47 |
Genel |
yasadışı uyuşturucu üretim merkezleri olan peru, bolivya ve kolombiya'yı kapsayan güney amerika bölgesi |
silver triangle i.
|
|
48 |
Genel |
yasadışı kesici alet kullanımı |
slashing i.
|
|
49 |
Genel |
yasadışı ilan etmek |
outlaw f.
|
|
50 |
Genel |
yasadışı bir işin içinde olmak |
be in something up to one's eyes f.
|
|
51 |
Genel |
yasadışı alkol üretmek |
moonshine f.
|
|
52 |
Genel |
yasadışı yoldan (uyuşturucu) satmak |
push f.
|
|
53 |
Genel |
yasadışı kılmak |
delegitimise f.
|
|
54 |
Genel |
yasadışı kılmak |
delegitimize f.
|
|
55 |
Genel |
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak |
smuggle out of the country f.
|
|
56 |
Genel |
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak |
take it out of the country illegally f.
|
|
|
57 |
Genel |
yasadışı ilan etmek |
declare unlawful f.
|
|
58 |
Genel |
yasadışı içki yapmak |
bootleg f.
|
|
59 |
Genel |
(yasadışı) ticaret yapmak |
traffic f.
|
|
60 |
Genel |
yasadışı yollarla sınırdan geçmek |
cross the border illegally f.
|
|
61 |
Genel |
yasadışı yollardan sınırı geçmek |
cross the border illegally f.
|
|
62 |
Genel |
birini yasadışı bir işe bulaştırmak |
involve someone in an illegal activity f.
|
|
63 |
Genel |
gayrimeşru / yasadışı yoldan para kazanmak |
make an illicit profit f.
|
|
64 |
Genel |
yasadışı ticaretini yapmak |
traffick f.
|
|
65 |
Genel |
yasadışı işlere karışmak |
trinkle [obsolete] f.
|
|
66 |
Genel |
(yasaklı malları) yasadışı olarak ihraç etmek |
contraband f.
|
|
67 |
Genel |
marka ismini yasadışı bir yolla almış |
misbranded s.
|
|
68 |
Genel |
yasadışı ve beklenmedik |
wildcat s.
|
|
69 |
Genel |
yasadışı kazanılmış |
ill gotten s.
|
|
70 |
Genel |
çoğunlukla yasadışı |
often-illegal s.
|
|
71 |
Genel |
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan |
back-alley s.
|
|
72 |
Genel |
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan |
backstreet s.
|
|
73 |
Genel |
yasadışı bir şekilde arzu edilen |
temptatious s.
|
|
74 |
Genel |
yasadışı kopyalanmış (sanat eseri, fikir) |
pirated s.
|
|
75 |
Genel |
yasadışı sürdürülen |
sly s.
|
|
76 |
Genel |
yasadışı silahlanan (örgüt) |
paramilitary s.
|
|
77 |
Genel |
yasadışı olarak |
illegally zf.
|
|
78 |
Genel |
yasadışı yollarla |
illegally zf.
|
|
79 |
Genel |
yasadışı yollarla |
through illegal ways zf.
|
|
Phrasals |
|
80 |
Öbek Fiiller |
(birini biriyle) yasadışı bir şey yaparken bulmak/basmak |
catch (one) with (someone) f.
|
|
81 |
Öbek Fiiller |
birini çalıntı/yasadışı bir şeyle yakalamak |
catch someone with something f.
|
|
82 |
Öbek Fiiller |
zararlı, yasadışı, sağlıksız, kötü bir şeyden uzak durmak |
keep off f.
|
|
Colloquial |
|
83 |
Konuşma Dili |
silah ya da yasadışı maddeleri aramak için yapılan üst araması |
body shake i.
|
|
84 |
Konuşma Dili |
yasadışı içki satan mekan |
booze can i.
|
|
85 |
Konuşma Dili |
yasadışı madde |
zip i.
|
|
86 |
Konuşma Dili |
yasadışı olarak elde edilmiş şey/mal |
haul i.
|
|
87 |
Konuşma Dili |
yasadışı üretilen içki |
white lightning i.
|
|
88 |
Konuşma Dili |
yasadışı sokak yarışı |
drag racing i.
|
|
89 |
Konuşma Dili |
kayıtlı seçmenleri taklit ederek yasadışı biçimde oy kullanmak |
telegraph [canadian] f.
|
|
90 |
Konuşma Dili |
parayı çeşitli finansal kuruluşlar arasında işleterek yasadışı kaynağının izini silmek |
greenwash f.
|
|
91 |
Konuşma Dili |
(eroin gibi yasadışı veya bağımlılık yapıcı maddeleri) ana damara doğrudan enjekte etmek |
mainline f.
|
|
Idioms |
|
92 |
Deyim |
gizli, yasadışı işlerde parmağı olmak |
sully (one's) hands f.
|
|
93 |
Deyim |
(birini) yasadışı bir şey yaparken yakalamak |
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar f.
|
|
94 |
Deyim |
gizli, yasadışı işlerde parmağı olmak |
sully your hands f.
|
|
95 |
Deyim |
(kötü/yasadışı bir şeye) karışmış |
mixed up in s.
|
|
96 |
Deyim |
tamamen yasadışı |
ninebob s.
|
|
97 |
Deyim |
yasadışı yollarla |
off the back of a truck expr.
|
|
98 |
Deyim |
yasadışı yollarla |
off the back of a lorry expr.
|
|
99 |
Deyim |
yasadışı bir şey yaparken |
with (one's) hand in the cookie jar expr.
|
|
100 |
Deyim |
yasadışı bir şey yaparken |
with your hand in the cookie jar [us] expr.
|
|
Speaking |
|
101 |
Konuşma |
ben yasadışı bir şey yapmadım |
I've done nothing illegal expr.
|
|
102 |
Konuşma |
biz yasadışı hiçbir iş yapmıyoruz |
we don't do anything illegal expr.
|
|
Trade/Economic |
|
103 |
Ticaret/Ekonomi |
alıcının söz konusu ürüne ek olarak başka bir ürün veya hizmeti de satın alması şartıyla sağlanan yasadışı anlaşma |
tying agreement i.
|
|
104 |
Ticaret/Ekonomi |
yasadışı ekonomi |
illegal economy i.
|
|
105 |
Ticaret/Ekonomi |
yasadışı grev |
wild-cat i.
|
|
106 |
Ticaret/Ekonomi |
yasadışı işler |
illegal affairs i.
|
|
107 |
Ticaret/Ekonomi |
yasadışı iş |
illicit work i.
|
|
108 |
Ticaret/Ekonomi |
yasadışı grev |
illegal strike i.
|
|
109 |
Ticaret/Ekonomi |
yasadışı işler |
unlawful business i.
|
|
110 |
Ticaret/Ekonomi |
yasadışı grev |
wild-cat strike i.
|
|
111 |
Ticaret/Ekonomi |
yasadışı ticaret yapan kimse |
black market i.
|
|
112 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyatları yasadışı olarak sabitleme |
price-rigging i.
|
|
113 |
Ticaret/Ekonomi |
13. yüzyılda irlanda'da yasadışı şekilde basılan ve üzerinde gül deseni olan bir madeni para |
rosary i.
|
|
114 |
Ticaret/Ekonomi |
yasadışı bir şekilde dağıtılan |
black-market s.
|
|
Law |
|
115 |
Hukuk |
yasadışı şekilde dışarıdan davaya müdahil olarak kazanma halinde dava gelirinden pay alma |
champerty i.
|
|
116 |
Hukuk |
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı |
narcotraffic i.
|
|
117 |
Hukuk |
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı |
narcotrafficking i.
|
|
118 |
Hukuk |
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı |
narco-trafficking i.
|
|
119 |
Hukuk |
kredi kartı, banka hesabı ve diğer kişisel bilgilerin yasadışı yollarla ticaretinin yapılması |
carding i.
|
|
120 |
Hukuk |
resmen evliyken başka biriyle yasadışı olarak evlenen kimse |
bigamist i.
|
|
121 |
Hukuk |
resmen evliyken başka biriyle yasadışı olarak evlenme |
bigamy i.
|
|
122 |
Hukuk |
uyuşturucu veya patlayıcı gibi yasadışı maddeleri koklayarak bulan köpek |
sniffer dog i.
|
|
123 |
Hukuk |
uyuşturucu veya patlayıcı gibi yasadışı maddeleri koklayarak bulan köpek |
detection dog i.
|
|
124 |
Hukuk |
ülkeye yasadışı yollarla içki sokma |
bootlegging i.
|
|
125 |
Hukuk |
yasadışı öldürme |
unlawful killing i.
|
|
126 |
Hukuk |
yasadışı yollar |
illegal methods i.
|
|
127 |
Hukuk |
yasadışı telefon dinleme |
phone-hacking i.
|
|
128 |
Hukuk |
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj |
back-yard abortion i.
|
|
129 |
Hukuk |
yasadışı imal |
illicit production i.
|
|
130 |
Hukuk |
yasadışı dinleme |
illegal wiretapping i.
|
|
131 |
Hukuk |
yasadışı uyuşturucu ticareti |
illegal drug trade i.
|
|
132 |
Hukuk |
yasadışı dinleme |
warrantless wiretapping i.
|
|
133 |
Hukuk |
yasadışı giriş |
illegal entry i.
|
|
134 |
Hukuk |
yasadışı üretim |
illicit production i.
|
|
135 |
Hukuk |
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj |
unsafe abortion i.
|
|
136 |
Hukuk |
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj |
back-alley abortion i.
|
|
137 |
Hukuk |
yasadışı olarak faizle borç verme |
defeneration i.
|
|
138 |
Hukuk |
yasadışı göç |
irregular migration i.
|
|
139 |
Hukuk |
yasadışı göç |
illegal migration i.
|
|
140 |
Hukuk |
yasadışı dinleme |
warrantless eavesdropping i.
|
|
141 |
Hukuk |
yasadışı avlanma |
poaching i.
|
|
142 |
Hukuk |
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj |
back alley abortion i.
|
|
143 |
Hukuk |
yasadışı giriş |
illegal entry i.
|
|
144 |
Hukuk |
yasadışı göç |
illegal migration i.
|
|
145 |
Hukuk |
yasadışı göçmen |
illegal migrant i.
|
|
146 |
Hukuk |
yasadışı zenginleşme |
unjustifiable enrichment i.
|
|
147 |
Hukuk |
yasadışı telekulak şebekesi |
illegal wiretapping network i.
|
|
148 |
Hukuk |
yasadışı uyuşturucu ticareti |
illegal drug trafficking i.
|
|
149 |
Hukuk |
yasadışı dinleme |
unlawful eavesdropping i.
|
|
150 |
Hukuk |
yasadışı uygulama |
unlawful practice i.
|
|
151 |
Hukuk |
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı |
kiddie porn i.
|
|
152 |
Hukuk |
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı |
child pornography i.
|
|
153 |
Hukuk |
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı |
kiddy porn i.
|
|
154 |
Hukuk |
abd anayasası'nın 4. maddesi uyarınca yasadışı yollarla elde edilen tanıklığın geçersiz sayılması kuralı |
exclusionary rule i.
|
|
155 |
Hukuk |
müsabakada rakibi yakalamak için yapılan yasadışı tertip veya hile |
manovery i.
|
|
156 |
Hukuk |
yasadışı cinsel ilişki |
whoredom i.
|
|
157 |
Hukuk |
ciddi şekilde yaralanma veya ölüme sebep olan fakat ihmal, haksız amaç veya yasadışı fiil içermeyen kaza |
misadventure i.
|
|
158 |
Hukuk |
(yasadışı topluluklar tarafından) karargah olarak kullanılan yer |
rendezvous i.
|
|
159 |
Hukuk |
yasadışı eylemde işbirliği yapma |
connivence i.
|
|
160 |
Hukuk |
yasadışı toplantı |
parasynaxis i.
|
|
161 |
Hukuk |
(bazı durumlarda) yasadışı |
unlicenced s.
|
|
162 |
Hukuk |
yasadışı olmayan |
unprohibited s.
|
|
163 |
Hukuk |
yasadışı olarak ihraç edilen (mal) |
contraband s.
|
|
164 |
Hukuk |
yasadışı olarak ithal edilen (mal) |
contraband s.
|
|
165 |
Hukuk |
yasadışı bir şekilde |
injudicially zf.
|
|
166 |
Hukuk |
yasadışı yollarla |
injudicially zf.
|
|
167 |
Hukuk |
bu diski yasadışı çoğaltmayın |
do not make illegal copies of disc expr.
|
|
Politics |
|
168 |
Siyasal |
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri |
narcoterrorism i.
|
|
169 |
Siyasal |
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri |
narco-terrorism i.
|
|
170 |
Siyasal |
devletin onayıyla işlenmiş yasadışı fiil |
act of state i.
|
|
171 |
Siyasal |
şüphelilerin ülkeler arasında yasadışı transferi |
rendition flight i.
|
|
172 |
Siyasal |
terörizm gibi yasadışı yöntemleri benimseyen sendika hareketi |
criminal syndicalism i.
|
|
173 |
Siyasal |
yasadışı ayrılıkçı oluşum |
illegal secessionist entity i.
|
|
174 |
Siyasal |
yasadışı örgüt üyeliği |
membership of an illegal organization i.
|
|
175 |
Siyasal |
yasadışı müdahale |
unlawful interference i.
|
|
176 |
Siyasal |
yasadışı uyuşturucu madde ticareti |
illegal trafficking in drugs i.
|
|
177 |
Siyasal |
yasadışı ayrılıkçı oluşum |
illegal separatist entity i.
|
|
178 |
Siyasal |
yasadışı göç |
illegal migration i.
|
|
179 |
Siyasal |
yasadışı sermaye çıkışı |
illicit capital outflow i.
|
|
180 |
Siyasal |
yasadışı göç |
illegal immigration i.
|
|
181 |
Siyasal |
yasadışı rejimler |
outlaw regimes i.
|
|
182 |
Siyasal |
yasadışı örgüt |
illegal organisation i.
|
|
183 |
Siyasal |
yasadışı şiddet |
force i.
|
|
184 |
Siyasal |
yasadışı birleşme |
unlawful combination i.
|
|
185 |
Siyasal |
yasadışı birlik |
unlawful combination i.
|
|
186 |
Siyasal |
yasadışı göçmen |
illegal immigrant i.
|
|
187 |
Siyasal |
yasadışı örgüt üyeliği |
state of being a member of an illegal organisation i.
|
|
188 |
Siyasal |
yasadışı örgüt üyeliği |
membership of illegal group i.
|
|
189 |
Siyasal |
yasadışı savaşçı |
unlawful combatant i.
|
|
190 |
Siyasal |
yasadışı ilan etmek |
damn f.
|
|
191 |
Siyasal |
(siyasi rakibi) yasadışı şekilde ortadan kaldırmak |
disappear f.
|
|
Computer |
|
192 |
Bilgisayar |
aktif yasadışı erişim |
active wiretapping i.
|
|
193 |
Bilgisayar |
yasadışı erişim |
illegal access i.
|
|
Telecom |
|
194 |
Telekom |
mesaj göndererek yasadışı yollarla bir kişinin şifresini veya kredi kartı detaylarının öğrenilmesi |
phishing i.
|
|
195 |
Telekom |
telefon şebekesine yasadışı girme |
phreak i.
|
|
196 |
Telekom |
telefon şebekesine yasadışı girme |
phreaking i.
|
|
197 |
Telekom |
telefon şebekesine yasadışı girmek |
phreak f.
|
|
198 |
Telekom |
(telefonu) yasadışı olarak kurcalamak |
phreak f.
|
|
Radio |
|
199 |
Radyo |
radyo veya televizyon sinyallerine yasadışı müdahale |
piracy i.
|
|
Traffic |
|
200 |
Trafik |
yasadışı park edenlerin hemen cezalandırıldığı yol |
red route i.
|
|
Railway |
|
201 |
Demiryolu |
new york, londra gibi şehirlerin yer altındaki demiryollarında devriye gezip yasadışı olarak asayişi sağlayan gönüllüler |
guardian angels i.
|
|
Medical |
|
202 |
Medikal |
yasadışı kürtaj |
foeticide i.
|
|
Food Engineering |
|
203 |
Gıda |
güney afrika'ya yasadışı olarak üretilen oldukça güçlü bir içki |
witblits [south africa] i.
|
|
Chemistry |
|
204 |
Kimya |
1985'te abd tarafından yasaklanana kadar psikoterapide kullanmış, şu anda yasadışı madde kapsamında olan bir amfetamin türevi |
mdma (methylene dioxymethamphetamine) kısalt.
|
|
Marine Biology |
|
205 |
Deniz Biyolojisi |
yasadışı isim |
nomen illegitimum i.
|
|
History |
|
206 |
Tarih |
19. yüzyılın ortalarında özellikle teksas'ta aktif olan çok sayıda yasadışı gruptan birinin üyesi |
moderator i.
|
|
Religious |
|
207 |
Dini |
inançtan sapanların kiliseye yeniden kabul edilmeyeceğini ve ikinci kez evlenmenin yasadışı olduğunu savunan novatianus tarikatı |
novatian s.
|
|
Military |
|
208 |
Askeri |
yasadışı uyuşturucu üretip satan ulusal ve uluslararası örgütlerle mücadeleyi koordine etmek üzere tasarlanmış bir kuruluş |
organized crime drug enforcement task force i.
|
|
209 |
Askeri |
abd mallarının yasadışı şiddete karşı korunması için gerekli hallerde orantılı güç kullanımı |
protection of shipping i.
|
|
Sport |
|
210 |
Spor |
profesyonel sporcuları amatör yarışlara sokup yasadışı ödemelerle destekleme |
shamateurism i.
|
|
Music |
|
211 |
Müzik |
daha çok yasadışı işleri konu alan bol küfürlü ve yaratıcı sözlü rap müzik türü |
underground rap i.
|
|
Latin |
|
212 |
Latince |
müştekinin toprağına yasadışı olarak giren sanık |
trespass quare clausum fregit i.
|
|
Archaic |
|
213 |
Eski Kullanım |
yasadışı kazanç |
meed i.
|
|
214 |
Eski Kullanım |
yasadışı ticaret |
free trade i.
|
|
Slang |
|
215 |
Argo |
hırsızlık, soygun benzeri yasadışı eylem |
caper i.
|
|
216 |
Argo |
yasadışı ilaç |
chemical i.
|
|
217 |
Argo |
yasadışı yollarla para kazanan kimse |
hustla i.
|
|
218 |
Argo |
yasadışı maddeleri enjekte etmekte kullanılan iğne |
mainer i.
|
|
219 |
Argo |
yasadışı uyuşturucu polisliği konusunda uzman kolluk kuvvetleri |
junk squad [dated] i.
|
|
220 |
Argo |
tedavi amaçlı masaj kisvesi altında verilen cinsel içerikli yasadışı hizmetler |
massage i.
|
|
221 |
Argo |
tedavi amaçlı masaj kisvesi altında cinsel içerikli yasadışı hizmetler veren işletme |
massage parlor i.
|
|
222 |
Argo |
alkollü içeceklerin yasadışı satıldığı yer |
blind pig [dialect] i.
|
|
223 |
Argo |
alkollü içeceklerin yasadışı satıldığı yer |
blind tiger [dialect] i.
|
|
224 |
Argo |
toz halinde yasadışı uyuşturucu içeren küçük paket |
wrap [uk] i.
|
|
225 |
Argo |
yasadışı uyuşturucuları kullanım amaçlı eşyalar satan dükkan |
head shop i.
|
|
226 |
Argo |
yasadışı ilaçlar |
dadah [australia] i.
|
|
227 |
Argo |
yasadışı ilaç satın alma |
connection i.
|
|
228 |
Argo |
yasadışı uyuşturucular |
scooby snacks i.
|
|
229 |
Argo |
kıçına yasadışı madde saklamak |
hoop f.
|
|
230 |
Argo |
kıçına yasadışı madde saklamak |
hoof f.
|
|
231 |
Argo |
yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak |
hoof f.
|
|
232 |
Argo |
yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak |
hoop f.
|
|
233 |
Argo |
yasadışı yollarla elde etmek |
hustle f.
|
|
234 |
Argo |
yasadışı marihuana tüketimine karşı olan |
antipot s.
|
|
235 |
Argo |
yasadışı kazanç elde eden |
hustling s.
|
|