| 1 |
punch |
yumruk atmak |
v. |
|
- The woman punched the snatcher on the nose.
- Kadın kapkaççının burnuna yumruk attı.
- I got bored at the meeting and checked out until someone punched me in the arm.
- Toplantıda sıkılmıştım ve birisi koluma yumruk atıncaya kadar dalmışım.
- Who punched you?
- Sana kim yumruk attı?
- Tom punched Mary in the stomach.
- Tom, Mary'nin karnına yumruk attı.
- If I was Tom, I would've punched Mary in the face.
- Ben Tom olsaydım Mary'nin yüzüne yumruk atardım.
- Tom said that Mary punched him.
- Tom Mary'nin ona yumruk attığını söyledi.
- Tom punched John in the face then left the room.
- Tom, John'un yüzüne yumruk attı ve odadan çıktı.
- Tom punched him in the face.
- Tom onun yüzüne yumruk attı.
- Tom punched somebody.
- Tom birine yumruk attı.
- I ought to punch him in the face.
- Suratına bir yumruk atmalıyım.
- He was about to apologize when the man punched him in the face.
- Tam özür dileyecekti ki adam yüzüne yumruk attı.
- I wanted to punch him in the face.
- Onun yüzüne yumruk atmak istedim.
- Tom said Mary punched him.
- Tom, Mary'nin ona yumruk attığını söyledi.
- Tom punched John in the stomach and walked away.
- Tom John'un karnına bir yumruk attı ve oradan uzaklaştı.
- Tom and John punched each other.
- Tom ve John birbirlerine yumruk attı.
- I punched him in the chin.
- Çenesine yumruk attım.
- Tom said Mary punched him.
- Tom Mary'nin ona yumruk attığını söyledi.
- I want to punch you in your face.
- Yüzüne yumruk atmak istiyorum.
- Tom punched John in the stomach and walked away.
- Tom John'un karnına yumruk attı ve uzaklaştı.
- You're so rude that I want to punch you.
- O kadar kabasın ki sana yumruk atmak istiyorum.
- He punched her in the face.
- Suratına bir yumruk attı.
- Tom punched Mary.
- Tom Mary'ye yumruk attı.
- I ought to punch him in the face.
- Onun suratına yumruk atmalıyım.
- Mary punched Tom in the face.
- Mary Tom'un yüzüne yumruk attı.
- Don't pull any punches.
- Yumruk atma.
- Why did you punch Tom?
- Neden Tom'a yumruk attın?
- Tom punched me in the stomach.
- Tom mideme yumruk attı.
- I punched him in the chin.
- Onun çenesine yumruk attım.
- Tom didn't punch me.
- Tom bana yumruk atmadı.
- I didn't punch anybody.
- Kimseye yumruk atmadım.
- I ought to punch him in the face.
- Yüzüne yumruk atmalıyım.
- I wish I hadn't punched Tom in the nose.
- Keşke Tom'un burnuna yumruk atmasaydım.
- Mary made me want to punch her in the face.
- Mary bende yüzüne yumruk atma isteği uyandırdı.
- I would like to punch Tom in the head.
- Tom'un kafasına yumruk atmak isterdim.
- Why did you punch her?
- Neden ona yumruk attın?
- Why didn't you just punch him?
- Neden ona yumruk atmadın ki?
- Tom punched Mary in the face.
- Tom Mary'nin yüzüne yumruk attı.
- Tom punched me in the stomach.
- Tom karnıma yumruk attı.
- I would like to punch Tom in the head.
- Tom'un kafasına yumruk atmak istiyorum.
- I punched his jaw.
- Onun çenesine yumruk attım.
- Tom punched me.
- Tom bana yumruk attı.
- You punch like a girl.
- Bir kız gibi yumruk atıyorsun.
- Why didn't you just punch Tom?
- Neden Tom'a yumruk atmadın ki?
- Sami kept punching Layla
- Sami, Leyla'ya yumruk atmaya devam etti.
- I'm not the one who punched Tom.
- Tom'a yumruk atan kişi ben değilim.
- She punched me in the face.
- O benim yüzüme yumruk attı.
- You punched Tom, didn't you?
- Tom'u yumruk attın, değil mi?
- I punched him in the face.
- Onun yüzüne yumruk attım.
- Why didn't you just punch her?
- Neden ona yumruk atmadın ki?
- She punched him in the face.
- Onun yüzüne yumruk attı.
- Tom punched me in the face.
- Tom suratıma yumruk attı.
- Tom is the one who punched me.
- Bana yumruk atan Tom'du.
- Tom is the one who punched me.
- Bana yumruk atan kişi Tom'dur.
- Tom punched her in the face.
- Tom onun yüzüne yumruk attı.
- Why didn't you just punch Tom?
- Neden Tom'a yumruk atıvermedin?
- I want to punch him.
- Ona yumruk atmak istiyorum.
- I punched his jaw.
- Çenesine yumruk attım.
- She punched me in the face.
- O, suratıma yumruk attı.
- I wanted to punch him in the face.
- Ben suratına yumruk atmak istedim.
- Tom punched me in the face.
- Tom yüzüme yumruk attı.
- I'm not the one who punched Tom.
- Tom'a yumruk atan ben değilim.
- I punched Tom in the face.
- Tom'un yüzüne yumruk attım.
- Why did you punch Tom?
- Tom'a neden yumruk attın?
Show More (60)
|
| 2 |
punch |
yumruklamak |
v. |
|
- Tom punched somebody.
- Tom birini yumrukladı.
- Tom punched me in the stomach.
- Tom karnımı yumrukladı.
- Sami kept punching Layla
- Sami, Layla'yı yumruklamaya devam etti.
- He was knocked out by a punch in the first round.
- İlk rauntta bir yumrukla nakavt oldu.
- You're so rude that I want to punch you.
- O kadar kabasın ki seni yumruklamak istiyorum.
- I ought to punch you for saying that.
- Onu söylediğin için seni yumruklamalıyım.
- Tom punched Mary's arm lightly.
- Tom, Mary'nin kolunu hafifçe yumrukladı.
- Tom punched me in the stomach.
- Tom beni karnımdan yumrukladı.
- Tom punched Mary.
- Tom Mary'yi yumrukladı.
- I ought to punch you for saying that.
- Bunu söylediğin için seni yumruklamalıyım.
- If I was Tom, I would've punched Mary in the face.
- Tom'un yerinde olsaydım, Mary'nin suratını yumruklardım.
- Tom said that Mary punched him.
- Tom, Mary'nin onu yumrukladığını söyledi.
- Tom and John punched each other.
- Tom ve John birbirlerini yumrukladılar.
- I want to punch him.
- Onu yumruklamak istiyorum.
- She broke her hand punching the wall.
- Duvarı yumruklarken elini kırdı.
- He was knocked out by a punch in the first round.
- O ilk rauntta bir yumrukla nakavt edildi.
- Why did you punch him?
- Neden onu yumrukladın?
- Tom punched Mary repeatedly.
- Tom, Mary'yi defalarca yumrukladı.
- I ought to punch him in the face.
- Onun yüzünü yumruklamam gerekir.
- You punched Tom, didn't you?
- Tom'u yumrukladın, değil mi?
- Sami punched Layla in front of her daughter.
- Sami kızının önünde Layla'yı yumrukladı.
- Why did you punch her?
- Neden onu yumrukladın?
- Tom and John punched each other.
- Tom ve John birbirlerini yumrukladı.
- Why didn't you just punch her?
- Neden onu yumruklamadınız ki?
- Who punched you?
- Kim seni yumrukladı?
- I want to punch you in your face.
- Suratını yumruklamak istiyorum.
Show More (25)
|
| 3 |
punch |
yumruk |
n. |
|
- The fighter won the match with a punch in the stomach.
- Dövüşçü karın bölgesine attığı bir yumrukla maçı kazandı.
- Tom punched me in the stomach.
- Tom karnıma yumruk vurdu.
- Tom got punched in the face.
- Tom yüzüne yumruk yedi.
- Tom got punched in the face.
- Tom suratına yumruk yedi.
- Tom blocked Mary's punch and kicked her again.
- Tom, Mary'nin yumruğunu engelledi ve ona tekrar tekme attı.
- Dan punched Matt with a boxing glove.
- Dan boks eldiveni ile Matt'e yumruk attı.
- Have you ever been punched in the face?
- Hiç yüzüne yumruk atıldı mı?
- You don't pull any punches.
- Yumruklarını hiç çekmiyorsun.
- Tom punched a hole in the wall after his team lost the grand final.
- Tom, takımı büyük finali kaybedince yumruğuyla duvarı deldi.
- Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom, Mary'nin yumruğunu engelledi, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
- She broke her hand punching the wall.
- O duvara yumruk atarken elini kırdı.
- Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom Mary'nin yumruğunu engelledi, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
- Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
- Tom and John punched each other.
- Tom ve John yumruk yumruğa girdi.
- Dan punched Matt with a boxing glove.
- Dan, Matt'e boks eldiveniyle yumruk attı.
- I want to know who threw the first punch.
- İlk yumruğu kimin attığını bilmek istiyorum.
Show More (13)
|
| 4 |
punch |
meyveli kokteyl |
n. |
|
- She prepared many different punches for the party.
- Parti için farklı birçok meyveli kokteyl hazırladı.
- Do you want another glass of fruit punch?
- Bir bardak daha meyve kokteyli ister misin?
- Do you want another glass of fruit punch?
- Bir bardak daha meyve kokteyli ister misiniz?
Show More (0)
|
| 5 |
punch |
delmek |
v. |
|
- Tom punched his time card.
- Tom mesai kartını deldi.
- Tom punched his time card.
- Tom zaman kartını deldi.
Show More (-1)
|
| 6 |
punch |
punch (dergi) |
n. |
|
- The other name of the Punch was The London Charivari.
- Punch'ın diğer adı The London Charivari idi.
Show More (-2)
|
| 7 |
punch |
zımba ile delmek |
v. |
|
- Platform ticket controlled looked and punched our tickets.
- Peron bilet kontrolörü biletlerimizi kontrol ederek zımba ile deldi.
Show More (-2)
|
| 8 |
punch |
etki |
n. |
|
- The manager told me that my presentation lacked a punch.
- Müdür bana sunumumun etkili olmadığını söyledi.
Show More (-2)
|
| 9 |
punch |
(hayvanı) dehlemek |
v. |
|
- The cowboys punched the cattle to drive them into the area.
- Sığır çobanları, sığırları bölgeye sürmek için onları dehlediler.
Show More (-2)
|
| 10 |
punch |
basmak |
v. |
|
- Please punch the blue button to start the game.
- Oyunu başlatmak için lütfen mavi düğmeye basın.
Show More (-2)
|
| 11 |
punch |
zımba |
n. |
|
- There are different types of punches for different-sized holes.
- Farklı büyüklükteki delikler için farklı zımba türleri vardır.
Show More (-2)
|
| 12 |
punch |
vurmak |
v. |
|
- Tom punched Mary's arm lightly.
- Tom, Mary'nin koluna hafifçe vurdu.
Show More (-2)
|
| 13 |
punch |
zımbalamak |
v. |
|
- The conductor forgot to punch my ticket.
- Biletçi biletimi zımbalamayı unuttu.
Show More (-2)
|
| 14 |
punch |
punç |
n. |
|
- I offered her father a glass of punch.
- Babasına bir bardak punç ikram ettim.
Show More (-2)
|
