|
- Only when all the macro-economic actors have played their parts can our policy in the European Union be successful.
- Ancak tüm makro-ekonomik aktörler kendi rollerini oynadıklarında Avrupa Birliği'ndeki politikamız başarılı olabilir.
- Other actors are trying to get seats on that board, so there is some pressure.
- Diğer aktörler de o kurulda yer almaya çalışıyor, yani biraz baskı var.
- But, clearly, we have to consider the role of other actors too.
- Ancak diğer aktörlerin rolünü de göz önünde bulundurmamız gerektiği açıktır.
- But other policy actors also have to take up their responsibilities.
- Ancak diğer politika aktörleri de sorumluluklarını üstlenmelidir.
- The Commission remains open to proposals for action from all actors.
- Komisyon tüm aktörlerden gelecek eylem önerilerine açık olmaya devam etmektedir.
- I believe in a level playing field for the various actors and institutions.
- Çeşitli aktörler ve kurumlar için eşit bir oyun alanına inanıyorum.
- The proposals should not just apply to actors and dramatic artists but to all occupational groups.
- Öneriler sadece aktörler ve tiyatro sanatçıları için değil, tüm meslek grupları için geçerli olmalıdır.
- The past year has also seen continued dialogue with the most important actors involved in the Northern Dimension.
- Geçtiğimiz yıl ayrıca Kuzey Boyutunda yer alan en önemli aktörlerle diyaloğun devam ettiği bir yıl olmuştur.
- External actors such as Russia, Iran and Turkey play a key role in the region.
- Rusya, İran ve Türkiye gibi dış aktörler bölgede kilit rol oynamaktadır.
- The European area must also be established with the actors who are present on the ground.
- Avrupa alanı aynı zamanda sahada var olan aktörlerle birlikte kurulmalıdır.
- This does not mean reforming against the actors, but to make these sectors develop in conjunction with them.
- Bu, aktörlere karşı reform yapmak değil, bu sektörlerin onlarla birlikte gelişmesini sağlamak anlamına gelmektedir.
- It is important that we know who the actors are and what their credit rating is.
- Aktörlerin kim olduğunu ve kredi notlarının ne olduğunu bilmemiz önemlidir.
- They also clarify the eligibility of some civil society actors.
- Ayrıca bazı sivil toplum aktörlerinin uygunluğunu da açıklığa kavuşturuyorlar.
- They fix clear rules regarding the relationship between military and humanitarian actors in UN humanitarian operations.
- BM insani yardım operasyonlarında askeri ve insani yardım aktörleri arasındaki ilişkiye dair net kurallar belirlerler.
- It goes without saying that many actors must be involved at central level, but primarily at local level.
- Merkezi düzeyde, ancak öncelikle de yerel düzeyde, birçok aktörün dahil olması gerektiğini söylemeye gerek yok.
- It is also important to involve other actors.
- Diğer aktörlerin de sürece dahil edilmesi önemlidir.
- But, clearly, we have to consider the role of other actors too.
- Ancak, diğer aktörlerin rolünü de göz önünde bulundurmamız gerektiği açıktır.
- However, it is recognised that these rights and liberties are not sufficiently respected by all actors.
- Bununla birlikte bu hak ve özgürlüklere tüm aktörler tarafından yeterince saygı gösterilmediği kabul edilmektedir.
- My last explanation of vote relates to economic actors during the period of transition to the euro.
- Oylamaya ilişkin son açıklamam, avroya geçiş dönemindeki ekonomik aktörlerle ilgilidir.
- We have to become actors on the international stage rather than spectators.
- Uluslararası sahnede seyirci olmak yerine aktör olmalıyız.
- The Commission remains open to proposals for action from all actors.
- Komisyon tüm aktörlerden gelecek eylem önerilerine açık olmaya devam edecektir.
- Neither the European political structure, nor the European actors are prepared for this.
- Ne Avrupa'nın siyasi yapısı ne de Avrupalı aktörler buna hazır değil.
- The proposers of Amendment No 1 wish to remove a number of these actors, which is something I do not understand.
- Değişiklik No 1'i teklif edenler bu aktörlerden bazılarını ortadan kaldırmak istiyorlar ki ben bunu anlamıyorum.
- Women are the most important actors in the cause of peace.
- Kadınlar barış davasının en önemli aktörleridir.
- The European area must also be established with the actors who are present on the ground.
- Avrupa bölgesi de sahada bulunan aktörlerle birlikte kurulmalıdır.
- But other policy actors also have to take up their responsibilities.
- Ancak diğer politika aktörlerinin de sorumluluklarını üstlenmeleri gerekmektedir.
- He thinks that only very well trained actors can be really successful.
- Sadece çok iyi eğitimli aktörlerin gerçekten başarılı olabileceğini düşünüyor.
- They were all actors.
- Hepsi aktördü.
- He thinks that only very well trained actors can be really successful.
- O sadece çok iyi eğitimli aktörlerin gerçekten başarılı olabileceğini düşünüyor.
- The actors appeared in historical costumes.
- Aktörler tarihi kostümlerle ortaya çıktılar.
- Actors are used to appearing in public.
- Aktörler halkın karşısına çıkmaya alışıktır.
- Actors and politicians never pass up a photo op.
- Aktörler ve politikacılar bir fotoğraf çekiminden asla vazgeçmezler.
- I love these actors.
- Ben bu aktörleri seviyorum.
- Despite concerted effort by the government and private actors, the language's future is bleak.
- Hükümetin ve özel aktörlerin yoğun çabalarına rağmen dilin geleceği pek parlak değil.
- They are actors.
- Onlar aktör.
- The actors appeared in historical costumes.
- Aktörler tarihi kostümler içinde göründüler.
- The audience applauded the actors for their performance.
- Seyirci performansları için aktörleri alkışladı.
- Despite concerted effort by the government and private actors, the language's future is bleak.
- Hükümet ve özel aktörlerin çok güçlü çabalarına rağmen dilin geleceği umutsuzdur.
- The voice actors did a excellent job on this movie.
- Ses aktörleri bu filmde mükemmel bir iş yaptı.
- Yesterday I met one of the most popular actors in the world.
- Dün dünyanın en popüler aktörlerinden biriyle tanıştım.
- Some musicians and actors hire security guards to help fend off their over-eager fans.
- Bazı müzisyen ve aktörler aşırı istekli hayranlarını savuşturabilmek için güvenlik görevlisi işe alırlar.
- The actors are waiting on the stage.
- Aktörler sahnede bekliyor.
- Actors are used to appearing in public.
- Aktörler kendini göstermeye alışkın.
- They were all actors.
- Onların hepsi aktördü.
- A talent agency represents actors.
- Bir yetenek ajansı aktörleri temsil eder.
- A talent agency represents actors.
- Bir yetenek ajansı aktörleri temsil ediyor.
- I love these actors.
- Bu aktörleri seviyorum.
- They are actors.
- Onlar aktördür.
- Actors and politicians never pass up a photo op.
- Aktörler ve politikacılar fotoğraf çektirmeyi asla es geçmezler.
Show More (46)
|
