|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
eylül'ün ortası |
mid september i.
|
|
|
2 |
Genel |
kötü anlamda ün |
notoriety i.
|
|
3 |
Genel |
kötü ün |
disrepute i.
|
|
4 |
Genel |
atatürk'ün gençliğe hitabesi |
atatürk's address to the turkish youth i.
|
|
5 |
Genel |
amman (ürdün'ün başkenti) |
amman i.
|
|
6 |
Genel |
atatürk'ün hayatı |
atatürk's life i.
|
|
7 |
Genel |
atatürk'ün hayatı |
the life of atatürk i.
|
|
8 |
Genel |
atatürk'ün söylediği sözler/sözleri |
atatürk's sayings i.
|
|
9 |
Genel |
atatürk'ün söylediği sözler/sözleri |
atatürk's words i.
|
|
10 |
Genel |
atatürk'ün sözleri |
atatürk's sayings i.
|
|
11 |
Genel |
atatürk'ün söylediği sözler |
atatürk's sayings i.
|
|
12 |
Genel |
az ün |
demicelebrity i.
|
|
13 |
Genel |
100'ün üzerindeki skor/sayı/100'lük seri |
century i.
|
|
14 |
Genel |
3'ün katları |
multiples of 3 i.
|
|
15 |
Genel |
atatürk'ün çocukluğu |
atatürk's childhood i.
|
|
16 |
Genel |
a4'ün yarısı büyüklüğünde |
a5 i.
|
|
17 |
Genel |
belirli bir alanda olağandışı ün kazanmış kimse |
nabob i.
|
|
18 |
Genel |
büyük bir ün ya da seçkinlik yolunda ilerleyen şey |
newcomer i.
|
|
19 |
Genel |
100'ün katları |
multiples of 101 i.
|
|
20 |
Genel |
100'ün katları |
multiples of 100 i.
|
|
21 |
Genel |
kötü ün |
esclandre i.
|
|
22 |
Genel |
iki büyük peygamberin ve baştanrı hürmüz'ün felsefesine dayanan şifacılık |
mazdaznan i.
|
|
23 |
Genel |
roma tanrısı merkür'ün heykeli |
mercury [obsolete] i.
|
|
24 |
Genel |
vahşice veya ahlaksız faaliyetleriyle ün salmış yer |
hellhole i.
|
|
25 |
Genel |
kalıcı ün |
immortality i.
|
|
26 |
Genel |
ün salmak |
acquire fame f.
|
|
27 |
Genel |
ün kazanmak |
acquire fame f.
|
|
28 |
Genel |
ün kazanmak |
earn reputation f.
|
|
29 |
Genel |
ün getirmek |
bring fame f.
|
|
30 |
Genel |
ün kazanmak |
make one's mark f.
|
|
31 |
Genel |
ün salmak |
become famous f.
|
|
32 |
Genel |
ün kazanmak |
become famous f.
|
|
33 |
Genel |
ün kazanmak |
gain a reputation f.
|
|
34 |
Genel |
ün getirmek |
popularize f.
|
|
35 |
Genel |
kötü ün kazandırmak |
infamize f.
|
|
36 |
Genel |
ün yapmak |
build a reputation f.
|
|
37 |
Genel |
ün kazanmak |
make a name for oneself f.
|
|
38 |
Genel |
kötü ün kazandırmak |
infamise f.
|
|
39 |
Genel |
ün getirmek |
popularise f.
|
|
40 |
Genel |
ün kazanmak |
develop reputation f.
|
|
41 |
Genel |
ün kazanmak |
develop reputation f.
|
|
|
42 |
Genel |
(edebi eserde ele alarak) sonsuz ün kazandırmak |
immortalize f.
|
|
43 |
Genel |
(edebi eserde ele alarak) sonsuz ün kazandırmak |
immortalise f.
|
|
44 |
Genel |
(zenginlik, ün sayesinde) fazla çaba göstermeden yükselmek |
coast f.
|
|
45 |
Genel |
(bir zümrede) ün kazanmak |
crack f.
|
|
46 |
Genel |
kötülüğüyle ün salmış |
notorious s.
|
|
47 |
Genel |
ün yapmış |
famed s.
|
|
48 |
Genel |
ün kazanmış |
of good reputation s.
|
|
49 |
Genel |
herkül'ün gücüne sahip |
herculean s.
|
|
50 |
Genel |
herkül'ün gücünü gerektiren |
herculean s.
|
|
51 |
Genel |
yıllar içinde ün kazanmış |
old s.
|
|
52 |
Genel |
iyi şans veya ün kazandıran |
its s.
|
|
53 |
Genel |
eylül'ün başına kadar |
until the beginning of september zf.
|
|
54 |
Genel |
en üst düzeyde ün kazanarak |
supereminently zf.
|
|
Phrasals |
|
55 |
Öbek Fiiller |
ün, şöhret getirmek |
catapult someone or something into something f.
|
|
56 |
Öbek Fiiller |
hızla bir şey (önem, ün, başarı) kazanmak |
rocket into something f.
|
|
57 |
Öbek Fiiller |
hızla bir şey (önem, ün, başarı) kazanmak |
rocket to something f.
|
|
58 |
Öbek Fiiller |
ün, şöhret getirmek |
catapult into f.
|
|
Colloquial |
|
59 |
Konuşma Dili |
ün budalası |
fame whore i.
|
|
60 |
Konuşma Dili |
interstate 93'ün bir bölümünü boston massachusetts'in altından geçirecek olan inşaat projesi |
big dig i.
|
|
61 |
Konuşma Dili |
hüküm giymiş kişileri asarak ölüme mahkum etme veya olağandışı derecede sert cezalara çarptırmakla ün salmış hakim |
hanging judge i.
|
|
62 |
Konuşma Dili |
ün getirecek bir yeteneği olmadığı halde medyada boy göstererek ünlü olan |
famous for being famous s.
|
|
63 |
Konuşma Dili |
ile ün salmış |
noted for s.
|
|
Idioms |
|
64 |
Deyim |
ün peşinde koşan tip |
glory hound i.
|
|
65 |
Deyim |
büyük ün/şöhret |
big time i.
|
|
66 |
Deyim |
kaptan kirk'ün ilk uzay yolu (star trek) dizisinin başlangıcındaki sözlerinden gelen ifade |
boldly go where no man has gone before f.
|
|
67 |
Deyim |
şöhret/ün kazanmak |
come to (one's) kingdom f.
|
|
68 |
Deyim |
şöhret/ün kazanmak |
come into (one's) kingdom f.
|
|
69 |
Deyim |
şöhret/ün kazanmak |
come into (or to) your kingdom f.
|
|
70 |
Deyim |
büyük ün kazanmak |
set the heather alight f.
|
|
71 |
Deyim |
büyük ün kazanmak |
set the thames alight [uk] f.
|
|
72 |
Deyim |
büyük ün kazanmak |
set the world alight f.
|
|
73 |
Deyim |
biri için ün/şöhret/namını tehlikeye atmak |
stake one's reputation on someone f.
|
|
74 |
Deyim |
ün yapmak |
make a name for oneself f.
|
|
75 |
Deyim |
ün kazanmak |
win a name for oneself f.
|
|
76 |
Deyim |
ün kazanmak |
make a name for oneself f.
|
|
77 |
Deyim |
ün yapmak |
win a name for oneself f.
|
|
78 |
Deyim |
ün kazandırmak |
put something on the map f.
|
|
79 |
Deyim |
ün kazandırmak |
send (one) to glory f.
|
|
80 |
Deyim |
başarısıyla/bir özelliğiyle ün yapmak |
get a guernsey [australia] f.
|
|
81 |
Deyim |
başarısıyla/bir özelliğiyle ün yapmak |
get a guernsey [australia] f.
|
|
82 |
Deyim |
bir alanda ün yapmak/kazanmak |
take the high ground f.
|
|
83 |
Deyim |
bir anda ün kazanmak |
burst on the scene f.
|
|
84 |
Deyim |
bir anda ün kazanmak |
burst on the scene f.
|
|
85 |
Deyim |
kaptan kirk'ün ilk uzay yolu (star trek) dizisinin başlangıcındaki sözlerinden gelen ifade |
boldly go where no one has gone before f.
|
|
86 |
Deyim |
birden ünlü olmak/ün kazanmak |
burst on the scene f.
|
|
87 |
Deyim |
birden ünlü olmak/ün kazanmak |
burst upon the scene f.
|
|
88 |
Deyim |
şöhret/ün kazanmak |
come into your kingdom f.
|
|
89 |
Deyim |
ün kazanmak |
make a name f.
|
|
90 |
Deyim |
ün kazanmak |
make a name for yourself f.
|
|
91 |
Deyim |
ün kazanmak |
make your mark f.
|
|
92 |
Deyim |
ün kazanmak |
make a mark f.
|
|
93 |
Deyim |
(birine/bir şeye/bir yere) ün kazandırmak |
put (someone, something, or some place) on the map f.
|
|
94 |
Deyim |
(biri/bir şey) uğruna ün/şöhret/namını tehlikeye atmak |
stake (one's) reputation on (someone or something) f.
|
|
95 |
Deyim |
uğruna ün/şöhret/namını tehlikeye atmak |
stake reputation on f.
|
|
96 |
Deyim |
ün yapmış |
big-name s.
|
|
Trade/Economic |
|
97 |
Ticaret/Ekonomi |
çalışan sayısı 100'ün altında olan bir işletmeyi işleten kimse |
small businessman i.
|
|
Law |
|
98 |
Hukuk |
kötü ün |
notoriety i.
|
|
Politics |
|
99 |
Siyasal |
atatürk'ün devrimleri |
atatürk's reforms i.
|
|
100 |
Siyasal |
atatürk'ün mozolesi |
atatürk's mausoleum i.
|
|
101 |
Siyasal |
gaulle'ün politikasını takip ettirme |
gaullism i.
|
|
102 |
Siyasal |
abraham lincoln'ün kölelerin azat edilmesi için verdiği savaş emri |
emancipation proclamation i.
|
|
103 |
Siyasal |
gaulle'ün politikasını takip eden |
gaullist s.
|
|
104 |
Siyasal |
abraham lincoln'ün karakterine veya siyasi prensiplerine ait |
lincolnian s.
|
|
105 |
Siyasal |
abraham lincoln'ün karakteri veya siyasi prensipleri ile ilişkili |
lincolnian s.
|
|
Technical |
|
106 |
Teknik |
hekzasiyanoferrat'ün spektrometrik tayini |
determination of hexacyanoferrate by spectrometry i.
|
|
107 |
Teknik |
ozmol'ün binde birine eşdeğer bir osmolarite birimi |
milliosmol i.
|
|
Computer |
|
108 |
Bilgisayar |
microsoft network'ün orijinal kod adı |
marvel i.
|
|
109 |
Bilgisayar |
bir başkasının içeriğini gelir veya ün amaçlı izinsizce kullanan kimse |
freebooter i.
|
|
110 |
Bilgisayar |
bir başkasının içeriğini gelir veya ün amaçlı izinsizce kullanma |
freebooting i.
|
|
111 |
Bilgisayar |
bir başkasının içeriğini gelir veya ün amaçlı izinsizce kullanma |
freeboot i.
|
|
Lighting |
|
112 |
Aydınlatma |
lux'ün milyonda birine eşdeğer bir aydınlatma birimi |
microlux i.
|
|
Biology |
|
113 |
Biyoloji |
tür'ün evrimi |
phylogenesis i.
|
|
Astronomy |
|
114 |
Gökbilim |
satürn'ün en parlak iki halkası arasındaki karanlık bölge |
cassini division i.
|
|
115 |
Gökbilim |
satürn'ün bir uydusu |
tethys i.
|
|
116 |
Gökbilim |
satürn'ün en büyük uydusu |
titan i.
|
|
117 |
Gökbilim |
uranüs'ün bir uydusu |
titania i.
|
|
118 |
Gökbilim |
neptün'ün bir uydusu |
triton i.
|
|
119 |
Gökbilim |
neptün'ün uydularından biri |
nereid i.
|
|
120 |
Gökbilim |
satürn'ün uydularından biri |
phoebe i.
|
|
121 |
Gökbilim |
uranüs'ün dört büyük uydusunun en küçüğü |
ariel i.
|
|
122 |
Gökbilim |
satürn'ün 1980'de keşfedilen küçük bir uydusu |
atlas i.
|
|
123 |
Gökbilim |
uranüs'ün uydularından biri |
umbriel i.
|
|
124 |
Gökbilim |
satürn'ün küçük bir uydusu |
janus i.
|
|
125 |
Gökbilim |
satürn'ün uydusu titan'ın yüzeyinde bulunan ve sıvı hidrokarbonlardan oluştuğu düşünülen geniş alan |
mare i.
|
|
126 |
Gökbilim |
yaklaşık 400 km'lik çapı ile satürn'ün en büyük yedinci uydusu |
mimas i.
|
|
127 |
Gökbilim |
satürn’ün bir uydusu |
hyperion i.
|
|
128 |
Gökbilim |
uranüs'ün uydularından biri |
miranda i.
|
|
129 |
Gökbilim |
satürn'ün uydusu |
rhea i.
|
|
130 |
Gökbilim |
satürn'ün bir uydusu |
ymer i.
|
|
131 |
Gökbilim |
satürn'ün bir uydusu |
ymir i.
|
|
132 |
Gökbilim |
uranüs'ün bir uydusu |
oberon i.
|
|
133 |
Gökbilim |
satürn'ün ana halkalarını oluşturan ince veya dar halkalardan her biri |
ringlet i.
|
|
134 |
Gökbilim |
satürn'ün dördüncü en büyük uydusu |
dione i.
|
|
135 |
Gökbilim |
satürn'ün en büyük üçüncü uydusu |
iapetus i.
|
|
136 |
Gökbilim |
satürn'ün bir uydusu |
pandora i.
|
|
137 |
Gökbilim |
satürn'ün halkası |
ring of saturn i.
|
|
138 |
Gökbilim |
satürn'ün en dışta yer alan küçük uydusu |
phebe i.
|
|
139 |
Gökbilim |
güneş'in yörüngesinde bulunup neptün'ün güneş'e ortalama uzaklığından daha büyük mesafede olan cüce gezegen |
plutoid i.
|
|
140 |
Gökbilim |
uranüs'ün uydusu |
puck i.
|
|
141 |
Gökbilim |
satürn'ün altıgeni |
saturn's hexagon i.
|
|
142 |
Gökbilim |
satürn'ün halkaları |
rings of saturn i.
|
|
143 |
Gökbilim |
satürn'ün halkaları |
saturn's rings i.
|
|
144 |
Gökbilim |
venüs'ün güneş önünden geçişi |
venus transit i.
|
|
145 |
Gökbilim |
merkür'ün güneş önünden geçişi |
mercury transit i.
|
|
146 |
Gökbilim |
venüs'ün güneş önünden geçişi |
transit of venus i.
|
|
147 |
Gökbilim |
merkür'ün güneş önünden geçişi |
transit of mercury i.
|
|
148 |
Gökbilim |
uranüs'ün halkaları |
rings of uranus i.
|
|
149 |
Gökbilim |
uranüs'ün halkaları |
uranus' rings i.
|
|
150 |
Gökbilim |
satürn'ün halkaları |
saturn's rings i.
|
|
151 |
Gökbilim |
neptün'ün halkaları |
rings of neptune i.
|
|
152 |
Gökbilim |
neptün'ün halkaları |
neptune's rings i.
|
|
153 |
Gökbilim |
neptün'ün altı numaralı uydusu |
proteus i.
|
|
154 |
Gökbilim |
venüs'ün özelliği olan |
venusian s.
|
|
155 |
Gökbilim |
astrolojik olarak merkür'ün etkisinde doğmuş veya merkür tarafından yönetilen |
mercurial s.
|
|
156 |
Gökbilim |
satürn'ün merkezindeymiş gibi görünen |
saturnicentric s.
|
|
Astrology |
|
157 |
Astroloji |
merkür'ün etkisinde doğmuş kimse |
mercurial [obsolete] i.
|
|
158 |
Astroloji |
merkür'ün özelliklerine sahip kimse |
mercurial [obsolete] i.
|
|
159 |
Astroloji |
merkür'ün etkisinde doğmuş (kimse) |
mercurially s.
|
|
160 |
Astroloji |
merkür'ün özelliklerine sahip (kimse) |
mercurially s.
|
|
Literature |
|
161 |
Edebiyat |
william wordsworth'ün yaptığı şekilde |
wordsworthian s.
|
|
History |
|
162 |
Tarih |
kudüs'ün güneybatısında, filistin'in güneyinde yer alan antik şehir |
lachish i.
|
|
163 |
Tarih |
günümüz ürdün'ün yer aldığı coğrafyada bulunmuş antik bir güneybatı asya krallığı |
nabataea i.
|
|
164 |
Tarih |
eski atina'da akropol'ün yanında bulunan bir tepe ve o tepede toplanan yüksek hukuk meclisi |
areopagus i.
|
|
165 |
Tarih |
troyalı brütüs'ün britanya üzerindeki etkilerini inceleyen çeşitli ortaçağ kayıtları |
brut i.
|
|
166 |
Tarih |
kudüs'ün kuzeybatısında tarihi bir kenan şehri |
gezer i.
|
|
167 |
Tarih |
kudüs'ün kuşatıldığı birinci haçlı seferi |
first crusade i.
|
|
168 |
Tarih |
transürdün'ün vatandaşlarıyla ilgili |
trans-jordanian s.
|
|
169 |
Tarih |
transürdün'ün vatandaşlarıyla ilgili |
transjordanian s.
|
|
170 |
Tarih |
eski ahit döneminde ürdün'ün doğusunda yaşamış sami halkına ait veya ilgili |
ammonite s.
|
|
Religious |
|
171 |
Dini |
eski ahit'te peygamber yeremya'ya atfedilen ve kudüs'ün yıkımını anlatan dini metin ya da bu metinden uyarlanmış ilahiler |
lamentations i.
|
|
172 |
Dini |
incil'de kudüs'ün hemen güneybatısındaki vadide bir yer |
tophet i.
|
|
173 |
Dini |
incil'de kudüs'ün hemen güneybatısındaki vadide bir yer |
topheth i.
|
|
174 |
Dini |
bakhüs'ün kadın müritleri ve rahibeleri |
bacchae i.
|
|
175 |
Dini |
(incil'de) kudüs'ün doğu surunun üstünden geçtiği derin vadi |
kedron i.
|
|
176 |
Dini |
israiloğulları'nın ürdün'e geçmeden önce kamp yaptığı ürdün'ün doğusunda bulunan yer |
shittim i.
|
|
177 |
Dini |
büyücülük yetenekleriyle ün yapan marcus'un ikinci yüzyılda kurduğu gnostik bir tarikat |
marcosian i.
|
|
178 |
Dini |
kudüs'ün kopyası olarak görülen cennet |
holy city i.
|
|
179 |
Dini |
kudüs'ün eteklerindeki bahçe |
gethsemane i.
|
|
180 |
Dini |
(eski ahit'te) ürdün'ün doğusunda bir bölge |
bashan i.
|
|
181 |
Dini |
(eski ahit'te) çocukların kurban edilip putlara tapınılan, kudüs'ün aşağısındaki vadi |
gehenna i.
|
|
Geography |
|
182 |
Coğrafya |
günümüzde ürdün'ün bulunduğu coğrafyada var olmuş bir krallık |
ammon i.
|
|
183 |
Coğrafya |
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe |
mount zion i.
|
|
184 |
Coğrafya |
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe |
sion i.
|
|
185 |
Coğrafya |
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe |
mount sion i.
|
|
186 |
Coğrafya |
ürdün'de kudüs'ün doğusunda bir vadi |
kidron i.
|
|
187 |
Coğrafya |
ürdün'ün en büyük ikinci şehri |
zarqa i.
|
|
188 |
Coğrafya |
ukrayna kenti mariupol'ün eski adı |
zhdanov i.
|
|
189 |
Coğrafya |
ürdün'ün kuzeybatısında ölü deniz'in kuzeybatı kıyısına yakın bir arkeolojik sit alanı |
khirbet qumran i.
|
|
190 |
Coğrafya |
amman (ürdün'ün başkenti) |
rabbath i.
|
|
191 |
Coğrafya |
amman (ürdün'ün başkenti) |
rabbah i.
|
|
192 |
Coğrafya |
ürdün'ün başkenti |
capital of jordan i.
|
|
193 |
Coğrafya |
kudüs'ün kuzeyindeki batı şeria'da bir şehir |
nablus i.
|
|
194 |
Coğrafya |
isveç'te stockholm'ün güneybatısında bir şehir |
norrköping i.
|
|
195 |
Coğrafya |
vistül'ün lehçe adı |
wislany zalew i.
|
|
196 |
Coğrafya |
herkül'ün sütunlarından biri |
rock of gibraltar i.
|
|
197 |
Coğrafya |
kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe |
olives i.
|
|
198 |
Coğrafya |
kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe |
olives mount of i.
|
|
199 |
Coğrafya |
kudüs'ün doğusunda bir tepe |
olivet i.
|
|
200 |
Coğrafya |
johannesburg'ün güneybatısında siyahi afrikalıların yaşadığı bir nahiye |
soweto i.
|
|
Meteorology |
|
201 |
Meteoroloji |
Işık geçirgen (stratokümülüs’ün alt türü) bulut |
perlucidus i.
|
|
Geology |
|
202 |
Jeoloji |
satürn’ün satürn ıı kod adlı uydusu |
enceladus i.
|
|
Art |
|
203 |
Sanat |
washington'da bulunan ve içerisinde abraham lincoln'ün mermerden heykelini barındıran yapı |
lincoln memorial i.
|
|
Music |
|
204 |
Müzik |
üstteki sayısı 3'ün katı olan zaman işareti |
compound time i.
|
|
Mythology |
|
205 |
Mitoloji |
herkül'ün annesi |
alcmene i.
|
|
206 |
Mitoloji |
yunan mitolojisinde venüs'ün üzerinde aşka ilham veren süslemeler bulunan kemeri |
cestus i.
|
|
207 |
Mitoloji |
yunan mitolojisinde venüs'ün üzerinde aşka ilham veren süslemeler bulunan kemeri |
cestos i.
|
|
208 |
Mitoloji |
efsaneye göre herkül'ün on iki görevinden biri olarak öldürüp derisini yüzdüğü aslan |
nemean lion i.
|
|
209 |
Mitoloji |
(yunan mitolojisinde) gaea ve uranüs'ün kızlarından biri |
titaness i.
|
|
210 |
Mitoloji |
neptün'ün simgesi zıpkın |
trident i.
|
|
211 |
Mitoloji |
(yunan mitolojisinde) kral augeas'ın içinde 3000 öküz besleyip 30 yıl temizletmediği, herkül'ün içine ırmak akıtarak temizlediği ahırlar |
augean stables i.
|
|
212 |
Mitoloji |
herkül'ün soyundan geldiğini iddia eden kimse |
heraclid i.
|
|
213 |
Mitoloji |
gaia ve uranüs’ün oğlu olan bir titan |
hyperion i.
|
|
214 |
Mitoloji |
herkül'ün karısı ve meleager'ın kız kardeşi |
deianira i.
|
|
215 |
Mitoloji |
(yunan mitolojisinde) herkül'ün öldürdüğü kanatlı bir canavar |
geryon i.
|
|
216 |
Mitoloji |
herkül'ün iphitus'u öldürmenin kefareti olarak kölelik yapmak zorunda olduğu lidya kraliçesi |
omphale i.
|
|
217 |
Mitoloji |
(roma mitolojisinde) aynı zamanda satürn'ün karısı olan bolluk ve bereket tanrıçası |
ops i.
|
|
Abbreviation |
|
218 |
Kısaltma |
eski ahit'te peygamber yeremya'ya atfedilen ve kudüs'ün yıkımını anlatan dini metin |
lam. (lamentations) i.
|
|
219 |
Kısaltma |
neptün'ün ötesinde bir gök cismi |
tno (trans-neptunian object) i.
|
|
Archaic |
|
220 |
Eski Kullanım |
kötü ün |
éclat i.
|
|
Slang |
|
221 |
Argo |
hatalarıyla ün salmış askeri müfreze |
goon-platoon i.
|
|
Star Wars |
|
222 |
Star Wars |
güç'ün karanlık tarafı |
dark side of the force i.
|
|
223 |
Star Wars |
köz'ün ateşi |
ember's fire i.
|
|
224 |
Star Wars |
gözsüz'ün ini |
lair of the eyeless i.
|
|
225 |
Star Wars |
güç'ün aydınlık tarafı |
light side of the force i.
|
|
226 |
Star Wars |
jedi yolu: güç'ün öğrencileri için bir kılavuz |
the jedi path: a manual for students of the force i.
|
|