yolla - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yolla



"yolla" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yolla send it ünl.

"yolla" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 201 sonuç

Türkçe İngilizce
General
anüsün oral yolla uyarılması anilinctus i.
doğaüstü yolla elde edilen bilgi paragnosis i.
belirli bir yolla göndermek route f.
doğal yolla etkilemek solicit f.
doğal yolla başlatmak solicit f.
marka ismini yasadışı bir yolla almış misbranded s.
üç farklı yolla gerçekleşen triple s.
yolla ilgili itinerary s.
doğal yolla kendiliğinden gerçekleşen physiurgic s.
anal yolla anally zf.
herhangi bir yolla in any way zf.
bazı yolla in some way zf.
aynı yolla eadem zf.
bu yolla in this way zf.
bu yolla by this way zf.
hangi yolla how zf.
benzer bir yolla in a similar way zf.
farklı bir yolla in a different way zf.
değişik bir yolla in a different way zf.
cinsel yolla sexually zf.
viral yolla virally zf.
bu yolla thuswise zf.
insan algısı ve hayvan hissi arasında kalan bir yolla attuitively zf.
birçok farklı yolla manyways zf.
zekice bir yolla brilliantly zf.
yasal yolla mulierly [obsolete] zf.
dolaylı yolla round about zf.
münasip yolla comely [obsolete] zf.
bu yolla suchwise zf.
belirtilen yolla yazan, kaydeden veya çizen kimse anlamını veren bir son ek -grapher snk.
herhangi bir yolla by any manner of means expr.
Phrasals
spiral bir patikayla/yolla inmek spiral down f.
spiral bir patikayla/yolla alçalmak spiral down f.
Phrases
hangi yolla in what way expr.
resmi yolla through an official channel expr.
Colloquial
açıklanamayan bir yolla oldurmak magic up f.
ofisime yolla send it to my office expr.
yolla gelsin keep'em coming expr.
yolla gelsin keep them coming expr.
bana özel mesaj yolla dm me expr.
Idioms
anladım dedi kör adam (bir şeyin anlaşıldığını mizahi bir yolla ifade eden bir söz) I see, said the blind man i.
hiçbir yolla in no way, shape, or form expr.
doğal yolla (bir şey yapmak) nature's way of (doing something) expr.
akla hayale gelebilecek hiçbir yolla/yoldan by no stretch expr.
Trade/Economic
kamu paralarının yatırıldığı ve bu yolla kayrılan banka pet bank i.
malzeme akışını büyük envanterlere gerek bırakmayacak biçimde düzenlemeyi ve bu yolla imalat sürecini rahatlatmayı hedefleyen japon üretim süreci sistemi kanban i.
kaynağın hali hazırdaki kullanımına alternatif olan bir yolla elde edilebilecek olan fayda opportunity cost i.
Law
vergisiz yolla sokulan mal contraband i.
(yasal veya resmi yolla) hak talebinde bulunulan şey claim i.
mülkiyete yasa dışı yolla çökme squatting i.
Politics
barışçıl yolla amicably zf.
Technical
elektrohidrolik yolla electrohydraulically zf.
Computer
internet kültüründe popülerleşmiş pedofiliyi mizahi yolla simgeleyen maskot ayı pedobear i.
yazıcıya yolla capture to printer expr.
Architecture
her bir mekanizmanın birbiriyle birden fazla yolla birleştiği mimari mesh i.
Automotive
yolla peş peşe temas eden küçük uzantılarla çevrili bir çeşit traktör lastiği pedrail i.
Mining
doğal yolla oluşan bir sodyum nitrat formu nitratine i.
Medical
kafatasının cerrahi yolla açılması cephalotomy i.
ölü dokunun canlı bedenden cerrahi yolla çıkarılması necrotomy i.
akciğerin cerrahi yolla çıkarılması pneumonectomy i.
alt çene kemiğinin cerahi yolla çıkarılması mandibulectomy i.
aterosklerotik hastalığın perkütan yolla tedavisi percutaneous treatment of atherosclerotic disease i.
bir segmentin cerrahi yolla çıkarılması segmentectomy i.
bir lobun cerrahi yolla çıkarılması lobectomy i.
böbrek ve üreterin cerrahi yolla çıkarılması nephroureterectomy i.
böbreğin cerrahi yolla çıkarılması nephrectomy i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklar stds i.
cinsel yolla bulaşan hastalık cupid's itch i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklar sexully transmitted diseases i.
c virüsünün perinatal yolla geçiş oranı rate of perinatal transmission of hepatitis c virus i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklar sexually transmitted diseases (std) i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklar sexually transmittable diseases i.
cinsel yolla bulaşan bir tür bakteri c. psittaci (chlamydia psittaci) i.
cinsel yolla bulaşan bir tür bakteri c. trachomatis (chlamydia trachomatis) i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklar sexually transmitted diseases i.
cinsel yolla bulaşan bir hastalık taşımayan kişi sexually transmitted disease free i.
cinsel yolla geçen hastalık sexually transmitted disease i.
cinsel yolla geçen hastalık venus's curse i.
cinsell yolla bulaşan bir hastalığı olmayan kişi sexually transmitted disease free i.
cinsel yolla bulaşan hastalık social disease i.
cinsel yolla geçen hastalık social disease i.
cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar sexually transmitted infections i.
cinsel yolla bulaşan enfeksiyon taraması sexually transmitted infection screening i.
cinsel yolla bulaşan hastalık cupid's disease i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklar veneral diseases i.
cinsel yolla bulaşan hastalık venereal disease i.
cinsel yolla geçen hastalık cupid's itch i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklar sexually transmissible diseases i.
cinsel yolla bulaşan hastalık sexually transmitted disease i.
cinsel yolla geçen hastalık cupid's disease i.
cinsel yolla bulaşan hastalık venus's curse i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklar venereal diseases i.
cinsel yolla geçen hastalıklar sexually transmitted diseases i.
cinsel yolla geçen hastalık venereal disease i.
dalağın cerrahi yolla çıkartılması splenectomy i.
epidural yolla uygulanan morfin epidural administration of morphine i.
endoskopik transnazal yolla orbital dekompresyon orbital decompression by endoscopic transnasal approach i.
endoskopik yolla yapılan muayene panendoscopy i.
epidural yolla uygulanan fentanil-bupivakain ve fentanil-ropivakain kombinasyonları epidural administration of fentanyl-bupivacaine and fentanyl-ropivacaine combinations i.
farinksin cerrahi yolla çıkarılması pharyngectomy i.
etmoid sinüslerinin cerrahi yolla çıkarılması ethmoidectomy i.
farinks ve özofagusun cerrahi yolla çıkarılması laryngopharyngoesophagectomy i.
gırtlağın cerrahi yolla alınması laryngectomy i.
intravenöz yolla tatbikat intravenous application i.
iris’in cerrahi yolla çıkarılması iridectomy i.
ince bağırsağın cerrahi yolla çıkartılması jejunectomies i.
karaciğerin yarısının cerrahi yolla çıkarılması hemihepatectomy i.
kaudal yolla uygulanan bupivakain caudal bupivacaine i.
kolonun yarısının cerrahi yolla çıkarılması hemicolectomy i.
mastoid kemiğinin cerrahi yolla çıkarılması mastoidectomy i.
larinks ve farinksin cerrahi yolla çıkarılması laryngopharyngectomy i.
mesane ve üreterin cerrahi yolla çıkarılması cystourethrectomy i.
oral yolla oral i.
omentumun cerrahi yolla çıkarılması omentectomy i.
ortak yolla yayılım common vehicle spread i.
overlerin cerrahi yolla çıkarılması ovarian ablation i.
pankreasın cerrahi yolla çıkartılması pancreatectomy i.
pelvisin yarısının yolla çıkarılması hemipelvectomi i.
perikardın cerrahi yolla çıkarılması pericardiectomy i.
plevranın cerrahi yolla çıkarılması pleurectomy i.
perkütan yolla tedavi percutaneous treatment i.
radyoaktif yolla görüntüleme radioiodine imaging i.
suni yolla besleme gastrogavage i.
testisin cerrahi yolla çıkarılması orchiectomy i.
tiroit bezinin cerrahi yolla çıkarılması thyroidectomy i.
tümörün cerrahi yolla çıkarılması tumorectomy i.
transnazal endoskopik yolla koanal atrezi tamiri transnasal endoscopic repair of choanal atresia i.
vajinal yolla doğum vaginal delivery i.
üst çene kemiğinin cerahi yolla çıkartılması maxillectomy i.
vajenin cerrahi yolla çıkarılması vaginectomy i.
uterusun cerrahi yolla çıkarılması hysterectomy i.
üretranın cerrahi yolla çıkarılması urethrectomy i.
yumurtalıkların cerrahi yolla çıkarılması oophorectomy i.
uterusun dışında gelişen embriyonun cerrahi yolla alınması embryectomy i.
bağırsağın bir bölümünün cerrahi yolla alınması enterectomy i.
küçük dilin cerrahi yolla alınmasında kullanılan alet uvulatome i.
küçük dilin cerrahi yolla alınması uvulatomy i.
cerrahi yolla gırtlağı alınan kimse laryngectomee i.
camsı cismin göz küresinden cerrahi yolla çıkarılması vitrectomy i.
elde tutulan elektronik cihazların daha verimli kullanılmasını sağlamak için başparmak ve diğer parmakların cerrahi yolla değiştirilmesi whittling i.
noretisteron içeren ve oral yolla alınan bir doğum kontrol hapı markası micronor® i.
inatçı zihinsel bozuklukların tedavisinde beynin frontal lobundaki bir veya daha fazla sinirin cerrahi yolla kesilmesi lobotomy i.
inatçı zihinsel bozuklukların tedavisinde beynin frontal lobundaki bir veya daha fazla sinirin cerrahi yolla kesilmesi prefrontal leucotomy i.
inatçı zihinsel bozuklukların tedavisinde beynin frontal lobundaki bir veya daha fazla sinirin cerrahi yolla kesilmesi frontal lobotomy i.
inatçı zihinsel bozuklukların tedavisinde beynin frontal lobundaki bir veya daha fazla sinirin cerrahi yolla kesilmesi leucotomy i.
inatçı zihinsel bozuklukların tedavisinde beynin frontal lobundaki bir veya daha fazla sinirin cerrahi yolla kesilmesi prefrontal leukotomy i.
testisin cerrahi yolla çıkarılması orchectomy i.
akciğer dokusunun cerrahi yolla alınması pneumectomy i.
sinovyal membranın cerrahi yolla çıkarılması işlemi synovectomy i.
(uzvu) cerrahi yolla kesmek transfix f.
cerrahi yolla yumurtalığı çıkarmak ovariectomize f.
endobronşiyal yolla tedavi edilmek be treated by endobronchial approach f.
cinsel yolla geçen sexually transmitted s.
cinsel yolla bulaşan sexually transmitted s.
sindirim dışı yolla bedene giren parenteral s.
cinsel yolla bulaşan hastalığı bulunmayan clean s.
gastroenterolojik yolla gastroenterologically zf.
oral yolla through oral route zf.
oral yolla by oral route zf.
rektal yolla per rectum (by way of the rectum) zf.
cinsel yolla bulaşan bir hastalık ile syphilitically zf.
cinsel yolla bulaşan hastalık VD kısalt.
cinsel yolla geçen hastalık VD kısalt.
Anatomy
vajinal yolla vaginally zf.
Psychology
fahişelere veya cinsel yolla bulaşan hastalıklara duyulan aşırı endişe hali cyprianophobia i.
fahişelere veya cinsel yolla bulaşan hastalıklara duyulan aşırı endişe hali cypriphobia i.
fahişelere veya cinsel yolla bulaşan hastalıklara duyulan aşırı endişe hali cyprinophobia i.
fahişelere veya cinsel yolla bulaşan hastalıklara duyulan aşırı endişe hali cypridophobia i.
insan algısı ve hayvan hissi arasında kalan bir yolla algılamak attuite f.
Dentistry
içeride kalmış diş kökünün cerrahi yolla çıkarılması odontectomy i.
gömülü dişin cerrahi yolla çıkarılması odontectomy i.
Pathology
cinsel yolla bulaşan hastalık sexually transmitted disease i.
cinsel yolla bulaşan hastalık venereal infection i.
cinsel yolla bulaşan hastalık std (sexually transmitted disease) i.
klamidya bakterisinin neden olduğu cinsel yolla bulaşan hastalık chlamydia i.
supravital yolla supravitally zf.
cinsel yolla bulaşan enfeksiyon sti (sexually transmitted infection) kısalt.
Pharmaceutics
oral yolla alınan hipoglisemik bir ilaç sitagliptin i.
Veterinary
cinsel yolla bulaşan chlamydial s.
Gastronomy
geleneksel yolla pişirilen real s.
Biology
döllenmemiş yumurtanın yapay yolla aktive edilmesi parthenogenesis i.
bölünerek üreyene bir yolla schizogenously zf.
gamogenetik yolla gamogenetically zf.
Linguistics
dental yolla üretim dentality i.
Philosophy
deneyüstücü bir yolla transcendentally zf.
Geography
dünya yüzeyinden doğal yolla taşınmış transported s.
Geology
doğal yolla oluşan kristal yapılı katılar naturally occurring crystalline solids i.
Military
belirli yolla yer değiştirme route transportation i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklara (özellikle bel soğukluğuna) yönelik askerlere toplu olarak yapılan genital bölge muayenesi short arms inspection [obsolete] i.
Music
kenarları nefesin geçtiği yolla örtüşmeyen nefesli çalgı dili free reed i.
kenarları nefesin geçtiği yolla örtüşmeyen nefesli çalgı dili free-reed i.
dilinin kenarları nefesin geçtiği yolla örtüşmeyen nefesli çalgı free-reed instrument i.
Abbreviation
cinsel yolla bulaşan idrar yolu iltihabı ngu (nongonococcal urethritis) i.
Latin
başka bir yolla alia expr.
Archaic
dolaylı yolla girme insinuation i.
dolambaçlı yolla giren insinuating s.
dolambaçlı yolla içe işleyen insinuating s.
Slang
cinsel yolla bulaşan hastalık scrud i.
kasım ayı boyunca mastürbasyon başta olmak üzere hiçbir yolla boşalmamaya çalışmak no nut november (nnn) f.
bi' bira ver/çek/yolla beer me expr.
British Slang
(özellikle erkekleri etkileyen) cinsel yolla bulaşan hastalık knob-rot i.