Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Yaygın Kullanım | zaman kazanmak | gain time f. |
General | ||
Genel | zaman kazanmak | gain time f. |
Genel | zaman kazanmak | buy time f. |
Genel | zaman kazanmak | stall f. |
Genel | zaman kazanmak | save time f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | zaman kazanmak | make time f. |
Idioms | ||
Deyim | zaman kazanmak | buy time f. |
Deyim | zaman kazanmak | buy (yourself) time f. |
Sport | ||
Spor | zaman kazanmak | gain time f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | zaman aşımı ile hak kazanmak | prescribe f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (amerikan futbolunda ileri pas atmak için zaman kazanmak amacıyla) hücum çizgisinden uzaklaşmak | fade back f. |
Öbek Fiiller | (amerikan futbolunda ileri pas atmak için zaman kazanmak amacıyla) hücum yönünün tersine doğru gitmek | fade back f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | (zaman kazanmak için) konuyu/süreci uzatmak | temporize f. |
Konuşma Dili | (zaman kazanmak için) temposunu ayarlamak/yavaşlatmak | temporize f. |
Konuşma Dili | (zaman kazanmak için) konuyu/süreci uzatmak | temporise f. |
Konuşma Dili | (zaman kazanmak için) temposunu ayarlamak/yavaşlatmak | temporise f. |
Idioms | ||
Deyim | zaman kazanmak için ortaya atılan mantıksız/uyduruk çözümler | escape fire i. |
Radio | ||
Radyo | (yayının zamanında bitmesi için) ağırdan alıp zaman kazanmak | stretch f. |